Kara altın savaşları

Petrol fışkıran Ortadoğu, yüzlerce yıldır dünyanın en yakından ilgilendiği bölge oldu! Türkiye de stratejik konumu nedeniyle kendini hep yaşanan sıcak ve soğuk savaşların içinde buldu.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 10 Kasım 2016 Güncelleme 10 Kasım 2016, 01:37
Kara altın savaşları

İÇİNDEKİLER

Almanlar, Musul'da 1871'de petrol bulunca bu topraklar bir kez daha büyük önem kazandı. Böylece günümüze kadar süren Ortadoğu'daki sönmeyen kaos ateşi yakıldı. Kara altın yüzünden bölgede bir türlü barış sağlanamadı. Hem sıcak, hem de soğuk savaşlar yaşandı. Enerji koridorundaki ülkemiz de stratejik konumu yüzünden hep bu çekişmelerin ortasında kaldı.

Türkiye, Musul'da neden İran'ı istemiyor?
Musul DEAŞ kontrolüne geçmeden önce Arap, Kürt, Türkmen, Süryani ve Ezidilerin yaşadığı 2 milyon nüfuslu bir şehirdi. Bu nüfusun % 90'ı da Sünniydi. Kürtler, Ezidiler ve Şii Türkmenler DEAŞ'tan kaçınca nüfus 1,5 milyona indi. Şii kontrolündeki merkezi Irak Hükümeti, şehre İranlı milisleri sokmak istiyor. Bu da bölgedeki Sünni Araplar ve Türkiye tarafından endişeyle karşılanıyor. Çünkü yaşanan karmaşa nedeniyle şehrin ve bölgenin Sünni halkının önce katliama uğratılması sonra da Şii nüfus tarafından işgal edilmesinden korkuluyor. Şiilerin kontrolündeki Irak ordusuna ek olarak İran tarafından yetiştirilen Haşdi Şabi adlı Şii milisler, Sünni halkı korumak bir yana ele geçirdiği pek çok yerde katliam yaptı ve halkı göçe zorladı.

Petrolün önemi nedir?
İnsanlık, ilk çağlardan beri petrolün farkındaydı. Gemi kalafatlama, ısıtma, sıva hatta ağrı kesici bile olarak kullanmıştı. Petrol, insanlığa göre kelimenin de anlamı olan sadece taş yağıydı. Ne zaman ki 1853'te ABD'de derin sondajla petrol çıkarıldı dünya tarihi de değişti. Bugünkü dünya düzeninin başlangıcı sanayi devrimidir. Kömürün yakılarak buhar enerjisi elde edilmesi bu sayede insan gücünün yetmediği makinelerin çalıştırılması sanayi devriminin başlangıcı oldu. Bunun fitili James Watt'ın 1763'te buharla çalışan ilk makineyi icat etmesi, zengin kömür yataklarıyla İngiltere'de yakılmıştı. O yüzden de İngiltere dünyanın lider ülkesi oldu. İkinci sanayi devrimi denen 1870'den sonra ise asıl enerji maddesi petrol olmaya başladı. Çünkü petrol 1860'dan sonra damıtılmaya ve peş peşe gaz yağı, benzin ve fuel oil gibi yan ürünler elde edildi. Birinci sanayi devrimine geç kalan Almanya ve ABD gibi ülkeler petrolün önemini anlamışlar ve İngilizler'den önce dünya petrol yataklarını aramaya başladı. Bu durum İngiltere'nin liderliği kaptırması demekti.

Dünya üzerindeki petrol rezerv durumu nedir?
Ortadoğu ve özellikle de Irak üzerindeki kavganın nedenini de T.C. Enerji Bakanlığı'nın verdiği resmi bilgiden de anlayabiliriz: "Petrol rezervinin 109,7 milyar tonu (%47,7) Ortadoğu ülkelerinde... 2014 yılında dünya petrol üretimi günde 93,2 milyon varile ulaşırken 2030 yılında dünyanın en büyük petrol ithalatçılarının Çin ve Avrupa olması öngörülmektedir. Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %72'lik bölümü, ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge ülkeleriyle komşu olup enerji zengini Hazar, Orta Asya, Ortadoğu ülkeleri ile Avrupa'daki tüketici pazarlan arasında doğal bir "Enerji Koridoru" olmak üzere pek çok önemli projede yer almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. Türkiye'nin sahip olduğu en eski boru hattı Kuzey Irak'ta yer alan Kerkük petrollerini batıya ulaştıran, Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı'dır. Hattın taşıdığı ham petrol miktarı 1999 yılında 305 milyon varile ulaşmıştır. 2015'te bu hattan 192,7 milyon varil ham petrol taşınmıştır. Petrol taşıyan bir diğer boru hattı 28 Mayıs 2006 tarihinde faaliyete geçen Bakü- Tiflis- Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru hattıdır. 22 Haziran 2008 tarihinde hattın taşıma kapasitesi günlük 1 milyon varile ulaştırılmış olup, hatan daha fazla petrol taşınmasının sağlanması amacıyla yürütülen çalışmalar neticesinde kapasite 2009 yılında günlük 1,2 milyon varile çıkartılmıştır. Hattan 2015 yılında 262,2 milyon varil ham petrol taşınmıştır.

İngilizler nasıl geldi?
İNGİLİZ İmparatorluğu petrolü ele geçiremezse çökeceğini bildiği için önce İran'a girdi. İngiliz madenci William Knox D'arcy, Anglo- Persian Oil Company'i kurarak 1901'de İran Şahı Muzafereddin'le anlaştı. İran petrollerinin 60 yıllık imtiyazına sahip oldu. Adalar ülkesinde askeri gemilerde kömür yerine petrol kullanılmaya başlayınca ihtiyaç arttı. Bu kez şirketin çoğunluk hisseleri alındı.

Musul 'un önemi nasıl arttı?
Mezopotamya'nın önemini ilk anlayanlar Almanlar olmuştu. Bölgede 1871'de ilk sondajı yaptılar ve burada zengin petrol yatakları olduğunu Sultan Abdülhamid'e bildirmişlerdi. Padişah 1888 ve 1889'daki fermanlarla Bağdat ve Musul'daki petrolü hazine-i hassaya ait olduğunu ilan etti. Berlin- Bağdat Demiryolu'nu inşa eden Almanlar, bölgedeki yeraltı zenginliklerini çıkarma imtiyazını aldı. Bu haklarını Deutsche Bank'a devrettiler.

YARIN: İngiltere Osmanlı'ya ne teklif etti