Bir artı bir eşittir ikisi de rahmetlik
Dün sahada, derbiye yakışmayan çirkef futbolcular vardı, terbiyesizler vardı ama sahaya asıl yakışmayan adam hakem Fırat Aydınus'tu.
Maç boyu bir zavallı gibi sahada duran ve dakikalar ilerledikçe, futbolcuların çirkefliğini körükleyen adam, bir futbol cinayetine imza attı.
Asıl kırmızı kartı, maçı bu noktaya geciktiren hakeme göstermek gerekirdi.
Fırat Aydınus, gerçek becerisini maçtan önce açıklamıştı zaten. "İyi bir play station oyuncusuyum!"
Tamam da, bu hakemlik çoluk çocuk oyuncağı değil, adam işi, yürek işi!
Bir derbi maçında, üstelik beraberliğin çarmıha gerileceği bir maçta, kalecilerin bu kadar rahat olması gecenin en şaşırtıcı yanıydı.
Kazanma duygusunun, yenilmeme duygusuna yenik düştüğü gecede, iki takım da düşlerinden "erken emekli" oldular!
İlk dakikalarda Galatasaray, içgüdüsel bir saldırının içindeydi de, Fenerbahçe bir çekingenlik tünelinde kendine gizlenmişti.
Onlar için sistem, oynatmamak üzerine kuruluydu. Bir an, "Herhalde maçın ikinci yarısına gizleniyorlar" diye düşündüm.
Galatasaray ilk dakikalarda pres yapan, baskılı görünen ve pozisyon üreten takım olsa da, sarı kırmızılı forvet de, su alıp su veren değirmen gibiydi.
Bu dakikaların sahada dikkat çekici tek adamı olarak Kewell'ı gördüm.
O da, tek kişilik bindirmelerinde, çok kişilik duvarlar buldu karşısında.
Beklediğimiz bir ilk yarı göremedik.
Ne Baros'un alışılmış yanını, ne Arda'nın bilek hareketlerini, ne Semih ve Güiza'nın arkaya sızma planlarını.
Ne de, iki takımın şampiyonluk iddiası taşıdıklarına dair kalite izleri.
İlk yarıda, Güiza'nın yakaladığı bir pozisyon var.
O pozisyonun "ellendiğini" iddia etmek zor olabilir ama Güiza'nın beceriksizliği su götürmez.
İkinci yarıda iki takımın da birbirine diş geçirdiği söylenemez.
Daha yürekli bir mücadele gösterdikleri tartışılmaz.
Ama dakikalar ilerledikçe. futbolun ikinci plana düştüğü de inkar edilemez.
Gecenin provakatörleri Sabri ve Lugano'nun kışkırtmasıyla gelişen olaylar. Ve basiretsiz bir hakem üçlüsüyle, bu maçın nasıl biteceğini düşünürken, gelen "kırmızı final.."
Sonuç: Beraberliğin hiddet kuyusunda ikisi birden boğuldu.