Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan 11. Yargı Paketi ve Suça Sürüklenen Çocuklar açıklaması: Taslak hazır | CHP'ye tepki | Terörsüz Türkiye mesajı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, A Haber'de TBMM'nin açılışına ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin açılışa katılmama kararını "Milli iradeye saygısızlık" olarak değerlendiren Tunç, "Bugün itibarıyla baktığımızda, milletin değerlerine uzak kalmaya çalışan, milletin değerleriyle barışık olmayan bir siyaset izleyen ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tam anlamıyla idrak edemeyen bir yapı görüyoruz." ifadelerini kullandı. Bakan Yılmaz Tunç, "Terörsüz Türkiye" ve 11. Yargı Paketi ile Suça Sürüklenen Çocuklar meselesine ilişkin de konuştu.
TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı bugün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açılıyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, A Haber'e konuk olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP'nin TBMM açılışına katılmamasını eleştiren Bakan Tunç, "CHP'nin yaptığı milli iradeye saygısızlıktır." dedi.
Bakan Tunç: "TBMM milli iradenin tecelligahıdır"
TBMM'nin milli iradenin tecelligahı olduğunun altını çizen Tunç, yasama, yürütme ve yargı erklerinin uyum içinde çalıştığını belirtereki"Burası milli iradenin tecelligahı. Burada alınan kararlar ve kanunlar çerçevesinde yürütme ve yargı görevini yapar. Devletin üç sütunu olan yasama, yürütme ve yargı çok önemlidir. Demokrasi budur, kuvvetler ayrılığıdır." ifadelerini kullandı.
.

Kurtuluş Savaşı'nı idare eden ve 15 Temmuz'da darbecilere karşı direnen Gazi Meclis'in önemine dikkat çeken Tunç, CHP'nin boykot kararını şu sözlerle eleştirdi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nı idare edip ardından devlet kuran bir meclistir. Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, yasama yılının başında, adeta bir bayram havasında geçirilecek bir günde Meclis'e katılmaması, milli iradeye ve milletvekillerine saygısızlıktır."
CHP MİLLETİN DEĞERLERİNDEN UZAK
CHP'nin izlediği siyasetin doğru olmadığını ve partinin kurucu değerlerinden uzaklaştığını savunan Bakan Tunç şu ifadeleri kullandı:
"Cumhuriyet Halk Partisi, evet, Atatürk'ün kurduğu bir partidir ama bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk'ün kurduğu parti değildir. Uygulamalarıyla bunu görüyoruz. Bugün itibarıyla baktığımızda, milletin değerlerine uzak kalmaya çalışan, milletin değerleriyle barışık olmayan bir siyaset izleyen ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tam anlamıyla idrak edemeyen bir yapı görüyoruz."

"MİLLET CEVABINI SANDIKTA VERİR"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP'nin sürekli bir karalama siyaseti yürüttüğünü ve hem parlamentoya gelmeyerek hem de milletin seçtiği Cumhurbaşkanı'nın açılış konuşmasını dinlemeyerek anayasal bir gerekliliği göz ardı ettiğini söyledi.
Tunç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Parlamento, her şeyin konuşulacağı yerdir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin izlediği politika, yargıya, yasamaya ve yürütmeye yönelik eleştirileri ve karalama siyaseti milletimiz tarafından görülüyor. Yeri ve zamanı geldiğinde de millet, geçmişte olduğu gibi yine buna cevabını verecektir."
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ KAZASIZ İLERLİYOR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Terörsüz Türkiye, Türkiye için çok önemli, hayati bir konu. Yani yüzyılın projesi diyoruz. 41 yıldan bu yana bu ülkenin kalkınmasını, gelişmesini engelleyen trilyonlarca maddi kayba uğratan ve binlerce insanımızın, askerimizin, polisimizin şehit olmasına neden olan, manevi kayıplara neden olan bir beladan kurtulmak hepimizin temennisi. Milletimizin büyük bir beklentisi. tabii son bir yıldır terörsüz Türkiye hedefiyle önemli çalışmalar yapılıyor, önemli adımlar atılıyor. Cumhurbaşkanımızın geçen yıl Ahlat'ta yaptığı konuşmada iç cephe vurgusu, birlik beraberliğimizi güçlendirelim vurgusuyla başlayan ve Devlet Bahçeli'nin grup konuşmasındaki çağrısıyla devam eden ve İmralı'dan yapılan terör örgütünün feshinin açıklanması ve terör örgütünün silahları yakmasıyla belli bir noktaya gelen ve Meclis'te de bu konuda bir komisyon kurularak bu komisyonun da yaz boyunca yapmış olduğu çalışmalarla bugünlere kadar geldik.
81 İLE EŞİT HİZMET İLE TERÖR KALINTILARI TEMİZLENDİ
Tabii bu sürece kolay gelinmedi. Bu sürece son bir yılda yapılan çalışmalara zemin hazırlayan geçmişte 41 yıllık terörle mücadelesi var ülkemizin ve 23 yıldan bu yana da teröre zemin hazırlayan unsurların ortadan kaldırması var. AK Parti iktidara gelir gelmez 2002'de ilk iş olarak olağanüstü hali kaldırmakla başladı ve sonrasında yine 2005 yılında Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır konuşması tarihi bir konuşmaydı ve sonrasında demokratikleşme adımları sadece Kürt vatandaşlarımız için değil, bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yaşayan bütün vatandaşlarımız için temel hak ve özgürlükleri güçlendiren önemli adımlar attık. Ayrıcalığı ortadan kaldırdık. 81 vilayetimize eşit hizmet götürdük. Hakkari'ye, Yüksekova'ya da havalimanı yapıldı. Zonguldak'ın Çay cumasına da yapıldı. Sinop'a da üniversite yapıldı. Şırnak'a da yapıldı. Hiçbir ayrım yapmadan barajlarıyla, üniversiteleriyle, şehir hastaneleriyle, hızlı trenleriyle 81 vilayetimizi eserlerle donattık.
KAZASIZ ŞEKİLDE BUGÜNLERE GELDİK
Fiziki kalkınmada ayrımcılık yapmadık. Bir diğer taraftan temel hak ve özgürlükleri güçlendirdik. İşte Kürtçenin yasak olduğu bir dönemi yaşadı bu ülke. Kürtçe devlet televizyonu, Kürtçe enstitüler, ana dilde savunma hakkı, siyasetçiler kendi diliyle, kendi bölgesinde seçmenlerine hitap edemiyordu. Bunların hepsi aşıldı ve dolayısıyla teröre zemin hazırlayan unsurlar ve güvenlik güçlerimizin terörle kararlı mücadelesi sayesinde bugün Terörsüz Türkiye'yi artık konuşur hale geldik ve terör örgütü kendini feshetti. Fesih sonrası tabii yapılabilecekler var. Bu konuda özellikle devletimizin, başta Milli İstihbarat Teşkilatımız, ilgili bakanlıklarımız tam bir koordinasyon içerisinde bu süreci yürütüyor ve bugünlere kadar da çok şükür kazasız bir şekilde bugünlere geldik. Tabii bu süreç içerisinde süreci baltalamaya yönelik süreci sekteye uğratmaya yönelik hem içte hem dışta Türkiye'nin huzura kavuşmasını istemeyen şer şebekeleri var. Bunlara fırsat vermemek lazım. Özellikle bu sürecin akamete uğraması noktasında gayret gösterenlere fırsat vermemek lazım. Yapılabilecekleri bugüne kadar kurumlarımız yapmanın gayreti içerisinde oldu.
11. YARGI PAKETİ
İdari uygulamalarla çözülebilecek hususlar yasal düzenlemelerle ilgili işte geçtiğimiz yasama yılında 10. yargı paketinde bazı düzenlemeler yapıldı. İnfaz kanunu ile ilgili konutta infaz, özel infaz usulleri, yine terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerle ilgili Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yapılan düzenlemeler oldu. Bundan sonra da tabii ki Meclisimiz takdir milletvekillerimizin. Şu anda Terörsüz Türkiye ile ilgili Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu bütün partilerin katılımıyla birkaç parti hariç genel bir konsensus var ve yaz boyunca da görüşmeler yaptılar. Geniş kesimleri dinlediler. Şehit ailelerimizden insan hakları derneklerine varıncaya kadar geniş bir platformda konular Meclis'te tartışılıyor ve bu tartışmalar ışığında birtakım tavsiye kararları da ortaya çıkacaktır. Bu tavsiye kararları doğrultusunda yasal düzenleme gerektiren hususlar olursa elbette ki Meclisimiz bu konuda adımları atabilecektir.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç A Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Adalet Bakanlığı olarak biz teknik destek noktasında her zaman kanun taslaklarında Meclisimize katkı vermeye özellikle hukuki ve cezai alanlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim Mevzuat Genel Müdürlüğümüz bu noktada engin bir tecrübeye sahip ve milletvekillerimize teknik destek anlamında gayretlerimiz var.
Şimdi gündemde 11. yargı paketi var. 11. yargı paketinde özellikle toplumsal huzur ve barışı bozmaya yönelik suçların önlenmesi bakımından hem soruşturma hem kovuşturma açısından yapılabilecek düzenlemeler var. Yine bilişim suçlarının özellikle vatandaşları mağdur eden sanal bahis gibi, sanal kumar gibi hususların önlenmesine yönelik mobil hatlarla dolandırıcılık, bilişim yoluyla dolandırıcılığın önlenmesine yönelik önemli taslaklarımız var. Bunları Meclis grubumuza arz ettik. Yine hukuk yargılamalarında onu da 11. yargı paketi olarak değerlendirebiliriz. Ceza hukukunu ilgilendiren 11. yargı paketinin hemen ardından da 12. yargı paketi hukuk yargılamalarının etkinliğini artırmaya ve yargının hızlandırılmasına yönelik önemli düzenlemeler olacak. Burada avukatlarımızdan, hakim savcılarımızdan, vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda özellikle yargıdaki gecikmeyi önleyecek birçok tedbir var.
Yani bugüne kadar yargı reformları strateji belgesinde planlı bir çalışma yürütüldü geçmiş yasama dönemlerinde de. 4. yargı reform strateji belgesi de bu sene başında Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanmıştı. O doğrultuda 10. yargı paketi yasallaşmıştı. Şimdi 11 12 sonra 13. yargı paketinde aile hukuku ile ilgili olacak. Tebligat Kanunu yargıda gecikmeyi önlemek için önemli maddeler içeriyor. Tüm bunlar hem yargının daha etkin olması, vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden memnuniyetini sağlamak hem de Meclisimizin alacağı kararlar doğrultusunda Terörsüz Türkiye'yi daha kalıcı hale getirmek, yeniden terörün hortlamaması için alınması gereken tedbirler bakımından yapılabilecekleri inşallah bu yasama yılında süratle hayata geçireceğiz.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR
Bununla ilgili çalışmamızı tamamladık. Suça sürüklenen çocuklar konusu çok önemli bir konu. Çocukların hem suç mağduru çocukların korunması hem de çocukların suça sürüklenmesinin önlenmesi, çocuklar suça sürüklendiğinde, suç işlediğinde de caydırıcı ve onları ıslah edici tedbirlerin alınması çok önemli. Yani aslında çocuk suçlu yoktur. Çocuğu suça sürükleyen nedenler suçludur. Aslında ailenin, toplumun, devletin alması gereken tedbirler vardır ve bu anlamda da bugüne kadar alınan tedbirlere ilaveten neler yapılabilir? Bu çalışmayı yaptık. Akademisyenlerle çalışmalar yaptık. Uygulayıcılarla, hakim savcılarımızla, çocuk mahkemesi hakimleriyle ve toplumdan gelen eleştiriler doğrultusunda bir taslak hazırladık ve Meclis grubumuza bu taslağı arz ettik. Onlar çalışacaklar üzerinde. Milletvekillerimiz bunu değerlendirecekler ve bir teklife dönüşecek.
Bizim ceza mevzuatımızda, Ceza Kanunumuzun 31. maddesinde çocukların nasıl yargılanacağı açıklanmış. Üç gruba ayrılıyor çocuklar. 0-12 yaş arası çocuklar suç işlediğinde onların ceza sorumluluğu yok. Bütün dünya ülkelerinde de genelde işte 13-14 yaş altı ceza sorumluluğu yok. Bizde 12 yaş altı ceza sorumluluğu yok. Onlara çocuklara özgü tedbirler, eğitim vesaire uygulanıyor. 12 ile 15 arası çocuk suç işlediğinde cezası yetişkinlere göre yarısı veriliyor. 15 ile 18 arası çocuk suç işlediğinde yetişkinlere göre 1/3'ü, üçte biri cezası indirilerek veriliyor. Eğer müebbet hapis cezasını gerektiren, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçları işlemişse de çocuk ömür boyu hapiste kalmıyor. Süreli hapis cezası verilerek onlara özgü tedbirler uygulanıyor. Tabii burada özellikle sorun teşkil eden 15-18 yaş grubu ile ilgili bir çalışma yapmamız gerekti. İşte İstanbul'daki Ahmet Minguzzi cinayeti, yine İzmir'deki maalesef üç polisimizin şehit olduğu, bugün de 3. polisimiz şehit oldu cenazesi var. Allah'tan rahmet diliyorum. şehitlerimize. Mekanları cennet olsun. Bu tür tatsız olayların olmaması bakımından özellikle 15-18 yaş grubundaki çocukların Türk Ceza Kanunu'ndaki cezalandırma sisteminde bir çalışma yapmamız gerekli.
CEZA ÜST LİMİTLERİ ARTTIRILIYOR MU?
Dünya ülkeleri mukayeseli hukuktaki incelemelerimizi de yaptık. Değişik uygulamalar var. Ama bize özgü bir model geliştirdik. Bu modeli milletvekillerimizin takdirlerine arz ettik. Özellikle 15-18 yaş grubu ile ilgili kasten öldürme suçlarında ve kasten yaralama suçlarında cezaların alt sınırları ve üst sınırları var.
Üst sınırlarında tabii belli bir artırım düşünülebilir. Ama cezaların arttırılması tek başına çözüm olmaz çünkü çocuk o ceza miktarını düşünerek suç işemiyor. Dolayısıyla caydırıcılık açısından belli suçlar bakımından ve suçun işleniş şekli ve defalarca suç işleyip işlememesi, tekerrür durumu ve burada özellikle kastın yoğunluğu, tüm bunlar dikkate alınarak hakime belli noktalarda takdir yetkisi verilebilir.
Yani indirim noktasında takdir yetkisinin her dosya bakımından hakim uygulamalı ve bu anlamda biz önerilerimizi Meclis grubumuza ilettik. Meclis grubumuz üzerinde çalışmayı yapacak. Son şeklini verdikten sonra teklif Grup Başkanvekillerimiz ya da Grup Başkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılır."