İzmir'de tarihi miting
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingi panayır havasında geçti.
Giriş Tarihi:
Güncelleme Tarihi:
Saat 16.00 itibariyle meydanı dolduran onbinlerce İzmirli, Türkiye'nin en büyük yeşil alanlarından birisi olan Kordon'da çimlerin üzerinde adeta piknik yaptı. Miting girişlerinde tezgah açan seyyar satıcılar, gözleme, kumru, köfte ekmek arası, simit, erik, çekirdek, midye, su, mesir macunu, balon, bayrak, şapka sattı. Tezgahtarlar, alınan gıda ürünleriyle piknik yapan vatandaşlar, renkli görüntülerin oluşmasını sağladı. Çocuklarıyla birlikte mitingi izlemeye geldiğini anlatan Rıfat Sarı, "Başbakanımızı görmeye Gaziemir 'den geldik. Gelişini beklerken gözleme ve ayranla karnımızı piknik havasında doyurduk. Ayrıca erik alarak da afiyetle yedik. Ayrıca denizinde bu sayede keyfini çıkardık. İyiki Başbakanımız geldi, biz de ailece piknik yapmış olduk" dedi.

ERDOĞAN'I, ROMAN ÖĞRENCİLER DANS EDEREK KARŞILADI
Başbakan Erdoğan'ın, Miting alanına gelişinden kısa bir süre önce Menemen Kazımpaşa Mahallesinde oturan Roman öğrencilerin dansları, meydana gelen vatandaşları coşturdu. Erdoğan'ın, Roman Açılımı'yla var olduklarını bir defa daha anladıklarını söyleyen Mahalle Muhtarı Mesut Akbaş, "Bu minnet duygularımızı göstermek için buraya geldik. Ayrıca Romanlardan birde İzmir'de Cemal Bekle'yi milettvekili adayı göstererek bizlere verdiği değeri bir defa daha gösterdi. Kendisine sonsuz teşekkürler"dedi. Daha sonra Roman öğrenciler, klarnet ve davul eşliğinde yöresel oyunlar oynarken partililerde eşlik etti, bazıları ise bahsiş verdiği gözlendi. Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, miting alanına gelişinde ise havafişek gösterileriyle karşılandı.
BAŞBAKAN İZMİR'DE HALKA HİTAP ETTİ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kalplerinde ne varsa dillerinde de onun olduğunu, 81 vilayetin 81'inde ayrı dil kullanmadıklarını belirterek, ''Doğuya, batıya, kuzeye, güneye farklı kelimeler kullanmıyoruz. Sahillere ayrı, büyükşehirlere ayrı, ilçelere, köylere ayrı bir üslup kullanmıyoruz. Biz ön yargılarla hareket etmiyoruz'' dedi. Erdoğan, partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingine eşi Emine Erdoğan ile birlikte gelerek parti otobüsünden ve miting platformundan vatandaşları selamladı. Erdoğan, miting platformunda eşi Emine Erdoğan ile halkı selamlarken deniz kenarındaki teknelerden meşale yakıldı, havai fişek atıldı. Parti otobüsünden inerek kürsüye doğru ilerleyen Erdoğan, kendisine hediye edilen Ege Bölgesi'ne özgü poşuyu boynuna takarak konuşmasını yaptı. İzmir'in ilçelerini sayarak ve buraları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Ege'nin, Akdeniz'in bütün şehirlerinin güzel olduğunu ancak İzmir'in ayrı bir güzel olduğunu belirtti Başbakan Erdoğan, Beyrut'un, İskenderiye'nin, Malaga'nın, Barcelona'nın, Marsilya'nın, Palermo'nun, Cezayir'in, Selanik'in de güzel olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
''Ama İzmir başkadır bir başka güzeldir. İzmir Akdeniz'in, Ege'nin incisidir. İzmir tarihiyle insanıyla güneşiyle yiğitliği, kahramanlığıyla Akdeniz'in de Türkiye'nin de medarı iftiharı. İzmir bereketli topraklarının sanayisinin ticaretinin ötesinde Asya'dan Akdeniz'e gururla bakan efeler diyarıdır.
Efe'dir İzmir. Gazi Umurbey'lerin, Çakabey'lerin şehri olduğu kadar Kurtuluş Savaşımızın ilk kurşununu atan Hasan Tahsin'in şehridir. İzmir acıyı da yaşamış, sevinci de yaşamış hoşgörü şehridir. İşte bu güzel şehir, bu yiğit şehrin bu efeler şehrinin tüm sakinlerini yürekten kutluyorum. Sizleri gönülden selamlıyorum. İzmirlilerle bizim aramıza hiç kimse giremez. Bizi İzmir'e hizmet etmekten hiç kimse alıkoyamaz. Bu dünya şehrine, bu Akdeniz şehrine, Ege'nin incisine, Türkiye'nin göz bebeğine hizmet etmekten bizi kimse uzaklaştıramaz.''
''81 İLDE AYRI DİL KULLANMIYORUZ''
İzmir'de kampanyanın yetmişinci mitingini düzenlediklerini, Bayburt'tan yola çıktıklarını, batıda Edirne'ye, doğuda Van'a, kuzeyde Trabzon'a, güneyde Antalya'ya uğradıklarını, her şehirde milletle kucaklaştıklarını, her şehirde kardeşliğe vurgu yaptıklarını, hepsinde ''demokrasi'' dediklerini, ''özgürlük'' dediklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü : ''Büyük Türkiye dedik. Gittiğimiz her şehirde gönül diliyle konuştuk. Samimiyetin diliyle konuştuk. Hasbiliğin diliyle konuştuk. Çünkü biz Hazreti Mevlana'nın öğüdüne kulak veriyoruz. Biz olduğumuz gibi görünüyoruz, göründüğümüz gibi oluyoruz. Bizim yaptıklarımız neyse milletimiz de odur. Bizim kalbimizde ne varsa dilimizde de o var. Dilimizde ne varsa gönlümüzde de o var. 81 vilayete 81 ayrı dil kullanmıyoruz. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye farklı kelimeler kullanmıyoruz. Sahillere ayrı, büyükşehirlere ayrı, ilçelere, köylere ayrı bir üslup kullanmıyoruz. Biz ön yargılarla hareket etmiyoruz. Biz bize oy vermeyenlere 'bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, yüzde 60'ı aptal, beyinsiz' gibi demokrasi dışı, nezaket dışı ifadeler kullanmıyoruz. Küslük, dargınlık gibi kavramlara asla pirim vermiyoruz. Biz belli kesimleri korkutarak ardından da bu korkuları istismar ederek, siyaset yapmıyoruz, siyaset üretmiyoruz. Hassasiyetleri kaşıyarak, korkuları abartarak, endişeyi çoğaltarak değil saygıyla, güvenle, hoşgörüyle hareket ediyor, hizmet siyaseti yapıyoruz.''
Erdoğan, ''Demokrasinin beşiği İzmir, Menderes'i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir, inanıyorum ki yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır'' dedi.
Erdoğan, partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka seslendi. İzmir'e ''hakaretle değil'' okullar, hastaneler, adalet sarayları, barajlar, çevreyolları ve yatırımlarla geldiklerini söyleyen Erdoğan, İzmirlilerin demokrasi yolunda çok badireler atlattığını, çok partili dönemin seçimlerle gelen ilk başbakanı, ''Ege'nin bir efesi olan Adnan Menderes'' ve arkadaşlarının idam edildiğini, buna CHP'lilerin alkış tuttuğunu söyledi.
12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta demokrasiye, milli iradeye müdahale edildiğini, tüm bu süreçlerde Türkiye'de sanal düşmanlar, sanal korkular, düşman ülkeler icat edildiğini, inançların, değerlerin, belli grupların düşman gibi, tehdit gibi görüldüğünü kaydeden Erdoğan, ''Sevgili İzmirliler 27 Mayıs'ı, Adnan Menderes'in ve iki arkadaşının idam edildiği o günü kimler bayram ilan etti? Maalesef CHP, 27 Mayıs'ı bayram ilan etti düşünebiliyor musunuz? Bu ülkede, bu ülkeye hizmet veren çok partili döneme giren ve bu hizmeti veren halkın iradesiyle iktidar olan bir Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği günü bayram ilan eden zihniyet CHP. Kardeşler, İzmir demokrasinin beşiği İzmir, Menderes'i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir inanıyorum ki, yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır.
Bugünkü yüz binlerce ilgi İzmir'de bunu gösteriyor. İzmir bugün yeni bir kararın eşiğindedir, ben buna inanıyorum. Sekiz gün var. Sekiz gün kapı kapı, köy köy dolaşmaya var mıyız? Telefonlarımızı kulağımızdan hiç ayırmayacağız değil mi? Tüm dost, ahbap her yeri arayacağız değil mi? İnşallah sandıklardan İzmir'de inanıyorum ki AK Parti açık ara önde çıkacak. Ben buna inanıyorum.''
3 Kasım'da yeni bir süreç başlattıklarını, milli iradenin güç kazanması, demokrasinin yüksek standartlara kavuşmasının bu süreçle mümkün olduğunu, özgürlüklerin genişletilmesi için yoğun gayret sarfettiklerini, hiçbir zaman ''Ben'' demediklerini, ''Biz'' dediklerini ifade eden Erdoğan, hiçbir zaman belli bir kitleyi, bir zümreyi düşünmediklerini, ''74 milyon hep beraberiz'' dediklerini anlattı. İnsanları dillerine, dinlerine, inançlarına, yaşam tarzına göre ayırmadıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Boşnağıyla Arnavutuyla Romanıyla Arabıyla yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Ne dedik, bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Hiç endişeniz olmasın. Devlet karşısında herkes birinci sınıf vatandaştır. Devlet önde değil, insan öndedir. Devlet insanın hizmetkarıdır. Devleti öne alan değil, bireyi öne alan anlayış, AK Parti'nin anlayışı, bizimle bu geldi. Onun için eğitimde sağlıkta bu adımları attık. Hiç endişeniz olmasın. Şeyh Edebali'den aldığımız öğütle her zaman kararlılıkla şunu söyledik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Hiç kimsenin yaşam tarzına karışmadık, hiç kimsenin değerlerine, yemesine, içmesine, giyim kuşamına müdahale etmedik, edilmesine izin vermedik. Kimseye tehdit gözüyle bakmadık. Allahaşkına şu sekiz buçuk yıllık iktidarda bir Allah kulu çıkıp söyleyebilir mi, 'Benim içmeme karıştılar, benim giyimime, yaşamıma karıştılar' diyebilir mi? Karışmadık. Herkes istediği gibi yedi, istediği gibi içti, istediği gibi yiyor, içiyor. Gelirken baktım, gençler serpilmişler, istediği gibi içiyorlar. Bizim böyle bir yanımız yok. Bizim derdimiz başka, bizim derdimiz Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak. Bizim derdimiz milletin evlatlarını bilimde, sanatta, fikirde, düşüncede aklınıza ne gelirse gelsin öncü haline getirmek. Öncü olacak bizim evlatlarımız, mucit olacak olacak. Bizim derdimiz geride eser bırakmak. Yarın birilerine arkamızdan, 'Allah onlardan razı olsun' dedirtmek. Bu ne olacak yahu? Ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Hoca efendi musalla taşında ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı niyetine mi, başbakan niyetine mi, profesör niyetine mi, trilyarder niyetine' mi diyecek? 'Er kişi, hatun kişi niyetine' diyecek. İki metreküp yere bırakacaklar, ondan sonra gidecekler. Fakat bakıyorsunuz bir tane profesör çıkıyor. Zincirlikuyu Mezarlığı kapısındaki kitabede ne diyor? Orada, 'Her nefis ölümü tadacaktır' diyor. Bu bayan ne diyor? 'Evet her ayeti bilmek zorunda değilim ama onun ayet olduğunu biliyorum ama sinir bozucu' diyor. Yeni açıklamalar var hala iflah etmiyor ve şimdi o da genel başkanı gibi tornistan yapıyor. 'Nefis ile can aynı değildir' diyor. Kardeşler bunların genlerine işlemiş genlerine. Bir diğeri ne diyordu, o da profesör. 27 Mayıs'ı onlar bayram ilan ettiler ya. Göbek atıp oynadılar. Bunlar devrimden nemalanıyorlar.''

ERDOĞAN'I, ROMAN ÖĞRENCİLER DANS EDEREK KARŞILADI
Başbakan Erdoğan'ın, Miting alanına gelişinden kısa bir süre önce Menemen Kazımpaşa Mahallesinde oturan Roman öğrencilerin dansları, meydana gelen vatandaşları coşturdu. Erdoğan'ın, Roman Açılımı'yla var olduklarını bir defa daha anladıklarını söyleyen Mahalle Muhtarı Mesut Akbaş, "Bu minnet duygularımızı göstermek için buraya geldik. Ayrıca Romanlardan birde İzmir'de Cemal Bekle'yi milettvekili adayı göstererek bizlere verdiği değeri bir defa daha gösterdi. Kendisine sonsuz teşekkürler"dedi. Daha sonra Roman öğrenciler, klarnet ve davul eşliğinde yöresel oyunlar oynarken partililerde eşlik etti, bazıları ise bahsiş verdiği gözlendi. Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, miting alanına gelişinde ise havafişek gösterileriyle karşılandı.
BAŞBAKAN İZMİR'DE HALKA HİTAP ETTİ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kalplerinde ne varsa dillerinde de onun olduğunu, 81 vilayetin 81'inde ayrı dil kullanmadıklarını belirterek, ''Doğuya, batıya, kuzeye, güneye farklı kelimeler kullanmıyoruz. Sahillere ayrı, büyükşehirlere ayrı, ilçelere, köylere ayrı bir üslup kullanmıyoruz. Biz ön yargılarla hareket etmiyoruz'' dedi. Erdoğan, partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingine eşi Emine Erdoğan ile birlikte gelerek parti otobüsünden ve miting platformundan vatandaşları selamladı. Erdoğan, miting platformunda eşi Emine Erdoğan ile halkı selamlarken deniz kenarındaki teknelerden meşale yakıldı, havai fişek atıldı. Parti otobüsünden inerek kürsüye doğru ilerleyen Erdoğan, kendisine hediye edilen Ege Bölgesi'ne özgü poşuyu boynuna takarak konuşmasını yaptı. İzmir'in ilçelerini sayarak ve buraları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Ege'nin, Akdeniz'in bütün şehirlerinin güzel olduğunu ancak İzmir'in ayrı bir güzel olduğunu belirtti Başbakan Erdoğan, Beyrut'un, İskenderiye'nin, Malaga'nın, Barcelona'nın, Marsilya'nın, Palermo'nun, Cezayir'in, Selanik'in de güzel olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
''Ama İzmir başkadır bir başka güzeldir. İzmir Akdeniz'in, Ege'nin incisidir. İzmir tarihiyle insanıyla güneşiyle yiğitliği, kahramanlığıyla Akdeniz'in de Türkiye'nin de medarı iftiharı. İzmir bereketli topraklarının sanayisinin ticaretinin ötesinde Asya'dan Akdeniz'e gururla bakan efeler diyarıdır.
Efe'dir İzmir. Gazi Umurbey'lerin, Çakabey'lerin şehri olduğu kadar Kurtuluş Savaşımızın ilk kurşununu atan Hasan Tahsin'in şehridir. İzmir acıyı da yaşamış, sevinci de yaşamış hoşgörü şehridir. İşte bu güzel şehir, bu yiğit şehrin bu efeler şehrinin tüm sakinlerini yürekten kutluyorum. Sizleri gönülden selamlıyorum. İzmirlilerle bizim aramıza hiç kimse giremez. Bizi İzmir'e hizmet etmekten hiç kimse alıkoyamaz. Bu dünya şehrine, bu Akdeniz şehrine, Ege'nin incisine, Türkiye'nin göz bebeğine hizmet etmekten bizi kimse uzaklaştıramaz.''
''81 İLDE AYRI DİL KULLANMIYORUZ''
İzmir'de kampanyanın yetmişinci mitingini düzenlediklerini, Bayburt'tan yola çıktıklarını, batıda Edirne'ye, doğuda Van'a, kuzeyde Trabzon'a, güneyde Antalya'ya uğradıklarını, her şehirde milletle kucaklaştıklarını, her şehirde kardeşliğe vurgu yaptıklarını, hepsinde ''demokrasi'' dediklerini, ''özgürlük'' dediklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü : ''Büyük Türkiye dedik. Gittiğimiz her şehirde gönül diliyle konuştuk. Samimiyetin diliyle konuştuk. Hasbiliğin diliyle konuştuk. Çünkü biz Hazreti Mevlana'nın öğüdüne kulak veriyoruz. Biz olduğumuz gibi görünüyoruz, göründüğümüz gibi oluyoruz. Bizim yaptıklarımız neyse milletimiz de odur. Bizim kalbimizde ne varsa dilimizde de o var. Dilimizde ne varsa gönlümüzde de o var. 81 vilayete 81 ayrı dil kullanmıyoruz. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye farklı kelimeler kullanmıyoruz. Sahillere ayrı, büyükşehirlere ayrı, ilçelere, köylere ayrı bir üslup kullanmıyoruz. Biz ön yargılarla hareket etmiyoruz. Biz bize oy vermeyenlere 'bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, yüzde 60'ı aptal, beyinsiz' gibi demokrasi dışı, nezaket dışı ifadeler kullanmıyoruz. Küslük, dargınlık gibi kavramlara asla pirim vermiyoruz. Biz belli kesimleri korkutarak ardından da bu korkuları istismar ederek, siyaset yapmıyoruz, siyaset üretmiyoruz. Hassasiyetleri kaşıyarak, korkuları abartarak, endişeyi çoğaltarak değil saygıyla, güvenle, hoşgörüyle hareket ediyor, hizmet siyaseti yapıyoruz.''
Erdoğan, ''Demokrasinin beşiği İzmir, Menderes'i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir, inanıyorum ki yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır'' dedi.
Erdoğan, partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka seslendi. İzmir'e ''hakaretle değil'' okullar, hastaneler, adalet sarayları, barajlar, çevreyolları ve yatırımlarla geldiklerini söyleyen Erdoğan, İzmirlilerin demokrasi yolunda çok badireler atlattığını, çok partili dönemin seçimlerle gelen ilk başbakanı, ''Ege'nin bir efesi olan Adnan Menderes'' ve arkadaşlarının idam edildiğini, buna CHP'lilerin alkış tuttuğunu söyledi.
12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta demokrasiye, milli iradeye müdahale edildiğini, tüm bu süreçlerde Türkiye'de sanal düşmanlar, sanal korkular, düşman ülkeler icat edildiğini, inançların, değerlerin, belli grupların düşman gibi, tehdit gibi görüldüğünü kaydeden Erdoğan, ''Sevgili İzmirliler 27 Mayıs'ı, Adnan Menderes'in ve iki arkadaşının idam edildiği o günü kimler bayram ilan etti? Maalesef CHP, 27 Mayıs'ı bayram ilan etti düşünebiliyor musunuz? Bu ülkede, bu ülkeye hizmet veren çok partili döneme giren ve bu hizmeti veren halkın iradesiyle iktidar olan bir Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği günü bayram ilan eden zihniyet CHP. Kardeşler, İzmir demokrasinin beşiği İzmir, Menderes'i elleri üzerinde tutan şehir ve o günden bugüne İzmir inanıyorum ki, yine bu demokrasi mücadelesi veren, hak ve özgürlüklerde milletine efendi olmaya değil, milletinin hizmetkarı olmaya gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin yanında olacaktır.
Bugünkü yüz binlerce ilgi İzmir'de bunu gösteriyor. İzmir bugün yeni bir kararın eşiğindedir, ben buna inanıyorum. Sekiz gün var. Sekiz gün kapı kapı, köy köy dolaşmaya var mıyız? Telefonlarımızı kulağımızdan hiç ayırmayacağız değil mi? Tüm dost, ahbap her yeri arayacağız değil mi? İnşallah sandıklardan İzmir'de inanıyorum ki AK Parti açık ara önde çıkacak. Ben buna inanıyorum.''
3 Kasım'da yeni bir süreç başlattıklarını, milli iradenin güç kazanması, demokrasinin yüksek standartlara kavuşmasının bu süreçle mümkün olduğunu, özgürlüklerin genişletilmesi için yoğun gayret sarfettiklerini, hiçbir zaman ''Ben'' demediklerini, ''Biz'' dediklerini ifade eden Erdoğan, hiçbir zaman belli bir kitleyi, bir zümreyi düşünmediklerini, ''74 milyon hep beraberiz'' dediklerini anlattı. İnsanları dillerine, dinlerine, inançlarına, yaşam tarzına göre ayırmadıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Boşnağıyla Arnavutuyla Romanıyla Arabıyla yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Ne dedik, bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Hiç endişeniz olmasın. Devlet karşısında herkes birinci sınıf vatandaştır. Devlet önde değil, insan öndedir. Devlet insanın hizmetkarıdır. Devleti öne alan değil, bireyi öne alan anlayış, AK Parti'nin anlayışı, bizimle bu geldi. Onun için eğitimde sağlıkta bu adımları attık. Hiç endişeniz olmasın. Şeyh Edebali'den aldığımız öğütle her zaman kararlılıkla şunu söyledik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Hiç kimsenin yaşam tarzına karışmadık, hiç kimsenin değerlerine, yemesine, içmesine, giyim kuşamına müdahale etmedik, edilmesine izin vermedik. Kimseye tehdit gözüyle bakmadık. Allahaşkına şu sekiz buçuk yıllık iktidarda bir Allah kulu çıkıp söyleyebilir mi, 'Benim içmeme karıştılar, benim giyimime, yaşamıma karıştılar' diyebilir mi? Karışmadık. Herkes istediği gibi yedi, istediği gibi içti, istediği gibi yiyor, içiyor. Gelirken baktım, gençler serpilmişler, istediği gibi içiyorlar. Bizim böyle bir yanımız yok. Bizim derdimiz başka, bizim derdimiz Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak. Bizim derdimiz milletin evlatlarını bilimde, sanatta, fikirde, düşüncede aklınıza ne gelirse gelsin öncü haline getirmek. Öncü olacak bizim evlatlarımız, mucit olacak olacak. Bizim derdimiz geride eser bırakmak. Yarın birilerine arkamızdan, 'Allah onlardan razı olsun' dedirtmek. Bu ne olacak yahu? Ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Hoca efendi musalla taşında ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı niyetine mi, başbakan niyetine mi, profesör niyetine mi, trilyarder niyetine' mi diyecek? 'Er kişi, hatun kişi niyetine' diyecek. İki metreküp yere bırakacaklar, ondan sonra gidecekler. Fakat bakıyorsunuz bir tane profesör çıkıyor. Zincirlikuyu Mezarlığı kapısındaki kitabede ne diyor? Orada, 'Her nefis ölümü tadacaktır' diyor. Bu bayan ne diyor? 'Evet her ayeti bilmek zorunda değilim ama onun ayet olduğunu biliyorum ama sinir bozucu' diyor. Yeni açıklamalar var hala iflah etmiyor ve şimdi o da genel başkanı gibi tornistan yapıyor. 'Nefis ile can aynı değildir' diyor. Kardeşler bunların genlerine işlemiş genlerine. Bir diğeri ne diyordu, o da profesör. 27 Mayıs'ı onlar bayram ilan ettiler ya. Göbek atıp oynadılar. Bunlar devrimden nemalanıyorlar.''