Ramazan ayının en güzel örneklerinden biri çocukluğumu hatırlatır bana. Cam kenarında davulcuyu beklerdik, gelince hangi maniyi söyleyecek diye:
Davulun içi pekmez, Çalarım fakat ötmez.
Bir bahşiş vermezseniz, Davulcu buradan gitmez.
İşte geldi gidiyor, Mutlu günler bitiyor, Onbir ayın sultanı, Bize vedâ ediyor.
Bunları duyardık ve bahşiş verirdik.
Fakat şimdilerde maalesef bu mani söyleyen davulcular kalmadı. Hatta ritm duygusu olmayan insanlar davul çalıyor, kulağı tırmalıyor.
Eskiden manilerle işi biraz edebiyata döken davulcular, günümüzde jaz, rock, hatta tekno parti kıvamında çalıyor. Eee çağa ayak uyduruyorlar.
Bu işi severek yapanların yanı sıra, kapıyı bahşiş için çaldıklarında ve siz kapıyı açtığınızda verdiğiniz parayı beğenmeyip sizi azarlayan türleri de mevcutmuş.
Sokağa park etmiş arabaların alarmlarını, davullarından çıkan sert sesle çaldıran ve kendi izlenimime göre bu olayı adeta bir oyun haline getirmiş sezonluk meslek grubu... Zira, dün gece sokağımızdan geçen davulcuyu dikkatle izlediğimde, arabaların oldukça yakınından geçerek tam arabanın yanındayken daha bir kuvvetle davuluna yüklendiğini gördüm. Ve de arabanın alarmı çaldığında, yüzündeki o haklı gururu ve tebessümü de fark ettim. Davulcumuz, alarmı çalmamakta direnen bir araçta moral kaybederken, sonraki iki arabanın alarmının aynı anda çalmaya başlamasıyla tekrar güven tazeliyordu...
3 gruba ayrılır, şöyle ki; - Haftada bir para istemeye gelenler...
- 15 günde bir para istemeye gelenler...
- Sadece bayramda para istemeye gelenler...
Avcı
Temel ile İdris avcılığa merak sarmışlar ve bu işi birinden öğrenmeyi kafaya koymuşlar.
Duymuşlar ki bilmem ne köyunde bir Mehmet Ağa varmış, bu işin piriymiş. Hangi delikten, hangi hayvan çıkar bilirmiş. Doğru Mehmet Ağa'ya gitmişler, dertlerini anlatmışlar.
Hayli yaşlı bir adam olan Mehmet Ağa, "Zaten artık benim de birilerini yetiştirmem lazım" demiş ve çıkmışlar dağlara. Ufacık bir delik çıkmış karşılarına. Mehmet Ağa demiş:
- Bu delikten biraz sonra sincap çıkar.
Gerçekten iki dakika sonra çıkmış sincap. Bizim avcılar da sincabı bir atışta vurmuşlar.
Biraz ileride biraz daha büyük bir delik varmış.
Mehmet Ağa demiş:
- Birazdan burdan bir tavşan çıkar.
Dediği gibi tavşan çıkmış gerçekten ve bizimkiler de indirmişler aşağı. Daha ileride biraz daha büyük bir delik, bu defaki kurban tilki ve daha sonra daha büyük bir delikten de bir ayı avlamışlar.
Mehmet Ağa, "Ben yoruldum, artık gidiyorum" demiş. Temel ile İdris, "Biz biraz daha avlanacağız" diye devam etmişler. Koca bir deliğe rastlamışlar ve beklemeye başlamışlar.
Ertesi günkü gazetelerde haber:
- Manisa treni iki kişiyi ezdi.
Alkışlı Yorum
Az önce ofiste tuvalete gittim; içerisi dumanaltı olmuştu. Kızıp, "Leş gibi sigara kokmuş burası yaa.
Öff" dedim. Yan kabinden gayet sakin bir ses tonuyla biri konuştu: "Temiz hava almak için geldiysen yanlış yerdesin güzelim, çık dışarı." Eee haklı kadın. Tıpış tıpış çıktım dışarı.