Alman Portakalı

Hepimiz özellikle futboldan dolayı Hollanda'ya "Portakallar" dendiğini biliriz... Hollanda Milli Takımı da portakal rengi forma giyer. Çünkü Hollanda "Oranje-Nassau" hanedanlığının başında olduğu ülkedir. Oranj yani portakallardan olan Prens Willem-Alexander, annesi Kraliçe Betarix'in tahttan feragat etmesiyle Hollanda Kralı oldu. Böylece aslen Alman kökenli olan birisi daha Hollanda Kralı oldu. Evet, Alman dedik çünkü kural bu. Önce kuralı karşılaştırmalı olarak yazalım, sonra da çok ilginç ve karanlık bir kişilik olan dedesinden bahsedelim.

TAHTI OĞLUNA BIRAKTI
Hollanda Anayasası'na göre tahta ancak Alman asıllı Orange-Nassau Prensi Kral I. William'in meşru füru, yani çocuk ve torunları çıkabilir. Bütün monarşilerde tahtın kime devredileceği sorun olduğu için bir kurala bağlanmıştır. Hollanda, Belçika, Norveç, İspanya gibi ülkelerde "usül-füru" denen doğrudan zincir yöntemiyle tahta çocuk, o yoksa torun geçer. Hollanda'da üsulfüruun çeşitli biçimlerinden birisi olan "yaşlılık esasına göre intikal" uygulanır. Yani hükümdarın yaşlı olan çocuğu, çocuğu hayatta değilse yaşlı olan toruna geçer. Hollanda'da öncelik erkek olanda... Kız çocuk, torun da tahta çıkabilir...Ama erkek veliaht olmaması şartıyla. İngiltere'de ise cinsiyet önceliği yoktur. Tahtından feragat eden Kraliçe Beatrix, Alman soylusu Claus von Amsberg'le evlenince Hollanda'da büyük bir şaşkınlık ve öfke yaşandı. Çünkü aynı zamanda diplomat olan damat, bir Nazi eskisiydi. Ancak Nazi olan sadece eş değildi. Kraliçe Beatrix'e tahtını devreden annesi Juliana'nın eşi Prens Bernhard da Hitler'in ünlü SS örgütü üyesiydi.

PRENS VE BİLDERBERG
Pren Bernhard'ın "marifetleri" bununla sınırlı değil. Bilderberg ismiyle her yıl basına kapalı bir toplantı yapılır. Bilderberg toplantılarında, siyasetçiler, dünya devi şirketlerin sahip ve yöneticileri, finans dünyasının önemli isimleri, diplomatlar ve gazeteciler bulunuyor. Not tutmanın yasak olduğu bu toplantılarda, dünyayı yönlendiren önemli kararlar alındığı iddia ediliyor. Bilderberg ismi, Mayıs 1954 tarihinde ilk toplantının yapıldığı Bernhard'a ait olan Arnhem yakınlarındaki otelin isminden geliyor. Lockheed rüşvet skandalında baş aktörlerden birisi olarak gruptan ayrıldığı 1976 tarihine kadar da her toplantıda var. Lockheed rüşvet skandalını da hatırlatalım... 1976'da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Japonya, İtalya, Hollanda, Belçika gibi ülkelere askeri uçak satan ABD firması Lockheed'in, bu ülkelerde milyarlarca dolarlık rüşvet verdiğini açıklamıştı. Lockheed rüşvet skandalı bütün dünyada aydınlanmış, bir tek Türkiye'de üstü örtülmüştür. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emin Alpkaya'nın istifasıyla olay örtbas edilmiştir. Bütün dünyada açıklanan rüşvet olayı sonrası Türkiye'deki mahkeme, Alpkaya ve bazı isimleri beraat ettirmekle kalmamış, Alpkaya ve diğer isimleri mahkemeye bildirenleri suçlu bulmuştu. Bir de Türkiye temsilcisi Mete Nezihi Dural kısa bir süre tutuklu kalmıştı. Sonra ne mi oldu? Lockheed, 1999'da İstanbul ve Çanakkale Boğazı'na dikilen radar kulelerinin de yapımcısı oldu.

PRENS DEDENİN DARBE GİRİŞİMİ
Bernhard, hukuk eğitimi görmüş, ama maliye alanına kaymış. Okulu bitirince, kimya tröstü Farben'in Paris ofisinde işe girer. Farben, Hitler'i mali açıdan en çok destekleyen şirketlerden birisidir. Prens Bernhard'ın marifeti çok... Endonezya'da darbe girişimine de katılmış. 2004'teki ölümü öncesi evlilik dışı, 2 çocuğunun da olduğunu söylemesi kraliyet ailesinin skandallarından birisi olarak tarihe geçmiştir.

EN GENÇ KRAL
Kral Alexander, Avrupa'nın en genç kralı ünvanını aldı. Annesi Beatrix ve eşi Maxima ile vatandaşları selamladı.


TAYFUN ER