Son dakika: AK Parti'de MYK sonrası kritik açıklamalar

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Başkan Erdoğan liderliğinde toplandı. AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), yaklaşık 3.5 saatlik toplantının ardından sona erdi. Toplantı devam ederken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, termik santrallere baca filtresi takılması konusundaki kanun teklifinin Başkan Erdoğan tarafından veto edildiğini açıkladı.

Giriş Tarihi 02 Aralık 2019, 16:06 Güncelleme 02 Aralık 2019, 19:41
Son dakika: AK Parti’de MYK sonrası kritik açıklamalar

İÇİNDEKİLER

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), yaklaşık 3.5 saatlik toplantının ardından sona erdi. Toplantı devam ederken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, termik santrallere baca filtresi takılması konusundaki kanun teklifinin Başkan Erdoğan tarafından veto edildiğini açıkladı.

İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar
Termik santrallere birkaç sene daha süre tanınmasını içeren yasa teklifi Cumhurbaşkanımız tarafından veto edilmiştir.

"KÜLLİYE'YE GİDEN CHP'Lİ" İDDİASI
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne giden CHP'li olduğundan, Cumhurbaşkanımızın da olumlu yanıt verdiğinden bahsettiler. Önce yalan haber yapanlar haberin arkasından çekildiler. Daha sonra bu komplonun CHP'nin genel merkezinde yapıldığı söylendi. Yalan siyasetin adresi olarak CHP'yi işaret eden net berrak, tartışmaya şüphe vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı'ndan özür dilemeleri gerekmektedir. Yalan haberin kaynağı CHP Genel Merkezi'ni işaret etmesine rağmen, yalan siyasetin üreticisi ve yayıcısı olduğu konudaki kanaatimiz pekişmiştir. cumhurbaşkanlığı makamından özür dilemeleri gerekiyor.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ DÜNYA LİDERLERİ İLE GÖRÜŞECEK
Yarın önemli bir zirve için sayın Cumhurbaşkanımız Londra'ya gidecekler. Çeşitli görüşmeleri olacak sayın Cumhurbaşkanımızın. ABD Başkanı Trump, Macron, Merkel, Johnson ile görüşecek. Aynı zamanda dörtlü formatta Fransa, İngiltere ve Almanya liderleriyle görüşecek. Başta Suriye olmak üzere DEAŞ, PKK/YPG terör örgütü ile mücadele önemli bir gündem teşkil edecek. NATO'da YPG'nin tehdit olarak yayınlanan savunma belgesine çeşitli tepkiler geldiği haberler var. PKK NATO müttefiklerimizin çoğu açısından terör örgütü olarak tanınmaktadır. YPG de PKK'nın Suriye koludur. Bu nettir.

DİYARBAKIR ANNELERİNİN EYLEMİ
Bu eylem her şeyden önce bir vicdan eylemidir. Buradan bir kez daha selamlıyoruz. Yanlarında olduğumuzu bir kez daha söylüyoruz.

MACRON'A SORULACAK SORU: SİZİN MALİ'DE NE İŞİNİZ VAR?
NATO'daki ülkelerin NATO prensiplerine sadık kalması çağrısı Türkiye tarafından yapılmaktadır. Barış Pınarı Harekatı sürecinde en çok kaşı görüş beyan eden kişi Fransa Devlet Başkanı oldu. Bahsettiğimiz terör yöneticilerini en çok ağırlayan kişi Macron oldu. Dünyanın çeşitle yerlerinde operasyon yapıyorlar. Ülkelerin çıkarlarını korumak için tek taraflı yaptıkları operasyonlarda bile uluslararası toplumu, NATO'ya çağrı yapıyorlar. Bu onların çifte standardının göstergesidir. Fransa NATO'ye ne kadar yaptığını bilmiyoruz. En son 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' gibisinden bir açıklama yaptı Macron. 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' diyor. Türkiye orada terörle mücadele ediyor. Macron'a sorulan soru 'Sizin Mali'de ne işi var?'.

DOĞU AKDENİZ MESELESİ
Libya ile yapılan mutabakat uluslararası hukuka uygun bir şekilde yapılmıştır. Bu konuda tereddüt yok. Mısır burada Türkiye'ye karşı oluşumun içinde olmak için kendi alanından kaybı yaşamıştır. Şöyle bir mantık yürütüyorlar, örneğin Türkiye'nin ana karasının karşısında küçük ada olan Meis adasının, kendi yüzölçümünün 4 bin katı kadar yetki alanını Yunanistan sahiplenmeye çalışıyor. Bunun hiçbir surette Türkiye tarafından kabul edilmeyeceği açıktır.

YENİ YILDA TÜRK ADIM DOĞALGAZI'NIN AÇILIŞI YAPILACAK
TANAP projesi 20 il, 67 ilçe ve 200 köyden geçerek Avrupa'ya ulaşıyor. Avrupa'nın güvenlik ve enerji ihtiyacının Türkiye'ye bağlı olduğu ve Türkiye'nin pozitif katkı yapması net şekilde görülmüştür. Yeni yılda Rusya ile Türk Akım Doğalgaz'ın açılışı yapılacak. Törene sayın Putin de katılacaklar.

CUMHURBAŞKANIMIZ İNSAN SAĞLIĞININ ÖNÜNE GEÇMEMESİNİ İSTİYOR
Sayın Cumhurbaşkanımız insan sağlığı ve çevrenin konusundaki hassasiyetinin devletin başta gelen anayasal görevi olduğunu ifade ediyorlar. Anayasa'nın 56. maddesi herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu bildiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin ve hükümetin başı olarak enerji ihtiyacımızın karşılanması ve önemli oyuncu olmasının mimarı ve takipçisidir. Bunların sonuçlarının insan sağlığının önüne geçmemesini ifade ediyor kendisi. Sayın Cumhurbaşkanımız bu düzenlemeyi uygun bulmamıştır. 2022'ye kadar uzatılıyordu. Cumhurbaşkanımız bunun çevre sağlığına, anayasanın amir hükümüne uygun olmadığını değerlendirip yeniden yüce Meclise iade etmiştir.

BU SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ TARAFINDAN İLK VETODUR
Sayın Cumhurbaşkanımızın çevre sağlığı konusundaki hassasiyeti koyarken, çevrenin kirletilmesi konusundaki zararlara herhangi bir tahammülü olmadığının altını çizmiştir. AK Parti hükümetleri döneminde enerji sektörü en stratejik sektördür. Son dönemde çok önemli işlere imza atıldı. Bahsettiğim konuyla ilgili olarak baca filtrelerin daha fazla gecikmemesi gerektiği konusunda sayın Cumhurbaşkanımız irade koymuştur. Arkadaşlarımız şüphesiz yeni bir süre nasıl olur onu değerlendirecektir. Cumhurbaşkanımızın vetosunun doğal mantığı çevrenin korunabileceği hassasiyetlerin geliştirilmesidir. Bu ilk vetodur sayın Cumhurbaşkanımız tarafından. Bu da çevre hassasiyeti neticesinde gündeme gelmiştir.

CHP HER CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE KRİZ ÇIKARMIŞTIR
Bir siyasetçi 'Türkiye'nin anayasası yoktur' diyorsa kendi partisinin ve milletvekillerinin meşruiyetini ortadan kaldırmış oluyor. Türkiye'nin anayasaları her zaman eleştirilmiştir. Yeni anayasa da birtakım değişikliklere uğrayabilir. Vatandaşın siyasal mutabakatını yansıtan hukuki belgelerdir anayasalar. Zaman içinde çeşitli değişiklikler yapılır. Anayasa değişikliği, referanduma gitmiş, vatandaşın oyunu almış, bu kabul edilmiştir. Bu kişiye şunu söylemek lazım, o zaman Türkiye'yi kimin yönetmesini teklif ediyorsunuz? CHP tarihi boyunca her Cumhurbaşkanlığı seçimini krize çevirmiştir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı'nı bir vesayet makamı olarak gördükleri için siyasi seçilmişlerin için bir kırbaç olarak gördüğü için rejim krizine çevirmeye çalışmıştır.

BU YAKLAŞIM İKTİDAR VERSİN BİZ YÖNETELİM ANLAYIŞIDIR
Bankaların kendi işleyişi özerktir, siyasi değerlendirme yapmak doğru olmaz. CHP'li belediyelere verilmiyor gibisinden toptancı yaklaşım onu söyleyenlerin iddiası. Geçmişteki borçlarını ödemişler mi? Yeni borçlarını ödeme kapasiteleri nelerdir? Seçim sürecinde borçlarını nasıl kapatacağını, belli bir kaynak nasıl yaratacağını siyasi partiler vatandaşla paylaşıyor. İktidar versin biz yönetelim anlayışı vardır. Çeşitli projelere geçilirken AK Parti'nin meclis üyeleri bize itiraz etmesinler istiyorlar. Bu hizmet vizyonlarının yarışmasına aykırı bir şeydir.

Biz şehrin faydasına olan, kamu yararını ilgilendiren politikalara destek veririz. Şehrin toplam yararına uygun görmediğimiz kısma tabii ki muhalefet ederiz.

SİZ AK PARTİ'NİN VERDİĞİ FOTOĞRAFA BAKIN
Siyaset açısından son derece tecrübeli partisiyiz. Siyasi kapasitesi yüksek partiyiz. Biz kendi ajandamızla meşgulüz. Günde bin tane açıklama yapılıyor. Onu muhataplarına sormak lazım. Herkes herkesle fotoğraf verebilir. Siz AK Parti'nin verdiği fotoğrafa bakın.

ADİL ÖKSÜZ'ÜN YERİNİ SÖYLEYEMEYİZ
İçişleri Bakanımızın Adil Öksüz ile yaptığı açıklama, tabii ki yeri söyleyemeyiz. FETÖ'ye dönük mücadelede herhangi bir tavsama yoktur. Kim nerede biliyoruz, ele geçirmeye çalışıyoruz, iade istiyoruz. Bu örgüt devletin kılcal damarlarından tamamen temizlenene kadar sürecektir.

BİR GAZETECİ HABERİ MANÜPÜLASYON YAPMIŞTIR
Biz o dönemi hatırlarsanız, 'saygın işadamı' gibisinden herhangi bir değerlendirme yapmadık. Davalık olan taraflar birbirini tanıyor. Sayın Mansur Yavaş da bizim böyle bir ifade kullanmadığımızı söylemiştir. Bu haberi yerleştirenler tamamıyla manipülasyon yapıyor. Mansur Bey'in açıklamasını esas olarak bunu yaptık diyorlar, halbuki Mansur Bey'in açıklaması tam tersidir.

MACRON TÜRKİYE AÇISINDAN AŞIRI İFADELER KULLANDI
Macron, 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleştirdi' sözleri son derece sorumsuzca ve yadırgatıcı olmuştur. Daha sonra NATO Genel Sekreteri ile konuşurken burada bir uyarıda bulunmak istedim diyor. Orada defalarca Macron, Türkiye açısından aşırı ifadeler kullandı. En son Barış Planı Harekatı'nı yapıp NATO'dan destek isteyemez diyor. Türkiye PKK, PYD, DEAŞ'ın topyekûn saldırısı karşısında iken bu açıklamaları doğru bulmayız. Askerimizi, vatandaşımızı öldüren terör örgütünün devlet başkanı tarafından savunulması, onları Eliza sarayında ağırlaması, bundan ısrar etmesi. Fransa'nın bu bencillikten kurtulması lazım. Dünyanın her yerinde operasyonlar yapıyorlar. En çok çatışma olan yerlere silah satıyorlar.

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİNİN İLMİ BİRİKİMİ YOK EDİLMEZ
Şehir Üniversitesi'nden çok sık açıklama yapıldı. Bazı hocalarımız açıklama yaptı. Bu meseleye herhangi bir şekilde bugüne kadar girmedik. Şehir Üniversitesi'ne dönük teknik bir sürecin, çirkin bir şekilde siyasal öç olarak değerlendirilmesi, hoca ve öğrencilerinin hayatlarının altüst olacağı gibi açıklamalarda bulundu. CHP'nin bu konuda hükümetimizi, partimizi, Cumhurbaşkanımızı suçlayan açıklamaların ardında bizim de açıklama yapmamız gerekmiştir. Bu üniversitenin ilmi birikiminin heba edilmesi söz konusu değildir. Öğrencilerin haktan mahrum edilmeleri değildir. Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde buraya yer tahsis edilmiştir. Bu üniversite Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Başbakanlıkça bu yer üniversiteye hibe ediliyor.

DANIŞTAY 'HAKSIZ MÜLK EDİNME' KARARI VERMİŞTİR
Devredildikten sonra üniversite kredi almak için bankaya teminat olarak gösterilmiştir. Olmayan uygulamadan, usule aykırı bir işlem söz konusu. Mimarlar Odası dava açıyor. Mülkiyetin devredilmesi aykırı işlem, devredilmiş mülkiyetin bankaya teminat olarak gösterilip, kredi istenmesi aykırı işlem. Daha sonra borçlar ödenemeyince, gelirleri ile öderiz deniliyor. Neticede Danıştay haksız mülk edinimi hakkında karara imza atıyor. Banka da yeni fiili duruma göre harekete geçiyor. Bankanın yaptığı ihtiyati tedbir noktasına doğru gidiyor. Şimdi burada siyasal bahsediliyor. Öğrencilerin, hocaların mağdur olması söz konusu öçten değil. Üniversitenin akademik ve entelektüel birikiminin ortadan kaldırılması söz konusu değildir. Üniversitenin yönetim kurtarılması gibi atılan adımlar var. Bu üniversitenin hami üniversitesi Marmara Üniversitesi'dir. Kurucuların yaptığı açıklamaları ortada. Onlar da üniversitenin yanlış yönetildiğini ortaya koyuyorlar.


SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN RAHATSIZLANMASI HAKKINDA
Açıklama başsavcılık tarafından yapılmıştır, ona itibar etmemiz gerekir. Bir gelişme olursa Adalet Bakanlığı tarafından açıklama yapılır. Ekstra bir bilgiye sahip değilim.