New York Times "İstanbul adeta nişan alınmış durumda" dedi tartışmalar tekrar alevlendi: Büyük İstanbul depremi yakın mı? Türk deprem bilimciler ne diyor?

New York Times’ın Marmara Denizi’ndeki fay hattına ilişkin kapsamlı analizi, İstanbul’da beklenen büyük depreme dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Uzun süredir sessiz kalan Ana Marmara Fayı “büyük bir kırılma” mı biriktiriyor, son depremler gerçekten batıdan doğuya doğru mu ilerliyor? soruları yanıt ararken bilimsel çalışmalar birçok yönden riskin arttığına işaret etti. Türk deprem bilimciler arasında ise tehlikenin boyutu ve yakınlığı konusunda görüş ayrılıkları dikkat çekti. Peki İstanbul için ortaya konulan bu tablo ne anlama geliyor? Marmara Denizi altındaki fayda gerçekten kritik bir sürece mi girildi, yoksa veriler çeşitli şekillerde yorumlanmaya da açık mı? İşte detaylar...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
New York Times "İstanbul adeta nişan alınmış durumda" dedi tartışmalar tekrar alevlendi: Büyük İstanbul depremi yakın mı? Türk deprem bilimciler ne diyor?

İstanbul'da beklenen büyük depreme ilişkin tartışmalar, New York Times'ın (NYT) yayımladığı haberle yeniden alevlendi. Gazete, Marmara Denizi'ndeki fay hattında artan sismik hareketliliğe dikkat çekerek, İstanbul'un "yakın tarihin en kötü insani felaketlerinden biriyle" karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. Ancak bilim dünyasında görüş birliği yok: Kimi uzmanlar tehlikenin giderek arttığını savunurken, kimileri eldeki verilerin böyle bir sonuca varmak için yeterli olmadığını söylüyor.

New York Times Marmara Denizi'ndeki sismik hareketliliği ve olası sonuçlarını haber yaptı, Türkiye'de tartışmalar bir kez daha alevlendi (Foto: NYT Ekran Alıntısı)New York Times Marmara Denizi'ndeki sismik hareketliliği ve olası sonuçlarını haber yaptı, Türkiye'de tartışmalar bir kez daha alevlendi (Foto: NYT Ekran Alıntısı)

NYT'nin de kaynak gösterdiği Science dergisinde yayımlanan çalışmada da Ana Marmara Fayı'nın yalnızca Türkiye için değil, Avrupa genelinde en yüksek sismik risk taşıyan fay zonlarından biri olduğu vurgulandı.

Grafikler, 2025’te Marmara’da meydana gelen Mw 6,2’lik depremin kırılmasının ağırlıklı olarak doğuya doğru ilerlediğini ve artçı depremlerin bu yönde yoğunlaştığını gösteriyor. Sismik kayıtlar, kırılma yönünün ve enerji yayılımının İstanbul’a bakan segmentler açısından dikkatle izlenmesi gerektiğine işaret ediyor. (Kaynak: Science)Grafikler, 2025’te Marmara’da meydana gelen Mw 6,2’lik depremin kırılmasının ağırlıklı olarak doğuya doğru ilerlediğini ve artçı depremlerin bu yönde yoğunlaştığını gösteriyor. Sismik kayıtlar, kırılma yönünün ve enerji yayılımının İstanbul’a bakan segmentler açısından dikkatle izlenmesi gerektiğine işaret ediyor. (Kaynak: Science)

"İSTANBUL ADETA NİŞAN ALINMIŞ DURUMDA"

Haberde Marmara Denizi altında uzanan Ana Marmara Fayı boyunca son yıllarda meydana gelen depremlerin doğudan batıya değil, batıdan doğuya doğru ilerliyor olabileceği ihtimali öne çıkarıldı. Gazeteye konuşan University College London'dan sismolog Stephen Hicks, "İstanbul adeta nişan alınmış durumda" ifadelerini kullandı.

Detaylarda ise Nisan 2025'te İstanbul'da hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremin, bu sismik zincirin son halkası olabileceği hatırlatıldı.

Harita, Marmara Denizi altındaki Ana Marmara Fayı’nın kilitli (enerji biriktiren), geçiş ve sürünmeli bölümlerini ile 2007–2025 arasında depremlerin batıdan doğuya doğru nasıl yoğunlaştığını gösteriyor. Özellikle Kumburgaz–Prens Adaları hattındaki uzun süreli sessizlik ve 2025’teki 6,2’lik deprem, bazı bilim insanlarına göre büyük deprem tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. (Kaynak: Science)Harita, Marmara Denizi altındaki Ana Marmara Fayı’nın kilitli (enerji biriktiren), geçiş ve sürünmeli bölümlerini ile 2007–2025 arasında depremlerin batıdan doğuya doğru nasıl yoğunlaştığını gösteriyor. Özellikle Kumburgaz–Prens Adaları hattındaki uzun süreli sessizlik ve 2025’teki 6,2’lik deprem, bazı bilim insanlarına göre büyük deprem tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. (Kaynak: Science)

NYT'ye göre, eğer bu örüntü devam ederse, kırılmanın İstanbul'un hemen güneyindeki deniz alanına ulaşma ihtimali bulunuyor. Ancak zamanlama ve kırılmanın nasıl gerçekleşeceği konusunda belirsizlik sürüyor.

120 KİLOMETRELİK SİSMİK BOŞLUK

Haberde atıfta bulunulan Science dergisindeki akademik çalışmaya göre ise, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi altındaki kuzey kolunda, 1912 Ganos ve 1999 İzmit depremleri arasında kalan yaklaşık 120 kilometrelik bir "sismik boşluğa" dikkat çekildi.

Araştırmaya göre, son yıllarda meydana gelen orta büyüklükteki depremler, fayın 15–21 kilometrelik kilitli bir bölümüne doğru ilerliyor olabilir. Bu bölümde gerçekleşecek olası bir kırılmanın, 7 ve üzeri büyüklükte yıkıcı bir depreme yol açma potansiyeli bulunduğu vurgulanıyor. Özellikle Kumburgaz Havzası ve Prens Adaları segmentlerinin birlikte kırılabileceği senaryolar öne çıkıyor.

Ancak aynı çalışma, olası depremin büyüklüğünün Mw 7.1–7.4 aralığında kalabileceğini ve bazı segmentlerde düşük kenetlenme nedeniyle enerjinin kısmen sürünme (creep) yoluyla boşalıyor olabileceğini de not ediyor. Buna rağmen, kırılma geometrisi ve yönlülük etkisi nedeniyle İstanbul'un Avrupa Yakası için yüksek yer hareketi (PGV) riski öngörülüyor.

Harita, 2019’daki Mw 5,8 ve 2025’teki Mw 6,2 depremlerinin Marmara’daki faylar üzerinde yarattığı gerilim aktarımını gösteriyor. Çalışmaya göre Kumburgaz–Avcılar–Prens Adaları hattında gerilimin arttığı ve uzun süredir sessiz kalan bazı bölümlerin olası bir kırılma alanı olarak öne çıktığı belirtiliyor. (Kaynak: Science)Harita, 2019’daki Mw 5,8 ve 2025’teki Mw 6,2 depremlerinin Marmara’daki faylar üzerinde yarattığı gerilim aktarımını gösteriyor. Çalışmaya göre Kumburgaz–Avcılar–Prens Adaları hattında gerilimin arttığı ve uzun süredir sessiz kalan bazı bölümlerin olası bir kırılma alanı olarak öne çıktığı belirtiliyor. (Kaynak: Science)

TÜRKİYE'DE DEPREM BİLİMCİLER ARASINDA YENİ BİR TARTIŞMA ALEVLENDİ

Yayımlanan haber ve Science dergisindeki kimi bulgular Türkiye'deki deprem bilimciler arasında da yeni bir tartışmayı tetikledi.

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nde tarihsel dönemlerden bu yana büyük depremler yaşandığını hatırlatarak, "Cumhuriyet döneminde de er geç olacak" ifadelerini kullandı. Görür'e göre, 6,2'lik son deprem tehlikeyi azaltmadı, aksine bir kez daha hatırlattı.

Deprem bilimci Prof. Dr. Okan Tüysüz ise Silivri açıklarındaki 6,2'lik depremin ve artçılarının Marmara'daki riskin devam ettiğini gösterdiğini belirterek, "Bilimsel yayınların bize söylediği şey, tehlikenin azalmadığı, aksine arttığıdır" değerlendirmesinde bulundu.

KARŞI GÖRÜŞ: "SOMUT BİR BULGU YOK"

Buna karşılık, emekli jeolog Prof. Dr. Osman Bektaş, Science'ta yayımlanan çalışmanın bazı varsayımlarına itiraz ediyor. Bektaş, Ana Marmara Fayı'nın bazı kesimlerinde sürünme (creep) davranışının baskın olduğunu ve bu durumun 7'den büyük bir depremin kaçınılmaz olduğu tezini zayıflattığını savunuyor. Bektaş'a göre, 2025'teki 6,2'lik deprem, "fayın boydan boya kırılacağı" yönündeki yaygın kabulleri sorgulatıyor.

Deprem jeolojisi uzmanı Dr. Ramazan Demirtaş da benzer şekilde, belirli bir zaman aralığına ve sınırlı veri setine bakılarak "doğudan batıya ya da batıdan doğuya göç" sonucuna varılmasının yanıltıcı olduğunu dile getiriyor. Demirtaş'a göre, 1999 sonrası uzun dönemli deprem verileri incelendiğinde, net bir göç örüntüsünden söz etmek mümkün değil ve ortaya konulan modeller için "somut bir kanıt" bulunmuyor.

Bazı Türk deprem bilimciler, Marmara’daki fayların tümüyle kilitli olmadığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Osman Bektaş, bazı segmentlerde sürünme (creep) davranışının baskın olduğunu savunurken, Dr. Ramazan Demirtaş ise depremlerin batı-doğu yönünde göç ettiği iddiası için uzun dönemli verilerde somut bir kanıt bulunmadığını belirtiyor (Foto:AA)Bazı Türk deprem bilimciler, Marmara’daki fayların tümüyle kilitli olmadığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Osman Bektaş, bazı segmentlerde sürünme (creep) davranışının baskın olduğunu savunurken, Dr. Ramazan Demirtaş ise depremlerin batı-doğu yönünde göç ettiği iddiası için uzun dönemli verilerde somut bir kanıt bulunmadığını belirtiyor (Foto:AA)

İSTANBUL İÇİN RİSK HER ZAMANKİNDEN DAHA MI YAKIN?

Ortaya çıkan tablo, İstanbul depremine ilişkin bilimsel belirsizliğin sürdüğünü, ancak risk tartışmasının giderek daha yüksek sesle yapıldığını gösterdi.

NYT'nin küresel gündeme taşıdığı bu dosya, İstanbul'un deprem konusunda yalnızca yerel değil, uluslararası ölçekte de dikkatle izlenen bir risk alanı haline geldiğini ortaya koydu.

Uzmanların kendi arasında görüş ayrılıkları devam etse ve depremin tam zamanının bilinmesi mümkün olmasa bile tartışmalar Marmara Denizi'ndeki sismik sürecin yakından izlenmesi gereken bir aşamada olduğu konusunu bir kez göz önüne çıkardı.