Ruhsar hanımın esrarı

Fikret Hakan, Atilla Özdemiroğlu, Füsun Önal, Valikonağı'nda bir evde toplandık Hipnotize olan Füsun geçmişe gitti ve Ruhsar hanım oldu. Hepimiz şok yaşadık...

Kaynak Gazete
Giriş Tarihi:
Ruhsar hanımın esrarı
Hayal ile gerçek nerede başlar, nerede biter? Yazı dizimizde buraya kadar pek çok görüş aktardık ve bilinmeyenden söz ettik. Ama bugün okuyacaklarınız, bizzat yazarınızın, yani benim başdan geçmiştir. Bu şaşırtıcı deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum. Yıllar önce, bir gece Rüçhan Çamay'ın evinde yaşananlar hayalle gerçek nerede başlar, nerede biter sorusunun öyle pek kolay yanıtlanamayacağını gösterdi bana.

Rüçhan ve Leyla Sayar, reenkarnasyona inananlardan. O gün bizi de inandıracaklar. Bu nedenle tüm 'inançsızları' toplamışlar. Şimdi o saatlere dönelim... Ne kadar da şık, sıcacık ve zevkle döşenmiş bir apartman katı! İstanbul'da Valikonağı'nındaki evinde Rüçhan Çamay, tüm hanımefendiliği ile servis yapıyor. İçki içmek yasak. Çünkü o akşam olağanüstü bir olay yaşayacağız.

MEDYUM FÜSUN ÖNAL

Kimler yok ki? Füsun Önal, Fikret Hakan, Atilla Özdemiroğlu, Şanar Yurdatapan, Leyla Sayar, Doğan Şener, Osman Diper... Atilla, Şanar, Fikret ağabey ve ben için için gülüyoruz. Rüçhan Çamay bizleri oraya doğaüstü bir olaya tanık olmamız için toplamış. Bir reankarnasyon seansı yapılacak. Medyum da Füsun Önal... Onu uyutup bir önceki hayatına geri götürecekler. Füsun'dan adımız gibi eminiz, numara yapmasına ne gerek, ne de imkân var. O günlerde Atilla Özdemiroğlu ile evli.

Rüçhan Çamay ve Leyla Sayar'dan başka bu işlere inanan da yok salonda. Bir de diş doktoru Ferhan bey. Çünkü seansı o yönetecek ve Füsun'u geçmişe götürecek. Sonunda olay başlıyor. Ferhan bey Füsun'u hipnotize yöntemiyle kolayca uyutuyor. Buraya kadar her şey normal. Ama itiraf edeyim ki işler giderek garip bir hale geliyor. Ferhan bey, Füsun'un yaşamından tarihler vererek bazı sorular soruyor.
Örneğin '4 Temmuz 1978 saat 14.30 Neredesin? Ne yapıyorsun?' Trans halindeki genç kadın şak diye yanıtlıyor soruyu. Ferhan bey sorduğu her tarihi not alıyor bu arada teyp de çalışmaya devam ediyor. Sorulan tarihler giderek Füsun'un gençliğine, hatta çocukuğuna kadar iniyor.
Etkilenmemek imkansız. Ferhan bey Füsun'a doğum tarihinden bir gün öncesini soruyor. Yanıt : 'Karanlık...' Bir kaç gün daha geriye gidiyor. Önal hiç bir şey hatırlamıyor, sadece karanlık, karanlık diye sayıklıyor. Tarihler biraz daha geriye gidince odanın içini yaşlı bir kadının sesi kaplıyor.

KURUÇEŞME'YE GİTTİK '
Ben... Ben Ruhsar..' diyor Füsun... Hepimizin kanı donuyor. Şimdi o başka biri, yaşlı bir kadın. Sesi titriyor... Kesik kesik yanıtlar veriyor ve anlatıyor: Denizci olan eşini uzun süre önce kaybetmiş. Üç çocuğu var. Ferhan beyin sorduğu tarihler peş peşe geriye doğru gidiyor. Ruhsar hanım çocuklarının isimlerini, hatta oturduğu evin adresini bile veriyor. Sonra o yaşlı ses yorulduğunu söylüyor. Seansın yöneticisi büyük bir sabırla not aldığı tarihleri ve saatleri bu kez ileri doğru sorarak Füsun'u bu güne getirip ayıltıyor.
Füsun Önal hiç bir şeyi hatırlamıyor. Ertesi gün bütün olanları teyp bantından dinleyecek. Numara yapmadığı gerçek. Eşi Atilla Özdemiroğlu bile şaşkına dönmüş. Bizler nasıl dönmeyelim?
Ertesi gün o gecenin tanıklarından Fikret Hakan ile işin sırrını çözmeye karar veriyoruz. Onun arabasıyla 'bizim Ruhsar hanımın' verdiği Kuruçeşme'deki adrese gidiyoruz.

Sokağın adı ve evin numarası bile var elimizde. Muhtarlığı dolaşıyoruz. Bilgiler doğru. O yıllarda o isimde bir sokak varmış orada. Ama yıllar önce çıkan bir yangında bütün kayıtlar yok olup gitmiş. Rushar hanım diye biri yaşamış mı, yaşamamış mı belli değil. İnandığımız tek bir şey var: Füsun'un bir sahtekar olmadığı. Peki nasıl oluyor da oluyor bütün bunlar?

TÜRKİYE'DE 142 REENKARNASYON
Füsun Önal'ın yaşadıkları, parapisikolojide Reenkarnasyon olarak adlandırılıyor ve bu olgu da bilim insanları tarafından tartışılıyor. Dinler ve bilim reenkarnasyonu yok sayarken, bazı bilim insanları bu konudaki araştırmalarını ciddiyetle sürdürüyor. Amerikalı parapsikolog Prof. Ian Stevenson, Adana, Antalya ve Mersin gibi bölgelerimizde yaşandığı iddia edilen bu tür olayları incelemiş ve bazılarının inandırıcı olduğuna karar vererek arşive kaldırmıştı. Bilimsel düzeyde yürütülen reenkarnasyon vakalarının 'inandırıcı' olması, yeniden dünyaya geldiğini iddia eden kişinin sahtekarlık amacıyla ya da kişilik bozukluğu sonucunda yalan söylemediğinin kanıtlanması anlamına geliyordu. Virginia Üniversitesi'nin kayıtlarına göre, tüm dünyada 2984, Türkiye'de ise 142 Reenkarnasyon vakası tespit edilişti.

PSİKİYATR GÖZÜYLE
Bilimsel düşüncenin temelinde inanmak var
Yazar ve Psikiyatr Cem Mumcu ise, "İnansınlar ya da inanmasınlar bu onların bileceği iş. Temel mesele, yaşamı sadece bazı düzeneklerle veya inanışlarla tanımlamadaki sakınca! Hayat bu denli kolay değil. Bir ağacı sadece botanikle açıklayamazsınız, fizikle de, kimyayla da tam anlamıyla kuşatamazsınız. Ya da sadece güzel, yeşil, serinlik veriyor da denilmez. Çünkü ağaç hem hepsidir, hem de hiçbiri. İnanmak da bilimsel düşüncenin temelinde var. Önce bir 'şey' e inanırsınız sonra ona bilimsel yoldan ulaşmaya çalışırsınız" diyor.