Ege Adaları’ndaki Yunan zulmüne tarihten çarpıcı örnek! Almanya ile Türkiye arasındaki ilginç diyalog

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de attığı haklı adımlar sonrası Yunanistan ile yaşanan gerginliğin ardından Batılı ülkeler Yunanistan’ın yanında saf tuttu. Yaşananlar tarihi tekrar hatırlatırken, İstiklal Harbi yıllarında Ege Adaları'nda yaşanan dram Turkuvaz Kitap'tan çıkan "Öyle Geçer ki Zaman - Teoman Duralı" kitabıyla tekrar hatırlandı. Kitapta yer alan çarpıcı örnek adeta Almanya – Türkiye – Yunanistan ilişkilerine tekrar ışık tuttu.

Giriş Tarihi 01 Eylül 2020, 20:43 Güncelleme 01 Eylül 2020, 20:45
Ege Adaları’ndaki Yunan zulmüne tarihten çarpıcı örnek! Almanya ile Türkiye arasındaki ilginç diyalog

İÇİNDEKİLER

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de attığı haklı adımlar ve kararlı duruşu sonrası Yunanistan ile gerginlikler arttı. Yunan'ın haksız ve tahrik edici tavrına rağmen Batılı ülkeler Yunanistan'ın yanında saf tuttu.

Fransa'nın gerilimi yükselten hamlelerinin yanında Almanya'nın son sürece kadar tarafsız görünen tutumu ve meselenin diyalog yoluyla çözülmesinden yana olması ise dikkat çekti.

ALMANYA – TÜRKİYE – YUNANİSTAN İLİŞKİLLERİNE TARİHTEN ÇARPICI ÖRNEK
Turkuvaz Kitap'tan çıkan Ali Değermenci'nin Teoman Duralı ile yaptığı bir nehir söyleşi "Öyle Geçer ki Zaman Teoman Duralı Kitabı"nda yer alan ve 1944 yılında yaşanan bir olay ise bugün yaşananlara ışık adeta ışık tuttu.

İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nün efsane hocası Prof. Dr. Teoman Duralı'nın anlattığı anısında Yunanistan'ın zulmüne rağmen Türkiye'nin verdiği insanlık dersi öne çıkarken bir Alman subayı ile Ayvalık Kaymakamı arasında geçen diyalog ise Almanya – Türkiye – Yunanistan ilişkilerine farklı bir açıdan tekrar bakılmasını sağladı.

Kitapta geçen ilgili bölüm şu şekil:
"1977 yılında karım ve oğlumla bir gemi seyahatine çıktık; İstanbul'dan Mersin'e gidiyoruz. Bir sabah baktım, karım yaşlı bir çiftle güvertede konuşuyor. Tanıştıktan sonra beğle ahbap oldum. 1944'te Midilli Adası'nda Alman subayı olarak görevliymiş. Bizimkiler Ayvalık'tan Midilli'nin aç ahalisine gizlice yiyecek yardımı gönderirlermiş. Oradaki Alman kumandan buna fena halde içerlemiş. Bu, Ayvalık Kaymakamını adaya çağırmış. Kaymakamı alıp Midilli kalesindeki mahzene indirmiş. "Bunlar nedir" diye sormuş. "İskelet" demiş, kaymakamımız. "Kimin iskeletleri biliyor musun?" sorusuna, "hayır, bilmiyorum" demiş. "Sizin iskeletleriniz. İstiklal Harbı'nda esir aldıkları Türk askerlerini burada aç bırakmışlar. Ölüme terketmişler. Siz bunlara gizlice yiyecek gönderiyorsunuz. Öyle mi? Hadi bakalım, yasağı kaldırıyorum; sizi bu hale getirenlere istediğinizce yardım yollayın" demiş. Kaymakama, "Bak sana bir sır ifşa edeceğim, kulaklarını iyice aç: Ankara'ya haber uçur, buralardan çekiliyoruz. Öyle ki, gelin bize savaş ilan ederek burayı işgal edin. Pekala bizi kovuyor, adaları da işgalimizden kurtarıyormuş görüntüsünü vererek" diye tavsiyede bulunmuş."

ALMANYA AKDENİZ MESELESİNDE TÜRKİYE'NİN YANINDA MI?
Duralı'nın anısından geçen bu diyalog Yunanistan'ın zulmünü bir kez daha göster önüne sererken Almanya'nın Doğu Akdeniz meselesinde son sürece kadar tarafsız görünen tutumu ve meselenin diyalog yoluyla çözülmesinden yana olması "Almanya Akdeniz meselesinde Türkiye'nin yanında mı?" sorusunu akıllara getirdi.

Turkuvaz Kitap'tan çıkan "Öyle Geçer ki Zaman - Teoman Duralı" kitabı Duralı'nın bugüne dek gezip gördüğü yerler, okuyup araştırdığı konular üzerinden bir hakikat arayıcısının izlerini sürüyor. Anılarındaki ayrıntılar, sarih ve berrak bir zihin örneği sergiliyor.