'Var'yemez!

Sebze meyvedeki üretici ile tüketici fiyatı arasındaki uçurum daralmak bilmiyor. Ürünler tüketiciye 10 kata varan farkla ulaşıyor. Çiftçi kazanamamaktan yakınırken, vatandaş ürünü pahalıya tüketmekten şikayet ediyor. Üstelik Türkiye'nin üretimi her geçen yıl artıyor. Perakendecinin ürün az bahanesi de bulunmuyor.

NEDENİ, KAZANÇ HIRSI
Avrupalılar da Türkler gibi pahalılıktan yakınıyor. Ancak arada bir fark var. Bizdeki pahalılık kazanç iştahından, Avrupa'daki ise 'ürün kıtlığından' kaynaklanıyor. Avrupa'nın tükettiği sebzenin yüzde 80'ini yetiştiren İspanya'yı vuran ağır kış şartları, fiyatları astronomik noktalara çıkardı. İngiltere, İrlanda ve Finlandiya'da fiyatlar yüzde 250 artarken, İspanya'da da sebze alımına sınırlama getirildi. İngiltere'de ve İspanya'da süpermarketler sebzeleri 1 kilo veya 1 tane olarak sınırlandırdı. Türkiye'de ise portakal, patates, mandalina gibi pek çok ürün, üretici 30 kuruşa bile alıcı bulamadığı için tarlada-bahçede bırakılırken; tezgahlara 3 lira gibi fiyatlarla çıkıyor. Aydın'da bazı üreticiler para etmediği için portakalı dalında bıraktı. Çiftçi Remzi Gürbüz, tarlada 30-40 kuruşa alıcı bulmayan portakalın büyük şehirlerdeki marketlerde 2-3 liraya satıldığını, fiyatlarda orta yolun bulunması gerektiğini söyledi. Gürbüz, "Sebze ve meyve üreticiliği ciddi risk olmaya başladı. Maalesef tarla ile market fiyatları arasında fark çok büyük" diye konuştu.


KİMYASAL İLACA SINIR ŞART
Sebze-meyve üretiminde bin farklı çeşit kimyasal kullanılmasına tüketicilerden tepki yağıyor. Avrupa Birliği'nin ve Rusya'nın zirai ilaç kullanımına ilişkin kısıtlamaları bulunurken, bizde bir sınırın bulunmaması vatandaşı isyan ettirdi. Sadece bir elma oluşumunun bile 40-50 çeşit kimyasal ilaçla desteklenmesini eleştiren tüketiciler, "Kimyasal ilaçlar pek çok hastalığa neden oluyor. Ülkemizde kullanılmaması gereken kimyasallar listelenlemeli, sınırlandırılmalı. İyi denetim yapılmalı" dedi.

Özlem Kamer Tercanlı