Gülen’den medyaya linç uygulaması

Papa’ya hoşgörüyle yaklaşan, Çevik Bir’e saygılar sunan, Türkiye'ye darbe vurmaya ve içten yıkmaya çalışan, Gülen örgütü şimdi de medyayı susturmaya çalışıyor. Birçok internet sitesine ve gazetelere dava yağdıran Fethullah Gülen özgür basın üzerinde bir linç kampanyası uygulama peşinde...

Giriş Tarihi 20 Ocak 2014, 00:00 Güncelleme 20 Ocak 2014, 18:31
Gülen’den medyaya linç uygulaması

İÇİNDEKİLER

28 Şubat döneminde Genelkurmay 2. Başkanı olan Emekli Orgeneral Çevik Bir'e, "Yüksek af ve hoşgörünüze sığınıyorum"; Papa 2. Jean Paul'e, "Pek muhterem Papa cenapları" ve Gazeteci-Yazar Emin Çölaşan'a, "Değerli gazeteci yazar, kıymetli insan, saygıdeğer aydın" ifadelerinin yer aldığı mektuplar yazan Fethullah Gülen, gazetemiz yazarları ve muhabirlerimizi davalarla susturmak istiyor. Hoşgörü abidesi (!) Fethullah Gülen, dershanelerinin dönüştürülmesi ve paralel devlet tartışmalarına yönelik haber ve köşe yazılarımızdan dolayı gazetemize 60'a yakın suç duyurusunda bulundu. Suç duyurularının 30'unun ceza, 30'unun tazminat olduğu bildirildi.

GÜLEN'DEN HASAN KARAKAYA'YA 32 SUÇ DUYURUSU
Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya'nın; 16 Kasım 2013-11 Aralık 2013 tarihleri arasında kaleme aldığı 16 köşe yazısı için 5'er bin liradan toplam 80 bin lira manevi tazminat talep ediliyor. Fethullah Gülen, söz konusu yazılar için ayrıca hakaret suçlaması ile savcılığa şikayette de bulundu.

MEHTAP YILMAZ'A 10 SUÇ DUYURUSU
Gazetemiz yazarı Mehtap Yılmaz'ın 22 Kasım 2013, 28 Kasım 2013, 5 Aralık 2013 ve 2 Ocak 2014 tarihli köşe yazıları için hem manevi tazminat talebi ile dava açıldı hem de yazarın cezalandırılması için savcılığa şikayette bulunuldu. Gaziantep'te de ayrıca, Ramazan Saygıcı isimli cemaat mensubu, Mehtap Yılmaz hakkında suç duyurusunda bulunup, tazminat davası açtı.

MEKTUPLARININ YAYINLANMASINA SUÇ DUYURUSU
Fethullah Gülen, gazetemizde yayımlanan "Gülen'in Utanç mektupları" başlıklı manşet haberden dolayı savcılığa hakaret suçlamasıyla şikayette bulundu. Şikayet dilekçesinde Fethullah Gülen'in terör örgütlerine hedef gösterildiği bile iddia edildi.

3 MUHABİRİMİZE DAVA
Fethullah Gülen, Gazeteci-yazar Fatih Tezcan'ın ve Gazeteci-Yazar Zihni Çakır açıklamaların yer aldığı ve 22 Kasım 2013 tarihinde yer aldığı, "Mesele dershane değil" başlıklı haberden dolayı gazetemizi şikayet etti.

Gülen, muhabirlerimiz Mehmet Özmen, Hüseyin Kulaoğlu ve Naim Taşbaşı hakkında suç duyurusunda bulundu, Fatih Tezcan'la yapılan röportaj da şikayet edildi!

SES KAYITLARINA DA SUÇ DUYURUSU
Fethullah Gülen, kendisine ait ses kayıtlarının internete düşmesi ve ardından da gazetemizde yayınlanmasından rahatsız oldu ve gazetemiz hakkında suç duyurusunda bulundu.

GÜLEN ADRES OLARAK ÇAMLICA ANAFEN OKULLARINI ADRES GÖSTERMİŞ
Amerika'da yaşadığı bilinen Fethullah Gülen, dava dilekçelerinde adres olarak Çamlıca Anafen Okullarını adres gösterdi. Kanuna göre, dava dilekçesinde davacının adres göstermesi, adresin doğru olması zorunluluğu bulunuyor. Ankara'da açılan başka bir davada ise, adres bile gösterilmedi. Türkiye'de oturmayanların dava açarken teminat yatırma mecburiyetine de riayet edilmedi. Gülen'in avukatları, dava bombardımanı yaptılar ama kılıfı iyi hazırlayamadılar.

Pacci: Böyle baskı ile hiç karşılaşmamıştık
Gazetemizin avukatı Ali Pacci; dershane tartışmaları ile başlayan son iki aylık süreçte, Fethullah Gülen ve ona yakın çevrelerin kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirdikleri onlarca haber ve yazı nedeniyle dava açtıklarına şahit olduklarını belirterek, "Bildiğim kadarı ile bu durum sadece Yeni Akit Gazetesi ile sınırlı da değil. Gülen'in avukatlarının hem tazminat davası ve hem de ceza davası açılması için neredeyse her gün adliyelere müracaat ettiğini biliyoruz. Türkiye'de 2011 yılından bu yana basın, böyle yoğun bir dava baskısı ile karşılaşmamıştı" dedi. "Fethullah Gülen'in Yeni Akit gazetesine açtığı davaların temelsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve sırf, bundan böyle davacı hakkında yayın yapılmasını önlemeye dönük olduğunu düşünüyorum" diyen Ali Pacci, "Dava dilekçelerinin bir panik havası içinde alelacele hazırlandığı belli. Her biri birkaç sayfayı bulan yazılardan bazı bölümler seçilerek dava konusu edilmiş ise de aynı yazıdaki diğer bölümler gözden kaçırılmış. Dava dilekçelerinde, Fethullah Gülen'in şahsına yönelik ifadeler yanında, varlığı soyut olmaktan öteye geçmeyen cemaate yönelik birçok ifadenin de Fethullah Gülen'e atfen söylendiğinin iddia edilmesi hukuki olmaktan çok uzak. Tüzel kişiliği, temsilcisi, yönetim kurulu, başı-sonu belli olmayan sivil bir harekete yönelen ifadeler sebebi ile Fethullah Gülen'in tazminat talep etmesi hukuken kabul edilebilir bir durum değil" diye konuştu.

Ali Pacci, şunları söyledi:
"İşin ilginci, yazılardaki tek bir ifadenin dahi gerçeğe aykırı olduğunun söylenememesi. Gerçeklik bu tür davalarda önemli bir argümandır. Eleştirilerin somut davranışlara yönelmesi çok önemlidir. Ancak eldeki davalarda Fethullah Gülen hakkında yazılıp çizilenlerin gerçeğe aykırı olduğunun söylenememesi, bunların tevil bile edilmemesi çok ilginç. Davaya konu edilen yazılarda, Fethullah Gülen'in özellikle herkul.org adlı sitede yayımlanan sözleri, yerli ve yabancı basına verdiği demeçlerin değerlendirildiği görülüyor. "Bu sözleri söylemedim" ya da "böyle demek istemedim" bile demeden açılmış davalar. Fizikteki etki-tepki prensibi burada da geçerli. Ülkenin gündemine yön veren açıklamalar üzerine, bu açıklamalara olumsuz tepkilerin de gelmesi doğaldır. Fethullah Gülen'in tenkit edildiği yazıların, kendi tabiri ile 'şefkatin ayrı bir derinliği' olarak görülmesi gerekirdi. Çünkü, dava konusu edilen yazılarda Fethullah Gülen hakkında her şeye rağmen hüsnü zannın muhafaza edildiği, Hoca Efendi'nin imajının çevresindekiler tarafından yıkılmaya çalışıldığı açık bir dille söylenmekte. Ancak bugün gelinen nokta itibariyle bu hüsnü zannı muhafaza etmenin çok güç olduğu da aşikâr. "