Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın, "babasına yönelik suikastin ardındaki isimlere" dikkat çektiği açıklaması gözleri, 18 Haziran 1988'deki ANAP Kongresi'nde dönemin Başbakanı Özal'a yapılan suikastın kilit ismi Kartal Demirağ'a çevirdi. 1992 yılında şartlı tahliye ile serbest kalan Demirağ, daha sonra birçok adli suçtan cezaevine girip çıktı. Özal suikastiyle ilgili cezası temyize giden Demirağ, 2008 yılında çeksenet suçundan 4 yıl 2 ay ceza alarak, İzmir Buca F Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Burada 54 yıllık hayatını 2 bin sayfadan oluşan bir kitapta toplayan tetikçi, Ahmet Özal'ın açıklamalarının ardından harekete geçti. Avukatı Neslihan Benlier Vona'yı cezaevine çağıran Demirağ, kitabın taslağını avukatına teslim etti. Suikastle ilgili bilgi ve belgelerin kendisinde olduğunu iddia eden Demirağ'ın, "Kitap olay yaratacak. Özal suikastının bilinmeyenlerini bu kitap aydınlatacak. Çok şaşırtıcı isimler var" dediği öğrenildi. Avukat Vona, "Kartal Demirağ'ın Anıları" ismiyle piyasa çıkacak kitabın yayın haklarını, açık arttırmayla satışa çıkaracaklarını söyledi.
KONTRGERİLLAYI DA ANLATACAK
Kartal Demirağ'ın, 2 bin sayfadan oluşan kitabında, karıştığı tüm olayları belgeleriyle anlatacağı öğrenildi. Özal'a 2 kurşun sıkan tetikçinin, 1980 öncesinden başlayarak yer aldığı öğrenci olaylarını, kontrgerilla eğitimini nasıl ve kimlerden aldığını, Özal'ı vurmadan önce yattığı cezaevinden nasıl kaçtığını, suikaste nasıl karar verdiğini, suikast günü Atatürk Spor Salonu'nda yaşadıklarını ve suikastın perde arkasını anlatacak. Suikastten sonra yapılan ilk araştırmada Demirağ'ın kontrgerilla bağlantıları tespit edilmiş ancak daha sonra olayın üzerine gidilmemişti.
ÖZAL'I ZEHİRLEDİLER
Ahmet Özal'ın, "Babam zehirlenerek öldürüldü" iddiası gündeme bomba gibi düşerken, aynı parelelde bir açıklama da Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'dan geldi. Birkaç ay önce Mesut Barzani'nin daveti üzerine Erbil'e giden Semra Özal, İstanbul'daki evinde Rudaw gazetesine röportaj verdi. Eşinin 1993'te "zehirlenerek" öldüğünü söyleyen Semra Özal, eşinin zehirlendiğine dair ellerinde bulunan belgeleri yetkili kurumlara verdiklerini ancak bu belgelerin yok edildiğini öne sürdü.
