Meral Akşener yine "U" dönüşü mü yapacak? İşte İYİ Parti ve CHP arasındaki pazarlık... CHP yandaşları baskı peşinde

CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıldır oturduğu koltuğu Ekrem İmamoğlu vesayeti altındaki Özgür Özel'e kaptırırken parti kaos ve entrika siyasetine kaldığı yerden devam ediyor. CHP'ye rest çekerek "İttifak yapmayacağız" diyen İyi Parti ise akçeli işler ve taciz iddiaları ile sarsılıyor. Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel kendi açıklamaları ve yandaşları üzerinden Akşener'i masaya çekmek isterken yüz yüze ilk temas dün gerçekleştirildi. Özgür Özel ile görüşen Meral Akşener "GİK'e danışacağım" diyerek geri adım sinyali verirken kulisler peş peşe patladı. CHP yandaşları Akşener'in masaya döneceğini iddia edip "gelin evi naz" evi benzetmesi yaparken Sabah Yazarı Mahmut Övür Akşener ile Özel arasındaki pazarlığa dikkat çekti.

Giriş Tarihi 01 Aralık 2023, 10:49 Güncelleme 01 Aralık 2023, 23:03
Meral Akşener yine U dönüşü mü yapacak? İşte İYİ Parti ve CHP arasındaki pazarlık... CHP yandaşları baskı peşinde

İÇİNDEKİLER

Genel seçimlerde yaşanan hezimetin ardından karışan muhalefet yerel seçimlere giderken yine kirli oyun ve pazarlıklarla gündeme geliyor... Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti arasında ipler gerilirken peşi sıra krizler ve entrikalar patlak verdi.

CHP'DE KOLTUK DEĞİŞTİ
CHP ile köprüleri atan Meral Akşener her açıklamasında "81 ilde aday göstereceğiz" diyerek ittifaka kapıları kapatsa da 3-6 Mart'ta olduğu gibi geri dönüş sinyali verdi!

Kemal Kılıçdaroğlu ise 13 yıldır oturduğu Genel Başkanlık koltuğunu Özgür Özel'e kaptırdı. Ancak Özgür Özel CHP'nin yeni genel başkanı olsa da koltuk İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun vesayeti altında kalmış durumda...

İYİ PARTİ KAYNIYOR: İSTİFALAR TACİZ İDDİLARI AKÇELİ İŞLER
Akşener'in "ittifak yapmayacağız" çıkışına rağmen CHP'nin yeni yönetimi Kılıçdaroğlu'ndan kalma yöntemlerle Akşener'i masaya oturtmak için baskı üstüne baskı kurdu. İmamoğlu ve Özel "ittifakı kurarız" diyerek Akşener'i masaya çekmek isterken İYİ Parti'nin içi de taciz, akçeli işler ve istifalarla kaynıyor.

İYİ Parti'den son dönemde Bahadır Erdem, Durmuş Yılmaz, Adnan Beker partiden istifa ederken Ümit Dikbayır ise ayrı bir krizin fitilini ateşledi. Ardından bir bomba daha patlatan Dikbayır partinin Akşener'in oğlu Fatih Akşener'in vesayeti altında olduğunu iddia etti. Partiye Meral Akşener'in Özel Kalem Müdürü Esma Bekar üzerinden kayıt dışı para sokulduğunu söyledi. Benzer iddiaları ve daha fazlasını Takvim.com.tr'ye konuşan İYİ Parti eski Genel Başkan Yardımcısı ve GİK Üyesi Arzu Önşen de dillendirdi.

AKŞENER'İ MASAYA OTURTMA ÇABALARI
İYİ Parti krizle sallanırken CHP bir yandan HDP ile temas kuruyor diğer yandan Meral Akşener'i masaya çekmek için uğraşıyor. Özgür Özel "Meral ablam" ifadeleriyle Akşener'e sıcak mesajlar vermeye çalışırken ABB Başkanı Mansur Yavaş İYİ Parti Genel Merkezi'ne giderek "nabız" yokladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Akşener'i telefonla darladı... CHP yandaşları ise hem ekranlardan hem de köşelerden ittifak olmazsa "İYİ Parti biter" söylemleriyle baskıyı artırdı.

ÖZGÜR ÖZEL İLE AKŞENER GÖRÜŞTÜ
Yaşanan gelişmeler sonrası Akşener ile Özgür Özel dün ilk kez bir araya geldi.

İLKELİ SİYASET SINAVINDAN KALDI
Akşener Özel'i kapıda karşılamadı ancak sonra yaptığı açıklamada "masaya geri dönüş" sinyali vererek ilkeli siyaset sınavından kaldı!

Meral Akşener yaptığı açıklamada, "Bizim bir kararımız var; 81 ilde tek başımıza seçime girmek şeklinde. Bu konuyu; 'Genel İdare Kurulu'nda bizim iki siyasi parti olarak, hiç değilse bazı yerlerde iş birliği yapabilir miyiz?' sorusunu, bir soruyu; acaba 'Genel İdare Kurulu'na tekrar götürebilir misiniz?' özü bu. Biz de arkadaşlarımızla konuştuk. Pazartesi biz doğal olarak GİK'i toplayacaktık zaten. Orada bu soruyu GİK'te soracağız. Onlar nasıl cevap verecek, orada göreceğiz" dedi.

CHP YANDAŞLARINDAN "GELİN EVİ NAZ EVİ" BENZETMESİ!
Görüşme sonrası kulisler de hareketlendi. CHP yandaşı Sözcü Yazarları Deniz Zeyrek ve Saygı Öztürk, Akşener'in masaya döneceğini savunarak "Gelin evi naz evi" benzetmesi yaptı. Adeta Akşener'e dönüş yolu açan ikili CHP'deki sözde değişimi işaret ederken GİK kararı ile Akşener'in tepkileri hafifleteceğini iddia etti.

KİRLİ PAZARLIK
Sabah Yazarı Mahmut Övür ise CHP ve İYİ Parti arasındaki "Ankara pazarlığına " dikkat çekerek çarpıcı tespilere yer verdi.

Övür'ün yazısı şu şekilde:

Yine başa döndük. Ekranda beliren iki yüzü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i izlerken hiç şaşırmadım. Özel'in Akşener'in ayağına gitmesi ya da kapıda bizzat karşılamaması eleştirilse de şaşırtmadı. Asıl şaşırtıcı olan Akşener'in şu cümleyi kurmasıydı:
"Bizim 'iki siyasi parti olarak hiç değilse bazı yerlerde birlikte işbirliği yapabilir miyiz?' sorusunu, Genel İdare Kurulu'na tekrar götüreceğiz."
İyi de o zaman aylardır sabah akşam "Yerel seçimlere hür ve müstakil gireceğiz" demenin anlamı neydi? Meydan okurcasına, "CHP'nin yancısı olmayacağız" diye bas bas bağırmanın, yeri göğü inletmenin manası neydi? Zaten bu seçimlerde ittifakı anlamlı kılan tek ve kritik il İstanbul'du. İmamoğlu için de bu karar yeter ve artar.
O zaman "81 ilde adayımızı çıkartacağız" dedikten sonra tekrar Genel İdare Kurulu'na soracağız demek nasıl bir siyaset ve neye işaret?
Anlaşılan GİK "evet" derse iş bitecek.
Yine kös kös dönüp HEDEP'le el ele vererek, "çark etti" diye suçladığı İmamoğlu ile "çak" yapacak. Ya da elini kaldırıp "Yüzünde Rabbi yessir gördüm", artık "Bir oy İmamoğlu'na, bir oy Yavaş'a verin" diyecek.

Sonra da seçim geçesi o meşhur komedi ikilisi sahne alıp o rezil, "Aramızda kalsın, kazanıyoruz" nakaratını tekrarlayacak.
Siyaset bu kadar pespaye hâle düşürülmemeli.
İşin en vahim tarafı, İyi Parti'de yaşananların ağa-maraba hikâyesini hatırlatması. Yolsuzluk ve taciz suçlamaları bir yana CHP ile ittifak ya da işbirliği kararı tekrar GİK'e sorulacaksa, neden onca insan İyi Parti'den istifa etti?
Daha işin başında, CHP'yle pazarlık da yapılabilir, hatta kızıştırabilirdi de. Ama en azından siyaset bu kadar ucuzlatılmazdı.
Bütün bu olanları normal bir siyaset aklıyla açıklamak mümkün değil. Eğer gerçekten Akşener tekrar çark eder, yeni adayla "işbirliği"ne razı olursa bu kez 6 Mart'ta masaya dönüşünden çok daha vahim bir durum var demektir.

"İSTANBUL CHP'NİN ANKARA İYİ PARTİ'NİN OLSUN"
Bu yüzden gelinen nokta, sadece el yükseltme ve pazarlıkla açıklanamaz. Kulislerde öyle bir "pazarlık"tan da söz ediliyor. Denilen o ki, Akşener'e Mansur Yavaş'ın İyi Parti'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olması teklif edilmiş. Daha önce de yazdım, "İstanbul CHP'nin, Ankara da İyi Parti'nin olsun" pazarlığı vardı ve olabilirdi de. Bunu CHP taşıyabilir mi bilemem ama onların da eli mahkûm. Sadece İmamoğlu da değil, arkasındaki ulusal ve küresel güçler de bu ittifakın olmasında ısrarcı. Kaybetme korkusu hepsini sarmış durumda. Kulislerde bunun önüne geçmek için şeytanla işbirliği ve tehdit dâhil her şey yapılabilirmiş.
Anlayacağınız, İyi Parti iyi durumda değil. Baksanıza, işin içine oğlu Fatih Akşener dâhil her şey karıştırılmış. Sanki içeriden ve dışarıdan aynı anda düğmeye basılmış gibi bir saldırı var. Onay verilmezse daha neler olacağını da kimse kestiremiyor.
Acaba Akşener, izleyenlerin dışarıdan göremediği çok daha derin bir kuşatma ve korkutmayla mı karşı karşıya?
Son bir not: Konuştuğum İyi Partili bir yönetici, Akşener'in kararlı olduğunu, GİK'ten de "müstakil aday"a devam kararının çıkacağını söyledi.

CHP YANDAŞLARI YOL AÇMAYA ÇALIŞIYOR
CHP yandaşı Sözcü Yazarı Deniz Zeyrek ise yine Akşener'i masaya çekmek için "yol" yaptı. İYİ Parti'nin "gelin evi" gibi davrandığını savunan Zeyrek Akşener'in Özel'i kapıda karşılamamasına ve 5 kişilik heyetle görüşmesine dikkat çekti.

İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen Zeyrek, "Özel, CHP tabanından gelen "fazla naz aşık usandırır" eleştirilerini ciddiye alıp iş birliği arayışlarına son verip "Herkes boyunun ölçüsünü alsın o zaman" diyebilirdi. Buna karşın Özel son derece sağduyulu davrandı ve hepsini alttan aldı. Yeni Genel Başkan olmuş biri olarak bir "Hayırlı olsun ziyareti" beklemek yerine "Olsun, memleket meselesi söz konusu, biz gidelim" dedi. Akşener'in görüşme konusundaki bütün şartlarını kabul etti." dedi.

Zeyrek, Akşener'in "Her şey şeffaf olsun. O nedenle beş kişilik bir heyetle karşınıza çıktık. Konuştuğumuz şeyler herkesin önünde konuşulursa geçmişteki görüşmelerde olduğu gibi yalan yanlış iddialar üretilemez." dediğini yazdı. Akşener'in kullandığı bu ifadeler yine 3-6 Mart'ta CHP yandaşları tarafından uğradığı linç girişimine uğramaktan çekindiğinin kanıtı gibi oldu.

"İYİ Parti, CHP ile iş birliğinin kendilerini bir defa daha HEDEP'le yan yana göstermesinden endişe ediyor." diyen Zeyrek, "Kişisel tahminim, İYİ Parti kadrolarının bu ekonomik kriz koşullarında iktidarın büyükşehirleri geri almasına göz yummak istemeyeceği ve İYİ Parti ile CHP'nin il bazında iş birliğine vize vereceği yönünde. CHP'deki yönetim değişikliği ve Özel'in pozitif tavrının da İYİ Parti'nin elini rahatlatacağı anlaşılıyor." dedi.

SÖZCÜ YAZARI ÖZTÜRK GİK ÜYELERİNE BASKI PEŞİNDE
Deniz Zeyrek gibi CHP yandaşı olan bir diğer isim Saygı Öztürk ise Akşener'in GİK'te "iş birliğine onay" alacağını savunarak GİK üyelerini hedefe koydu.

Akşener'in grup toplantısından ayrılırken yanına yaklana bir ilçe başkanı ile görüştüğünü yazan Öztürk ikili arasında geçtiğini iddia ettiği diyaloğu şu sözlerle aktardı:

"Sayın Genel Başkanım mutlaka seçimlerde işbirliği yapmalıyız. Buna ihtiyacımız var. Ankara'nın 26 ilçe başkanıyla toplantı yapıp görüşlerimizi alsanız çok iyi olur. Çünkü biz tabandayız ve durumumuzu da biliyoruz. Genel İdare Kurulu üyelerimizden bazıları sizinle konuştuklarında farklı, bizimle konuştuklarında farklı şeyler söylüyor. Size, 'Seçime tek başımıza girelim' diyenler, bize 'İttifak olmazsa olmaz' diyor."

"SİZİNLE AYRI, BİZİMLE AYRI KONUŞANLAR VAR"
Akşener, ilçe başkanını dinledi, "Demek size böyle mi diyorlar?" diye tekrar sordu. İlçe başkanı "Evet" dedi."

Yaşananlar sonra Akşener'in ilçe başkanları ile toplantı yaptığını söyleyen CHP yandaşı Öztürk "İYİ Parti, salı ya da çarşamba günü CHP'ye, kararını büyük bir olasılıkla bazı çekinceleriyle birlikte olumlu olarak bildirecek. O çekinceler arasında HEDEP'e selam gönderilmemesi de yer alıyor. Asıl HEDEP'le yakınlaşanın başka siyasi partiler olduğunu belirtelim." iddiasında bulundu.