'CELLAT MEZADI'NDA SATILIRDI
5 Ocak 1603'te saraya yürüyüp padişahı ayak divanına çağıran sipahilerin şikâyeti üzerine Gazanfer Ağa başı kesilerek idam edildi. Bu esnada Gazanfer Ağa'nın kuşağında, devrin ünlü kuyumcu ve saatçisi Rasim Ağa'ya yaptırdığı "koyun saati" vardı. Koyun saati, cep saati gibi ama ondan daha büyük, takvimli yani ay ve günü de gösterdiği için aylı-günlü de denen ama asıl önemlisi etrafı çok kıymetli taşlarla bezenmiş saati de geleneğe göre idam eden celladın malı olmuştu. Bu tür değerli mallar, cellatların kurduğu "cellat mezadı" denen pazarda satılırdı. İşte o pazardan saati Tırnakçı Hasan Paşa aldı. Vezir Hasan Paşa, ikinci kez vali olarak tayin edildiği Bağdat'a gidemeden Yemişçi Hasan Paşa tarafından idam edilince, saat yine celladın eline ve dolayısıyla da mezada düştü. Saati alan Kasım Paşa, Yemişçi Hasan Paşa'nın azledilmesinden sonra Sâdaret Kaymakamı olur ama bu terfi bir gün sürer çünkü ertesi gün Kasım Paşa vefat eder. Bu kıymetli saati bu kez de Vezirazam Derviş Paşa alır ama kendisi taşımaz ve kardeşi Eğriboz Sancakbeyi Civan Bey'e hediye der. Tarihçi İbrahim Peçevi Eğriboz'a gittiğinde, Civan Bey saati gösterir ve hikâyesini anlatır. Peçevi, "Böyle uğursuz saati insan düşmanına vermez" deyince Civan Bey çekiçle saati kırar ve denize atar. O sırada bir atlı gelir ve Civan Bey'e görevinden alındığını bildirir. Civan Bey, şaşkınlıkla "Bir suçumuz da olmadı" deyip hayret ve kırgınlığını ifade edince, atlı adam şöyle der: "Beyim, Ağabeyiniz Sadrazam Derviş Paşa idam edildi. (Rüşvet aldığı için bizzat Sultan I. Ahmed tarafından 1606'da öldürülmüştür.) Sizin de idamınız için ferman çıkarılıp bostancılarla gönderilmişti. Ama daha sonra hayatınızın bağışlandığınıza dair ikinci bir ferman daha çıkarılıp benimle gönderildi. Ben de idamınıza memur edilenlere daha yarım saat önce yetiştim de hayatınız kurtuldu."