İşte Prof. Dr. Şinasi Gündüz'ün o röportajı
*Türkiye'de toplumun bazı kesimlerince dinin farklı algılanmasından kaynaklı bir kaos ortaya çıkıyor. Bunun önüne nasıl geçilebilir, bu konudaki düşünceniz nedir?
Özellikle İslam söz konusu olduğunda din, ne idüğü belirsiz bir şey değildir. 1400 küsur yıldır bir gelenekten bir tarihten ve temel referansı belli kaynaklardan söz ediyoruz. Hz. Muhammed (s.a.a), bütün inananlara vasiyeti gibi diyor ki: "Aranızda iki ağır emanet bırakıyorum; biri Allah'ın kitabı, diğeri benim sünnetimdir. Bu ikisine sarıldığınız sürece benden sonra asla sapmazsınız." Dolayısıyla kimse "ben dini böyle yorumluyorum" diyemez. Bu nedenle de din, uydurulmuş yeni bir 'melez sentez'le tekrar yorumlanamaz. Hiçbir cemaat ya da grup, tutup da kendi cemaat önderini, Allah'ın kelamının önüne geçirip, bunu İslam adına yapma hakkına sahip değildir. O cemaat liderine inananların da "Hocaefendi böyle diyor, onlar yanılmaz, ne yaparsa doğrudur, o söylüyorsa, bir hikmeti vardır" gibi bir yaklaşımda bulunması da İslami düşünceye uygun değildir. Bu, Allah'a şirk koşmaktır… Bir Müslüman, herhangi bir olay karşısında Kuran'a uygun olup olmadığına bakmalı.
Dini bilerek yanlış yorumlayan kişinin ya maddi çıkarı vardır ya kişisel ihtirasları ya da kendisi için gelecek çabaları… İslam'ın en temel özelliklerinden bir tanesi farklı ırk, mezhepten olsalar da bütün insanların Allah tarafından bir özden yaratılmış olduğunu kabul etmesidir. İslam'a göre, insanların bu farklılıklarından dolayı birbirlerine üstünlük hakkı yoktur. İnsanlar yalnızca takvada (hayırda Allah'a yakınlık) yarışabilir. Üstünlük ancak 'takva'yladır.
'BEDDUA, İSLAM DIŞIDIR'
*Dinde tecessüs etmenin, beddua etmenin yeri var mıdır?
Hz. Peygamber, bir çok hadisinde şu noktaların altını çizer; hangi gerekçe ile olursa olsun, insanların can, konut, gizli sırlar ve ayıp dokunulmazlığı çiğnenemez. Hatta bir suçu izleme ve kovuşturma izni İslam düzeninde insanların ayıplarını araştırmak için bahane olamaz. Yani, bir Müslüman'ın diğer Müslüman'ın ayıbını araştırmak için çaba sarf etmesi İslam dışı bir davranıştır. İslam'da aksinin birbirinin kusurunu örtmekten söz edilir. Hatalar olsa bile bunları deşifre edip, açığa çıkarıp propaganda aracı olarak kullanmak, günahtır. Bu çerçevede insanların özel yaşantılarının dinlenilerek, bunlardan ekonomik ve siyasi rantlar elde etmek için bunları birer tehdit ve şantaj malzemesi olarak kullanılması İslam'a aykırıdır.
"SİYASETTEN ALLAH'A SIĞINIRIZ' DESELER DE AÇIKÇA DESTEKLEDİLER"
*Bir din organizasyonu olarak ortaya çıkan Gülen cemaatinin siyaset ile ilişkisinin İslam'da yeri var mıdır?
Türkiye'nin siyasi tarihinde dini cemaatler, zaman zaman çeşitli siyasi partileri desteklemişlerdir, gizli kapaklı ya da açıkça… Fethullah Gülen, son olarak Financial Times için kaleme aldığı yazısında "Hiçbir politik partiyi desteklemediğini" açıkladı. Ancak ona yakın gazetelerin köşe yazarlarına baktığınızda açıkça "AK Parti karşısında en güçlü olan partiye, kısacası bazı yerlerde CHP'ye, bazı yerlerde de MHP'ye oy vereceklerini" yazıyorlar. Özellikle Nur cemaati, Kuran'daki "Şeytandan Allah'a sığınırız" sözüne ithafen "Siyasetten Allah'a sığınırız" dedi onlarca yıl. Buna karşın tarihte kimi Nur cemaatleri, Demirel'i, Ecevit'i destekledi. Bütün bu yaklaşımların dini bir tutumla ilgisi yok, tamamen siyasal bir tavır içindeler.
"CEMAAT, HÜKÜMETTEN İNTİKAM ALMAK İSTİYOR"
Oysa ki, Müslüman bir zihnin, son 12 yılda inanç ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin nasıl aşıldığını, inananların potansiyel suçlu olarak görülmesinin nasıl ortadan kalktığını, toplumsal refahın nasıl sağlandığını görüyor olması gerekir. Ancak Cemaat mevcut siyasi iktidardan intikam almak istiyor! Sırf intikam almak, ders vermek, köşeye sıkıştırmak için atılan bütün olumlu adımları göz ardına almak, vicdanla da insafla da bağdaşmaz. Bir dini grup, futbol takımı taraftarı gibi hareket ederse, bunun bireysel vicdanla bağdaşıp bağdaşmadığını sorgulamak zorundadır.
GÜLEN'İN HZ. İSA OLDUĞU İDDİASI ÜZERİNE:
'PSİKOLOJİK SORUN OLDUĞU AÇIK'
*Fethullah Gülen'in, "Ege'de talebe hizmetini en güzel yapan O'dur" diye tarif ettiği 20 yıl önceki talebesi Münip Erdem, Akit'te yayımlanan makalesinde, Gülen ile ilgili şu ilginç bilgiyi paylaştı: "Hocaefendi'nin ziyaretine gitmiştim. Hizmetini gören Mehmet Tabanca bana 'Hocaefendi'nin Hz. İsa olduğunu' söyledi. 'Hz. İsa'nın anası babası yoktu, oysa ki Hocaefendi'nin anası ve babası var' dedim. 'Ahir zamanda Hz. İsa'yı bir anne ve bir babadan dünyaya göndermek, İsm-i Rahim ve İsm-i Hakim muktezasıdır' dedi. Bu sözün Hocaefendi'ye ait olduğunu söyledi. Anladım ki bugün Hocaefendi'nin yanında bulunanlar, onun Hz. İsa olduğu kanaatini taşıyorlar. Bu hususu 20 yıl sır olarak sakladım, hiç kimseye söylemedim. Fitneye sebep olmamak için."
Allah akıl fikir versin… İslam'a göre Hz. Muhammed, son peygamberdir ve Kuran da son kitaptır. Ne bir kurtarıcı, ne bir Mesih ne de bir mehdi gelmeyecektir! Tarih boyunca bir takım dini cemaat önderlerinin mehdilik iddiasında bulunduğu görülse de tarih bunların mezarlıklarıyla doludur. "Şeyh uçmaz mürit uçurur" diye bir söz var. Müritler, liderlerinin üstün vasıflara sahip olduğunu, rüyalarla manevi görümlerle olağanüstü olduğunu düşünebilirler. Bir süre sonra o dini grubun lideri de kendisinin üstün olduğuna inanmaya başlar. Ortada psikolojik bir sorun olduğu çok açıktır.
"ZAMAN GAZETESİ SÖZLERİMİ ÇARPITTI"
*Son olarak Zaman Gazetesinde sizin hakkınızda yapılan bir haberde aynen şöyle bir ifade kullanılıyor: "Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evindeki ayakkabı kutularından çıkan 4,5 milyon doların, Uluslararası Balkan Üniversitesi ve Çorum Osmancık'ta yaptırılacak İmam Hatip Lisesi için bağışlandığını iddia edilmişti. Aslan, Makedonya'ya para transferinin zorluğu sebebiyle parayı evinde tuttuğunu öne sürmüştü. Aslan'ın iddiasına cevap veren Rektör Prof. Dr. Şinasi Gündüz, kendilerine bağışlanan 1 kuruşun bile kayıtlı olduğunu aktararak, şöyle konuştu: 'Kayıt dışı olan ya da yasal çerçevede denetlenmeyen, yasa dışı yollarla şu ya da bu şekilde üniversiteye aktarılmış olan hiçbir kuruş söz konusu değildir.' Bu olay ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Çarpıtarak yayınladılar. Sanki Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'a ve Üsküp Eğitim Kültür Vakfı ve Uluslararası Balkan Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı olan AK Parti Milletvekili Hüseyin Bürge'ye karşı bir açıklama yapmışım gibi gösterdiler. Oysa bu konuda ne düşündüğümün videolu kaydı dahi var. İfadelerim çok açık. Yöneltilen soru üzerine ben yalnızca bütün faaliyetlerimizin yasal olarak denetlendiğini ve şu ana kadar da kuruluşumuzdan yana hiçbir sıkıntı yaşamadığımızı söyledim.
RÖPORTAJI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ