Özgür Özel'in yapamadığını Gürsel Tekin CHP adına yaptı! Aziz İhsan Aktaş hakkında suç duyurusu: TAKVİM dilekçeye ulaştı
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Genel Merkez ve Özgür Özel'in Aziz İhsan Aktaş hakkında yapamadığını yaptı. Tekin, CHP’li yöneticiler ve belediyelerle rüşvet ilişkisi kurduğu mahkeme tutanaklarına giren Aziz İhsan Aktaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Takvim.com.tr suç duyurusu dilekçesine ulaştı.
CHP İstanbul İl Başkanlığına Çağrı Heyeti olarak görevlendirilen Gürsel Tekin, Zeki Şen ve Erkan Narsap, Özgür Özel ve mevcut CHP yönetiminin yapamadığını yaptı.
Tekin, CHP Genel Başkan Yardımcıları Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat'a rüşvet verdiğini ileri süren Aziz İhsan Aktaş hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP İstanbul İl Başkanlığına Çağrı Heyeti olarak görevlendirilen Gürsel Tekin, Zeki Şen ve Erkan Narsap'tan Aziz İhsan Aktaş hakkında suç duyurusuTakvim.com.tr, Tekin'in Aktaş hakkındaki suç duyurusu dilekçesine ulaştı.
Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
Bizler, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/09/2025 tarihli ve 2025/254 Esas
sayılı kararıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl GEÇİCİ KURUL üyeliği
görevine başlayan heyet olarak 40 yıla yakın süredir sürdürdüğümüz siyasi faaliyetlerimiz
kapsamında her zaman olduğumuz gibi Büyük Atatürk'ün emaneti partimize sahip çıkmak
için görev yapmaktayız. Göreve resmen başladığımız 8 Eylül 2025 tarihinden bu yana,
özellikle CHP İstanbul İl Başkanlığı düzeyindeki işlemleri denetleyen, kimi yargılamalara
konu olan hukuki ve siyasi sorunları derinlemesine incelemeye dair yaklaşımı, kurul üyeleri
olarak ortaya koymaktayız. Bu kapsamda Geçici Kurula, parti üyeleri tarafından yapılan çok
sayıda sözlü ve yazılı başvurular yayımlanan iddianameleri de dikkatle incelemekteyiz.
Bununla beraber aynı zamanda basın yayın organlarında çıkan haberleri de takip
etmekteyiz. Özellikle görevimiz gereği partimizin kurumsal kimliğini de korumakla yükümlü
olduğumuz için istisnasız şekilde CHP İstanbul İl Örgütüne dair gelişmeleri takip etmekte ve
sorunları çözmeye çalışmaktayız. Bu kapsamda, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde şuan
organize suç örgütü lideri olarak yargılamaktan olan işbu şikayet şüphelisi Aziz İhsan
Aktaş'ın 18 Eylül 2025 tarihinde yaptığı açıklamalarda "Belediyelerden alacağımız
ödemeler için CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yardımcılarıyla görüşüyorduk.
Paramızı alamadığımızda Özgür Özel'in yardımcılarını arardım. Onlar devreye girerdi.
O sayede belediyelerden komisyon karşılığında ödemelerimiz yapılırdı" şeklinde
açıklamalarda bulunmuştur.
Keza şüpheli Aziz İhsan Aktaş yine 5 Kasım 22025 tarihinde "Benim numaram
Özgür Karabat'ta ve Burhanettin Bulut'ta var, isterseniz 24 saat, her gün sizlere canlı
konum atabilirim. Bu canlı konumla beni 24 saat izleyebilirsiniz. Mahkeme gününü
sabırsızlıkla bekliyorum, bakalım mahkeme günü geldiğinde ben mi yurt dışına
kaçacağım yoksa iddianamede adı geçen dokunulmazlık zırhına bürünen
milletvekilleriniz mi kaçacak." gibi temel iddialarını ispatlaması gereken açıklamalarda
bulunmuştur. Bu bağlamda şüpheli eğer bu açıklamaları eğer maddi gerçeğe, hakikate ve
yaşanmış olaylara dayanmıyorsa, ortada üç ayrı suça temas eden bir eylem var demektir.
Öncelikle, şüphelinin beyanları eğer gerçek değilse TCK m 125'e göre hakaret suçu
olacaktır. Görüldüğü üzere şüpheli açık açık isim vermektedir. Şüpheli verdiği isimlerle,
doğrudan ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde TCK m 126 uyarınca matufiyet şartını
gerçekleştirmiştir. Sözün kime karşı söylendiği, muhatabı, hangi gerçek kişiyi ve hangi tüzel
kişiyi hedef aldığı bellidir. Şüpheli özellikle CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI
sıfatını da kullanarak, temsil ettiğimiz ve korumak istediğimiz siyasi partimizin İstanbul İl
Başkanlığının da üyesi olan bazı kişileri duraksamaya yer olmaksızın hedef almaktadır. Eğer
şüpheli tarafından anlatılanlar maddi gerçekle uyumlu değilse, şüpheli tarafından adı geçen
ve yeni müşteki olacak kişilerin doğrudan şeref ve itibar hakkına yönelik bir saldırı
gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda şikayetimiz aynı zamanda CMK m 158 anlamında bir
ihbar niteliğindedir. Şüphelinin beyanları eğer maddi gerçeği yansıtmıyorsa, ifade
özgürlüğü kapsamına giremez. Bilindiği üzere temelde korunan hukukî değer; kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı ve diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bir kişiye izafeten söylenen söz, gerçek dışı olgu isnadıyla yapıldığı takdirde yine şeref ve
haysiyet hakkı zedelenecektir.
CHP İstanbul İl Başkanlığına Çağrı Heyeti olarak görevlendirilen Gürsel Tekin, Zeki Şen ve Erkan Narsap'tan Aziz İhsan Aktaş hakkında suç duyurusu
Bununla beraber, şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ın yine katıldığı canlı yayında "CHP Genel
Başkan Yardımcılarından birine 200 milyon lira rüşvet verdim" demesi çok vahimdir. Bu söz
ve söylem, kurumsal kimliğe yönelik ciddi bir saldırıdır. Maddi gerçekle uzaktan yakından
ilgisi yoksa, hem hakarettir hem iftiradır hem de suç uydurmadır. Bilindiği üzere TCK
m 267'de düzenlenen iftira suçu, hakkında bahsedilen kişiye yönelik olarak haksız bir
iddiadan kaynaklanı söylem sonrasında savcılık soruşturması açılması veya idari yaptırım
uygulanmasını sonucunda bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin
cezalandırılması gerektiğini düzenler. Bir kimsenin hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği
halde, sanki bunu yapmış gibi davranılması ve bu iddianın yargı organları, soruşturma
makamları tarafından ciddiye alınması durumunda iftira suçu oluşacaktır. Ne yazık ki, esasen şuan belki de bu suç oluşmuştur. Şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ın doğruluğunu henüz bilinmeyen iki ayrı iddiası ve beyanı nedeniyle iki ayrı CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI hakkında fezleke düzenlenmiştir. Özellikle bir Genel Başkan Yardımcısının, İstanbul milletvekili olması sebebiyle lekelenmeme hakkını da gözeterek CMK m 158 uyarınca Şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ısayın makamınıza ihbar ve şikayet ediyoruz.
Yine eğer şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ın anlatımları maddi gerçeğe dayanmıyorsa ve
hakikatı yansıtmıyorsa aynı zamanda TCK m 271'de düzenlenen Suç Uydurma Suçuna
da vücut vermiş olacaktır. Şüphelinin anlatımlarında hiçbir doğruluk yoksa, işlenmediğini
bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmesi veya kamuoyuna anlatması
esasen suçtur. Bu yüzden Şüpheli Aktaş, eğer ispat hakkını kullanıp, konuştuğu sözlerin
karşılığını ortaya koyamıyorsa, Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğine yönelik bir
saldırı içindedir. Müvekkil aynı zamanda partinin kurumsal kimliğini de korumakla
yükümlüdür ve kendisini bildi bileli bu uğurda mücadele etmekte olan müvekkil, partisinin
daha fazla zarar görmemesi için CMK m 158 uyarınca Şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ı sayın
makamınıza ihbar ve şikayet etmektedir.
SONUÇ VE İSTEM :
Açıkladığımız ve re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle gerekli tahkikatın yapılarak,
şüpheli AZİZ İHSAN AKTAŞ'ın yaptığı açıklamalara dair maddi gerçeğe dayalı deliller ile
ortaya koyamıyorsa, ve şüpheli ispat hakkını kullanamıyorsa, sayılan ve resen takdir edilecek tüm suçlardan cezalandırılması istemiyle hakkında kamu davası açılmasını talep ederiz.
Gürsel TEKİN, Zeki ŞEN, Erkan NARSAP
CUMHURİYET HALK PARTİSİ İstanbul İl Geçiçi Kurulu
Öte yandan Gürsel Tekin, suç dyurusu öncesi makamının kapılarını Takvim.com.tr'ye açmış, Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde rüşvet aldığı belirtilen CHP Genel Başkan Yardımcıları Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat'ın üyeliklerinin askıya alınması gerektiğini belirtmişti.
İşte Tekin'in Takvim'in sorularına verdiği yanıtlar:
- Aziz İhsan Aktaş iddianamesi çıktı. Belediyeleri saran ihale ve yolsuzluk iddianamede yer aldı. Bir CHP genel başkan yardımcısının 5 milyon TL rüşvet aldığı, bir başka CHP genel başkan yardımcısının 1 milyon dolar rüşvet aldığı mahkeme kayıtlarına geçti. İBB iddianamesinin de eli kulağında. Bu süreci nasıl değerlendirmek istersiniz bir CHP'li olarak?
Gürsel Tekin: Tabii bunlar hepsi iddia. Ama şunu da hatırlatmak istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin geleneğinde benzer olaylar yaşandığı zaman muhakkak genel merkez ismi zikredilen arkadaşlarımızla ilgili üyelikleri askıya alırlardı.
En azından partinin kurumsal kimliğini muhafaza etmek adına, açısından.
"YOLSUZLUKLAR, PARA MESELELERİ CHP'DE KABUL EDİLEMEZ"
- İki gün önce Cumhuriyetimizin 102. yılını geride bıraktık. "Cumhuriyet'i kuran parti" olarak CHP bugün şaibe, yolsuzluk, rüşvetle anılıyor ve mahkeme koridorlarında tartışılıyor. Dahası devam eden casusluk soruşturmasında geçen biliyorsunuz belli gözaltılar oldu. Soruşturma derinleşti. Ajanların CHP'ye yön verdiği tartışılıyor, iddianamede yer alıyor. Bu tabloya ilişkin ne derseniz?
Gürsel Tekin: Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir ajanlık müessesesinin olması mümkün değildir öncelikle bunu söyleyeyim. Olumsuzluklar olmaz mı? Her partide olduğu gibi olabilir. Ama seçim ilişkisi mi, nedir? Bunu tam bilmediğimiz için önümüzdeki günlerde tabii bu ortaya çıkacaktır. Şimdi yolsuzluk ya da usulsüzlük meselesine gelince, Türkiye'de bugüne kadar yani Cumhuriyet'in kuruluşu siyasi partilerin, çok partili sisteme geçtiğimiz tarihten itibaren 500'ün üstünde siyasi parti kurulmuştur. Yaşamını sürdüren, aralıksız sürdüren tek parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Ama yolsuzluk gibi, para gibi meseleleri asla Cumhuriyet Halk Partisi kabul etmesi mümkün değildir.
