İşte Erdoğan'ın Mehmet Akif Ersoy'la ilgili sözlerinden satır başları:
"İstiklal Marşı'nın kabulunun 90. yıldönümünde merhum Mehmet Akif'i ve marşı kabul eden meclis üyelerini rahmetle anıyoruz. Hükümetimiz tarafından 2011 yılı, ölümünün 75. yılı olduğu için, Mehmet Akif yılı olarak kabul edildi. Bu çerçevede 12 Mart'ta Ankara'da iki önemli eserin açılışı yapıldı. Mehmet Akif Müze Kütüphanesi'ni ve İstiklal Marşı Anıtı açıldı. Akif'i kuru kuru anmayacak, onun ruh dünyasını gelecek nesillere aktarmak için de samimi çaba içerisinde olacağız.
AKİF'TEN GÖNÜL ŞİİRLERİ
İstiklal Marşı ev ödevi sınırında kalmamalıdır, 10 kıtayı ezberlemekten ileri gitmelidir, açılışlarda, törenlerde okunan, manası ıskalanan bir marş olmamalıdır. Bizim tarihimiz olduğu kadar geleceğimizdir. Akif'in marşı hangi şartlar altında ve hangi hissiyatla yazdığını her an hatırda tutmak zorundayız. Akif, bir cihan devletinin yıkılışını görmüş bir mütefekkirdir. Ama ânı değil, geleceği şiirleştirmiştir. Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi, 'Akif, mürekkep yerine, adeta damarlarından kalemine kan çekerek, gönül diliyle şiirlerini yazdı.
"PARA KARŞILIĞINDA ŞİİR YAZMAM"
Akif çöküşü gördüğü kadar, kuruluşu da gördü. Hatta Türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşunda bizzat yer aldı, yoğun emek sarf etti. Bir milletin kazmasıyla, küreğiyle istiklal ve hürriyet için seferber olmasında Akif'in gerçekten büyük gayretleri oldu. Alçakgönüllüydü, 'ben para karşılığı şiir yazmam' demişti. Ödül kaldırıldıktan sonra bu marşı milletine hediye etti. Sonrasında kendisine sunulan hiçbir hediyeyi kabul etmedi.
MEHMET AKİF'İN İSTİKLAL MARŞI MESAJI
"İstiklal Marşı'nın sahibi, çayına bir avuç şeker bulamayan bir şairdir. 'Onu ben bile yazamam, İstiklal Marşı benim değil, milletindir' diyordu. Ne acıdır ki, öldüğünde kimsesiz bir garip gibi defnedildi. Tabutu yerleştirildiğinde, etrafta sadece birkaç kişi vardı. İstanbul Üniversitesi'nden bir öğrencinin tabutun üzerindeki küçük notu görmesiyle acı haber yayıldı.
Bu hafta Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümünü milletçe idrak edeceğiz. 18 Mart Cuma günü Çanakkale'de olacağız. Şehitlerimize milletçe şükran duygularımızı ifade edeceğiz.
"ACIYI HİSSEDİYORUZ"
"Biz Kerbela'nın acısını tam 1372 yıldır içimizde taşıyoruz. Ne zaman kardeşin kardeşin vurduğunu duysak aynı acıyı yaşıyoruz. Biz yeni Kerbelalar yaşamak, kardeşlerimizin katledildiğine dair haberler almak istemiyoruz. Biz kardeşlerin biririyle çatışmasını, kutuplaşmasını artık gururumuza yediremiyoruz. Libya'da kopan her can, bizim canımızdan kopuyor. Bunların hesabı da verilemez. Bingazi'de, Trablus'ta, Zaviye'de, Libya'nın her zerresinde yaşanan acıyı biz yüreklerde hissediyoruz.
LİBYA'YA MESAJ
"Bizim tarafımız bellidir, nettir: Biz petrol kuyularından yana değiliz. Halktan, milletten, demokrasiden, barıştan, kardeşlikten yanayız. Biz kardeşler arasındaki vuruşmada hiçbir zaman silah tüccarlarının arasında yer almadık. Utanmadan, sıkılmadan ülkemizle alakalı bu tür haberler uyduranlara Libya halkının asla kulak asmaması gerekiyor. Kardeş kardeşi vurmasın diye haykırıyoruz. Libya kendi meselesini biran öcne kendisi çözsün istiyoruz. Türkiye, bölgedeki her meselede, her anlaşmazlıkta tüm taraflarla diyalog kurabilen bir ülke olarak üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getiriyor. Bölge meselerinde ilkeli, tutarlı davranıyor. Biz Libya'ya vermemiz gereken mesajları verdik.