Kandil’den Terörsüz Türkiye sürecine yeni sabotaj: “Silahları sembolik yaktık” itirafı!
Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” sürecinde attığı tarihi adımlara rağmen, Kandil’den gelen son açıklamalar örgütün gerçek anlamda silahsızlanma niyeti taşımadığını bir kez daha ortaya koydu. PKK’lı Amed Malazgirt’in silahları “sembolik olarak yaktık” itirafı ve Öcalan’ın serbest bırakılmasını ön koşul haline getiren çıkışı, süreci sabote etmeye yönelik yeni bir hamle olarak değerlendirildi. Başkan Erdoğan ise daha önce yaptığı uyarıda net mesajlar vererek, “Örgüt o silahları ya gönüllü bırakacak ya da cebren bıraktırılacak.” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'nin "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda tarihi adımlar attığı bir dönemde, Kandil'den yine provokatif açıklamalar geldi. TBMM çatısı altında kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını aralıksız sürdürürken, komisyonda yer alan MHP, AK Parti ve DEM Parti temsilcilerinden oluşan heyet, İmralı'da terör örgütü PKK'nın kurucu elebaşı Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Ancak Türkiye, terörün kökünü kazımak için stratejik adımlar atarken, terör örgütü PKK'nın üst düzey kadrolarından yeni bir sabotaj girişimi geldi.
Terör örgütü PKK'nın Kandil'deki üst düzey yöneticilerinden Amed Malazgirt, terör örgütünün Türkiye ile yürütülen süreçte "üzerine düşeni yaptığı" iddiasında bulunarak Ankara somut adım atmadan yeni bir hamle yapmayacaklarını söyledi. Terörist Malazgirt'in açıklamaları, Türkiye'nin "Terörsüz Türkiye" sürecinde attığı kapsamlı güvenlik ve diplomasi adımlarının örgüt tarafından bilinçli şekilde görmezden gelindiğini bir kez daha ortaya koydu.
AFP'ye konuşan terörist Malazgirt, "Apo'nun başlattığı tüm adımlar hayata geçirildi… Bundan sonra bizden başka adım gelmeyecek." ifadelerini kullanarak adeta çamura yattı. Malazgirt, sorumluluğun tamamen Türkiye'de olduğunu öne sürerek, "Adım atması gereken taraf Türk devletidir." ifadelerini tekrarladı.

ÖCALAN'IN SERBEST BIRAKILMASINI ÖN KOŞUL SAYDILAR
Terörist Malazgirt, örgütün öncelikli talebinin Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması olduğunu belirterek, "Şu andan itibaren Türk devletini bekleyeceğiz; adım atması gereken taraf onlardır." dedi. Örgütün bu söylemleri, Türkiye'nin ilerleyen süreci tıkamak isteyen manipülatif dilini bir kez daha gözler önüne serdi.

"SİLAHLARI TESLİM ETMEDİK, SEMBOLİK OLARAK YAKTIK"
Kandil'de PKK'nin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada da benzer iddialarını sürdüren Malazgirt, örgütün kendisini "feshettiğini", çatışma hatlarından çekildiğini öne sürerek, silahları gerçek anlamda teslim etmeyip "sembolik olarak yaktıklarını" açıkça itiraf etti.
Terörist Malazgirt açıklamasında "Apo, PKK'nin kongresini toplamasını istedi; PKK bunu yaptı ve kendisini feshetti. Zap bölgesindeki savaş 5 yıl boyunca sürdü, devlet gerillaları tasfiye etmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı. Önderlik, 'çatışma hatlarından çekilin' dedi, biz de çekildik. Silahlarımızı teslim etmedik ve bunu sembolik olarak yaktık." ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, örgütün silahsızlanma konusunda gerçekte hiçbir adım atmadığını, süreci yalnızca propaganda amacıyla kullanmaya çalıştığını gözler önüne serdi.

ÖRGÜT YA SİLAH BIRAKACAK YA BIRAKACAK
Türkiye'nin "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda attığı adımlara Kandil'den sık sık sabotaj gelirken, geçtiğimiz aylarda Başkan Erdoğan da örgütün silah bırakmaması halinde karşılaşacağı tabloyu açık bir dille ortaya koymuştu. Başkan Erdoğan mesajında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın; Türkiye terörle mücadele konusunda dünyanın en güçlü, en kudretli ordularından birine sahiptir. Şayet verilen sözler tutulmaz, şark kurnazlıkları güdülürse günah bizden gider. Taş üstünde taş, son terörist kalmayana kadar operasyonlarımızı sürdürürüz."

BAŞKAN ERDOĞAN NOKTAYI KOYMUŞTU
PKK/KCK'nın, elebaşı Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılmasını sık sık pazarlık konusu haline getirmeye çalıştığı süreçte, Başkan Erdoğan daha önce yaptığı açıklamalarla örgüte net bir uyarıda bulunmuştu. Başkan Erdoğan, partisinin Mersin 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, terör örgütüne ve siyasi uzantılarına açık bir mesaj vermişti.
Başkan Erdoğan konuşmasında, "bölücü örgüt, şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz." ifadelerini kullanmıştı.
Terör örgütüne karşı hiçbir tavizin söz konusu olmayacağını vurgulayan Erdoğan, konuşmasının devamında şu sözlere yer vermişti:
"Tercihimiz, ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin suhuletle, samimiyetle, kalıcı ve kati bir şekilde tarihe karışmasından yanadır. Bununla birlikte, merhum Akif'in 'Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum' mısralarındaki mesajını da kimse unutmasın. Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir."
Başkan Erdoğan, örgütün süreci manipüle etme girişimlerine karşı duruşunu netleştirerek, uyarısını şu sözlerle yinelemişti:
"Örgüt o silahları ya gönüllü bırakacak ya da cebren bıraktırılacak."