CIA'ya çalışan MİT'çiye suçüstü

MİT'in üçüncü adamı Savaşman, gizli bir belgeyi Kaynak'tan temin etmesini istedi. Ancak kendisine sahtesi verilen belgeyi CIA'ya ulaştırırken yakalandı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 23 Mart 2013 Güncelleme 23 Mart 2013, 00:00
CIA’ya çalışan MİT’çiye suçüstü

İÇİNDEKİLER

Pasif göreve alınan Mahir Kaynak, zaman zaman Hiram Abbas'la bazı önemli istihbarat çalışmalarında bulundu. Bu çalışmalar özellikle MİT içinde çalışıp yabancı servislerle de ilişki kuranlar üzerineydi. İki kişiyi takibe aldılar. Birincisi suçüstü yakalandı. Bu kişi Sabahattin Savaşman'dı... Savaşman, MİT içinde hızla yükselmesiyle tanındı. 1968'de girdiği MİT'te, 1976'da İstihbarat Daire Başkanlığı yardımcılığına yükseldi. Fiilen üçüncü adamdı. Yabancı servislerle ilişkisi nedeniyle 1977'de tutuklandı. Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Vatana ihanet suçundan, 15 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. Kaynak, İngiliz ve Amerikan istihbarat servisleriyle bağlantı kuran Sabahattin Savaşman'ın nasıl yakalandığını şöyle anlattı: "Hiram Abbas'la Kızılay'da karşılaştık. Ben Savaşman'dan söz ettim. Kendisi de birkaç kişiden bahsetti. Bir süre iki kişi üzerinde, teşkilat kademelerinin bilgisi dışında araştırma yaptık. Daha sonra Savaşman'dan hiç söz etmedi. Operasyonu tek başına yürüttüğünü anladım. Ama bir tesadüf, son anda beni bu olaya karıştırdı. Savaşman o sıralarda Moskova'dan dönen İhsan Sabri Çağlayangil'in SSCB ile yaptığı anlaşmanın metnini temin etmemi istedi. Bunun teşkilatın merakı olmadığını, bağlı bulunduğu servis (CIA) adına istediğini anladım. İsteğini yerine getireceğimi belirtip bir alt kattaki Hiram Abbas'a gittim. Olayı anlattım. Kendim bir anlaşma metni hazırlayıp vereceğimi söyledim. Bu konuda anlaştık.

MAKAM ARACINI ALDIM
Savaşman'ı inandırmak için arabamın bozuk olduğunu, kendi arabasını verirse, hemen Dışişleri Bakanlığı'na bir memurumu göndereceğimi söyledim. Tereddütsüz verdi. Memuruma Dışişleri Bakanlığı'na gidip 5-10 dakika oyalandıktan sonra dönmesi talimatını verdim. Amacım, Savaşman şoförüne sorarsa, inandırıcı bir senaryo oluşturmaktı. Dairede bir hanım memurun yardımı ile bir anlaşma metni hazırlayıp altına üstüne çok gizli damgalarını vurduk. Belgeyi, Savaşman'a teslim ettim. Raporda Türkiye'nin Rusya'dan savunma silahları almak niyetinden söz ettim. ABD'liler yutmasa bile benim için çok önemli olan gizli bir raporun gönderilmesi idi. O gün Savaşman belgeyi teslim ederken yakalandı."

TEŞKiLATIN ASiÇOCUĞU

Mahir Kaynak, arada sırada birlikte çalıştığı ve MİT'te müsteşar yardımcılığına kadar yükselen ve teşkilatın sivilleşmesini savunan arkadaşı Hiram Abbas'ı anlatıyor: "Hiram Abbas, mesleğe başladığı günden itibaren, kont-espiyonajla uğraştı. Onun hakkındaki, ülke içinde olaylara karışan kimseleri sorgulayıp işkence yaptığı iddiaları asılsızdır. Ancak bir kontr-espiyonajcı olarak casusların sorgulamasına katılması doğaldır. Ve bunun pek yumuşak yürütülen bir iş olmadığı da açıktır.

ASKERLERE KARŞI İDİ
Hiram Abbas, teşkilatın asi çocuğu idi. Müsteşardan başlayarak bir çok kademeye, hayatında bu işe ilgi duymamış askerlerin getirilmesi onu çileden çıkarırdı. Teşkilat içinde yönetime karşı yürütülen açık-kapalı her faaliyetin içinde idi. Her bildiriyi imzaladı. Bir mevkiye getirilmek yerine, vuruşa vuruşa gelmeyi yeğlerdi. Teşkilatta yükselmek, hatta yönetmek onun vazgeçilmez tutkusu idi. Bu uğurda dostlarını da harcamaktan çekinmeyeceği kanısını taşıdım. Müsteşar Yardımcılığı'na getirildiğinde, MİT dışında olmama rağmen ulaşabildiğim her yerde Hiram'ı destekledim. Rakibi, bana karşı yürütülen etkisizleştirme operasyonunun, Hiram kaynaklı olduğunu söylemesine rağmen tavrımı değiştirmedim. Ama iddianın asılsız olduğunu da düşünmedim. Teşkilatın başına geçmek için müsteşara yönelik operasyonlar düzenlemesi istihbarat tarihinin ender olaylarındandı. Bir rodeo atı gibiydi. Yönetmek zordu ama yönetilebilirse son derece yetenekli ve cesurdu. Onun teşkilatı yönetmesi ise maceraperest ruhunu ülkenin kaderine taşıması anlamına gelirdi. Ben şahsen böyle bir şeyi ülkem adına göze alamazdım. Bu sevimli dostu bir kez daha rahmetle anıyorum..."

YARIN: ECEVİT'E SUİKAST İHBARI