Galatasaray - Trabzonspor maçı sonrası o yıldıza övgü! "Bazen Kante bazen Makelele"

Trendyol Süper Lig'in 11. haftasında Galatasaray ile Trabzonspor karşı karşıya geldi. İki ezeli rakibin kritik randevusundan gol sesi çıkmadı ve karşılaşma başladığı gibi 0-0 sona erdi. Mücadelenin ardından spor yazarları dev maçı değerlendirdi. İşte yorumlar...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Galatasaray - Trabzonspor maçı sonrası o yıldıza övgü! "Bazen Kante bazen Makelele"

Galatasaray ile Trabzonspor, Süper Lig'de kozlarını paylaştı. Rams Park'ta oynanan ve zirveyi ilgilendiren karşılaşmada iki takım da ağları havalandıramadı. Sayılmayan gollerin, verilmeyen penaltının ve çıkan kırmızı kartların yanı sıra direkten dönen topların ardından taraflar birer puanla sahadan ayrıldı.

Cimbom bir sonraki maçında Şampiyonlar Ligi'nde Ajax'a konuk olacak. Trabzonspor ise Süper Lig'de Alanyaspor'u ağırlayacak.

İki ezeli rakibin beraberlikle sona eren 90 dakikasının ardından spor yazarları maçı değerlendirdi. İşte yorumlar...

ULAŞ ÖZDEMİR: İNANÇ MESELESİ

Galatasaray, üç yıldır aynı teknik direktörle, kemik kadrosunu koruyarak ilerleyen, Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir yapılanma. Hem bütçesiyle hem kadro derinliğiyle Avrupa standardında bir takım. Trabzonspor ise henüz bu yolculuğun başında ama yönü doğru, niyeti samimi. O seviyelere er ya da geç ulaşacağına inanmak, bu hikâyenin özünü oluşturuyor. Değerlendirme yaparken bu farkı gözden kaçırmamak gerek. Maç öncesinde en çok merak edilen konu Trabzonspor'un merkez orta sahayı hangi kurguyla oluşturacağıydı.

Fatih Tekke bu sezon boyunca hem ikili hem üçlü merkezlerle farklı varyasyonlar denedi. Galatasaray cephesinde ise Okan Buruk'un Lemina'yı stoper pozisyonunda tercih etmesi, Tekke'nin çift merkez tercihini etkileyen unsurlardan biri oldu. Genel beklenti Galatasaray'ın maça önde baskıyla başlayacağı yönündeydi. Ancak Trabzonspor'un rakibini ön alanda karşılaması bu planı uygulamalarını epey zorlaştırdı. Maçın ilk yarısı iki takımın birbirini tarttığı, taktik disiplinin ön planda olduğu bir bölümdü. İkinci yarı da benzer bir dengede geçti.

Trabzonspor'un savunma hattı ve orta sahası görevini eksiksiz yerine getirirken, hücum hattı aynı verimliliği gösteremedi. Böyle yüksek tempolu deplasmanlarda skoru değiştirmek için Muçi, Zubkov, Onuachu ve Augusto gibi isimlerin etkili olması gerekiyor. Ancak bu maçta hücum hattı beklenen katkıyı sağlayamayınca galibiyet ihtimali giderek azaldı.

Trabzonspor'un bu genç ve dinamik kadrosu, sahadaki duruşuyla, mücadelesiyle ve özgüveniyle geleceğe umut verdi. Bu takımın temelinde hâlâ inanç var; o inanç, Fatih Tekke'nin "gerçek hedef" vurgusunun da cevabı aslında: Trabzonspor gerçeğini yaşıyor ve o gerçek, yarının inşa edildiği yer.

ONUR ÖZKAN: MAÇ SEÇME PROBLEMİ

Yazıya Trabzonspor'dan başlamazsak, bir şeyleri yanlış yapmış oluruz. Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim.
Trabzonspor'un bu sezon ortaya koyduğu model, Türk futbolu için örnek olacak bir modeldir.
Kariyere, isme, şöhrete değil geleceğe yapılan yatırım, ince eleyip sık dokuyarak tercih edilen scout transferleri ve Fatih Tekke'nin teknik adamlık meziyeti harika bir birleşim oldu.

Trabzonspor yönetimi, taraftarı yani kısacası camiası bu modelin arkasında durursa, transferde doğru eklemeler yapılırsa, çok değil 2-3 yıl içinde Süper Lig'de şampiyonluklar kazanan bir ekip izleyebiliriz.
Galatasaray'la ilgili görüşüm net… Ne teknik heyetiyle ne taraftarıyla ne de sahadaki oyuncu grubuyla Galatasaray'ın bir Süper Lig maçına Şampiyonlar Ligi maçı gibi hazırlandığını düşünmüyorum. Dün yine enerjide, konsantrasyonda, buna bağlı olarak da bireysel oyuncu performanslarında ciddi sorunlar vardı.

"Ne olursa olsun ben bu ligde şampiyon olurum" mantığı Galatasaray'a bazen önemli zararlar veriyor.
Trabzonspor'un yorulmasının da etkisiyle son 10 dakika dışında maça ağırlığını koyamayan bir takım izledik dün. Savunma kısmında özellikle Lemina'nın insan üstü performansıyla çok sorun yaşanmadı. Ancak üretkenlik ve set organizasyonu problemliydi.
Sahanın iki yıldızı Lemina ve Oulai'ydi… Lemina elit stoper performansı verdi. Oulai ise bazen Kante bazen Makelele gibiydi.
İnanılmaz bir potansiyel.

ZEKİ UZUNDURUKAN: KİLİT VE ANAHTAR

İki takım futbolcularını da ortaya koydukları müthiş mücadele nedeniyle tebrik etmek lazım. Özellikle de Trabzonspor'u! Bu statta böylesine taraftarın baskı yaptığı, sahadaki takımlarına enerji yaydığı bir ortamdan puan çıkarmak büyük iş.
İki takım da kazanabilirdi. Trabzonspor, genç ama mütevazı kadrosu ile Galatasaray'ı durdurmayı başardı. Sahada yüreği ile oynayan, kazanmayı çok isteyen bir Trabzonspor vardı. Galatasaray çok güçlü bir takım.
Bu statta yenemeyeceği takım yok. Dünya devi Liverpool'a top göstermeden yıkıp geçtiler.

Fatih Tekke dersine çok iyi çalışmış. Galatasaray'a hiç boş alan bırakmadılar. Kanatları Pina ve Mustafa ile iyi kapattılar. Sakatlanıp çıkana kadar Savic savunmaya liderlik yaptı. Batagov maçın yıldızıydı. Hatasız bir maç çıkardı.
Galatasaray, Trabzonspor'a 90 dakika boyunca bir üstünlük kuramadı. Osimhen, Barış Alper, Yunus Akgün ve Sane belki de kariyerlerinin en vasat futbolunu oynadılar.
Bunda Trabzonspor'un akıllı oyununun büyük payı vardı.

İlk 45'te iki takım adına sahanın en iyileri Savic ve Lemina'ydı. Savic, Osimhen'i; Lemina da Onuachu'yu iyi durdurdu. İki takım da duran toplardan etkili olmaya çalıştı. İki takımın da birer topu (Osimhen ve Zubkov) direkten döndü.
Yunus Akgün oyunda kaldığı süre içinde çok etkisizdi. Pina, Savic'ten sonra Trabzonspor'un etkili ismiydi.
Çok çalıştı, savaştı, Barış Alper'e nefes aldırmadı. Sane-Mustafa Eskihellaç eşleşmesinin genelde galibi Mustafa idi.
Muçi ilk yarıda çok etkisizdi. Çok top kaybı ile oynadı. İkinci yarıda biraz toparlandı.

Folcarelli, her zamanki standart futbolunu oynadı. Orta alanı ayakta tuttu. Oulai, şık çalımları, kıvrak hareketleri ile Galatasaraylı oyuncuları çok yordu. Galatasaray, maç boyunca ritmini bulamadı.
Çünkü Galatasaray'ın hızını kesen, oyununu bozan bir Trabzonspor vardı sahada.
İki takım da derbinin büyük bölümünü temposuz oynadı.
Aslında Okan hoca da Fatih hoca da maçı riske atmadı, kaybetmekten korktu.

Hakem Cihan Aydın, Bouchouari'ye gösterdiği kırmızı kartta haklıydı. Bouchouari oyuna yeni girmişsin. O hareket nedir Allah aşkına! Az daha takımını yakıyordun!
Fatih hoca her şey iyi güzel de.
Vişça'yı bu kadar yok saymanı doğru bulmuyorum.
Bouchouari yerine tecrübe abidesi Vişça'yı oyuna alsan, belki maçı kazanırdın. Oysa kilitlenen maçın anahtarı Vişça'nın cebindeydi.

Galatasaray, geçen yılki futbolunun gerisinde mücadele ediyor. Beşiktaş'tan sonra Trabzonspor derbisini de kazanamadı.
Trabzonspor ise dünkü futbolu ile zirve yarışının içinde olacağını bir kez daha gösterdi.
Satranç maçı gibi bir derbi oldu.
Gol sesi çıkmadı ama yürekli bir mücadele vardı sahada.
Bu derbiden çıkan sonuç, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı iştahlandırdı.
Lider Galatasaray'ın yarışta iki puan kaybetmesi; Beşiktaş- Fenerbahçe derbisinin önemini daha da artırdı.
Enteresan bir şampiyonluk yarışı oluyor.

MUSTAFA ÇULCU: KENDİSİNİ KABUL ETTİRDİ

Galatasaray oyuna istediği gibi değil hatta kötü başladı. Trabzonspor rakibin önde baskısını kırdı. Sane ve Barış'ın önünü iyi kapattılar. Her iki takım sonuca gitmek istedi ancak final pasları, tercihleri ve beceriksizlikleri skoru değiştirmeye yetmedi, berabere bitti.

Cihan Aydın öyle basit temaslara fauller çalıyor ki futbol ülkemizde sanki farklı kurallarla oynanıyor. Sonra da net sarıları çıkarmıyor. Maçın başında Zubkov'a kontrolsüz hareketinden Sara'ya sarı çıkarmadı. 13. dakikada Galatasaray Osimhen- Savic mücadelesinde penaltı bekledi. Hakemin devam kararı doğru. Elkolları illegal kullanarak Zubkov'a müdahalesinde Eren'e sarı çıkmalıydı çıkarmadı. Auta çıkan top sonrası topsuz alanda Abdükerim'i reklam panolarına iten Pina'ya sarı çıkmalıydı sözlü ikazla geçti. Maçın majör kararı, 26. dakikada kornerden gelen topa Muçi vurdu. Kısa mesafeden top Sara'nın sol kapalı eline geldi. Trabzonspor penaltı bekledi fakat devam kararı doğru. 39. dakikada Barış açık ve net bir şekilde Pina'yı formasından çekerek durdurdu, sarı olmalıydı göstermedi.

40. dakikada Mustafa'ya elkolları illegal kullanarak yaptığı faulde Sallai'ye sarı çıkmalıydı. Galatasaray'ın iptal edilen golünde Torreira açık ofsayt iptal kararı doğru. Yunus'a yaptığı kontrolsüz harekete Folcarelli'ye sarı çıkarmadı. 77. dakikada Galatasaray'ın iptal edilen golünde Sane ofsayt karar doğru. Bouchouari'nin Sallai'ye yaptığı sert faulünden dolayı ihracı net doğru. Çıkmayan sarı kartlara rağmen oyun hakemin kontrolündeydi. Oyun ve oyuncular hakemi kabul etti, ikinci yarı daha başarılıydı.

LEVENT TÜZEMEN: RAKİBİNİ ÇÖZECEK FORMÜL ÜRETEMEDİ

Fatih Tekke, Galatasaray'ı mükemmel analiz etmiş. Trabzonlu oyuncular, çok dikkatliydiler. Galatasaray'a rahat pas ortamı bırakmadıkları gibi geniş alanda da hücum yapmasına izin vermedi. Yunus ve Sane'nin etkisiz oyunları Galatasaray'a hücum zenginliği yaratamadı. Sane yine de rakibi kovalayarak ve savunmaya yardım ederek hücumdaki eksikliğini giderdi.

Barış ve Sallai'nin kanatlardan yaptığı ortalar etkisizdi. Orta yapacak oyuncuların belirli bir planı olmalıdır. Gelişigüzel orta yapılamaz. Maalesef Barış ısrarla Pina'yı geçmeye çalıştığı için çok top kaybı yaptı. Trabzon'un savunmasını fazla öne çıkarmaması ve pozisyon hatası yapmaması zaten pas almakta zorlanan Osimhen'in pozisyon üretmesini zorlaştırdı. Nijeryalı yıldızın tek etkili vuruşu, direkten dönen kafa şutuydu. Galatasaray'ın hala geniş bir kadrosu olduğuna inanmıyorum. Okan hoca, uzun süre elinde sahaya sürecek yeterli oyuncu olmadığı için Yunus'u etkisiz olmasına rağmen değiştiremedi. Galatasaray, Trabzon'u çözecek formülü üretemedi. Trabzon ise Zubkov ile Uğurcan'ı tehdit eden pozisyonlar üretti.

Galatasaray adına en iyi oynayan futbolcular Torreira, Lemina ve kaleci Uğurcan oldu. Trabzonspor ise takım olarak Galatasaray maçına kafaca iyi hazırlanmışlar. Çünkü iyi mücadele ettiler. Galatasaray, Beşiktaş'tan sonra Trabzon'a da evinde takıldı.

REHA KAPSAL: KAZANÇ MI KAYIP MI?

Ligimizin en formda olan iki takımının maçı... Galatasaray kendi saha ve seyircisi önünde avantajını kullanmak isterken, Trabzonspor da yakaladığı seriye sürdürmeyi amaçladı.
İlk yarıda hemen hemen dengeli bir oyun oynandı. İki takım da çok pozisyon üretemedi. Bunun nedeni özellikle orta saha başta olmak üzere sahanın hiçbir yerinde sayısal üstünlük sağlayamadılar.

Sarı-kırmızılar hücumda İlkay Gündoğan gibi hücumda ve oyunda bağlantı liderinin eksikliğini net şekilde yaşadı. Üstüne orta saha temposuzluğunu Lemina'nın stoper oynamasından dolayı çok yaşadılar.
Trabzonspor'da ise orta sahanın boş kalması ve rakibin alan bulmasının nedeni Muçi, Zubkov ve Augusto'nun enine ve boyuna bu alanı daraltmamasıydı.
Takımın kompakt yapısını zaman zaman olumsuz yönde etkiledi bu durum. Savunma ve hücum birlikteliğini olumsuz yönde etkiledi.

İki takımın forvet oyuncularının teknik ve atletik özelliklerinden dolayı hücum oyunlarında farklılıklar ortaya çıktı. İşin tuhafı; bulunan açık alan ataklarında sarı-kırmızılı oyuncular buna uygun profilde olmasına rağmen birebirlerde istenilen üstünlüğü rakibine karşı sağlayamadı.
Bordo-mavililerin hücum hattı ise çok atletik olmadığından onlar da geçiş hücumlarında etkili olamadı.
Maçın sonunda her iki takım birer puan kazandı mı yoksa iki puan kaybetti mi?
Galatasaray ile Trabzonspor bu sorunun karşılığını bu akşam oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin sonunda öğrenecek.

SAVAŞ ÇORLU: DEV HÜSRAN

İki takımın son durumları- kayıp mı! na baktığımda güzel, keyifli ve bol gollü bir maç olmasını bekliyordum. Dev maçta az pozisyon ve kaliteli futbol olmaması beni şaşırttı.
Trabzonspor, maça 4-4-2 ile başlamış olsa da takım halinde kapanıp önce gol yememe düşüncesiyle Galatasaray'ın ön alan baskılı oyununu da düşürdü.

Uğurcan, Onana, Osimhen ve Onuachu gibi yıldızlar ile "Kalecilerin ve golcülerin gecesi olacak" dediğimiz dev maçta ne bir kurtarış ne de bir gol izleyememek şaşırttı.
Kanatları çalışmayan Galatasaray'da Yunus Barış ve Sane'nin etkisiz oyunu Osimhen'in topla buluşamaması!

Yunus, Kaan, Barış İcardi, Eren Ahmet değişiklikleri oyuna da skora da en ufak bir etki yapmadı. Kısır futbol ile maçın orta hakemi Cihan Aydın ve var hakemi Alper Çetin de son zamanların en rahat maçlarını yönetmiş oldular.
Osimhen ve Zubkov direkten dönen, Torreira ile Sane'nin ofsayta takılan geçersiz golü dışında pozisyon izleyememek dev maça yakışmadı ve yine büyük bir maçta büyük hüsran oldu.

İSKENDER GÜNEN: MAÇIN EN İYİSİ OULAI'YDİ

Trabzonspor, her geçen gün kendi kimliğine gelişerek gelmekte. Kimlik, büyük takım olgusudur. Genç ve deneyimsiz oyuncular olmasına rağmen Trabzonspor, bir sistem takımı olma yolunda. Fatih Tekke gerçekten büyük bir iş başarıyor. Daha iyisini yapabilirler mi, o da 'hücumda istenilen düzeye geldikleri zaman' olarak yorumlanabilir. Saha içi yardımlaşmayı iyi yapan ve mücadele gücü yüksek bir Trabzon vardı sahada. Sağ kenarda Pina, mükemmel bir performans gösterdi. Savic-Bagatov ikilisi, Osimhen ile iyi savaştı ve rakibi etkisiz kılmayı başardılar. Orta alanda ise Christ Oulai dünkü karşılaşmanın en iyi oyuncusu olarak öne çıktı. Top saklama becerisi, dribbling özelliğiyle Folcarelli ile beraber orta sahayı iyi kontrol ettiler.

Savunma ve ortada istenilen performans ortaya konulmasına rağmen sorun, ön alanda. Çünkü ileride oynayan 3 futbolcu da çok fazla top kayıpları yaptı. Muçi'nin sahada varlığıyla yokluğu belli değildi. Yaptığı top kayıpları, Galatasaray ataklarının başlangıcı oldu. Rakibin eksik yakalandığı pozisyonlarda daha çabuk ve etkili atak girişimleri gerçekleştirilse sonuç çok daha farklı olurdu. Kısıtlı bir kadroya sahip olmasına karşın Trabzonspor'un ligde bulunduğu durum, geçtiğimiz yıllara göre çok daha ilerisi için ümit veren bir konumda. Şampiyonluk yarışının içerisinde olabilirler mi, bunu zaman gösterecek. Ama bir başka gerçek var ki; oynadıkları oyun, her geçen gün birlikte düşünme ve paylaşma olgusunun sahaya yansımasıdır.

ÖMER ÜRÜNDÜL: TRABZONSPOR İSTEDİĞİNİ ALDI

Futbol kalitesi düşük bir maç izledik. İlk devre genel beklentinin dışında bir saha içi görüntüsü vardı. Trabzonspor'un geride oyunu kabul edip, geçiş oyunlarını düşüneceği bir plan beklenirken, G.Saray bilhassa iç sahada alışılmış, etkili önde baskıyı uygulamadı. Savunma güvencesini ihmal etmeyince sürekli hücumu düşünen Trabzonspor üretemezken, G.Saray ani çıkışlarla genişlikler yakaladı. Bu yarının bir diğer ilginç yanı da Trabzon'un kornerleri verimsiz, G.Saray'ın da ilk 3 korneri biri kıl payı ofsayta takıldı, biri de direğe çarptı. İkinci devre, dengeler tamamen değişti. G.Saray önde basmaya, tempoyu yükseltmeye ve oyunu domine etmeye başladı. Ama ofansif varyasyonlarda bir planprogram yoktu. Daha çok Sane ağırlıklı sağ kanattan ataklar gelişti. Trabzon'da Muçi, bir iki kontratak yakaladı ama kötü kullandı. Sonuçta Trabzonspor istediğini elde etti. Ayrıca son 6 resmi maçtır Galatasaray'a kaybediyordu ve o tılsımı bozmuş oldu. Trabzonspor ikinci yarıda fizikten düştü. Büyük beklenti olan Onuachu çok verimsizdi. Birkaç kritik top kaybetse de genç yetenek Oulai müthiş bir yıldız olma yolunda.
Okan Buruk, tahmin ettiğim gibi gol gelmeyince İcardi ile çift santrfora döndü. Şansına çok güvendiğinden bir de Ahmed Kutucu hamlesi yapayım dedi. Ahmed de oyuna girer girmez az kalsın gol attırıyordu. Lemina çok iyi oynadı. Aynı Onuachu gibi Osimhen de performansıyla beklentileri karşılayamadı.

BÜLENT TİMURLENK: İKİ TAKIMIN KANATLARI DA ÇALIŞMADI

Aralarındaki maçlar bol gollü olan iki takım, santra noktasına 10 haftada 5 ve 7 gol yemiş istatistiğiyle geldiğinde erken bir golün oyun hesaplarını bozacağı ortadaydı. G.Saray yine şiddetli ön alan baskısıyla başlarken, Trabzon bu sahada bu sezon ayağa pasla en iyi çıkan görüntüsünü Onana'nın uzun attıklarıyla birleştirince Buruk'un repertuarından hataya-zorla, golü bul düşmüş oldu. Beşiktaş, Bodo ve Göztepe maçlarında rakibi çözen; bu amansız baskı ve gelen gollerdi. Lemina stopere çekilince pas liderliği Lucas'tan Sara'ya geçmiş ama Brezilyalı da maça vasat başladı. Ona eşlik eden adamlar Yunus, Sane ve artık iyi futbol oynarsa şaşkınlık yaratınca G.Saray'ın üretkenliği kısıtlandı ve iş çokça korner, serbest vuruşlara kaldı.

Fatih Tekke'nin bu takımdaki emeği ortada. Oulai ve Folcarelli ikilisi şampiyonluk sezonundan beri en iyi orta saha. Sorunları ise kanat performansı. Aynı G.Saray gibi onlar da kanat forvetlerinden istediğini alamadı. Barış ne oynadıysa Muçi de o kadar. İlkay'ın kalitesinin arandığı ortada. Kulübeden gelenlerin inandırıcılığı yok. Ahmed ve Yusuf yollanmalı. Onana'nın tecrübesinin verdiği güven, Uğurcan'ın köşeden çıkardığı top, iki takımın da birer direkten topu. Sadece Savic'in sakatlığı 2-3 dakika sürmüşken Cihan Aydın'ın +4 eklemesi 'bitse de kurtulsam' kararı. Maçın hakkı beraberlikti. G.Saray adına bardağın boş tarafında Beşiktaş'tan sonra Trabzon maçında da yakılan 2 puan var.

MURAT ÖZBOSTAN: TRABZONSPOR MUTLU OLAN TARAFTIR

Maçın kazananı F.Bahçe oldu.. Herhalde şu anda en çok Samandıra mutlu olmuştur.. Bugün Beşiktaş'ı geçerse puan farkı 4'e düşecek.. İki takım da az pozisyon buldu ve Onana da Uğurcan da başarılıydı.. Oyunun ilk 75 dakikalık bölümü beraberlik kokuyordu buram buram.. Trabzon, 1. dakikadan 35'e kadar cesaretli bir futbol ortaya koydu.. Acaba "Buradan 3 puan alıp gider miyim" dedi.. Sonra yoktu.. Ama 76'dan sonra Galatasaray uzatmanın son anına kadar kazanmak için topla tüfekle ne varsa saldırdı.. Okan Buruk'un oyuna soktuğu futbolcular pozisyon üretti.. Fatih Tekke'nin sahaya dahil ettiği kulübedeki isimler ise takımı 10 kişi bıraktı.. Kulübe farkı burada ortaya çıktı! Okay Yokuşlu'yu oyuna alarak savunmayı adeta 5 kişiye çıkaran Tekke, 1 puana oynadı.. İstediğini de aldı.. Aslantepe'den 55 bin kişi önünde 1 puan almak önemliydi.. Galatasaray iç sahada çok güçlü bir takım.. Sarı-kırmızılılar evinde 2 puan bıraktı.. Dolayısıyla maçın kaybedeni Galatasaray oldu...

Osimhen çok topla buluşmadı, Sane verimsizdi. Yunus ve Barış vasattı.. Barış'ın kestiği tüm toplar etkisizdi.. Yunus'un oynayıp oynamadığı bile belli değildi.. Barış'a gösterilen tepki gereksizdi.. Trabzonspor'da ise her pozisyonda Zubkov vardı.. Merkezi iyi kapattılar.. Onana, Uğurcan'ı unutturmuş.. Adam güven veriyor tartışmasız!.. Trabzonspor'un en zayıf halkası Muçi idi.. Ama Tekke'nin de ona sınırsız destek olduğunu görüyoruz.. Özetle iki takım 1'er puanı hak etti. Hakemlerin bahis skandalının konuşulduğu böyle günlerde bir büyük maça çıkıp yönetmek de kolay değildi. Cihan Aydın'ı başarılı buldum.

AHMET ÇAKAR: CİHAN AYDIN BAŞARIYLA YÖNETTİ

Öncelikle 80 dakikaya kadar Trabzonspor'u kutlamak lazım. Ligde pek az takımın yapabildiğini yaptı. Direndi, pas yaparak çıkmaya çalıştı, fazla pozisyon vermedi ama pek de fazla pozisyon bulamadı. Ancak son 15 dakikada G.Saray, Osimhen ile, İcardi ile yakaladığı pozisyonları gole çevirse hak etmedikleri bir galibiyet alacaklardı. Aslında G.Saray'ın ilk yarıdaki temel sorunu, Yunus ve Barış'tı. Yunus bir türlü geçen yıl Mertens'in yaptığı, orta saha forvet bağlantısını istenen seviyede yapamadı. Barış Alper kuvvetli, süratli ama pas vermesi gereken yerde orta yapmaya çalışıyor, alıp gitmesi gereken yerde pas yapıyor. Böyle olunca da Osimhen, istediği topları alamadı.

İkinci yarının da ilk yarıdan pek farkı yoktu. Osimhen'in neredeyse tüm maç boyunca yaşadıklarını Trabzonsporlu Onuachu da yaşadı. Onuachu çabuk bir oyuncu değil. Tepeden gelen topları da kafayla indirmeye çalışıyor ama onun asıl gol özelliği, yan toplar. Fakat Trabzonspor pek az sıfıra inebildi, Onuachu da istediği topları alamadı.
Maç masa başında zordu. Bahis skandalı hakemlerin işini daha da zorlaştırdı ama ben Cihan Aydın'ı beğendim. Belki biriki sarı kart verebilirdi, biriki faulü yanlış verdi ama böylesine bir maçta bana göre çok iyiydi. Son dakikalarda G.Saray, Osimhen ile penaltı bekledi ama penaltı değil. Osimhen, Trabzonsporlu oyucunun uzanmış ayağının üzerine kendini bırakıveriyor.