Milli takıma play-off dopingi! O isme şok yorum: "Yorgun ve gergin"

2026 Dünya Kupası'na katılmak isteyen A Milli Futbol Takımımız, grup elemelerinin beşinci maçında Bulgaristan'ı 2-0 yenerek play-off katılmayı garantiledi. Mücadelenin ardından spor yazarları oyun sistemini ve Bizim Çocuklar'ın performansını değerlendirdi. İşte o yorumlar...

Giriş Tarihi:
Milli takıma play-off dopingi! O isme şok yorum: "Yorgun ve gergin"

Son olarak 2002 Dünya Kupası'nda boy gösteren millilerimiz, çok öenmli bir eşiğe geldi. Eleme grubunun ilk maçında Bulgaristan'ı deplasmanda 6-1 ile deviren Vincenzo Montella'nın öğrencileri, Bursa'da da 2-0 kazanarak ikinci sırada yer almayı kesinleştirdi.

Mücadelede Hakan Çalhanoğlu penaltıdan gol perdesini açtı. 18. dakikada öne geçen Bizim Çocuklar, karşılaşmanın kontrolünü uzun süre elinde tuttu. 83'te ise Atanas Atanasov Chernev kendi ağlarını havalandırarak farkı ikiye çıkardı.

A Milli Futbol Takımız, 18 Kasım'da İspanya ile Sevilla'da kozlarını paylaşacak. Spor yazarları Bulgaristan maçını değerlendirdi.

İLKER YAĞCIOĞLU: BİZİM ÇOCUKLAR UMUT VERİYOR

Dün gece sahada öyle bir Türkiye vardı ki, skordan bağımsız olarak rahatlıkla söyleyebilirim: Gerçekten çok iyi bir Milli Takımımız var. Özellikle ilk 45 dakikada Bulgaristan'a karşı ortaya konan oyun, adeta kedinin fareyle oynadığı bir görüntü sundu.

İki kanat da etkiliydi ama özellikle Kenan'ın bulunduğu taraf, temposuyla ve dinamizmiyle oyunu sürekli rakip yarı sahaya yıktı. Tek eksik ise aradığımız son vuruşlardı. Kenan'ın bire bir kaldığı pozisyonlarda yaptığı çalımlar, tribünlere olduğu kadar ekrana bakanlara da keyif verdi.

Orta sahada ise alıştığımız tablo değişmedi: Hakan Çalhanoğlu yine oyunun, temposunun ve takımın doğal lideriydi. Saha içindeki ağırlığı ve doğru tercihleri, milli takımın omurgasını ayakta tutan temel unsur olmaya devam ediyor. Ona eşlik eden İsmail Yüksek, yükselen form grafiğini bu maçta da sürdürdü. Mücadele gücü, dinamizmi ve pas bağlantıları ile orta saha yapımızı sürekli dengede tuttu. İkinci yarıda ise oyuna giren Oğuz etkisini daha net hissettirdi. Taze bir enerji getirdi, oyunu rakip alana taşımamızı sağladı.

Gecenin en çok çalışan isimlerinden biri ise kuşkusuz Kerem'di. Eleme grubunu, İspanya maçı hariç, son derece iyi geçtik. Bizim Çocuklar üzerine düşeni yaptı, Şimdi önümüzde salı akşamı oynayacağımız ve ilk maçta bizi mahcup eden İspanya karşılaşması var. Play-Off turuna kaldık. Umarım uzun zamandır hasretini çektiğiz Dünya Kupası'na katılırız.

MUSTAFA ÇULCU: PETKOV'UN ELİ AÇIK NET PENALTI

Maça iştahlı, istekli ve önde baskı ile girdik. Kenan'la rakibin sağ tarafını otobana çevirdik. Hava topuna çıkacak pivot santrforumuz olmayınca ve arka direkte destek gelmeyince kanat ortalarımız kaleye paralel transit geçti. Bulgaristan yeni hocası ile son 3 maçtır ideal kadrosunu bulma çabasında. Öyle ki 6-1 kazandığımız son maçtan bu akşam ilk 11'de sadece 4 oyuncu vardı. Biz hücumdayken forvetleri geri gelerek 5'li kalabalık savunma ile alan daralttılar. Öne çıkmayınca kalabalık savunmayı açmakta zorlandık. Stadı dolduran maç boyu destek veren Bursa'yı kutlarız. Arda etkili olamadı. Hakan alışık olmadığımız şekilde sinirliydi. Kerem ise basit temaslarda bile yerde kalıyor, dirençli olmalı. Bulgaristan zaman zaman risk alarak cılız hücumlar geliştirdi. Lakin korkuttuğu anlar da oldu. Bu fırsatlar onların öz güven eşiğini yükseltti. Kaliteli son vuruşları yapmakta gecikince farkı bulmakta sıkıntı yaşadık. Oyunda üstündük galibiyeti hak ettik.

Nicolas Walsh 34 yaşında 1. kategori hakemi. İskoçya'nın John Beaton'dan sonra 2 numarası. Maalesef UEFA 1. kategoride bizden hakem yok. Ama 5-6 milyon nüfuslu İskoçya'dan 2 tane var. Çok üzücü... 16'da attığımız frikikte barajda bulunan Petkov'un açık olan sol el-kol ile oynadığı top net penaltı. Hakem muhtemelen iş birliği yaparak gecikmeli kararla penaltıyı verdi. UEFA asla hakem otoritesini tartışmaya açmıyor. Bu konuda çok hassas. Uluslararası deneyime sahip oyuncularımızın bunu artık ezberlemiş olmaları gerekiyor. Arda gibi bir oyuncu hakeme tepki verip bu kadar kolay kart görmemeli. Hakem ilk 20 dakika içinde verdiği iki kararla maç kontrolünü eline aldı ve başarılı maç yönetti.

ZEKİ UZUNDURUKAN: BU TAKIM ALKIŞLANIR

Kalplerimiz Bursa'da sahaya çıkan Ay-Yıldızlılarımız için atıyordu. Gözlerimiz Bursa'da; kulaklarımız Gürcistan'dan gelecek sürpriz bir sonuçtaydı.
Ama biz Bursa'da Bulgaristan karşısında öne geçtik. Grup lideri İspanya ise deplasmanda daha ilk yarıda Gürcistan karşısında farka gitti.
Deplasmanda tarihi bir farkla yendiğimiz Bulgaristan'ı bu kez Bursa'da muhteşem taraftarımızın desteği altında ağırladık.
Maça çok iyi başladık. Oyunun kontrolü hep bizdeydi. Aslında çok baskılı da oynadık. Ama üretken değildik. Çok fazla net pozisyon üretemedik.
Hakan Çalhanoğlu'nun füze gibi penaltı golüyle öne geçtikten sonra oyunu Bulgaristan ceza sahasında oynamaya başladık.

İlk yarıda Ferdi-Kenan ikilisi ile sol kanadı çok iyi kullandık. Kenan yine sahada jeneriklik işler yaptı. İki kez ceza sahasına çalımlarla girip, Kerem'e 'al da at' dedi.
Bu pozisyonlardan birinde Kerem topa çok kötü vurdu, ikinci pozisyonda ise Bulgaristan kalecisi Mitov topu köşeden çıkardı.
İkinci yarıya da yine tahrip gücü yüksek bir futbolla başladık.
Bulgaristan sadece kalesini savunmaya çalıştı. Hem de çok adamla defansta kalıp, bizden fark yememeye çalıştılar. Yine de ilk maça göre daha dirençli bir Bulgaristan vardı sahada.
Biz çok iyi bir Milli Takımız. Dünya Kupası'na gidip, tarih yazmak istiyoruz. Öyle de olacak inşallah!
Millilerimiz de sahadaki yürekli futbolları ile bunu ne kadar çok istediklerini belgeliyorlar.

Kerem Aktürkoğlu, maç boyunca sürekli golle burun buruna geldi. İkinci yarıda Oğuz'un bir ortası vardı ki Kerem'e...
İzlerken 'Kerem, bu da kaçar mı?' demekten kendimi alamadım. İkinci yarıda Bulgaristan'ın direkten dönen bir topu var ki... Donduk kaldık... Bizim adımıza bir şans anıydı bu.
Montella ikinci yarıda iki bekimizi birden (Zeki ve Ferdi) kenara alırken, Kaan ve Mert'i sahaya sürdü.
Bu iki değişikliğe gerek var mıydı? Bilemedim.
Bu arada Bursa'da Atatürk Spor Kompleksi'ni dolduran taraftarların coşkusu ve desteği gerçekten de muazzamdı.
Maçın yıldızı Kenan'ın maçın son bölümde kaçırdığı bir gol pozisyonu var ki... Biraz da şans olacak be kardeşim!
İkinci yarıda daha fazla pozisyon ürettik. Maç boyunca net gol pozisyonlarda beceri eksikliğimiz vardı.
Bizim bir türlü yapamadığımızı Bulgar futbolcu Chernev kendi kalesine attığı golle yaptı.
İspanya'ya karşı deplasmanda kazanmaya gideceğiz ama bir gerçek var ki... İspanya Avrupa'nın en iyisi...
Dünya Kupası yolunda Play-Off'u garantiledik. Biz de Dünya Kupası'na Play-Off'tan gideriz...

TURGAY DEMİR: PARLAYAN YILDIZ

Malum ön tarafımız muhteşem, Real'den Arda, İnter'den Hakan, Juve'den Kenan, daha ne olsun!? Böylesine teknik, çabuk, hızlı ve akıllı oyuncular bir arada oynarken attığımız taşın ürküttüğümüz kurbağaya değmemesinin nedeni yanlış stratejimizdi. Bulgaristan'a ilk maçta yarım düzine gol attık ama asla kötü takım değiller. Aleksandar Dimitrov muhtemelen alt yaş gruplarından beri bu çocuklarla beraber ve her geçen gün üstüne koyan bir görüntüleri var. İyi mücadele edip, çok koşuyorlar.

Biz ilk yarıda inanılmaz enerji harcayıp, hak ettiğimiz kadar pozisyon da bulduk ama o enerjinin karşılığını skor tabelasına ancak penaltıyla yazdırabildik... Bunun sebebi sağ kanatta Zeki ve Oğuz ikilisinin yanlış oyunları ve sanki ceza sahasında bir pivot santrforumuz varmışçasına yüksek ortalar yapmalarıydı. Oysa boy ortalamamız çat taşlasa 1.75, rakip stoperlerin en kısası da muhtemelen 1.90.. Sağdan kötü geldik, soldan ise tam tersi. Ferdi-Kenan karambole orta yapmayıp, Kerem başta ceza sahası içindeki arkadaşlarını pasla beslemeleri doğru oyundu. Kenan birebir kaldığı her Bulgar'a eziyet çektirdi, resital yaptı vesselam.
İşin ilginç yanı sağımız yanlış, solumuz doğru olduğu halde biz genelde sağdan oynamaya çalıştık!... Prensimiz Arda Güler biraz yorgun, biraz da gergindi. Sanırım İspanya maçına sakladı kendini. Kerem gününde olsa tarihi bir rekor kırabilirdi. Puan cetvelini etkilemeyecek olsa da durakladığımız son bölümde beraberlik golünü yemiş olsak İspanya maçı öncesi moraller fena bozulurdu. Neyse ki komşu kendi kalesine atıp maçı hepimizi rahatlattı. Darısı İspanya'nın başına.

GÜRCAN BİLGİÇ: TARTIYA ÇIKACAKLAR

Son viraja girerken, bizi Dünya Kupası için play-off'lara taşıyacak skor öncelikliydi. Ama Bursa'da öylesine güzel ve coşkulu tribünler vardı ki Bizim Çocuklar, gelenleri evlerine keyifli göndermenin peşine düştüler. Montella'nın on birinde sürprizler yoktu. Bir gün önce İspanya maçını düşünerek farklı tercihler yapabileceğini söylemişti. Fakat İtalyan bakış açısı 'eldeki kuşun' peşindedir. Öncelik grubu ikinci bitirmekti, çok da haksız değildi.
Baskılı ve hızlı paslarla örmeye çalıştığımız atak planına sahiptik. Bulgarlar da bunun farkında olarak kalabalık kaldılar geride. Hakan ve Arda'nın başına nöbetçiler diktiler.

Sağ kanattaki duvarı Oğuz'la deldik, sol tarafı Kenan ve Ferdi ile. Kanat toplarını getirsek de ceza alanında bizimkiler yoktu. Top rakibe geçtiğinde geriye koşma problemi yaşamayan bir takımız. Çocuklar hemen alanlarını kapatmaya çalışıyor ve yardımlaşıyor. Bulgarlar, şutlarla zorladıkları son umut çabalarında Uğurcan'a takıldılar. Son maç bir şeyi değiştirmeyecek. Ama Montella ve Bizim Çocuklar artık ilk 10'un içindeki rakiplere karşı, "Buradayız" demek zorunda. İspanya maçında kendi tartılarına çıkacaklar. Bu kadroya ikinci sınıf olmak yakışmaz. Bu jenerasyonun kendi tartısını yapması için iyi bir taktik yönetime ihtiyacı var. Montella değiştirmeyi ve koruduğu kadrosu ile farklı olmayı başarmalı. Bu çocuklar da bunu hak ediyor, biz de...

LEVENT TÜZEMEN: İSPANYA İÇİN YETMEZ

Milli Takım, Bulgaristan maçına zaten play-off'a kalarak çıktı. Maç öncesi "Bulgarlar'ı farklı yenersek, Gürcüler de İspanya'yı geçerse, biz de İspanyolları deplasmanda farklı yenersek lider olur Dünya Kupası'na gideriz" söylemleri hikâye yazmaktı. Merih Demiral'ın "Hepimiz İspanya maçını bekliyoruz" yorumu gereksizdi. Bu hikâyeler, A Milli Takım'ın Bulgarlar'a karşı tam motive olmalarını bence engelledi. Ayrıca evlerinde farklı kaybeden ve ülkede ağır eleştirilen Bulgar oyuncular, kompakt futbol anlayışı içinde savunmada etten duvar ördüler. Kalabalık Bulgar savunmasını maalesef aşmakta zorlandık. Kenan-Ferdi ikilisinin kanadından etkili ataklar yaptık. Oğuz-Zeki ikilisiyle sağ tarafta verimli atak yapmakta başarılı olamadık. Zeki'nin tek başına yaptığı bindirmelerle Bulgarlar özellikle ikinci yarı kalemize cesaretle gelip tehditkâr ataklar yaptı. Milli Takım'ın keyif vermediği maçta Bulgarlar'ı Hakan'ın penaltı golüyle ve Chernev'in kendi kalesine attığı golle yendik. Montella maalesef oyuncu değişikliklerinde hatalar yaptı.

İyi oynayan Ferdi ile Zeki'yi gereksiz yere oyundan aldı. Etkisiz Arda ile çok pozisyon harcayan Kerem'i oyunda tutması hataydı. İsmail orta alanda kusursuz oynadı ama gördüğü sarı kart hataydı. Kaptan Hakan savunma ile hücum hattında gidip gelirken çok çalıştı. Özellikle Kenan Yıldız buluştuğu her topta rakibini sihirbaz türü çalımlarla geçti. İspanya maçında öfkeli değil akıllı oynamalıyız. İlk maçta 6 gol yemenin tepkisi içinde mücadele etmemeliyiz. Bu orta saha İspanya için yetmez. İsmail de olmayacak. Montella orta alanı güçlü tutmalı ve İspanya'ya geniş alan vermemeli. Milli maçlar için ideal bir şehir olan Bursa yine görevini başarıyla yaptı, tribünler doldu, seyirciler destek ateşini hiç söndürmedi.

ALİ GÜLTİKEN: SANTRFOR ARADIK

Açık ara favori çıktığımız bir maçı negatif bir sürprize yer vermeden, güzel bir şekilde bitirdik. Aslında grupta olabileceklerden en iyisi dediğimiz pozisyonu da garantiledik. Bulgaristan'a karşı ilk maçı zaten çok açık ara net bir şekilde kazanmıştık. Bizim tarafta bunun verdiği güven varken Bulgaristan tarafında da doğal olarak neticeleri vardı. Kendi potansiyelleri ölçüsünde ayakta kalmaya çalıştılar. Ufak tefek yaptıkları hücum denemeleri ve buldukları pozisyonlar var. Ama bizi zorlayacak ve maçın skorunu değiştirebilecek bir direnç noktası oluşturamadılar. Daha doğrusu biz buna müsaade etmedik. Maçın ilk yarısında çok olumlu bir oyunumuz vardı. Kenan'ın, Arda'nın, Hakan'ın sahada yarattığı farkları keyifle izledik. Golümüzü de bulduk. Aslında bu gruptaki büyük işimizi ilk yarı itibariyle bitirmiş olduk.

İkinci yarı skorun verdiği güven ve rahatlık, grupta netleştirdiğimiz pozisyonumuzun verdiği güven duygusuyla oyun biraz daha rölantiye dönse de yakaladığımız pozisyonu değiştirmedi. Milli Takımımız birçok bölgede alternatifleri olan bir kadroya sahip ama santrfor bölgesinde nerede olursak olalım gözlerimiz yine daha etkili bir pozisyon oyuncusunu arıyor. Çünkü santrfor farklı özellikleri olan bir bölge. Bu tür maçlarda burada bir eksiklik hissi yaşamıyoruz ama 'Olsa daha iyi olurdu' duygusunu da içimizde yaşıyoruz. Dün gece Milli Takımımız Dünya Kupası yolunda aldığı bu galibiyetle hem hedefini hem de ülkemizin beklentisini bir adım daha yukarıya çıkarttı.