Herkes onu konuştu o TAKVİM’e konuştu! CHP’li Hasan Ufuk Çakır “kral çıplak” dedi: Yatıyoruz kalkıyoruz Silivri! Hırsızın partisi olmaz
CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Takvim.com.tr’ye konuştu. Genel Merkez’in Silivri’den yönetilmesine ve Özgür Özel’e isyan eden Çakır, “Yatıyoruz Silivri kalkıyoruz Silivri. Hırsızın partisi olmaz” dedi. CHP’nin 39. Kurultayı için “Sağlıklı değil” yorumunu yaptı. PM ve MYK için liste belirleme sürecinde Ekrem İmamoğlu tahakkümü olduğunu anlattı. “Kılıçdaroğlu çağrı heyeti olarak partinin başına atansaydı desteklerdim” diyen CHP Mersin vekili Hasan Ufuk Çakır, İstanbul’da Gürsel Tekin’i desteklediğini söyledi.
CHP'nin 39. Kurultay maratonu binbir kaos ve krizin gölgesinde başladı.
İBB iddianamesinin açıklanmasıyla ortaya çıkan yolsuzluk delilleri partiyi çıkmaza soktu. 6 Ok'ta dalga dalga "arınma" çağrıları baş gösterdi. Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen 10 milletvekili bildiri yayımladı. Daha sonra Kılıçdaroğlu "parti rüşvet çarkının müteaahitlerinden arınmalı" çağrısında bulundu.
Peşi sıra 16 eski vekil, Gürsel Tekin ve 38 eski ilçe başkanından bu yönde adımlar geldi. "Temiz siyaset" vurgusu öne çıktı.
Kriz Meclis'e taşındı. Arınma çağrısı yapılan bildiride imzası bulunan CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, hem Halk TV'ye hem de kendi partililerine isyan etti.

CHP'Lİ ÇAKIR MAKAM ODASININ KAPILARINI TAKVİM'E AÇTI
Herkesin konuştuğu o isme, Hasan Ufuk Çakır'a Takvim.com.tr ulaştı.
Çakır, CHP'nin 39. Kurultayı öncesi Takvim.com.tr Haber Sorumlusu Ahmet Zeren'e makam odasının kapılarını açtı.
Gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu.
"YATIYORUZ SİLİVRİ KALKIYORUZ SİLİVRİ"
CHP'nin Silivri merkezli bir etki alanına girmesinde isyan eden Çakır, "Memleketin sorunlarına çözüm arayacağımıza yatıyoruz Silivri, kalkıyoruz Silivri! Ya arkadaş, yani hırsızın partisi olmaz. Yakup Öner 70 bin lira maaşla 5 milyon dolarlık evde oturuyor, 30 milyonluk arabaya biniyor. Ses yok" ifadelerini kullandı.
38. KURULTAY ŞAİBELİ 39. KURULTAY SAĞLIKLI DEĞİL
CHP'li Hasan Ufuk Çakır, CHP'nin 39. kurultayının sağlıklı olmadığını söyledi. 38. Kurultayın şaibeleri ve belediyedeki yolsuzlukları işaret etti.
Çakır, "10 kere kurultay yaptık. Eğer temel yanlışsa sizi bunlar kurtarmaz. Sizin yapacağınız iş şaibeye karışmış arkadaşları partiden ihraç etmek. Ya baklava kutusuna parayı ben mi koydum arkadaş ya?" şeklinde konuştu.
"CHP arınsın" diyenlere cadı avı başlatıldığını beyan eden Çakır, CHP içinde bir yapı olduğunu Halk TV'ye bu tarz o haberleri o yapının yaptırdığını söyledi.
HALK TV'YE BOMBARDIMAN
Hakkında "sabıkalı" diye haber yapan Halk TV'ye belgelerle yanıt veren Çakır, "Bunların yaptığı alçaklık, terbiyesizlik, namussuzluk" dedi.
Şu ifadeleri kullandı:
Halk TV CHP'nin televizyonu olarak gözüküyor. Elin iti ele havlar, bizim it de bize havlar' dedim. Yani sen benden ne istiyorsun be adam? Bir şeyi araştır. Sen kime laf söylediğinin farkında mısın? Kime laf söylediğinin farkında mısın? Ben 5. sıradan parlamentoya gelmiş, CHP'nin 3 milletvekili vardı. Ben dağlardan taşlardan oy aldım geldim. Şimdi o millet ayağa kalkmış. 'Vermeyeceğim bir daha' diyor. 'Vermeyeceğim bir daha' diyor. 'Durun' diyorum ben. Ha, seni ihraç ederler mi? Vallahi paşa gönülleri bilir. Bu saatten sonra ben elimden geldiği kadar 2 senedir bunlara sabrettim. Ama en sonunda sen bana kalkacaksın 'oto hırsızı' diyeceksin ve seni de, bunu seni de perişan ederim ben. Yani öyle bir şey ancak ona yakışır. Anca ona yakışır."

CHP'li Hasan Ufuk Çakır, İBB iddianamesindeki rüşvet belgeleri, şaibeli kurultay davasındaki pavyon iddialarına karşısında zora girdiklerini belirtip "Millete cevap veremiyoruz. Apışıp kalıyoruz adamlara. Ya bir insan, kendisiyle beraber çalıştı eski bir genel başkanına, İstanbul'da, orada, burada troll ordusu kurar da anasına, avradına, kızına, karısına sövdürür mü ya?" şeklinde konuştu.
Ali Mahir Başarır'a sert sözlerle yüklenen ve kamuoyunu meşgul eden plaka tahsisi olayına değinen Çakır, "Eğer sen haram sofralarına oturursan, haram sofralarına oturursan, onlarla iş tutarsan, onlara arabanı da tahsis edersin, her şeyi tahsis edersin. Benim öyle adamlarla hiç işim olmadığı için bilmem ben." Değerlendirmesini yaptı.
"Kılıçdaroğlu çağrı heyeti olarak partinin başına atansaydı desteklerdim" diyen CHP Mersin vekili Hasan Ufuk Çakır, İstanbul'da Gürsel Tekin'i desteklediğini söyledi.
PM ve MYK için liste belirleme sürecinde Ekrem İmamoğlu tahakkümü olduğunu anlattı. Özgür Özel'in özgürce karar alamadığını ima etti.
İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nden İBB'ye İBB'den CHP'ye uzanan ve yolsuzluklarla anılan siyasi serüvenini işaret eden Çakır, "Beylikdüzü'nden adam ilçe başkanı... Beylikdüzü belediye başkanı yaptı, getirdi İstanbul belediye başkanı yaptı, arkasında durdu. Hep beraber. Yani bu kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin içine girip de orada devrim yapıp işi ele geçirip de şimdiki şu konuştuğumuz işte bir sürü yalan, doğru, şaibe, para aldın, verdim hadiseleri gerçekleştikten sonra işte bak olmuyor demek. Yiv set tutmuyor. Yani siyasette temeli olmazsa, sağlam yerlere oturmazsa istediğin kadar ayak oyunu oyna. İstediğin kadar parayla pulla iş yap. Olmuyor, olmaz da, olmayacak da" dedi.
ÖZGÜR ÖZEL KENDİ ADAYLIĞININ YOLUNU MU YAPIYOR?
TAKVİM'in aylardır dikkat çektiği "Özgür Özel'in adaylık çalışmaları" kulislerini doğrulayan Çakır, Özel'in aday olarak kendini düşünüyor olabileceğini söyledi.
Özel'in miting meydanlarında sadece bağırdığını, söylediği hiçbir şeyin anlaşılmadığını dile getiren Çakır, Sen vatandaşa anca çık 2,5 saat konuş. Ya senin konuştuğundan kimse bir şey anlamıyor. Sen anca bağırıyorsun. Sen milletin geçim sıkıntısını konuşmuyorsun. Böyle yaparsan Cumhurbaşkanı seçtiremezsin. Tabi kendin YEŞİLLENİYORSAN buyur orada koltuk. Eğer sen şaibeyle suçlanıyorsan ve bunu da ete kemiğe büründüremiyorsan, bu suçlamalarla devam ediyorsa, devleti sana yönettirmezler. Bak olmuyor. Demek ki kurultayda kazanmak, sonra bir daha bir daha kurultay yapmak bir çare olmuyor. Çünkü siz orayı yapıyorsunuz da altını yapamıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
İşte Hasan Ufuk Çakır'ın CHP'nin gündemine bomba gibi düşen açıklamaları:
"CHP 3-4 KİŞİNİN ELİNE DÜŞTÜ"
SORU: Sayın vekil, birkaç gündür isminizin şahsında gelişen bazı olaylar var, gündemdesiniz. Ve Cumhuriyet Halk Partisi de dalga dalga yayılan arınma çağrılarıyla kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Bu doğrultuda sizin isminizin de yer aldığı, imzanızın bulunduğu 10 vekilin bir çağrısı oldu. Bu işin sonu nereye gidiyor?
Öncelikle teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, 38. Kurultay'dan sonra bir türlü gelen yöneticiler, Genel Merkezi seçilen yöneticiler, diğer karşısında olan, oy veren Kemal Kılıçdaroğlu'na milletvekilliği bazında, il başkanlığı bazında bir türlü kucaklayamadı. Her ne kadar kucaklamak için biz gayret de etsek, bizi ötelediler.
Cumhuriyet Halk Partisi bizim partimiz. Biz bu partinin milletvekiliyiz. Daha önce ilçe delegesiydik, il delegesiydik. Her bize düşen görevde koşturduk, çalıştık. Geldik, 5. sıradan parlamentoya geldik. Cumhuriyet Halk Partisi'nin üç milletvekili vardı. Ve o zaman Burhanlı zamanlardı. Yani 5. sıradan Mersin'den milletvekili çıkaracağını kimsenin aklının ucuna gelmiyordu. Ama önceki genel başkanımızın iyi araştırmasıyla beni getirdi, 5. sıraya yazdı. Ben de Yörük Türkmen bir aileden geliyorum. Babam Adalet Partisi'nin, Demokrat Parti'nin, Doğru Yol Partisi'nin kurucularından.
Biz karşı mahalleden oy alarak 5. sırayı aldık, kazandık, Ankara'ya geldik. Millete hizmet etmek için. Dolayısıyla arkasından bir kurultay geldi. Kurultay'da ben Kemal Kılıçdaroğlu Beyefendi'yi destekledim. Ve dolayısıyla seçimi bu şimdiki yönetim kazandı. Fakat bu yönetim geldikten sonra maalesef Cumhuriyet Halk Partisi 3-4 kişinin eline düştü. Bizlere selam veren yok. Bizleri adam hesabına alan yok. Bizleri ötelemek için, partiden armudun sapıydı, üzümün çöpüydü deyip bizi partiden ihraç etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
ÖZEL'E "SİLİVRİ" TEPKİSİ: HIRSIZIN PARTİSİ OLMAZ
SORU: Sayın vekil, bu noktada araya girmek istiyorum. Geçen Berhan Şimşek'le görüştük. Kendisinin de CHP'ye dönük bir eleştirisi oldu. "CHP artık İmamoğlu Holding oldu" dedi. Siz böyle düşünüyor musunuz? Parti artık Silivri merkezli bir etki alanına mı girdi?
Şunu düşünebiliyor musunuz? Bir partinin genel başkanı, hele hele Atatürk'ün partisinin genel başkanı, her iki güne bir Silivri'ye giderek ondan... Hadi bir gittin, görüş aldın, iki gittin, görüş aldın. Hep ondan görüş alarak mutlaka onun yanına vararak millete gidiyor. Ve bu bağlamda şu ortaya çıkıyor: Yahu bu memleketin sıkıntıları var mı? Var. Peki, ekmek kaç lira, gübre kaç lira, mazot kaç lira, çiftçi ne halde, emekli kaç lira? Bunlara bir çözüm önerisi arayacağımıza, yatıyoruz Silivri, kalkıyoruz Silivri. Yahu arkadaş, yani... Hırsızın partisi olmaz. Ben iddianameyi okumadım, bilmediğim adama hırsız demem. Ancak televizyonlarda izlediğime göre savcı... Cumhuriyet Savcısı soruyor Yakup Öner diye harita mühendisine "70.000 lira maaş alıyormuşsun" diyor. Peki, Sarıyer'de 5 milyon dolarlık evin var. Hanımının altında, senin altında 30 trilyona yakın araba var. "Bunu bir açıkla" diyor, ses yok. E şimdi kamuoyunda bize bu söylendiği zaman, biz bunun cevabını nasıl vereceğiz? Veremiyoruz.
Daha öteye gidelim. Tekrar ediyorum, bir daha iddianameyi okumadım ama belgeleriyle konuşan adamları görünce, millet de görüyor bunu.
İki Genel Başkan Yardımcısı, iki müteahhit, "Sana şu kadar para verdik, şu belge" diyor. Biz de diyoruz ki: "Sayın Genel Başkan Yardımcıları, ya lütfen bu müteahhitlerin elindeki belge yalanlayın. Maalesef onlara, onlar dava bile açmıyor.
İki Genel Başkan Yardımcısı buna cevap vermiyor. Ben de bunu sorduğum için "Seni ihraç edersek, seni yok ederiz, seni milletvekili yapmayız" diyorlar.

SORU: Size dönük bu tarz tehditler oluyor mu?
Bu, genel anlamda böyle. Zaten bana özel anlamda böyle. Çünkü bir de benim Mersin'de, İstanbul Şile'de oturan, Mersin'le uzaktan yakından alakası olmayan, evet, Tarsuslu gibi ama Tarsus'ta bile elini kolunu sallayamadan, tek başına sabahleyin bir koltuk kahvesinde çay, kahve içmeye cesaret edemeyen bir adamın eline teslim etmişsin. O adam da Hasan Ufuk Çakır'ın başarılı çalışmasını hazmedemiyor.
Hastane kapılarında milletin yanındayım. Gece gündüz telefonlarım açık. Her daim ölüde, düğünde, sünnette, Kur'an'da, mevlitte ben varım. Navigasyonla, yani konumla bulamayacak adamlardır bunlar Mersin'deki köyleri. Konumla, konumla, konum atsan gidemezler bunlar. Şimdi bunlar itibarlı olacak, ben çalışan itibarsız olacağım? Ya Peygamber Efendimizin hadisi var ya: "Çalışanla çalışmayan bir olur mu?"
İşte bütün hadise şu: Burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, bizim gibi samimi insanları kucaklayamadı. Üç tane adama bıraktı orayı. Adamların etrafında milletvekilleri dönüyor. "Ayıp olmasın, biz nasıl bir daha vekil olalım... eğilelim." Eğilmeyeceksin! Millet seçti onu seni oraya.
ADAMLAR BENİMLE ASANSÖRE BİNMİYOR, ÖZGÜR ÖZEL'İN ARKADAŞLARI GÖRÜR DİYE"
Adamlar beni görüyor, asansöre binmiyor benle. "Acaba, partinin, eee, şeyin, Özgür Özel'in yakın arkadaşları görür" diye.
İHRAÇ TEHDİTLERİ: BANA SAADET PARTİSİ'NE GEÇ DEDİLER
Hasan Ufuk Çakır, yanlışlara yanlış dediği için ihraç tehdidiyle karşı karşıya kaldığını, "Saadet Partisi'ne geç" baskısı gördüğünü TAKVİM'e anlattı.
Genel Merkez'e rest çeken Çakır şu ifadeleri kullandı:
Öyle adamlarla zaten... Allah'ın nefesini almam, çayını suyunu içmem ben. Şimdi hadise bu yönde. Biz de bunları söylüyoruz. Şimdi kalkıyorsun, "Seni ihraç ederim." Yok, "Saadet Partisi'ne geç." Ya sana mı soracağım hangi partiye geçeceğimi? Hem benim Cumhuriyet Halk Partisi'ni bırakacağımı sana kim söyledi? Yüreğin yetiyorsa, işte yap, elinde bir sürü şey var.
Beni ihraç etmek demek, kafana kurşun sıkmaktan başka bir çare değil.
Onun için, ha... Benim ona bir önerim vardı. Şimdi genel kurul var, kurultay. "Getir, hakim huzurunda ön seçimi. Tüzükle de elini kaldır. Ondan sonra görelim bakalım, el mi yaman, bey mi yaman?" Ama bunları getirmeyeceksiniz. Neden? Çünkü Ali Mahir Başarır Mersin'e geldiği zaman önüne gelene milletvekilliği sözü veriyor. Önüne gelene milletvekilliği sözü veriyor. Yani saysan herhalde altı yüz kişi olmuştur. Mersin'in 13 vekili var.
"39. KURULTAYIN SAĞLIKLI OLDUĞUNA KENDİLERİ DE İNANMIYOR"
SORU: Sayın vekil, şimdi kurultaydan bahis açıldı. 38. Kurultay üzerindeki şaibeler hala kalkmadı. İstinafta devam eden bir mahkeme süreci var. Böyle bir ortamda 39. Kurultay ne kadar sağlıklı olur?
Şimdi bunu anlatmak çok kolay. Yani kendileri de inanmıyor buna aslında. Ya on kere kurultay yaptık zaten. Temel yanlış… Sizi bunlar kurtarmaz.
Sizin yapacağınız iş şaibeye karışmış arkadaşları geçici olarak bu partiden ihraç etmekti.
"BENİM MASERATİM YOK, BAKLAVA KUTUSUNA PARA KOYMADIM"
Ali Mahir Başarır örneği üzerinden belediyelerdeki yolsuzluklara değinen Çakır şu ifadeleri kullandı:
Ben kırmızı plakaya binmiyorum. Kırmızı plakayı da bir müteahhidin, esas sabıkalı müteahhidin altına vermiyorum. Benim Maserati'm yok. Benim araba koleksiyonum yok. Yani, önce bir yerel seçim yaptınız. Ya getirdiniz, getirdiniz çoluk çocuk... Ya baklava kutusuna parayı ben mi koydum arkadaş ya?Bu adamı ben mi getirdim belediye başkanı yaptım? Yani iyi olursa size, kötü olursa Sayın Kılıçdaroğlu'nun üzerine. Ya Kılıçdaroğlu getirmediniz mi sizi? Sizi grup başkanı, grup başkan vekili yapmadı mı? Sizi üç beş dönem milletvekili yapmadı mı?

AHMET ZEREN: Burada bir anekdot hatırlatmak istiyorum. Kurultay sonrası Ali Mahir Başarır'ın özellikle Veli Ağbaba ile Halk TV ekranlarına yansıyan görüntüsü vardı.
HASAN UFUK ÇAKIR: Zıpladılar! "Partiyi ele geçirdik. Bayramımız olsun. Bundan sonra belediye başkanını da biz yazacağız, milletvekilini de biz yazacağız" dediler.
Ee, millet ne diyor? Millet, millet. "Rüzgar esiyor." diyor. O rüzgar esiyorsa senin oyun bugün niye %45 değil? Niye %40 değil senin oyun? Niye değil? %50 artı bir varken sen buna ulaşamayacaksan, sen milletvekili yazsan ne olur? Eee, baklava kutusundaki paraları taşıyan belediye başkanını yazsan ne olur?
"YOLSUZLUĞU ŞAİBEYİ SORDUKLARINDA APIŞIP KALIYORUZ CEVAP VEREMİYORUZ"
SORU: Şimdi bu noktada "Millet ne diyor?" dediniz ve sahaya indiğinizde cevaplamakta zorluk çektiğiniz bazı sorular var. Keza baklava kutusu örneği verdiniz. Pavyonda delege iradesini satın aldığına dair iddialar var. Biz de bunlara çok şahitlik ediyoruz. İtiraflar var. CHP Erzurum'da olan olaylar var. Yani böyle bir ortamda cevap veremediğiniz sorular nedir? Yani sizi bu kadar zora sokan durum nedir?
İşte cevap veremiyoruz. Apışıp kalıyoruz adamlara. Ya bir insan kendisiyle beraber çalıştığı eski bir genel başkanına, İstanbul'da orada burada trol ordusu kurar da anasına, avradına, kızına, karısına sövdürür mü ya?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bir şey var, bir yapı var. İşlerine geldiği zaman Hasan Ufuk Çakır'a sövdürüyorlar. Ya arkadaş iki gündür televizyona çıkıyorum. Mersin yıkılıyor. Yıkılıyor. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Televizyonları ele geçiriyorsunuz. Halk TV'ye, Sözcü TV'ye çıkarmazsınız. Ulan ne yapacağız? Millete kendimizi nasıl anlatacağız?
ÖZGÜR ÖZEL MURAT EMİR'E ARATTI: "YAYINLARA ÇIKMA"
SORU: Peki bu yayınlardan Genel Merkez rahatsız mı? Size bu tarz yayınlara katılmayın diye bir baskı uyguluyor mu?
TGRT'ye katılınca Murat emir bana "Ne olur? Genel Başkan ricam ediyor, çay içelim." dedi.
"Bak dedim, bana iftira atıyorlar." dedim. "Yarın halledeceğiz." dedi. Yarın oldu. Açtım Halk TV'yi, aynı derecede adam bana "Oto hırsızı" diyor. Oto hırsızı. Bakın. Oto hırsızı diyor.
HALK TV'YE BELGELERLE YANIT VERDİ: ALÇAKLAR, TERBİYESİZLER, HAYASIZLAR
Hakkındaki "sabıkalı" haberlerine karşın Halk TV'ye belgelerle yanıt veren CHP'li Hasan Ufuk Çakır, UYAP'ından dört belge gösterdi. İki davadan beraat ettiğini, birinde HAGB aldığını diğerinde ise 10 ay hapis kararı olduğunu anlattı. 10 ay hapis kararı için ise şu ifadeleri kullandı:
Bu onay hapis ne? Benim, bacanağım baldızımı dövdü. Ben de ona iki tokat çektim. Kadına şiddete karşı geldim yani. E hadi bakalım bir oto hırsızlığı bul bakalım burada, oto hırsızlığı. Ben büyük bir ailenin oğluyum. Yörük Türkmen aşiretinin çok önde gelen insanlarından biriyim. Sen mesnetsiz olarak bu oto hırsızlığını senin kafana vururlar, kırarlar. Dava açtım. Bu konuda Halk TV'nin muhabirine, Halk TV'ye, RTÜK'e dava açtım. Öyle kimsenin şeref haysiyetiyle oynayamazsınız" Oto hırsızlığıyla ilgili bir tek kelam bulsunlar. Şikayet dilekçesi bulsunlar. Alçaklık, terbiyesizlik, hayasızlıktır bu.
SORU: Sayın Vekil, çok açık bir şey soracağım. Halk TV'de size "sabıkalı" dedirten, az önce CHP'de zikrettiğiniz yapı mı?
Evet, evet, evet, evet. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekiliyim. Utanmıyor musunuz siz? Halk TV'ye siz çıkıyorsunuz. Hep Cumhuriyet Halk Partili yöneticiler çıkıyor. Bir de bana saldırttırıyorsunuz. Bunun finansörü kim? Halk TV'nin sahibi nerede? İngiltere'de. Yakalama emri var. Kimin kimle dostluğu var?
SORU: Şimdi savcılık dosyasına gelecek olursak, İBB iddianamesinde fonlandığı belirtilen bir Halk TV var. Boğaz'daki kaçak villası Ekrem İmamoğlu tarafından göz yumulduğu söylenen bir Cafer Mahiroğlu var. Dahası bu Mahiroğlu yurt dışında ve hakkında yakalama kararı mevcut. Ne söylemek istersiniz bu konuda?
Adam İngiltere'de, Türkiye'ye gelmiyor. Yakalama kararı var ama ne hazindir ki Halk TV'ye talimat veriyor. "Şu milletvekiline saldırın." diyor. "Şu adama saldırın." diyor. Ama öyle bir adama saldırdılar ki, onun adı Hasan Ufuk Çakır.
CHP ARINSIN DİYENLERE CADI AVI
AHMET ZEREN: Yani CHP'de "parti yolsuzluktan arınsın" diyenlere görünen o ki cadı avı başlatıldı.
HASAN UFUK ÇAKIR: Kesinlikle. Bizi günah keçisi olarak koydular. Bu bizim apoletimiz olur. Onlar bildiğini yapsın. Hiç umurumda değil. Hiç umurumda değil. Ben, hiç sahalardan ayağımı çekmedim. Milletin hep yanında gittim, 505 köyü gezdim.
ALİ MAHİR BAŞARIR'A TAHSİS PLAKALA SALVOSU: HARAM SOFRALARA OTURUYOR
AHMET ZEREN: Peki sizin gibi diğer Mersin vekillerinin aracı niye İzmir Foça sahillerinde geziyor?
HASAN UFUK ÇAKIR: E gezer işte onların aracı Foça sahillerinde. Eğer sen haram sofralarına oturursan, onlarla iş tutarsan, onlara arabanı da tahsis edersin. Benim, benim öyle adamlarla hiç işimim olmadığı için bilmem ben.

38. KURULTAYDA NE YAŞANDI, ÖZGÜR ÖZEL NEDEN ÖZÜR DİLEDİ?
SORU: Tekrardan bir geçmişe dönmek istiyorum ben. 38. kurultayın en yakın tanıklarından birisiniz. Hatta o kurultayda açık açık Kemal Kılıçdaroğlu'nun desteklediğinizi beyan ettiniz. Birçok isim oldu Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini söyleyip sonrasından günün sonunda Özgür Özel'in yanında konumlandı. 38. kurultayda ne yaşandı? Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Kurultay sonrası yapılan ilk parti içi toplantıda Özgür Özel sizden neden özür diledi?
Şimdi, kurultay bittikten sonra ne olduğunu tabii ben bilmiyorum. Kim kime ne almış, ne vermiş. Erzurumlu adam diyor ki "Beni aldılar, şurada para verdiler, beni pavyondan şunu yaptılar, oyumu değiştirdim."
Bitlis diyor ki "Şunu yaptım." O diyor ki "Bunu yaptım" Ben bunları bilmem. Olup olmadığını bilmem ben bunları.
Ancak, ancak kurultayın sonucunda Ali Mahir Başarır'la bir gazeteci arkadaş röportaj yapıyor. "Neden Kemal Kılıçdaroğlu'yla yollarınızı ayırdınız?" diyor. "Efendim," diyor, "Mersin," diyor, "beş" dedim diyor (yani beni kastediyor). "Şaibeli adam, koymayın" dedi diyor. "Bunu Demokrat Parti istemedi" diyor. Ya böyle bir adaylık söz konusu mu? Davet vardı, gitmedim ben. "Şaibeli adam" diyor, "Mersin beş" diyor. "Koymayın efendim" dedim diyor. Onun için diyor "kırılma noktam oldu" diyor.
Ben de kapalı grupta Özgür Özel'e dedim ki, çıktım kürsüye bu şeyi gösterdim, canlı yayını. "Tüzüğe göre seçilmiş milletvekiline şaibeli demek partiden ihraçtır. İhraç edilebilir değil, ihraçtır. Şimdi bu Ali Mahir Başarır'ı ihraç edecek misin?" dedim.
O da kalktı dedi ki "Ben onun adına senden özür diliyorum" dedi. Ben de bir şey demedim bunun üzerine. Demedim bir şey.
SORU: "Peki buna benzer bir durum siz yap yani tarafı siz olsaydınız? Bu tüzük işler miydi?
İşlerdi. Hemen kovardı. Yani ama ben yürekli adamım. Öyle bir lafı söyledikten sonra eğer bana en ufak bir sinyal göndersin, zaten millete giderim. Millete giderim. Benim gideceğim başka bir yer yok. Benim gideceğim bir otel sahibi yok. Benim gideceğim bir gayrimeşru adam yok. Benim gideceğim ayağı çarıklı, eli nasırlı Yörük çocukları, işçi çocukları, dağın başında domates, nahıl yetiştirirler. Limon diken ellere bak onlara gelirim ben. Nereye gideceğim ben? Benim başka gidecek bir yerim yok. Ben gidip de İngiltere'ye tatile gitmiyorum. Ben gidip de Almanya'ya bir diğer yerlere gidip de o kötü yerlere gitmedim. Ben görmedim Almanya'yı, İngiltere'yi. Benim gittiğim Mersin, geldiğim Ankara, bir de İstanbul'a ara sıra davet olursa arkadaş, kalmam oraya.
KILIÇAROĞLU'NA TROLLERLE KÜFÜR ETTİRDİLER
SORU: Peki televizyondaki tezviratlar, Kemal Kılıçdaroğlu'na edilmeyen hakaret kalmadı.
Ya bu çok felaket bir şey. Bir gün Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlığını yapmış kim olursa olsun. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu beyefendi için söylüyorum. Ya adamın trolllerle ne anası kaldı… Ya 13 sene başkanlık yapmış, %48,5 oy almış. O masayı, o masayı toplamış. Hadi sen de toplasana o masayı.
Özgür Özel ve CHP medyasının anketlerde öndeyiz şeklinde iddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Çakır şöyle konuştu:
Hadi bakalım yap %48! Ne senin oyun? At başı gidiyorsun AK Parti'yle. Bu kadar ekonomik sıkıntıya göre at başı gidiyorsun. Ama sen yani buna bir çare arayacağına, ya yatıyorsun bir adam için, kalkıyorsun bir adam için. Bu ne ya?
Ama artık bu ayrımcılığa girdi. Bu kıyıma girdi. Oraya gelip de önünü ilikleyenler zannediyor ki, biz milletvekili olacağız. Bak göreceğiz günün sonunda o takla atanların önünde ne olacaklarını görecekler. Hiçbir şey olmayacak. Aynı bir gün benim söylediklerime abi keşke şöyle senin dediğin gibi olsaydı diyecekler. Ama ben kemiğimi kemirtmem. Ama ben açıkta kalmam. Çünkü iki şahit var, biri Allah, biri millet.
Neymiş? Gençmiş. İşte gördük getirdiğin genç belediye başkanını. Gördük. Mersin'de de var ondan bir tane, bir tane. Bu ne ya? Onun için millet bunlara bakar iktidara gidecek parti bu şekilde idare edilmez. Ne diyeceğim başka ya? Bak, benim gayrimeşru bir işim yok. Ben küfür etmiyorum. Ben hakaret etmiyorum. Ya bir günde de ki, ya gel bir konuşalım deseydi, hepimizi kucakla ya. Ya bırak ya.
Biz Kemal Bey'e oy verdik. Sen de Kemal Bey'in dört dönem milletvekilliğini yaptın. Grup Başkanvekilliği, grup başkanı yaptın. Ya bu Kemal Bey seni daha ya yoktan var etti ya. Hiç mi bunun hatırı yok ya?
İşte Kemal Bey'in sırtındaki hançerlerle kurultaya çıktım sözü budur.
Beylikdüzü'nden adam ilçe başkanı, Beylikdüzü Belediye Başkanı yaptı. Getirdi İstanbul Belediye Başkanı yaptı, arkasında durduk. Hep beraber. Yani, bu kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin içine girip de orada devrim yapıp işi ele geçirip de şimdiki şu konuştuğunuz işte bir sürü yalan, doğru şaibe, para aldım verdim hadiseleri gerçekleştikten sonra işte bak olmuyor demek. İş tutmuyor. Yani siyasette temeli olmazsa, sağlam yerlere oturmazsa, istediğin kadar ayak oyunu oyna. İstediğin kadar parayla pulla iş yap, olmuyor, olmaz da, olmayacak da."

"İDDİANAMEDE DENDİĞİ GİBİYSE VAY HALİMİZE, OLACAKLARI DÜŞÜNEMİYORUM"
SORU: Şimdi bu noktada bir şeye değinmek istiyorum. Aziz İhsan Aktaş iddianamesi çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesi çıktı. İBB'ye yönelik bir casusluk soruşturması başlatıldı ve bu soruşturmaların üçünün de iddianamelerin ortak noktası CHP'nin bir şekilde yasa dışı yollarla ele geçirilmesi. Bu CHP'nin ele geçirilmesi, yani bunu nasıl izah edebiliriz?
Vallahi bu, iddianame bunu söylüyor. Yani bunların da rahatsızlığı galiba bundan. Çünkü gayriresmi yollardan bu iş yapılmışsa, bu iddianame ete kemiğe bürünmüşse, sonuç da böyleyse, vay haline! Vay haline! Ve olacakları düşünemiyorum ben. Yani bu devlet, devleti yönetecek bir parti kendi içinde şaibeye bulaşmışsa, bak bulaşmışsa, sana o devleti yönettirmezler! Yönettirmezler sana o devleti. Öyle şey var mı? "Ver karayı, al karayı." Öyle şey var mı? Onun için, onun için sen oturacaksın, oturdun belediye başkanı yazdın. Yarın oturacağım milletvekili yazacağım. Eee? Sen, ben, bizim oğlan, dikensiz gül bahçesi. Yok öyle! Bak öyle olmadığını hep beraber göreceğiz. Sen vatandaşa anca çık iki buçuk saat konuş. Ya senin konuştuğundan kimse bir şey anlamıyor. Sen anca bağırıyorsun. Sen milletin geçim sıkıntısını konuşmuyorsun.
AHMET ZEREN: Bu noktada yani eleştirileriniz oldu ve çok kutuplaştıran bir dil var. Yani bu dilin millete, devlete bir faydası var mı? Çünkü yani her mitingde yani hep bir kutuplaştırıcı bir dil, hep bir ayrıştırıcı bir dil.
HASAN UFUK ÇAKIR: Ya o zannediyor ki (Özgür Özel) böyle yaparsam olur. Onun derdi orada kalmak. Sen böyle yaparsan cumhurbaşkanı seçtiremezsin. Ha, tabii kendin yeşilleniyorsan, buyur orada koltuk.
AHMET ZEREN: O noktaya geleceğim. Şimdi bir dönem Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı çok konuşuldu. Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı açıklandı, İBB iddianamesinden önce. Mansur Yavaş'la ilgili iddialar ortaya atıldı, kendisinin anketler yaptırdığı, aday olacağı… Günün sonunda dönüp bakıyoruz ki, artık yavaş yavaş CHP'ye yakın köşelerde de okuduğumuza göre, Özgür Özel'in kendini bir şekilde aday olarak günün sonunda açıklamak istediği konuşuluyor. Bu yorumlara ne söyleyeceksiniz?
Vallahi, yani kendi bilir. Köprünün altından ne sular akacağını hep beraber göreceğiz. Yani kendi bilir. Yani az evvel bir şey söyledim. Eğer sen şaibeyle suçlanıyorsan ve bunu da ete kemiğe büründüremiyorsan, bu suçlamalarla devam ediyorsa, devleti sana yönettirmezler. Ama "Ben yaparım kardeşim," dediğin mi bak olmuyor bak. Bak olmuyor. Demek ki kurultayda kazanmak, sonra bir daha bir daha kurultay yapmak bir çare olmuyor. Çünkü siz orayı yapıyorsunuz da, altını yapamıyorsunuz.
SORU: Açık bir şey soracağım. Kemal Bey Çağrı Heyeti olarak görevlendirilseydi, biliyorsunuz kendisi "partiyi kayyıma teslim etmem" deyip bir irade gösterdi. Bu iradeyi destekler miydiniz?
Kesinlikle desteklerdim. Kemal Bey partinin başına gelseydi kesinlikle desteklerdim.
Niye? Kemal Bey namuslu adam. Adam diyor ki, "Kemal Bey namuslu adam, ama..." 'Ama'sı ne kardeşim ya! Namuslu adam işte! Namuslu adam! Kemal Bey'i parayla, pulla bir yere koyamazsın. Kemal Bey dürüst adam. Yani %48,5 oy almış, bu kadar milleti toplamış ama siz orada bile ona neler ettiniz. Bunu tarih yazacak. Bunların genel toplamı olacak bir gün göreceksiniz siz.
Böyle gitmez bu. Yani babanızın malı değil! Atatürk'ün partisi 81 milyon kişiyi ilgilendirir. Öyle "ben istediğimi yaparım, şunu yaparım" yok öyle bir yama. Şimdi kurultay geliyor. Bana dün bir arkadaşım, "ben parti..." Yok kardeşim ben Parti Meclisi'nde falan adayım maday değilim. Böyle bir iddiam da yok zaten.
AHMET ZEREN: O noktaya değineceğim. Şimdi kurultay geliyor malumunuz. Parti Meclisi ve MYK yeniden şekillenecek. Geçen yine bir köşede okudum kulislerde, Ekrem İmamoğlu'nun Silivri'den Özgür Özel'e PM ve MYK'ya ilişkin bir liste verdiği söyleniyor. Özellikle dört isim ve bu isimlerin arasında Dilek İmamoğlu'nun olduğu, işte Serkan Özcan'ın olduğu söyleniyor, belirtiliyor. Yani böyle bir şey mümkün mü? Yani bu iddialara ilişkin ne söylemek istersiniz? Listelerde bir Silivri tahakkümü var mı? Açık açık bunu sorayım.
HASAN UFUK ÇAKIR: O yüzde yüz zaten. Ama kimi verdi, kimi aldı, mutlaka verir mi? Verir. Çünkü artık partinin genel başkanı oradan beri gelmiyor. O ne derse yazıp geliyor. Neden acaba? Acaba neden? Niye sen bu kadar Zeydan Karalar'a gitmiyorsun? Adana Büyükşehir Belediye Başkanı...
SORU: Burada bir fiili ve emanetçi durumu mu var? Fiili genel başkan...
Ben orasını bilmem. Orasını da ilerleyen zamanda göreceğiz. Neden Zeydan Karalar'ı bu kadar dillendirmiyorsun? O da çok oy aldı. Neden onu konuşmuyorsun?
Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde Burhanettin Bulut ve Seyhan Belediyesi arasındaki 1 milyon dolarlık rüşvet iddianamesinde değinen CHP Mersin vekili Çakır,
Ortada 1 milyon dolarlık bir rakam konuşuluyor. Oturuyorsunuz orada! Geçen baktım o bir tane ismini de almak istemiyorum. 7 senede avukatlık hukuk fakültesini bitiren, ömründe avukatlık cübbesi giymeyen, daha önce de Kılıçdaroğlu Doktrini yazan kişiler ahkâm kesiyor. Ya size millet gülüyor, gülüyor
Ne diyeyim başka? Bak ben burada Özgür Özel'i hakaret ediyor muyum? Ekrem İmamoğlu'na hakaret ediyor muyum? Hayır. Ama diyorum ki bunlara cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Şu adamlara isnat edilen Aziz İhsan mıdır nedir? Ertan Yıldız mıdır, nedir? Bu adamlar böyle diyor.
"ERTAN YILDIZ'I İHRAÇ ETMEYENLER BİZİ TEHDİT EDİYOR"
AHMET ZEREN: Dahası Ertan Yıldız'ın hala CHP'de üyeliği devam ediyordu.
HASAN UFUK ÇAKIR: Onu ihraç etmiyor. Berhan Şimşek'i ihraç ediyor. Gürsel Tekin'i tehdit ediyor. Ya beni tehdit ediyor. Ya yer miyiz biz bunu ya? Ya özellikle Hasan Ufuk Çakır'ı bunu yer mi ya? Ya sen merak etme Hasan Ufuk Çakır yarın sandalyeye atar, kahvelerde oturur. Ama senin o Mersin'deki adamın yani o Bodrum'larda şeydeki Çeşme'lerde gezen adamın oralarda tek başına varıp da oturamaz.
Onun için bu adamlar ne biliyorsa onu yapsınlar. Vallahi de umurumda değil. Ben birine rica ederek birinci sıraya milletvekilliğine gelmedim. (Ali Mahir Başarır) Mersin'e geliyor giderken 16-17 kişiyi vekil yapıyor. Bir daha geliyor, bir daha yapıyor o kadar. Ya bu yalanlarına kimse inanmıyor senin. Ama sen ancak kendi kendini tatmin ediyorsun. Geliyorsun burada Genel Başkana bir sürü palavra atıyorsun. O da inanası geliyor ona. Çünkü bize inanmadığına göre. O onun arkadaşı oluyor da Ali Mahir. Peki biz neyi oluyoruz onun? Biz demek ki bir şey olmuyoruz, olmadığımız da ortada. Şeref ve haysiyetlerini hiç kimseye çiğnetmem. Adı, sanı, makamı kim olursa olsun. Gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmadım ömrü billah. Ben bilirim, ben herkesi bilirim. Yani öyle avanta değil bu işler. Bunların hepsinin bir genel toplamı olacak. Bana bu yapılanı bırakmam mümkün değil. Hukuk önünde bunun hesabını soracağım. Daha sonrasına da bakacağız Allah izin verirse. Öyle yok.
"BEN SİZİ NASIL SAVUNACAĞIM, HIRSIZIN PARTİSİ Mİ OLUR?"
SORU: Sayın Vekil, arınma çağrısı ile ilgili 10 vekille birlikte imzaladınız çağrı ile ilgili sorum olacaktı. Şimdi CHP arınmazsa, CHP'nin sonu ne olur?
Ya CHP arınmazsa yani sıkıntı olur. Bu böyle giderse inandırıcılığı kalmaz bu işin. Yani millet senden bir umut beklerken sen hala bu bunu aldı mıydı, bu bunu verdi mi diye sen onları savunmakla geçiyorsun. Adam diyor ki işte diyor ya ben diyor buna bu parayı verdim diyor. Ben de diyorum ki bak bana isnat mı yaptı? Ben de mahkeme kararını çıkarttım önüne koydum. Sen de bir dilekçe ver, bu yalan söylüyor de, iftira atıyor de. Açıyor mu? Açmıyor. Diyor mu? Demiyor. E ben seni nasıl savunacağım? Ne işim var seni savuna savuna ya? Hırsızın partisi mi olur ya? Hırsız hırsızdır ya.
SORU: Sizle beraber bunu imzalayan 9 vekil de aynı sıkıntıları yaşıyor mu?
Vallahi belki tabii yaşıyor. Benimki biraz daha yüksek.
SORU: Son olarak Gürsel Tekin konusuna değinmek istiyorum. Kendisi İstanbul'dan size destek verdi. Sizin çağrınızı destekledi. Halk TV'yle olan eleştirinizi de destekledi. Gürsel Tekin'le görüşüyor musunuz?
Evet, görüşüyorum. Hayırlı olsun diyorum. Ara sıra arıyorum, nasıl gidiyor diyorum. Soruyorum tabii
SORU: İstanbul'a gelseniz kendisini İstanbul İl Başkanlığı makamında ziyaret eder misiniz?
Kesinlikle ziyaret ederim tabii. Gitmez miyim?