Kıbrıs'a iki toplumlu federasyon

Heybeliada Ruhban Okulu'nun da açılmasını isteyen Clinton, Kıbrıs'ta ise iki toplumlu bir federasyon görmek istediklerini açıkladı.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Kıbrıs'a iki toplumlu federasyon
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türkiye'nin bölgesel istikrarını tehdit edenlere karşı müttefiki ABD'nin, müttefiki ile yan yana olduğunu belirterek, "Türkiye'ye ve güvenliğine olan bağlılığımız kale gibi sağlam ve sarsılmazdır" mesajını verdi. Clinton, Davutoğlu ile terörle mücadele konusunu görüştüklerini belirterek, "Buna PKK'da dahil" dedi. Heybeliada Ruhban Okulu'nun da açılmasını isteyen Clinton, Kıbrıs'ta ise iki toplumlu bir federasyon görmek istediklerini açıkladı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile İstanbul Sait Halim Paşa Yalısı'nda bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından iki bakan, basının karşısına çıktı. Ortak basın açıklamasında sözü ilk olarak alan Bakan Davutoğlu, Türk-Amerikan ilişkilerinin küresel barışa katkı yapan en somut ilişkiler arasında olduğunu söyledi. ABD Başkanı Barak Obama'nın, 'model ortaklık' tanımını hatırlatan Bakan Davutoğlu, "İlişkilerimizi her alanda en üst düzeye çıkarmaya kararlıyız" dedi.

"TERÖR, ANA GÜNDEMİMİZDİ"

Davutoğlu, son aylarda en yoğun görüşme yaptığı muhatabının Hillary Clinton olduğunu belirterek, "Çok sık telefon görüşmeleri yaptık. Son görüşmemizde İstanbul'da uzun bir değerlendirme yapmayı konuşmuştuk. Fakat görüşmemizde bütün gündemi bitirmek mümkün olmadı. Görüşmemizde ikili ilişkilerin dışında, bölgesel konuları kapsamlı bir şekilde ele aldık. Ortadoğu'daki gelişmeler ve bu gelişmelerin bölge üzerindeki etkilerini karşılıklı olarak paylaştık. Türkiye-Ermenistan ilişkileri dahil olmak üzere Kafkasya'daki gelişmeleri kapsamlı şekilde görüştük. Balkanlarla ilgili görüş alışverişi yaptık. Türkiye-İsrail arasındaki son gelişmeleri konuştuk. Türkiye - AB ilişkileri, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son aşamayı da paylaştık" açıklamasında bulundu. Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit düşmesi ile sonuçlanın terör saldırısını da konuştuklarını açıklayan Davutoğlu, "Son PKK saldırısı dolayasıyıla terörle işbirliği, gündemimizin ana maddesi oldu. Teröre karşı uluslararası dayanışma ihtiyacını vurguladık" dedi.

"İLİŞKİMİZ KALE GİBİ SAĞLAM, SARSILMAZ"
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İstanbul'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. "Bu önemli görüşmelerde ülkemi temsil etmek, benim için çok büyük onurdur" diyen Clinton, ayrıca Türkiye'nin Güneydoğusu'nda hayatını kaybeden 13 asker için başsağlığı dileğinde bulundu. Clinton, Türkiye'nin bölgesel istikrarını tehdit edenlere karşı ABD'nin, müttefiki Türkiye ile yan yana olduğunu belirterek, "Türkiye'ye ve güvenliğine olan bağlılığımız kale gibi sağlam ve sarsılmazdır" dedi. İki yıl önce Ankara'da, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Türkiye ve ABD arasındaki ittifakı yenilemeyi, özellikle Türk ve Amerikan halkları arasındaki dostluk üzerinde odaklanmayı vaad ettiğini hatırlatarak, "Bugün bunu güvenle söyleyebiliriz ki, bağlarımız sağlam, dostuğumuz emin ve ittifakımız güçlüdür. Bu ortaklığın kökleri, uzun bir geçmişe ve çok uzun bir ortak çıkarlar listesine uzanıyor. Fakat, herşeyden önemlisi ortak demokratik değerlerimize uzanıyor" dedi.


"TÜRKİYE'NİN EKONOMİK GÜÇ OLARAK YÜKSELİŞİNİ MUTLULUKLA KARŞILIYORUZ"
Bu ortak demokratik gelenek merceğinden bakıldığında ABD'nin, Türkiye'nin ekonomik güç olarak yükselişini, bölgede ve ötesinde liderliğini, en zor küresel konularda değerli müttefikliğini mutlulukla karşıladığını söyleyen Clinton, iki ülke ilişkilerinin geleceğine ilişkin birkaç noktaya değinmek istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Öncelikle ekonomik cephede, birlikte karşılaştığımız stratejik konuların ciddiyetinden dolayı, ilişkimizin ekonomik boyutu sıklıkla gözden kaçırılabiliyor. Ancak Cumhurbaşkanı Gül ve Başkan Obama'nın teyit ettikleri gibi, Türkiye ve ABD arasında artan işbirliği, ortaklığımıza enerji kazandırıyor. Bu yıl iki ülke arasındaki ticaret yüzde 50'den fazla artmıştır. Bu da daha fazla istihdam ve daha fazla refah demektir her iki ülke adına, ancak önümüzde daha da büyük bir potansiyel görüyoruz, ticaret ve yatırımı daha da geliştirmeye bağlıyız."

"BAĞLARIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRMENİN YOLLARINI GÖRÜŞTÜK"
İki ülke milletinin girişimci olduğundan söz eden Clinton, Türkiye'nin ikinci küresel girişimcilik zirvesine ev sahipliği yapacak olmasının, Washington'da kaydedilen ilerlemeyi daha da pekiştireceğini kaydetti. İki ülkenin halkları ve iş dünyası arasında daha da yakın bağların geliştirilebileceğine vurgu yapan Clinton, "Bu zirveye başlarken, kamu - özel sektör arasında yeni başlangıç ortaklıkları olabilir. Coca Cola şirketi, İstanbul Ticaret Odası ile birlikte çalışarak, Türk kadın girişimcilere hibeler, eğitim ve rehberlik sunmak için çalışıyor. Küresel Girişimcilik Programı sayesinde, Türk liseleri ve üniversiteliri ile çalışarak, Türkiye'nin gelecek nesil iş dünyası liderlerini ABD'de genç mevkidaşları ile biraraya getirmek için çalışıyoruz. Bugün Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile bağlarımızı daha da güçlendirebilmenin yollarını görüştük" dedi.

"RUHBAN OKULU AÇILSIN"

Türkiye'nin önündeki Anayasa reform sürecini hatırlatan Clinton, gençlerden ifade ve din özgürlüğü sınırlamalarına ilişkin endişelerini duyduğunu dile getirerek, "Bu sürecin sivil toplumun siyasi yelpazenin bütün siyasi partilerini dahil edeceğini umuyoruz. Umuyorum ki yakın zamanda Heybeliada Ruhban okulunu açma konusunda ek adımlar atılarak, Türkiye'nin demokrasisinin gücünü ve değişen bir bölgede liderliğini vurgulayacaktır" diye konuştu. Clinton, Bakan Davutoğlu ile Libya, Suriye ve Afganistan'daki durumun yanı sıra, Türk askerlerinin Afgan güvenlik güçlerine, kendi güvenliklerini sağlayabilmeleri için eğitim vermeleri ve terörle mücadele konularını görüştüklerini belirterek, "Şiddetli aşırıcılıkla, terörle mücadelemiz buna PKK'da dahil" dedi.


"SURİYE'DE REFORM SÜRECİ GEREKLİ"
İki dışişleri bakanı açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye'ye ilişkin bir soru üzerine Clinton, Suriye'de şiddetin sonuna gelinmesinin, Türkiye ile ortak istekleri olduğunu ve bu konuyu Bakan Davutoğlu ile paylaştıklarını ifade ederek, "Suriye'nin geleceği, Suriye halkına bağlıdır ancak, muhalefetin bir araya gelme, gündem oluşturma çabası siyasi reformun önemli parçası. Muhalefetin birayaya gelme çabaları, siyasi reformun çok önemli parçası. Her ülke bu tür düzenlemelere izin vermelidir. Suriye halkının kendileri için yaptıklarını görmek önemli. Bunu Amerika yapmıyor, Suriyeliler yapıyor. Barışçıl işbirliği içerisinde yol düzenlemeye çalışıyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Aynı soruya Davutoğlu, "Suriye'de halkın taleplerini göz önüne alan bir reform sürecini gerekli görüyoruz. Sayın Esad da son konuşmasında, çok partili sisteme geçileceğinin işaretlerini verdi. O zaman bu reform çerçevesinde muhalefetin oluşması da doğaldır. İsteriz ki Suriye bu doğal reform süreciyle bu süreçten çıksın. Bütün meselemiz, Suriye'nin istikrarının güçlenmesi" dedi.



"KIBRIS'TA İKİ TOPLUMLU FEDERASYON GÖRMEK İSTİYORUZ"
Kıbrıs'a ilişkin bir soru üzerine Clinton, ABD'nin 2004 yılında Kıbrıs halkına sunulan referandumu çok aktif bir şekilde desteklediğini belirterek, "Ancak sonucu bizi hayal kırıklığına uğrattı. O referandumun şu an hala gündemde olan ve aşılması zor konuları çözebileceğini düşünüyorduk. Kıbrıs'ta şu andaki statükonun kimsenin yararına olduğunu düşünmüyoruz. Yenilenmiş ve yeniden enerji kazanmış, BM'nin başında olan çabaları destekliyoruz. Kıbrıslıların kendileri bundan sorumlu çünkü çözümle ilgili kararı onların vermeleri gerekiyor. Biz en kısa zamanda iki toplumlu bir federasyon görmek istiyoruz" yanıtını verdi.