Mesela: FRANSIZ DÜŞÜNÜR Düşünüyorum, öyleyse varım. TÜRK DÜŞÜNÜR Düşün düşün nereye, pohtur işünnn. BİR BAŞKA FRANSIZ Doğru yolda giden kaplumbağa, eğri yolda giden yarış atını geçer. TÜRK DÜŞÜNÜR -Hafız şurdan gir bak, burası kalabalık.
-E ters yön, girilmez diyor.
-Lan sen bi gir. YUNAN DÜŞÜNÜR Tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir. TÜRK DÜŞÜNÜR Ben bi öleceğim günü bilmem kanka. YUNAN DÜŞÜNÜR Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz. TÜRK DÜŞÜNÜR Mahmut abi su çok güzel gelsene. ALMAN DÜŞÜNÜR Bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır. TÜRK DÜŞÜNÜR Bu Almanlar'ın hepsi soğuk lan.
Öyle diyoruz ama keşfedilmeyen felsefecilerimiz var.
-Bana şu sandalyenin olmadığını ispat et.
-Hangi sandalye?
Sorarım size nerede geçmiştir bu olağanüstü diyalog? Türkiye'de değil mi?
Yemin ediyorum şu soruyu Platon'a, Aristo'ya sorsan sana altı ay anlatır, ispat etmeye çalışır. Oysa bizde öyle mi? Hangi sandalye... Bak bak bak nefis valla. Mis gibi felsefe var, kıymetini bilin.
Artık Twitter ve facebook'ta abilerin ablaların felsefe yaptıklarını görüyorum.
İşin içinde aşk meşk oldu mu felsefe yapılıyor.
1-Adı sanı duyulmuş eskilerden bir yazar (Platon, Aristotales, vb.) veya güncel bestseller kitapları olan yazarların felsefeyle ilgili kitapları seçilir.
2-Paylaşılacak yerlerin altları çizilir.
3-Facebook'ta paylaşılır.
Sonuç: Çok derin bir insan olduğunuzu cümle aleme gösterirsiniz. Önemli sonuçta.
Felsefe kelimesini genellikle tartışma anında duyabiliriz.
-Olm aslında sen geldin benim yanıma, gelmeseydin olay bu kadar büyümeyecekti.
-Lan felsefe yapma karşımda.
Ha felsefe yapma deyince, önemli düşünürümüz Mustafa Topaloğlu'nun şarkısını da unutmayalım.
Büyük abilerimiz evlenmeden önce önemli düşüncelerini bizimle paylaşırlar: "Karı dediğin az konuşacak." Sonuç olarak biz bu konuyu şu sözlerle sona getirmişiz.
Ayağını sıcak tut, başını serin.
Karnını aç koyma, düşünme derin.
Eee diyecek bir şey kalmamış bu konuda.
Mumya
Bir gün Mısır'da bir mumya bulunur ve bunun kaç tarihine ait olduğu öğrenilmek için Amerika, İngiltere ve Türkiye'den uzmanlar istenir. Tabii ki Türkiye'den emniyet görevlileri gider. Neyse ilk Amerikalılar başlar. 3-5 saat sonra çıkarlar ve "Olsa olsa MÖ 1300-1600 senelerine aittir" derler. İngilizler girerler. Bir kaç gün sonra çıkarlar ve "Olsa olsa MÖ 1300-1420 arasıdır" derler.
Nihayet sıra Türkiye'den giden emniyet görevlilerine gelir ve içeri girerler.
Girerler girmesine de, aradan 10 gün geçtiği halde hala dışarı çıkmazlar. Nihayet 15. gün saçsakal karışmış halde çıkarlar ve merakla gözlerinin içine bakan Mısırlı bilginlere "Tam tamına MÖ 1357" derler. Tabii ki herkes şaşar bu işe ve nasıl olur yahu der. Bizimkiler gayet ciddi:
-"Biraz zor oldu amma, sonunda dili çözüldü keratanın..."
İki haber
İki denizci oturmuş sohbet ediyor:
- "Sana iki haberim var.
Biri iyi, diğeri kötü..."
- "Önce kötüsünü söyle..."
- "Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken karılarımızın dostluğu çığırından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!.."
- "Vay canına! Peki, iyi haberin nedir?"
- "Senden hoşlanıyorum!.."
Alkışlı Yorum
Ablam ikinci çocuğuna hamile.
Bulantıları yüzünden zor bir hamilelik geçiriyor. Annesine üzülen 4 yaşındaki yeğenime, hamilelikten ve ablamın karnında çocuk olduğundan bahsediyor, bulantılarının bu yüzden olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bebek ile bulantı arasında bağlantı kurmaya çalışan yeğenim soruyor: "Bebeğin tadı iğrenç mi?"