Arabanın zekatı verilir mi? Ev ve araba için biriktirilen paraya zekat düşer mi? Diyanet zekat ne zaman kimlere verilir, kimlere verilmez?

Müslüman vatandaşlar tarafından arabanın zekatı verilir mi? Ev ve araba için biriktirilen paraya zekat düşer mi sorularının yanıtları sıklıkla araştırılıyor. 11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayı idrak edilirken bu konu daha bir ön plana çıkıyor ve kimlerin, hangi durumlarda zekat vermekle yükümlü olduğu merak ediliyor. Diyanet açıklamasına göre zekat ne zaman kimlere verilir, kimlere verilmez? Zekat borçlar düşüldükten sonra elde gelen gelir üzerinden hesaplanır. İşte ayrıntılar...

Giriş Tarihi 30 Nisan 2022, 08:07 Güncelleme 30 Nisan 2022, 08:07
Arabanın zekatı verilir mi? Ev ve araba için biriktirilen paraya zekat düşer mi? Diyanet zekat ne zaman kimlere verilir, kimlere verilmez?

İÇİNDEKİLER

Arabanın zekatı verilir mi? Ev ve araba için biriktirilen paraya zekat düşer mi? Diyanet zekat ne zaman kimlere verilir, kimlere verilmez? Sorgulamaları arama motorları üzerinden sıklıkla yapılıyor. Mübarek Ramazan ayı idrak edilirken zekat konusu da gündemden düşmüyor ve tüm illerden Müslüman vatandaşlar tarafından merak edilenler arasında yer alıyor. İşte tüm bilgiler...

ARABANIN ZEKATI VERİLİR Mİ?

Sanat ve mesleğin icrası için gerekli olan araç-gereç, makine ve malzemeler, aslî ihtiyaçlar kapsamında yer alır. Dolayısıyla bunların zekâtının verilmesi gerekmez. Ancak, kişinin kendi mesleğinin icrası için değil de, ticaret için üretilen veya alınıp satılan araç-gereç, malzeme ve makinelerin zekâtının verilmesi gerekir (Zeylaî, Tebyîn, I, 253; el-Fetâva'l-Hindiyye, I, 190).

EV ARABA İÇİN BİRİKTİRİLEN PARAYA ZEKAT DÜŞER Mİ?

Aslî ihtiyaçlar; ev, ev eşyası giyecek, ulaşım aracı ve yiyecek gibi hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan şeylerdir. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralarla onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o takdirde bu paralardan zekât vermek gerekmez. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Ancak böyle bir taahhüde başlanmamış paranın, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde, zekâtının verilmesi gerekir.

ZEKAT NE ZAMAN VERİLİR?

Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden sene geçmiş olması konusunda da kamerî ay hesabı uygulanır. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir kamerî ayı veya Ramazan'ı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri gerekir. Çünkü zekât bir kulluk borcudur, borç da bir an önce ödenmelidir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 175, 191-192, 223).

ZEKAT KİMLERE VERİLİR?

Zekâtın verileceği kimseler Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).

Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 266).

Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 268).

Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî', II, 43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.

"Allah yolunda" anlamına gelen "fî sebîlillah" ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam'a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.