Kraliçe Victoria, 63 yıldan fazla tahtta kaldı: Avrupa'nın büyükannesi Victoria | Tarihe yön veren kadınlar

Kraliçe Victoria, 63 yıldan fazla tahtta kaldı. Büyük Britanya'ya da dünya tarihine de damgasını vurdu. Monarşilerle akrabalığı nedeniyle Avrupa'nın Büyükannesi olarak anıldı.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Mart 2021 Güncelleme 28 Mart 2021, 06:59
Kraliçe Victoria, 63 yıldan fazla tahtta kaldı: Avrupa’nın büyükannesi Victoria | Tarihe yön veren kadınlar

İÇİNDEKİLER

Hükümranlığına "Victoria Dönemi" dendi, çünkü 63 yıl 7 ay gibi çok uzun bir süre tahtta kaldı, ama sadece neden bu değildi.

O, kendilerinin deyişiyle öncelikle "Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun" yani Büyük Britanya (İngiltere, İskoçya, Galler) İrlanda ve başta Hindistan olmak üzere bütün sömürgelerin tarihlerine, sonra da dünya tarihine damga vurdu.

Avrupa monarşisiyle olan akrabalık bağları nedeniyle "Avrupa'nın büyükannesi" oldu.

Victoria, 24 Mayıs 1819'da Londra'daki Kensington Sarayı'nda doğdu. Kral III. George'un oğlu Edinburgh Dükü Prens Edward'ın ve Gotha Dükü'nün kızı Mary Louis'in tek çocuğu, dedesinin de meşru tek torunuydu.

Dayısı yani sonradan Belçika Kralı olan Leopold, halası Galler Prensi Charlotte'la evliydi.

Dayısı olan Rus Çarı I. Aleksandr'ın adı verilerek, Aleksandrina Victoria adıyla vaftiz edildi. 1 yaşındayken babasının ölmesi üzerine annesiyle birlikte Kensington Sarayı'na yerleşti.

Annesinin ve dadısının Alman olması nedeniyle 3 yaşına kadar sadece Almanca öğrendi. İngilizce'yi aksanlı konuştuğu için iki özel hoca tutuldu. O dönemde sarayda Almanca, gayrı resmi olarak en baskın dildi.

Halası 1817'de, babası 1820'de, amcaları Kral IV. George 1830'da ve Kral IV. William da 1831'de ölünce tahtın tek varisi olarak 1837'de Birleşik Krallık Kraliçesi oldu. Ancak taç giymesi 18 yaşını doldurduğu 1838'de mümkün olabildi.

O kraliçe olunca, kendi kanunlarına göre kadın hükümdarın yasak olduğu Alman kökenli Hannover Hanedanı, Birleşik Krallık'taki ortaklığından çekildi. Aslında Victoria da dedesi ve onun da dedesi Hannover Hanedanı'ndandı.

1701'de İngiliz Parlamentosu "Act of Settlement" adı verilen kanunla tahtın Protestanlar'a da geçebileceğini kabul etti. Bu kanunun nedeni Katolik-Protestan kavgasıydı. O tarihte tahtta Katolik Stuart Hanedanı vardı. Hannover Hanedanı, Stuart'ların kuzeniydi. 1701'de Kral III. William ağır hastaydı, yerine geçecek Anne'in ise çocuğu yoktu.

Tahta tutucu Katolik olarak tanınan James Stuart geçecekti, parlamento bunu önledi.

Victoria kraliçe olunca ona uygun Protestan ve soylu bir eş arandı. Sonunda 1840'ta kuzeni olan Alman asıllı Saksonya- Coburg Gotha Hanedan'ından Prens Albert'le evlendi. Kraliyet Ailesi de artık Hannover Hannover-Saksonya-Coburg- Gotha hanedanı oldu.

İngiliz Kraliyet Ailesi ve hükümet üyeleri önemli görüşmeler öncesi, bütçe açıklamaları vb. gibi konuşmalarda kullanacakları belgeleri kırmızı çantayla taşırlar; bu bir gelenektir. Kırmızı çantayı 1860'larda yani Kraliçe Victoria döneminde ilk kullanan İngiltere Başbakanı William Edwart Gladstone'dur (1809-1889). Bunun nedeni Saxe- Coburg-Gotha Hanedanlığı'nın renginin kırmızı olmasıdır. Alman asıllı bu hanedanın etnik kökeniyle bağı koparmak isteyen Kral V. George 1917'de bu hanedana Windsor ismini verdi. Çünkü o esnada İngiltere ve Almanya savaş halindeydi.

İngiltere'de tahta çıkabilmek için 1692-1698 arasında Kraliçe olan Hanover Sofia'nın soyundan gelmek şart. Kadın ya da erkek olmak fark etmiyor, öncelik büyük çocukta. Kral veya Kraliçenin ve eşinin Protestan olması zorunlu. Kral/ Kraliçe yakınları ve tüm giderleri için parlamento tarafından yıllık ödenek çıkarılıyor. Cezai ve siyasi hiçbir sorumluluğu yok. Kral/ Kraliçe birisini öldürse dahi ceza verilemiyor. Hakkında hiçbir dava açılamıyor. Kral/Kraliçe Başbakanın isteği üzerine Avam Kamarası'nı fesih hakkına sahip.

Kral/Kraliçe siyasi tıkanıklık ya da güven oylaması alınamaması durumlarında Avam Kamarası'nı feshederek seçim yolunu açıyor. Avam Kamarası, Lordlar Kamarası ve Kral/Kraliçe üç unsur birlikte parlamento sayılıyor. Kralın/ Kraliçenin bir kanunu onaylamama hakkı var ama pratikte kullanılmayan bir hak. Başbakanı atama yetkisi var, ama uygulamada hep Avam Kamarası'nda çoğunluk olan partinin başkanı atanıyor; yani takdir yetkisi yok. Ordunun başkomutanı sayılıyor. Savaş ilan etmek ve barış yapmak hakkına sahip.


YARIN: KRALİÇE SUİKASTÇISINA TUZAK KURUYOR