Ademi merkeziyetçilik oyunu büyüyor: Abdi ile Barzani ekseni harekete geçti
Mazlum Abdi’nin İsrail basınında dile getirdiği ademi merkeziyetçilik çağrısı, Barzani cephesinin son aylarda art arda verdiği özerklik sinyalleriyle bir kez daha gündeme geldi ve Suriye’nin kuzeyinde yürütülen ortak planı açığa çıkardı. Takvim’in gündeme getirdiği Kamışlı–Erbil hattındaki trafik, Abdi ve Barzani’nin aynı hedef doğrultusunda hareket ettiğini net biçimde gösterdi.
Terör örgütü YPG elebaşı Mazlum Abdi'nin İsrail basınına yaptığı son açıklamalar, Suriye'nin kuzeyinde uzun süredir kapalı kapılar ardında sürdürülen "adem-i merkeziyetçilik" projesini yeniden gündeme taşıdı. Abdi'nin röportajda Şam yönetimini hedef alarak YPG'yi Batı için "daha iyi bir model" olarak sunması, örgütün kendisini Suriye'nin geleceğinde alternatif siyasi aktör olarak konumlandırma çabasını bir kez daha gösterdi.
Abdi'nin açıklamalarının zamanlaması ise dikkat çekti. Aynı minvaldeki söylemler kısa süre önce Barzani cephesinden gelmiş, Takvim de bu hattın Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü örtülü trafiği gündeme taşımıştı.

BARZANİ'NİN ÖZERKLİK SİNYALLERİYLE ABDİ'NİN MESAJLARI BULUŞTU
Neçirvan Barzani'nin SDG için "adem-i merkeziyetçilik" adı altında özerklik talebi içeren ifadeleri ve ENKS'nin "Suriye ya adem-i merkeziyetçi olacak ya da bölünecek" şeklindeki çıkışı, Abdi'nin mesajını neredeyse kelime kelime teyit eder nitelikte.
Abdi'nin Barzani'ye yönelik, "DSG, Başkan Neçirvan Barzani'nin desteği için çok minnettar, ancak daha fazlasını yapmak için alan var" diyerek özel teşekkür göndermesi ise bu işbirliğinin artık saklanmadığını gözler önüne serdi.
Takvim'in uzun süredir dikkat çektiği Kamışlı–Erbil hattındaki karanlık trafik, böylece yeni bir aşamaya geçerken, Barzani ailesinin "Suriye'de IKBY modeli" için YPG'ye verdiği örtülü desteğin siyasal boyutu daha görünür hale geldi.

BARZANİ-ABDİ İLİŞKİSİ ARTIK PERDE ARKASINDA DEĞİL
Barzani hattının rolü yalnızca söylem düzeyinde kalmadı. Daha önce ENKS Başkanı Muhammed İsmail ile birlikte Mesud Barzani'yi ziyaret eden Abdi'nin, kısa süre sonra Duhok'ta "kravatlı özerklik mesajı" vermesi, örgütün Erbil'den güçlü bir moral ve siyasi destek aldığı yorumlarını doğruladı.
Üstelik İsmail'in şu itirafı, ilişkinin boyutunu daha da görünür kıldı:
"Barzani bize her zaman, 'Siz ne üzerinde anlaşırsanız ben sizi tebrik eder ve her türlü desteği veririm' dedi... IKBY bizim sadık destekçimizdir." Bu çıkış, bölgedeki ayrılıkçı planların tek merkezden koordine edildiği iddialarını güçlendirdi.

CİZRE'DEKİ PROVOKASYON: BARZANİ HATTININ NİYETİNİ AÇIK ETTİ
Barzani'nin Cizre'de düzenlenen Melaye Ciziri Sempozyumu'na uzun namlulu silahlı korumalarıyla gelmesi, Türkiye kamuoyunda ciddi tepkiye yol açmıştı. Aktif görevi olmayan bir siyasi liderin bu tür bir gösteriyle Türkiye topraklarında görünmesi, "Barzani hattının gerçek niyeti" tartışmasını derinleştirdi.
Bu görüntüler henüz gündemden düşmeden Abdi'nin röportajının gelmesi, iki hattın aynı stratejik hedef doğrultusunda hareket ettiği ihtimalini güçlendirdi.

"ADEMİ MERKEZİYETÇİLİK" ORTAK PROJE Mİ?
Barzani cephesinin özerklik vurgusu, ENKS'nin bölünme tehdidi, Abdi'nin Şara yönetimini hedef alarak DSG'yi yeni düzenin alternatifi olarak sunması ve ABD'ye verilen mesajlar yan yana konduğunda; bölgede koordineli bir adem-i merkeziyetçilik dayatmasının yürütüldüğü açıkça ortaya koyuyor.
Bu durum, hem Suriye'nin geleceği hem de Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefi açısından kritik bir güvenlik riskini resmen gözler önüne seriyor.

ABDİ, ŞARA HÜKÜMETİNİ HEDEF ALARAK KENDİLERİNİ ALTERNATİF İLAN ETTİ
İsrail medyasına verilen röportajda teröristbaşı Abdi'nin, Ahmed el-Şara yönetimini doğrudan hedef aldığı kısım dikkat çekti. Abdi, Suriye hükümetinin Batı ile kurmaya çalıştığı diplomatik ilişkileri küçümseyerek bunların "boşa çaba" olduğunu ima ederek kendisini Şara hükümetine karşı bir iktidar olarak konumlandırmaya çalıştı.
Ayrıca, "DSG'nin alternatifi yok; Ahmed Şara'dan sadece vaatler değil, gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor" sözleriyle, örgütün kendisini yeni Suriye düzeninde vazgeçilmez bir güç olarak konumlandırmaya çalıştığını açıkça ortaya koydu.

2026 YILI İÇİN SİYASİ AJANDA
Abdi'nin sık sık 2026'nın "belirleyici yıl" olacağını vurgulaması da örgütün bu tarihe yönelik siyasi bir ajanda yürüttüğünün işareti olarak değerlendiriliyor.

DEAŞ KARTI YENİDEN DEVREDE
Abdi'nin röportajda dikkat çeken bir diğer hamlesi de ABD'den yeniden destek koparmaya yönelik söylemleri oldu. Trump döneminin desteğini yeterli bulmadığını belirten teröristbaşı, "USAID azaltıldığından beri El-Hol'ü yönetecek insan gücümüz ve desteğimiz yok" diyerek Batı'yı yeniden sahaya çağırdı. Bu söylem, örgütün yıllardır başvurduğu "DAEŞ tehdidi" tehdidini yeniden dolaşıma soktuğuna işaret ediyor.
Bölgedeki tüm bu eşzamanlı açıklamalar, Barzani hattı ile YPG/SDG arasında Suriye'nin geleceğini "adem-i merkeziyetçilik" temelinde yeniden dizayn etmeye yönelik koordineli bir siyasi projenin yürütüldüğünü gösteriyor.
