Hedefte Sergen Yalçın var! Beşiktaş - Gençlerbirliği maçı sonrası flaş sözler
Süper Lig'in 9. haftasında Gençlerbirliği'ni ağırlayan Beşiktaş, sahadan 1-0 öne geçmesine rağmen 2-1 mağlup ayrıldı. Siyah beyazlılar, zirve mücadelesinden 3 puan daha uzaklaşırken taraftarlar ve camia büyük bir üzüntü yaşadı. Spor yazarları da maçı ve Beşiktaş'ı değerlendirdi. İşte o yorumlar...
Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'de Gençlerbirliği ile TÜPRAŞ Stadyumu'nda karşı karşıya geldi. Kartal, Cengiz Ünder ile öne geçse de David Jurasek'in kendi kalesine atıp Franco Tongya'nın golüyle sahadan mağlubiyetle ayrıldı.
Sergen Yalçın ve öğrencileri hafta içindeki erteleme maçında Konyaspor deplasmanına çıkacak. Zorlu randevuyu ve ortaya koyulan futbolu spor yazarları değerlendirdi.
TURGAY DEMİR: SERGEN, ÇAKIR
Beşiktaş güle oynaya ve muhtemelen farklı kazanacağı maçta hakemlikle ilgisi olmayan Oğuzhan Çakır ve Sergen Yalçın'ın büyük hatalarıyla mağlup oldu… Önce hakemle başlayalım.. Beşiktaş ilk dakikadan itibaren yükleniyor, pozisyon buluyor, rakibi bunaltıyor ve hataya zorluyor ama gelin görün ki Oğuzhan Çakır isminde bir futbol cahili oyuncuların topa yaptıkları en doğru hamlelere bile faul çalarak Beşiktaş'ı frenlerken Gençlerbirliği'ne nefes alacak zaman bırakıyordu.
VAR öncesi çok vardı bu hakemlerden!.. "İnce kıyım doğramak" derdik bu yönetim şekline… İnce kıyım doğrayanların en büyük özellikleri maç boyu zaman çalan oyunculara göz yumup son dakikalarda birine sarı kart gösterip adalet gösterisi yapmaktır.
Dün Oğuzhan Çakır da yaptı aynısını. Kaleci Erhan'ın zaman çalmak için maç boyu yaptıklarını görmezden gelen Çakır, 90 artı bilmem kaçta sarı kart gösterip bir de sekiz saniyeleri saymaya başladı… Aslında tam olarak sobelendi farkında değil!..
Böyle hakemler olduğu müddetçe bu ülke futbolu körlerle sağırlar birbirini ağırlar durumundan daha öte gidemez. Net.
Gelelim Sergen Yalçın'a… Bir teknik adam masıl olurda Rıdvan varken Jurasek'i, Taylan varken Swensson'u oynatır!? Ve dahası bir teknik direktör, üç sezondur tek bir olumlu görüntüsü olmayan Rashica'dan hala ne bekler?
Üstelik elinde, Jota Silva gibi, ayak izleri asist ve gol dolu bir oyuncusu varken nasıl olur da Rashica'ya bel bağlar bir hoca!?
Demek ki onların bildiği futbolla bizim bildiğimiz aynı değil..
Bravo Sergen Yalçın, aynen devam!..
Yalnız şunu unutma; iki maçtır Ertuğrul Sağlam geliyor tribüne… Yani, haberin olsun...
SİNAN VARDAR: NE OLUYOR BÖYLE!
İstatistikleri okurum ama çok güvenmem! İlk 45 dakikada 262 pas yapmış Beşiktaş ama üretkenlik sadece bir gol pozisyonu... Kâğıt üstünde iyi görünse de sahadaki tablo düşündürücüydü. Beşiktaş pas yapıyor ama oynayamıyor! İkinci yarıda Rafa topu aldı, kafasını kaldırdı, Cengiz'e öyle bir pas attı ki Dolmabahçe ayağa kalktı! Cengiz Ünder transferinde çok konuşuldu ama o, sahada konuşuyor! Ancak soruyorum; böylesine formdayken, son 20 dakikada neden kenara alındı? Kesinlikle hataydı! Sadece Cengiz mi? Rıdvan da çıkmamalıydı. Cerny bu takımda oynar hocam! Sergen Hocam; kusura bakma ama dün oyuncu değişikliklerin berbattı. Sevgili hocam sen Beşiktaş'ın evladısın ama artık camianın enerjisini boşa harcamayın! Graf'la, dış seslerle uğraşmayı bırakın; odak noktanız sadece saha olmalı.
Bu Abraham'dan Beşiktaş'ın golcüsü olmaz! 6 milyon euro'ya alınan Taylan ortada yok. Svensson'un performansı alt lig seviyesinde. Jurasek ömür törpüsü! Okyanus ötesinden getirilen gençler ne zaman geldiler, ne zaman gittiler anlayamadık! Her transfer yeni bir krizi doğuruyor. Taraftar sabrını yitiriyor! Ve haklılar... Bu camia mücadele ister, ruh ister, arma için savaş ister! Gençlerbirliği iyi savaştı. Hüseyin Eroğlu'nu tebrik ediyorum. Kısıtlı kadrosuna rağmen çok iyi mücadele etti. Ama Beşiktaş'ta tablo ortada... Artık kimse mazeret üretmesin! Bu forma, bu arma her şeyin üzerindedir. Beşiktaş'ı ayağa kaldıracak olan o eski ruhu yeniden bulmak zorundayız. Of off Beşiktaş... Nereye gidiyoruz böyle?
KARTAL YİĞİT: KEPENKLER KAPANIYOR
Valla lafı çok fazla uzatmaya gerek yok… Öyle ya da böyle şartlar ne olursa olsun Beşiktaş bu Gençlerbirliği'ni kendi evinde yenemiyorsa ilersi adına çok fazla söz sahibi olma hakkı yoktur. Beşiktaş, top kendisinde iken 5'li Gençlerbirliği savunmasını bir türlü aşamadı. Hem ilk yarı hem de ikinci bölüm de golün dışında (Cengiz'in bir pozisyonu hariç) kaç kişi "Bu da kaçar mı?" dedi acaba ? Tamamen isteksiz, temposuz sahada ne yaptığını bilmeyen bir Beşiktaş vardı. Daha önce milli araların yaradığı bu takımın bu derece kötü oluşunun izahını herhalde Sergen hoca yapacaktır! Kadro konusunda sıkıntılar olabilir ama şu sahaya çıkan 11'in de Gençlerbirliği gibi hala takım olamayan ve olsa dahi yetersiz bir ekibe kendi sahanda mağlup olmanın çok tutulacak bir yanı yok.
ÇARE BULAMADI
Beşiktaş'ta didinen belki de tek isim Cengiz'in attığı golden sonra tıpkı Galatasaray derbisinde olduğu gibi siyah beyazlılar rakibinin üzerinde mutlak hakimiyet kuramayıp ikinci golü bulamaması gelecek Gençlerbirliği golünün adeta habercisi gibiydi. Biz burdan gördük ama gerek sahadaki oyuncular gerekse teknik ekip buna çare bulamadı. Genelde teknik direktör eleştirmeyi çok sevmem ama Sergen hocanın Cerny'i çıkarıp Mustafa'yı neden oyuna aldığını anlayamadım? Onun dışında Rıdvan da Abraham da kötüydü çıkmaları da gayet doğaldı. Bir çift laf da Orkun için etmek gerek. Tamam ilk sezonun ama bu kadar büyük umutlarla alınan bir oyuncu böylesine bir maçı size kazandıramıyorsa çok da söylenecek söz yoktur. Beşiktaş hiç ummadığı bir sonuç ile büyük yara aldı. Bu oyun ve moralle Konyaspor ve Kasımpaşa deplasmanlarında işi zor.
ALİ GÜLTİKEN: CAMİA ARTIK YORULDU
Beşiktaş'ın sorunları çok büyük. Kazanırken de zorlanıyor, öne geçtiğinde de sorun yaşıyor, mağlup duruma düştüğünde de aynı tabloyla karşı karşıya kalıyor. Maalesef ortaya çıkan oyun ve oyun gücü göremedik, göremiyoruz. Transferler, değişen teknik adamlar birbirini kovalıyor. Yalnızca bir maç olarak mı bakmak lazım, yoksa daha geniş bir açıdan mı değerlendirmek lazım noktasında iki tarafta da ciddi başarısızlıklar görünüyor. Son 5 yıldır ekim-kasım aylarında aynı kaderi yaşamaktan Beşiktaş camiası yoruldu. Sorumlu pozisyondaki herkesin kurduğu cümlelerin uzun metraj ve gelecek ifadeleri içermesinden de Beşiktaş camiası sıkıldı. Futbolun en temel konusu, günü ve anı doğru yönetmekten geçer. Buraya odaklanmak, buradaki adımları sağlam bir şekilde atmak gerekirken bunun yerine bıkıp usanmadan gelecek hayalleri satmak işin en kolay tarafı. Dün akşam bize bir kez daha gösterdi ki oyuncu almak değil, bu takım için doğru oyuncuyu almak önemli.
Pahalı ve yıldız oyuncuyu değil bu takımın yıldızı olabilecek oyuncuları transfer etmek değerli. Gelecek olanların değil Beşiktaş formasını giyenlerin performanslarını en üst seviyeye çıkarabilmek bir başarı. Bugünü yok sayıp, elindekini değersiz görüp sürekli geleceği pazarlamaya çalışmak bugün Beşiktaş'ı yine karaya oturttu. Son yıllarda gördük ki, erken kaybedilen sezonların faturaları çok ağır oluyor. Sorun şu ki, bu faturaları ortaya koyanlar hesabı ödemeden sofradan kalkıyorlar. Beşiktaş camiasını büyük mutsuzlukla ve üzüntülerle baş başa bırakıyorlar.
FATİH DOĞAN: HOCA İZAH ETMELİ
Beşiktaş kendi evinde Gençlerbirliği'ne 2-1 kaybetti. Bu mağlubiyeti 5 açıdan incelemek lazım. Birincisi; Dümendeki kaptan değişikliği. Konu pazubendin sahaya çıkıp oynaması ya da oynamaması değil. Konu, değişikliğin zamanlaması. "Necip zaten oynamıyor. Mert kalede olduğu için yeteri kadar oyunun içinde olamıyor, kurallar gereği hakeme artık koşup itiraz edemiyor" diye gerekçe koyarsanız anlarım. Ama zamanlamasını anlamam. Kaptanlık dümenindeki geçişler ve dönemleri risklidir. Pazubendi çıkaran etkilenir, takan ise baskısı altında stresten ezilebilir.
İkincisi; Beşiktaş kimi tercihten, kimi zorunluluktan istikrarlı bir kadro kuramıyor. Sergen Yalçın'ın Gökhan'ın cezalı olduğu haftada formayı yeni transfer Taylan yerine yorumcuyken eleştirdiği Svensson'a vermesi yanlış bir tercih.
Üçüncüsü; Milli arada takım toparlanır, güçlenir. Beşiktaş, G.Birliği'ne karşı fiziksel üstünlük sağlayamadı. İkinci yarıda öndeyken maçı veren bir Beşiktaş izledik. Bu takım bu kadar güçsüz olamaz.
Dördüncüsü; Rafa Silva ve Cengiz Ünder biraz da Ndidi iyi oynadı. Ancak Cerny'in çıkarılması yerine, oyunda pozisyon değiştirerek kalite ve istikrar korunabilirdi. Yapılan değişikliklerin çoğunda zamanlama sorunu vardı.
Beşincisi; Hakem Oğuzhan Çakır, oyunu soğutan kararlarıyla, takdir haklarındaki yanlışlarıyla dikkatlerden kaçmadı. Belli ki Beşiktaş'ın sessiz politikasından olumsuz etkilenmişti!
Sergen Yalçın, takımıyla baş başa kalıp zaman geçirdikçe takımın daha güçlü ve iyi bir hale dönüşeceğine patinaj yapmaya başladı. Bunu izah etmesi şart...