Mektuplu cevap

Cem Uzan'la Paris'te yaptığımız röportaj çok ses getirdi.
Öven de döven de oldu!
Ama işimiz gazetecilikti. Kimseyi parlatmak ya da aklamak gibi bir niyetimiz yoktu, olamazdı. Ama 6 yıldır ne yaptığı, nerede, nasıl yaşadığı merak edilen bir dönemin en güçlü ismini bulup konuşmak öyle sanıldığı gibi kolay değildi. Yaklaşık 4 saat süren röportajın perde arkasını AHABER'de çıkıp samimiyetle anlattım.
Paris'le aramızdaki mail trafiğini en ince ayrıntılarına kadar paylaştım.
Orada geçirdiğimiz iki günü aktardım. Cem Uzan'ın bizi nasıl karşıladığından, hangi soruya cevap vermek istemediğine kadar bütün detayların altını çizdim...
İşimiz gazetecilikti. Gittik, görüştük ve yılın haberine imza attık!
Peki, Cem Uzan ne diyordu?
Paris'te ihtişam içinde yaşayan Uzan, başına gelenlerin faturasını Aydın Doğan ile TMSF'ye çıkarıyordu!
"Batışımız bunların yüzünden oldu" diyordu! Görüntülerden anlaşılacağı üzere Aydın Bey'e ateş püskürüyordu! 28 Şubat'ı anlatırken Doğan Medya Grubu ile Dinç Bilgin'i suçluyordu!
Hatta daha da ileri giderek "Sayın Savcı buraya gelirse her şeyi ama her şeyi anlatırım" diye açık çek veriyordu! Doğan Grubu ile giriştikleri savaşın sebebi olarak da "TELSİM'den dolayı günlerce asılsız yayın yaptılar.
Buna son vermek için de Aydın Doğan benden 40 milyon dolar rüşvet istedi" iddiasını dile getiriyordu...
İMAR BANKASI'nın batışına TMSF'nin o zamanki ikinci adamı Nebil İlseven'in yol açtığını ve bu ismin daha sonra Aydın Bey'in sağ kolu olduğunu ileri sürüyordu!
Eski CEO Tufan Darbaz'ın "Uzan'ı batırmak için Aydın Bey'le günlerce plan yaptık" diye yazdığı kitabı örnek gösteriyordu!
İşte tüm bu yayınlardan sonra Aydın Doğan Beyefendi dün şahsıma, nezaket dolu imzalı bir mektup gönderdi. Bir medya patronuna yakışan şıklıkla karşı tarafın iddialarına cevap verdi...
Amacının yeni bir tartışma yaratmak olmadığını, sadece gerçeklerin bilinmesini istediğini vurgulayan Doğan, Uzan'ın "40 milyon dolar istedi" iddiasını kesin bir dille yalanladı...
İşte TAKVİM okuyucularının bilmesi gereken o mektup:
Röportajda adı geçen kişi (Cem Uzan) şahsım ve grubum hakkında eskiden beri attığı iftiraları tekrarlamıştır...
Bu kişi şirketlerinin ticari sorunları ile ilgili olarak haber yapmamamız karşılığında kendisinden para istediğimi iddia etmiştir.
Bu büyük bir iftiradır.
Kamuoyuna 10 yıl önce 9 Ekim 2003 tarihinde aktarılmış bir olayın tüm ayrıntılarını bir kere daha anlatmak istiyorum.
1) Uzan Ailesi'nin tüm mal varlığına el konduktan sonra polis tarafından ev ve işyerlerine yapılan baskınlar sırasında, kasalarda birçok kişiye ait yasadışı yollardan kayda alınmış şantaj kasetleri ortaya çıktı.
2) Bunlar arasında Cem Uzan'ın kendi arzusuyla Bodrum'daki evime geldiğinde yaptığımız görüşmeyi, bir ses alıcısı ile bilgim dışında yasadışı olarak kaydettiği kaset de vardı.
3) Bu kasetin bulunmasından sonra Şişli Cumhuriyet Savcısı Mecit Ceylan beni telekulak mağduru olarak davet edip, bilgime başvurdu. Savcı Ceylan ile, 8 Ekim 2003 tarihinde görüştüm. Bu görüşmeye ilişkin haberler 9 Ekim 2003 tarihli tüm gazetelerde yayınlandı.
4) Bu görüşme sırasında kasetin bazı bölümlerinin basına sızdırılmak için montajlandığını öğrendim.
5) Bunun üzerine Sayın Savcı'dan bu yasadışı kaydın tamamının yayınlanması ricasında bulundum.
Bunun gerçekleşmesi için yazılı muvafakat da verdim. Çıkışta da bekleyen gazetecilere kasetin aslının savcılıkta olduğunu, kaseti alıp yayınlamalarının iyi olacağını söyledim. Hala aynı şeyi söylüyorum.
Böyle bir kişi ile tekrar muhatap olduğum için üzgünüm...
Bu açıklamayı da adı geçen şahısı muhatap almak için değil, TAKVİM Gazetesi'nin değerli okurlarının doğru bilgilendirilmesi için yapıyorum...
İmza, Aydın Doğan...
Yukarıdaki satırlardan anlaşılacağı üzere Aydın Bey, sadece Cem Uzan'ın "Bodrum'da görüştük. 40 milyon dolar rüşvet isteyip bunu da kayda aldı" iddiasına cevap verdi. Uzan'ın diğer iddialarına ise kayıtsız kalmayı tercih etti... Belki de ciddiye almadı!
Bilemiyorum... Bizim işimiz herkese sayfalarımızı açmak. Kimsenin yanında ya da karşısında değiliz. Ama bir dönem kirli işler yapıldıysa ve bunun altında kimlerin imzası varsa bulup çıkarmak bizim görevimiz. Yeni Türkiye, kirli geçmiş üzerine kurulamaz.
Devlete ödetilen milyarlarca liranın hesabını birilerinin vermesi gerekir.
Bunlar kimdir? Bilmiyorum.
Ama sadece gerçekleri yazmaya devam edeceğiz...
Kapımız herkese sonuna kadar açık.
Bekliyoruz... Bekleyin...

İŞTE O İMZALI MEKTUP