Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türk dünyasının, bölgenin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin rol üstlenebileceğine inandığını belirterek, "Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi önemlidir." dedi.
Başkan Erdoğan, Azerbaycan'ın Gebele kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'nde, katılımcıları selamlarken, zirve vesilesiyle köklü Türk tarihinin izlerini taşıyan Gebele'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Teşkilatın dönem başkanlığını devreden Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a katkılarından dolayı teşekkür eden Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e ev sahipliğinden ötürü şükranlarını sundu, dönem başkanlığı için kendisine üstün başarılar diledi.
Erdoğan, 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü'nü tebrik ederek, teşkilatın, geride bıraktığı 16 yılda dilde, fikirde ve işte birlik şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenilerini eklediğini belirtti. Erdoğan, bu anlayışla başarıların sayısını arttırmaya devam edeceklerini aktardı.
Başkan Erdoğan, "Çok taraflılığın giderek aşındığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin insanlığın vicdanını yaralayan birçok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız. Bugün pek çok uluslararası ve bölgesel teşkilat, bizim ortak tarih, kültür ve ülküdaşlığımız gibi ulvi değerler üzerine bina edilmediğinden kamuoyu nezdinde işlevsiz, adeta omuzlara yük yapılar olarak görülüyor. Teşkilatımızın işte bu değişen koşullara ayak uyduran, uluslararası meselelerde ortak duruş sergileyen, sözüne güvenilen, haklının yanında duran bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak böyle bir dönemde zirvemizin temasının, 'bölgesel barış ve güvenlik' olarak belirlenmesini son derece isabetli ve anlamlı buluyoruz." ifadesini kullandı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 12. Zirvesi'ne katıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ev sahipliğinde Haydar Aliyev Kongre Merkezi'nde düzenlenen zirve öncesinde liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
TDT PLUS YENİ BİR SOLUK GETİRECEK
Çeşitli güvenlik sınamalarıyla uğraşılan bir ortamda işbirliğini pekiştirirken üçüncü taraflarla da diyaloğun arttırılmasının önemine dikkati çeken Erdoğan, "Teşkilatımızı içine kapanık bir yapılanma olarak asla görmüyoruz. Diğer ilgili uluslararası kuruluşlar ve ittifaklarla etkileşim halinde sesini ve gücünü ortaya koyan bir vizyonu hayata geçirebilmeliyiz. Bu bağlamda bugün mutabık kaldığımız TDT Plus formatının üçüncü taraflarla işbirliğimize yeni bir soluk getireceğine gönülden inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Güvenliğe yönelik kapasite inşası başta olmak üzere ortak menfaati ilgilendiren her alanda mümkün olan her katkıyı "aile meclisi" bünyesinde sağlamaya hazır olduklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terörizmden yasa dışı göçe, siber tehditlerden iklim değişikliğine ortak bir duruşla mukabele edebileceğimizi, kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirebileceğimizi düşünüyorum. Temmuz ayında yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Savunma Sanayii Kurumları Birinci Toplantısı'nı bu anlamda önemli bir adım olarak görüyorum. Yakaladığımız ivmenin sürmesi için çalışmalarımızın devamının çok mühim olduğunun altını çizmek istiyorum. Türk dünyasının, bölgemizin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin rol üstlenebileceğine inanıyoruz. Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi önemlidir."

Erdoğan, Azerbaycan'ın Gebele kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ndeki konuşmasında, İsrail hükümetinin Lübnan ve Suriye'yle başlayan, Yemen ve İran'la devam eden ve son olarak Katar'ı hedef alan saldırılarının bölgenin istikrarına en büyük tehdidin, bu ülkenin mevcut yönetiminden kaynaklandığını gösterdiğini aktardı.
Gazze'de 66 bin masumun hayatına mal olan katliamların durması yönünde son günlerde yaşanan gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz ancak Filistin halkının uluslararası meşruiyet ve hukuktan kaynaklanan hakları temelinde iki devletli bir çözümün kalıcı ve adil barışa kapı açacağına inanıyoruz. Bu yönde de çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, Suriye'de ise istikrarın tesisinin, bölgede ve ötesinde güvenliğin sağlanması için olmazsa olmaz bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen Suriye hükümetinin son 9 ayda kaydettiği gelişme geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor. Bu süreçte Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğini muhafaza temelinde siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamının iyileşmesine odaklanmalı, Türk devletleri olarak Suriye hükümetiyle angajmanı ilerletmeliyiz. Güney Kafkasya'daki gelişmeleri de sadece takip etmekle kalmıyor, bölgede barış ve istikrarın tesisi için atılan adımları samimiyetle destekliyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 8 Ağustos'ta imzalanan ortak bildiriyi bu minvalde hayırlı bir adım olarak görüyor, devamının gelmesini diliyoruz."





