Tartışmalar başladı Konu, alabildiğine saptırıldı. Tartışmayı "Biz barbarız" noktasına kadar götürenler çıktı. Durum bu olunca yaşanan gelişmeleri tarihin ışığında değerlendirmek şart oldu.
Öncelikle şunun altını çizmek lazım:
Rumların, Anadolu'dan ayrılmalarının arkasında başka hesaplar vardı. Rumların mübadelesini biz değil, batı güçleri istedi. Amaç, etnik olarak "temiz" bir Yunanistan ortaya çıkarmaktı!
En önemlisi de, "Onları kovmamalıydık" diye tartışırken, onların bizi arkadan hançerlediklerini unutmuş görünüyoruz.
Şimdi gerilere gidip, önce Anadolu Ermenilerinden başlayalım...
1) Ortada hiçbir problem yokken, Batılı güçlerin kışkırtması ile Anadolu'nun dört bir yanında çeteler kurdular.
2) Masum halka yönelik katliamlara giriştiler.
3) Osmanlı vatandaşı olmalarına rağmen, gidip Çarlık Ordusu'na asker olarak yazıldılar.
4) Yıllardır yan yana yaşadıkları komşularını arkadan hançerlediler.
Anadolu'da yaşayan Türk ve Müslüman halka karşı öylesine kinle doluydular ki, Haçin'deki yatılı kız okulunda "Baltalı Kız Birlikleri" oluşturdular. Bu baltalı genç kızlar, oluk oluk kan akıttılar.
Konular tartışılırken, bu tarihi gerçekleri unutmamak lazım!
Rumlar da çok farklı davranmadılar
1) Türklere karşı silahlı çeteler oluşturdular.
2) Dağlara adam kaldırıp, cinayetler işlediler. Devlet tesislerine sabotajlar düzenlediler. 1915-1916 yıllarında Haydarpaşa Garı'ndaki patlayıcı yüklü vagonları havaya uçurdular. Yüzlerce askerimiz şehit oldu. Osmanlı idaresi, gayrimüslimleri korumak için bunu bile halktan sakladı.
3) Koşup Yunan Ordusu'na asker olarak yazıldılar.
4) Yunan Ordusu, Anadolu'ya girip, işgal etti. Polatlı'dan Eskişehir'e kadar, değil canlı insan, hayvan bile bırakmadılar. Çekilirken dört bir yanı yakıp yıktılar. Bütün ağaçları kestiler.
Yunan Ordusu'nun, İzmir'e ayak bastığında Papaz Kistossomus tarafından takdis edildiğini de unutmamak lazım.
Bütün bunlar, tarihi gerçekler.
O dönemde, Anadolu'daki bütün etnik gruplar, Batılı güçler tarafından Türklere karşı düşman haline getirilmişlerdi.
Batı ile aramızda çok önemli bir insani yaklaşım farkı var. Biz, farklı etnik kimliklerin Anadolu'dan kovmanın doğru olup olmadığını tartışıyoruz. Batılılar ise, yaptıkları katliamları bile "hak" olarak görüyorlar!
ABD Başkanı Bush, Irak Harekatı için "Haçlı Seferi" dememiş miydi?
Şimdi de İngiltere Başbakanı Tony Blair'in aynı görüşte olduğu, Irak'ın işgalini "Haçlı Seferi" olarak gördüğü ortaya çıkmadı mı?
Bu tartışmalara girmeden önce, herkesin Justin Mc Carthy'nin "Ölüm ve Sürgün" isimli belgesel kitabını okumalarını tavsiye ederim.
Mc Carthy, 1820-1920 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslar'da 5 milyon insanımızın öldürüldüğünü ve bir o kadarının da sürgün edildiğini söylüyor.
Bütün bunları unuttuk herhalde!
Biz, yoktan yere kendi kendimizi hırpalarken, "medeni" olduklarını söyleyen asıl faşistler, zevk içinde ellerini ovuşturuyorlar!