Sahte ortaklık

Vatikan, 1 milyar dolarlık sahte bonoyu dolandırıcılara ve mafyaya satmaya karar verdi. İşlem gerçekleşti ama küçük bir hata, skandalı gün yüzüne çıkarttı. İşin içinde bazı Kardinaller'in de olması, Vatikan'a olan tepkileri zirveye çıkarttı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 18 Kasım 2010 Güncelleme 09 Aralık 2010, 14:55
Sahte ortaklık

İÇİNDEKİLER

Mafya'nın yürüyen kasası ve Papa'nın finans dehası Sindona, 1969'da piyasaya girdi. Vatikan, kendisine servet kazandıran Generalle İmmobilaire adlı inşaat şirketini satmaya karar verdi.
Şirketin hisseleri 69 liretten satılırken, Sindona, bu hisseleri iki katı yükseğe 143 milyon hisse topladı. Sindona paraları yasadışı yolla hesabına gelen paralarla satın alıyordu. Mafya parası, Sindona'ya hamle yaptırıyor, Vatikan düşük hisselerine iki kat para veren Sindona'yı Vatikan'ın gözüne girmesine yol açıyordu.

Sindona aynı yolla, 2 şirket daha aldı. İşler gizlilikle yapıldı. Başka ülkelerdeki paravan şirketlere geçiriliyordu. Vatikan'ın müthiş hisseleri buharlaşırken, liret ani şekilde düştü. Ekonomik bunalım, halkın milyarlarca liretinin uçup gitmesine yol açtı. Sindona'nın satın aldığı inşaat ve emlak şirketi Amerikan Paramount film stüdyolarının sahibi şirkete devredilmişti.

Paramonut
stüdyolarında İtalyan mafyasını anlatan baba filmi çekilirken, patron Sindona, gelişmeleri kahkahalarla takip ediyordu. Sindona bir taraftan artist Lana Turner ile aşk yaşıyor, diğer taraftan Amerikan Başkanı Nıxon ile dostluğunu geliştiriyordu. Sindona, P2 üyesi ve Banco Ambrosiano'nun başkanı Roberta Calvi ile yakın arkadaş olmuştu.

Milano sermaye piyasasını kontrol etmeyi başarmıştı. Bu dostluğun altından bir süre sonra Milano'da faaliyette bulunan bir Katolik Bankası'nın gizli operasyon ile Roberta Calvi'ye geçmesinin yattığı anlaşıldı. Sindona, 1972'de altın çağını yaşıyordu. Milano'dan Cenova'ya taşındığında dünyanın en zengin adamlarından biriydi. Wall Street Journal, Sindona'dan İtalya'nın en gözde adamı ve dünyanın en saygın ekonomistlerinden birisi olarak bahsediyordu. Ama aynı yılın ekim ayında Sindona, bir kaçak durumuna düştü. Vatikan'ın başı sahte tahvil yüzünden büyük derde girdi.

DOLANDIRICI LEOPOLD LEDL
Sindona, 1971'de Roma Katolik Kilisesi'nin bir milyar dolarlık sahte bono almak istediğini, büyük suç ailesi reisi Lorenzo'ya (Marty amca) bildirdi. 'Marty Amca' adamı Rizzo'yu, konuyu görüşmek üzere Avusturyalı büyük dolandırıcı Leopold Ledl ile Londra'da gönderdi. Rizzo'da, Ledl'de, FBI ve CIA tarafından takip ediliyordu. Ledl, görüşmeye giderken, 'bir milyar dolarlık sahte bonolarla Vatikan yakalanırsa ne olur? Bu büyük şirketlerin bile cesaret edebileceği tehlikeli bir iş. Kutsal Roma'nın bu işe kalkışması tam anlamıyla bir deli cesareti gerektirir' diye düşünüyordu.

P2 MASON LİDERİ GELLİ
Vatikan, bir milyar dolarlık sahte bonoya, 625 milyon dolara vermeyi düşünüyordu. Büyük dolandırıcı Ledl, aradaki 375 milyon doların kendilerine kalmasını cazip bulmuştu. Londra'da anlaşma oldu. Sahte bonolar Los Angeles'ta matbaada basıldı. Deneme yapmak üzere, Banco di Roma'da Folingi bir hesap açtı, bonoları verdi. Banka sahte olduğunu anlamadı. Banka yetkilileri bonoları garanti etmek için Amerika'ya gönderince, sahtelik ortaya çıktı. FBI ve CIA olayın üzerine gitti. Folingi bülbül gibi öterek Avusturyalı dolandırıcı Ledl'in adını verdi. İş bazı Kardinaller'e kadar uzandı. Polisler, tam kardinal Tisserant'ı tutuklamak için harekete geçerken, öldüğünü öğrendi. Sindona sorgulamaya alındı. Sonra Kardinal Marcinkus sorgulandı. Amerika, P2 üyesi de olan Kardinal Marcinkus'u suçlu buldu. İş büyüdü, Amerikan başkanı Nixon olayın kapatılmasını istedi. Olay kardinal açısından kapanırken, Sindona'da gözden düştü. 2. dünya savaşı sırasında Gelli, Alman seçkin birimi SS birimi ile kilit bağlantı idi. Görevi, İtalyan partizanlarını izleyerek Almanya'ya bildirmekti. Gelli, Yugoslavya'nın ulusal hazinesinin saklandığı İtalya'daki Cattaro kasabasında bulunurken çok para kazanmıştı. Altın külçeler halindeki ulusal hazine bir daha asla Yugoslavya'ya gidememişti. 1999 yılında İtalyan polisi Gelli'nin villasında 2 milyon değerinde 150 adet külçe altın buldu. Gelli, Naziler'in Arjantin'e veya diğer tarafsız ülkelerine kaçmasına yardım etme olarak bilinen, Vatikan'daki 'fare deliklerini' işletirken kaçmasına yardım ettiği her 'fare' için yüzde 40 alıyordu.

Vatikan'da yüzde 40-50 oranında pay alıyordu. Gelli'nin kaçmasına yardım ettiği en büyük farelerden biri, "balkanların kasabı'' olarak Klaus Barbie idi. Vatikan bu adamı Gelli'ye vermeden önce koruyordu, kaçırma parasını Barbie değil de, Amerikan istihbaratı CIA ödedi. Gelli, komünizmin yayılmaması için CIA tarafından yönetilen Gladyo operasyonunun da başkanıydı.İtalya'da faşist bir yönetimi gerçekleştirmek üzere mason hareketlerini düzene sokmaya başlayan Gelli,1963'te localardan birine katıldı. Çok hızla üçüncü dereceye yükseldi, İtalyan büyük üstadı Gamberini, etkili bir grup kurmasını isteyince yollar açıldı. Gelli, Propaganda 2 (P2) adındaki grubunu faaliyete geçirdi.

Ultra gizli bu grup, sadece İtalya'da değil, dünya çapında aşırı sağ uçta hükümetler kurma planları yapmaya başladı. Bu plan, oldukça iyi finans ediliyordu. Gelli, kısa sürede hem zengin hem güçlü hale geldi.
1969 yılında Mafya'nın yürüyen kasası sindona'da buraya katıldı. Buraya İtalyan ordu komutanı, mali polis şefleri, Yargıtay üyeleri, bakanlar, gazeteciler, iş dünyasının önde gelen isimleri katılınca, iş inanılmaz noktalara gelmişti. İtalyan Yargıtay başkanı Carmelo'yu üye yapan Gelli, aradığı büyük güce ulaşmış oldu.

Gelli, üye olanlardan sinsice, çalışanların açıklarını gösteren belgeler alıyordu.
İtalyan petrol şirketi ENİ'nin başkanı Mazzanti, P2'ye üye olunca, rüşvet teklifleri bilgisini Gelli'ye vermişti. Amerika, İngiltere, Almanya'da büyük ihalelerin altında mafya kadar P2'nin gücü ortaya çıkmaya başlamıştı. Güney Amerika'da bulunan Barbie ile yakın teması vardı.
Burada etkisini gösteriyordu. Kolombiya kokain gruplarını Barbie ile beraber pasifize edince, uyuşturucu işindeki İtalyan mafyasının adeta efendisi durumuna girdi. Güney Amerika'da ve Bolivya'da Silah işine de girdiler.
İtalya'da komünist parti iktidara gelirken, Gelli ve CIA, İtalyan siyasetine müdahaleye başlamıştı. Gelli, Vatikan'daki kardinaller üzerinde de gücünü hissettiriyordu.

'PARA AKLAMA MERKEZİ'

Papa 6. Paul'le seçkin Kardinaller aracılığı ile tanıştırıldı. İşe bakın, Papa, Gelli'ye malta şövalyesi unvanı verirken, onun Katolik değil Mason olduğunu bile bilmiyordu. Propaganda 2 ya da kısaca P2 adındaki bir Mason locasının büyük üstadı Gelli'ydi. Araştırmalar locanın devlet yönetiminde büyük rol oynadığını ayrıca İtalya'nın bitmek-tükenmek bilmeyen yolsuzluk olaylarında da büyük etkisi olduğunu ortaya çıkardı. Mason Kardinaller sayesinde Vatikan'ı da "para aklama merkezi" haline getiren loca efsanevi İtalyan mafyasının en güçlü koluydu. P2 suikast bombalama gibi pek çok terör eyleminin de arkasındaydı ve ünlü kontrgerilla örgütü Gladio ile de yakın bağlantıları bulunuyordu.

Meclis araştırma komisyonu tarafından toplanan belgeler P2'nin silah satışlarından ham petrol fiyatlarına kadar hemen her konuda etki yaratabilen uluslararası bir örgüt olduğunu ortaya çıkardı. P2 üyesi Sindona,1969 yılında Papa'nın finans danışmanı olunca, Vatikan'ın serveti dolaylı olarak Gelli'nin eline geçiyordu. P2 Locası tarafından 'infaz' edilen Banker Roberto Calvi Bu denli karanlık bir örgütlenmeye sahip olan P2'nin önemli bir "İsrail bağlantısı" da vardı. Loca'nın İsrail'le ve özellikle de Mossad'la çok yakın ilişkileri olduğunu ortaya koymuş P2'nin bu "İsrail bağlantısı"nda İtalya içindeki Yahudi cemaatinin de önemli bir rolü olduğunu bildirmişti. İtalya'nın ikinci büyük zengini olan Carlo de Beneditti'nin de P2'yle yakın ilişki içinde olduğu sonraki yıllarda ortaya çıkmıştı. Ayrıca locanın ABD ve Avrupa'daki Yahudi çevreleri ile de çok yakın ilişkileri vardı.

DAVİD ROCKEFELLER
Henry Kissinger, Edmond de Rothschild ve David Rockefeller P2'ye son derece yakın olan isimlerin başında geliyordu. Öyle ki Baron Ellie de Rothschild'ın P2'ye ihanet etmeye kalkan Roberto Calvi'nin "masonik" asılışı için gereken parayı temin ettiği bile İtalyan Panorama dergisinde yayınlanmıştı. 54 Henry Kissinger ise doğrudan P2'nin üst düzey kadrosundaydı: Uğur Mumcu, Papa Mafya Ağca adlı kitabında "P2'nin 33. dereceye yükselmiş masonlardan oluşan üst konseyi Monte Carlo Komitesi adı ile tanınmaktadır. Monte Carlo locasına Henry Kissinger da üye" diyordu.

P2'nin İsrail ve özellikle de Mossad'la olan "ittifakı" eski Mossad ajanı Victor Ostrovsky'nin çok yankı uyandıran By Way of Deception (Hile Yoluyla) adlı kitabından sonra 1994'te yayınladığı The Other Side of Deception (Hilenin Öteki Yüzü) adlı kitabında da bildirildi. Ostrovsky bir Mossad-P2-Gladio bağlantısından söz ediyordu. Eski ajanın yazdığına göre Licio Gelli yani P2 mason locasının ünlü üstadı "Mossad'ın İtalya'daki müttefiki"ydi ve Gelli'nin yönettiği P2 ile yine Gelli'yle yakın ilişkisi olan kontrgerilla örgütü Gladio da Mossad'la ittifak içindeydi. Mossad Gelli-P2-Gladio bağlantılarını kullanarak 80'li yıllarda İtalya üzerinden silah ticareti yapmıştı. İtalya'da yaşanan P2 örneğinin bir rastlantı olmayışı aksineMasonlar'ın İngiltere ve Fransa gibi başka ülkelerde de benzer yöntemler kullanması kuşkusuz üzerinde durulması gereken bir noktadır. Ve bu durumda doğal olarak başka ülkelerde de başka "P2"lerin var olabileceği ihtimali akla gelmektedir.