Ergenekon suikastleri

Gladyo'nun uzantılarından Ergenekon, Hiram Abas, Hulusi Sayın, Özdemir Sabancı, Kemal Kayacan ve daha birçok kişiye düzenlenen suikasti Dev-Sol örgütüne pas etti

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Haziran 2010 Güncelleme 28 Haziran 2010, 11:02
Ergenekon suikastleri

İÇİNDEKİLER

Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan 29 Temmuz 1991'de Dursun Karataş'ın emriyle öldürüldü. Kayacan'ın 40 yıllık dostu Memduh Eren şunları söylüyordu: Bütün bir hayatımız neredeyse birlikte geçti. Aile doktoruydum. Kendisine ne olduğunu sordum, bir şeylerin ters gittiği belliydi. 'Bu ülkeyi biz yönetmiyoruz' dedi. Kim yönetiyor dedim. Cevap vermedi. Ancak onun kimler tarafından ve neden öldürüldüğünü çok iyi biliyorum. Askeriyeden 70'li yılların başında tasfiye edilen şu anda kamuoyunda da iyi bilinen bazı isimler Kayacan'ın bilgisi dışında birtakım işlemler yapıyorlardı. Kemal bunları tasfiye etti. Öldürülme sebebi budur.

HULUSİ SAYIN'IN KATLEDİLMESİ
30
Ekim 1991'deki eylem, Dev-Sol'un gerçekleştirmiş olduğu diğer önemli hadiselerden biri... Hüseyin Baybaşin, Beyti Et Lokantası'nda Emekli Orgeneral Hulusi Sayın'ı Özalcı kanatta yer aldığı ve Kürt soruna siyasi çözüm önerdiği için sorguladıklarını iddia ediyordu. Baybaşin, bu sorgulamadan bir süre sonra da Sayın paşanın öldürüldüğünü belirtiyordu. Eski THKPC'li, "Emperyalizm, CIA, Türkiye", "Yeni Dünya Düzeni", "Gizli Ordular" adlı kitapların yazarı Halil Özkul, Dursun Karataş'ın devlet içindeki bir takım güçler tarafından kullanıldığını en ince ayrıntılarına kadar anlatıyor. Halil Özkul,''Eroin gelirinden Türkiye ekonomisine yıllık milyarlarca dolar giriyor. Türkiye'de özel bir güç var. Kayacan'ın öldürülmesinin sebebi de devlet içindeki gizli güç'ün varlığından haberdar olmasıdır" diyor.

SABANCI CiNAYETiNDE iLGiNÇ BAĞLANTILAR
9
Ocak 1996 günü saat 11'de herkes gözlerini Sabancı Center'ın 25. katına çevirdi. Bu Dursun Karataş suikastının kilit noktasıydı. Sakıp Sabancı sermaye piyasasındaki yükselişi ve Kürt sorunuyla ilgili hazırlattığı raporlarla gündemdeydi. Bu raporlar bazı çevreler tarafından farklı algılanmış olabilirdi. Emekli Yargıç Albay Ümit Kardaş konu ile ilgili şunları söylüyor:

Karşımızdaki güç kesinlikle yüzeysel bir konu olmayıp ucu 70'li yıllara giden, devlet içerisindeki çekirdek kadro ile ilgili bir konudur. Şurası bir gerçektir ki bugün devlet içerisinde feodal güçler oluşmuştur. Kimi zaman Türkiye bu feodal güçlerin çatışmasına sahne olmaktadır. Ben açıkçası Sabancı cinayetinin de devlet içerisindeki bu çekirdek kadro tarafından Dursun Karataş'a havale edildiğini düşünüyorum. Çünkü Sabancı Kürt sorunuyla ilgili olarak açıkça bir barıştan bahset

ERGENEKON'UN KUYRUĞUNA BASTI
Yazar Erol Mütercimler, her şeyin üstünde, içinde askerlerin, emniyetçilerin, gazetecilerin, profesörlerin bulunduğu 1960 yılında Ergenekon adlı bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor. Mütercimler, Dursun Karataş'ın da bu örgüt tarafından kullanıldığını iddia ediyordu. Dev-Yol tarafından öldürülen MİT müsteşar yardımcısı Hiram Abas, Dev-Sol örgütünün bazı mafya babaları, emniyet müdürleri ve siyasilerle bağlantılı olduğunu düşünüyor ve Mehmet Eymür ve Atilla Aytek'e rapor hazırlatıyordu O günlerin canlı tanığı Mahir Kaynak, bombanın Hiram'ın elinde patladığını ve bu raporların basına sızdırıldığını söylüyor:

"Bu olay patlak verdiğinde devlet içerisindeki klikler savaşı doruk noktasına ulaşmıştı. Aslında birçok siyasi cinayetin arkasında da bu kanatların egemenlik mücadelesi vardı. Hiram bir odaktı. Raporu Hiram'ın Dev-Yol tarafından öldürülmesi şaşırtıcı değildi. Hiram'ın, Ergenekon isimli olduğunu iddia ettiği özel harp gücünün kuyruğuna bastığını kimse görmemişti. Bunun devlet içinde bir klikler savaşı olduğunu kimse düşünmemişti. Dev-Yol kurucusu Paşa Güven yer altı dünyasının ünlü ismi Dündar Kılıç'la cezaevinde aynı koğuşta kalıyordu. İki liderin hapishane dostluğu Dev-sol'un uyuşturucu ticaretine girmesinden, devlet içindeki eylemlerine kadar devam eden inanılmaz olaylar zincirinin başlangıcını teşkil etti. Paşa Güven, MHP'li Gümrük Bakanı Gün Sazak ve eski Başbakan Nihat Erim suikastlerinden sonra Lübnan'a geçmişti. Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi lideri George Habbaş ile yakın ilişkiye girdi. 1983'te Lübnan'ı terk ederek siyasi mülteci olarak Fransa'ya giden Paşa Güven, Hiram'ın kanı henüz kurumadan sadece 15 gün sonra, 9 Ekim 1990'da yanına yaklaşan saldırganın tek mermisiyle öldürüldü. Dev-Sol, Paşa Güven'in öldürülmesini üstlenmedi. Oysa uyuşturucu dünyasının ünlü ismi Hüseyin Baybaşin 15 Nisan 1996'da PKK'nın Avrupa'da yayınlanan gazetesine Güven'in kontr-gerilla/özel harp dairesi tarafından yetiştirildiğini söylüyor ve Dev- Sol'un birçok hedefinin aslında kontr-gerilla'nın hedefi olduğunu belirtiyordu. "

BAY TAŞERON
Dursun Karataş, Dev-Yol lideri Birileri düğmeye basınca o hemen faaliyete geçerdi. Dev-Yol ve Dev-Sol 1977-1980 döneminde kitlesel ve örgütsel olarak en büyüğü ve en güçlüsüydü Türkiye düşmanı devletlerin ve bölgemizdeki çeşitli devletlerin istihbarat servisleriyle çok iyi dosttu. 1980'lerde Suriye istihbaratının 1990'lardan sonra batılı ülkelere çalışan taşeron örgüt Dev-Sol'un lideri Dursun Karataş, hala bir sır olan örgütü kuruşu, 1989'da cezaevinden firarı, derin ilişkileri dikkatlerden kaçmamıştır. Ülke ülke gezmiş, kılıktan kılığa girmiş, örgütü yurt dışından yönetmiş, tetikçilerine Türkiye'yi sarsacak dalgalandırıcı eylemler yaptırmış Karataş, Batılı gizli servislerin derin koruması altında yaşamıştır. Birçok şaibeli suikastin emrini veren ve tam tamına 29 kez polisin elinden kurtulmayı başarabilen Dursun Karataş'ın bu suikastları devrim adına mı yoksa bir takım güçlerin veya karşı olduğu sermaye çevrelerinin adına mı gerçekleştirdiği belli değildi. Dev-Yol&Dev- Sol cinayetlerinin derin devlet hedefleriyle çakışmasına dikkat çekelim.

GELLİ'NİN PROJESİ
P2 Mason Locası'nın lideri Licio Gelli, dünyanın birçok ülkesinde kaos çıkartacak çok özel suikastler için taşeron örgütlere tam destek sağlıyordu. İtalya başta olmak üzere İngiltere, Almanya, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerde işlenen cinayetleri perde arkasından seyreden Gelli, bu konuda hiç taviz vermedi. İtalya ve Türkiye'deki suikastlerin benzerlikleri o günler için hasır altı edilse de, bugünler için artık gizli değil. Suikastlerdeki ortak noktalara dikkat çeken İngiliz gazeteci Willan, P2 Mason Locası'nın uzantısının Türkiye'de çok önemli faaliyetlere imza attığını söylüyor...

TAKVİM'DEN YEPYENİ BİR YAZI DİZİSİ... "GLADYO"

DERİN DARBELER

P2 BAŞBAKAN'I ÖLDÜRTTÜ

PAPA'YI VUR EMRİ P2'DEN...

İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ M16 AJANI ÇIKTI


İŞTE GLADYO'NUN PATRONU