
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Haksız tahrik konusunun Türkiye'de tartışılmaya açılmasında son derece fayda gördüğümü ifade etmek istiyorum." dedi.
Bozdağ, Yargıtayın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi Ulusal İçtihat Forumu'nda, Pınar Gültekin davasındaki karara ve haksız tahrik indirimine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Haksız tahrik müessesesinin tartışıldığını ifade eden Bozdağ, daha önce de kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinde haksız tahrik ve takdiri indirim nedenlerinin tartışıldığını söyledi.
Tartışmaları faydalı gördüklerinin altını çizen Bozdağ, "Yüksek heyetinizin huzurunda ifade etmek isterim ki, haksız tahrikin uygulaması konusunda yaşanan tartışmalar, son Pınar Gültekin mahkemesinin kararıyla değil, başkaca kararlarla da Türkiye'nin gündeminde çok yoğun yer aldı." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Bozdağ, haksız tahrik müessesesinin, yüzyıllardır olan ve bütün hukuk sistemlerinde varlığını koruyan bir müessese olduğunu vurguladı.
Bu müesseseye hayatiyet kazandıracak, adalet duygusunu güçlendirecek uygulamalara vesile kılacak, adaletsizliği önleyecek uygulamalara fren olacak bir içtihat ve değerlendirmenin Yüksek Mahkemenin ve yargının da son derece üzerinde durması gereken bir konu olduğuna inandığını söyleyen Bozdağ, "Bunun sınırı, hududu nedir? Belli. Pek çok içtihat da var ama belli ki bu içtihatları bir kez daha gözden geçirmeye ve bu konularda daha kapsamlı değerlendirmelere Türkiye'mizin, Yüksek Yargıtayımızın rehberliğine bu konuda ciddi bir şekilde ihtiyacı var." diye konuştu.
"DEĞERLENDİRMELER YAPMAKTA FAYDA GÖRÜYORUM"
Yargıtayın bu konuda ön açıcı, yol açıcı kararlara imza atacağına inandığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
"Haksız tahrik konusunun Türkiye'de tartışılmaya açılmasında son derece fayda gördüğümü buradan ifade etmek istiyorum. Bir soru sorarak da bu tartışmayı Yüksek Yargıtayımızın huzurunda Türkiye kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Sadece soru, bir kanaatimi ifade etmeden. Tasarlayarak ya da canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde tahrik nasıl uygulanmalı ya da uygulanmamalı mı? Uygulanacaksa bunun diğer suç tipleriyle acaba tasarlayarak ya da canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun cezai yaptırımı uygulanırken hepsi eşit mi olacak? Aralarında bir skala, bir kademelendirme olacak mı, olmayacak mı? Bunları tartışmakta, bunlarla ilgili değerlendirmeler yapmakta ben son derece fayda görüyorum.