Tesettür kimliktir

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 23 Aralık 2012 Güncelleme 23 Aralık 2012, 00:00
Tesettür kimliktir

İÇİNDEKİLER

İslâm Dîni, kendisine inananlar için bağımsız ve özgün bir kimlik inşası amacıyla görevleştirdiği tesettürün, yukarıda değinilen üst yapı özelliklerine temel oluşturacak maddî ve manevî şartlarını da belirlemiştir.

MADDİ- MANEVİ ŞARTLAR
Müslüman kadının kendileriyle evlenebileceği nâmahrem erkeklere karşı oluşturması gereken tesettürün Kur'ân âyetleri ve Peygamberimiz'in bu âyetlere getirdiği açıklamalarla belirlenen maddî şartlarını şöylece özetleyebiliriz:
a. Eller, yüz ve ayak bilekleri altı dışında bütün vücudu örtücü,
b. Vücudun tabii rengini ve organların biçimini göstermeyecek şekilde sık dokulu ve geniş,
c. Dıştan bakıldığında erkek giysisi olduğu izlenimi vermeyecek derecede kadın cinsiyeti ile uyumlu,
d. Helâl kılınan maddelerden yapılı,
(Mesela yırtıcı hayvan derilerinden mamul olmamalıdır.)
e. Renkler yumağı olmaktan beri, sade ve sadeliği içinde güzel ve temiz,
f. İslâm'a göre bâtıl olan din ve ideoloji mensuplarının nişanı olan giysi modellerine aykırı.
(Örneğin Rahibe giysisini andırmamalıdır.) Tesettürün özetlenen maddî şartları yanı sıra mânevî şartlarını da elbiseyi helâl kazançla almak ve farklı ve üstün olma amacından korunarak giyinmek olarak açıklayabiliriz.
Her biri açıklamayı gerektiren bu maddî ve manevî şartları, kaynaklarıyla birlikte İslâm'a Göre Cinse Hayat isimli eserimizden öğrenilebileceğine işaret ederek çok önemli bir şarta daha değinmek isteriz. O da Kur'ân diliyle ifade edersek Teberrüc yapmamaktır.
Teberrüc: Kadınların başlarına örttükleri örtüyü bağlamayarak, kulakları ve gerdanları gibi örtülmesi gereken tabîi/doğal güzelliklerini teşhir etmeleridir. Bu anlamıyla Teberrüc, örtülü çıplaklığın bir şeklidir. Bir diğer tanıma göre
Teberrüc: Kadınların, arzulayıcı bakışları kendileri üzerlerinde yoğunlaştırabilmek için erkeklerin arasında ve önünde tahrik edici şuh tavırlarla çapkınca yürümeleridir. Rabbimiz tarafından yasaklanan Teberrüc'ün içine cinsel bakışlara odak olmak için parfümlenerek erkek toplulukları arasından geçmeyi sokabileceğimiz gibi, dişi olarak alâka görmek için cezbedici renkli giysilere bürünmeyi ve de cinsellik objesi olan bacakları uzun gösterici yüksek topuklu ayakkabılar giymeyi de sokabiliriz.
(
Öneminden ötürü tamamen seküler/laik bir mantıkla yapılmış bulunan şu tesbiti okuyucularımıza aktarmakta yarar görüyoruz:
"Yüksek topuklu pabuçların daha fazla tutulmasının nedeni, ayağın belirli bir eğimde bacağın çizgilerini daha belirginleştirmesi, ayrıca bacakları daha uzun göstermesidir. Uzun bacaklı olmak cinsel olgunluk demektir." Dousmund Moris, Sevmek Dokunmaktır, Sander Yay., s. 50.) Tam burada Peygamberimiz'in yabancı erkeklere karşı kadın giysilerinin süs vasfını taşımaması ve kokulanılmaması gereğini bildiren emirlerini de hatırlatabiliriz.
Açıklanan şekilleriyle Teberrüc, Yüce Rabbimiz tarafından kadınlara yönelik buyruğuyla şöylece yasaklanmıştır:
"Ev merkezli toplumsal hayatı önceleyin. İslâm öncesi câhiliyet dönemi kadınlarının Teberrüc yaptığı gibi Teberrüc yapmayın.
Namaz kılın, zekât verin.
Allah'ın ve Peygamberlerinin
(diğer) buyruklarına da itâat edin..." ( Ahzab 33)

MODA ÇALIŞMALARIMIZ
Yukarıda özü ve şartları açıklanan ve kadını toplumsal hayata hazırlayanTesettür ölçü alınarak sade, güzel ve kullanımlı giysiler oluşturulabilir. Bu alanda başlatılan moda çalışmaları, yapılan yapıcı eleştiriler ve uyarılar doğrultusunda sürdürülebilir.
Sürdürülmelidir de.
Genelde geleneksel kültürümüzün gereği olarak kutsallığından soyutlanarak algılanan Tesettürün , değinilen özü ve şartlarının bilinmeyişi, kültürel bilincimizin toplumsal konumlarımız ve parasal gücümüze paralel olarak gelişemeyişi ve dışlanmışlığın atılamayan ezikliği sebebiyle Tesettür Modası'nda görülen bazı kabul edilemezleri değiştirilemez olgular olarak görmek veya kişisel tercihlerimizi İslâm olarak dayatmak hatasına düşülmemelidir.

SONUÇ:
Biz Müslümanlar için tesettür îman, ibâdet ahlâk, sağlık ve estetik konusudur. Şartlarını da Rabbimiz ve Peygamberimiz belirlemiştir. Bizler belirlenen şartları koruyarak sade, kullanımlı, cinsel bakışlardan koruyucu ve estetik çizgiler içerici özgün giysiler edinebiliriz.
Bu uğurda moda olarak nitelenen çalışmaları da yapmalı ve sürdürmeliyiz.
Müslüman erkekler ve kadınlar olarak kendimize özgü ve özgün kılık ve kıyafete bürünemedikçe kültürel, siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kazanamayacağımız da bilmeliyiz.