Güzel İsimler ve Gerçekçi İyimserlik

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 31 Mayıs 2017 Güncelleme 31 Mayıs 2017, 00:00
Güzel İsimler ve Gerçekçi İyimserlik

İÇİNDEKİLER

Cenab-ı Allah, kullarına kendisini 'En güzel isimler O'nundur' diye tanıtır. Bu Ayet-i Kerime müminlerin Allah hakkındaki bilgilerinin çerçevesini belirledi: Allah hakkında her ne dersek diyelim ve her neyi düşünürsek düşünelim aklımıza gelmesi gereken ilk şey, O'nun fiil ve işlerinin güzel ve iyi olacağıdır. Allah'ı, O'nun güzel isimleriyle düşünebiliriz; Allah deyince aklımıza başka bir şey gelemez. Sonsuz bir iyilik, merhamet ve lütuf sahibini düşünmek demektir, Allah'ı düşünmek! Hz. Peygamber, 'Allah'ın zatı hakkında düşünmeyiniz' buyurur. Bu yasaklama bir lütuf ve ihsandır. Allah bize meçhuldür ve O'nun hakkında düşünmemiz bizi bir yere taşımaz. Belki insanların bir kısmının Allah hakkında inançsızlığa düşmelerinin sebebi budur. Allah, bir cisim olmadığı gibi bir cismin var olması gibi de var olmaz. O bir yerde değildir, bir zamanda değildir, bir halde veya durumda değildir. Biz O'nun sadece var olduğunu düşünür ve yüce zatı hakkında başka bir şeyi düşünemeyiz, bilemeyiz. Fakat bu bilgisizlik bizi, O'ndan uzaklaştırmaz, aciz kalarak başka yollara sapmayız. Bunun sebebi Allah'ın zatı hakkındaki bilgisizliğimize karşılık O'nun isimlerini ve fiillerini tanıma imkanımızdır. İnsana gösterilen yol, Allah'ın nimetleri ve alemde ortaya çıkan fiillerini düşünmektir. Müminin Allah'ı düşünmesi, O'nun sonsuz nimetlerini düşünmesi demektir; hayata anlam katan da bu derin şuurdan başka ne olabilir? Allah türlü nimetleriyle bize kendini gösterir. 'İlahi isimler' hakkında bilgi sahibi olmak, O'nun nimetleri ve fiillerini düşünerek Allah hakkında bilgi sahibi olmaktır.

ESMA-İ HÜSNA: O NE YAPARSA İY İ NE YAPARSA GÜZELDİR
Müslümanlar, hayatlarını ve alemi ilahi isimlere dayandırırlar. Allah'ın ismiyle irtibatlı olmayan bir varlık olmayacağı gibi her ismin alemde bir fiili vardır. Başımıza her ne gelirse gelsin Allah ile irtibatı vardır. Bize düşen kendi hayatımızda ve dış dünyada olanı biteni Allah ile doğru bir şekilde irtibatlandırabilmektir. İlahi isimler hakkındaki bilgimiz böyle ortaya çıkar. Allah isimlerini güzel diye nitelemiştir. Öyleyse her şey Allah'tan iyi ve güzel olarak ortaya çıkar. Kötülük ariz ve görecelidir. Müslümanların hayatında mutlak bir karamsarlığa yer yoktur; Allah'a iman her türlü karamsarlığı ve derin üzüntüyü siler. Allah'a iman umudu ve iyimserliği bir duygu olmaktan çıkartarak gerçekçilik ve akılcılık haline getirir.

ALEM ALLAH'A AİTTİR
Müslümanlar ilahi isimleri nitelemek üzere Ayet-i Kerime'de geçen hüsna veya hasen kelimesini iki anlamda kullanır: Birincisi güzel, öteki iyi demektir. İlahi isimlerin iyi ve güzel oluşunu anlayabilmek için güzelliğin neyle ilgili olduğunu hatırlamak gerekir. Allah'ın isimlerinin 'Hasen' veya 'Hüsna' diye isimlendirilmesi iyilik ve kötülük sorunu bağlamında ortaya çıkan kadim tartışmalara cevaptır. Her şeyin değiştiği, başkalaştığı ve elden gittiği yeryüzünde insanlara hakim olan duygu, derin bir korku, endişe ve umutsuzluktur. Her şeyden önce ölümün varlığı, insanı üzen en önemli meseledir. İlahi isimleri tanımadan, ölüm korkusunun hakim olmadığı insan var mıdır? İlahi isimlerin iyi ve güzel olması, içinde ölümün de bulunduğu her şeye başka türlü bakmak demektir. İlahi isimlerin iyi ve güzel olması alemdeki her şeyin özde iyi olması demektir. Alem iyilikten meydana gelmiş, güzellikten var olmuştur. Alem ezeli bir maddeden meydana gelmediği gibi Allah'ın iradesinin dışında da bir şey olmamıştır. İslam Allah'ın dışında gerçek bir fail kabul etmez. Ne şeytan ne başka bir şey alemi istila etmiş ve ona hakim olmuş değildir. Alem her şeyiyle Allah'a aittir. İlahi isimleri bilmek, bizi hüzünlü ve karamsar hayatımızdan daha büyük ve daha güzel olan evreni anlamaya taşıyarak saadete ulaştırır. Allah var ve umutsuzluğa yer yok!


ŞİRK KOŞMANIN NE OLDUĞU HAKKINDA
Büyük imam Hasan-ı Basri'ye 'Hayatında seni en çok memnun eden söz nedir?' diye sorulunca şu nefis cevabı vermiştir: 'Bir gün bir kadın ile kocanın kavgasını işittim. Kadın kocasına kızıyor ve şunları söylüyordu: 'Senin her türlü sıkıntılarına katlandım, senin çocuklarınla uğraştım, bana etmediğin kötülük kalmadı. Bunların hepsine tahammül edebilirim. Fakat şimdi bana kuma getiriyorsun ya! Bu bana çok ağır geldi, buna dayanamam.' Hasan-ı Basri'ye bu sözden niçin hoşlandığı sorulunca şöyle dedi: 'Kadının bu sözleri bir Ayet-i Kerime'yi daha iyi anlamamı sağladı: Allah şöyle der: 'Kuşkusuz Allah kendisine ortak koşulması dışında dilediği günahları bağışlar.' Bir kadın kumayı kabul etmez ve bunu anlayışla karşılamazsa, Allah kendisine ortak koşulmasını kabul eder mi? Allah başkası için yapılan bir işi kendisi için yapılmış kabul eder mi?

HZ. PEYGAMBER'İN AHLAKI
Hz. Peygamber gerçek bir öğretmen ve mürebbiydi. Onun terbiyesi, merhamet ve şefkat üzerine kuruluydu. Her insana karşı merhamet sahibiydi ve her bir kişiye karşı düşkündü. Bu nedenle Allah, onu 'Müminlere karşı düşkün' olmakla nitelemiş, bunun sonrasında rauf ve rahim olmakla nitelemiştir. Sahabeden birisi bir nedenle orucunu bozduğunu söylemek üzere huzuruna gelmiş. Hz. Peygamber ona kefaret (altmış bir gün oruç) tutması gerektiğini söyleyince adam 'Ey Allah'ın peygamberi! Bir günü tutarken irademe hakim olamadım' deyince Hz. Peygamber 'O zaman aç insanları doyurursun' demiş. Adam 'Ben fakir bir adamım' deyince Hz. Peygamber orada bulunan hurmaları vermiş, 'Bunları al ve Medine'nin fakirlerine dağıt' demiş. Adam 'Ey Allah'ın Peygamberi! Medine'de benden fakir var mı?' deyince, 'Al evine götür, ailenle ye' demiş. Hz. Peygamber sahabe neslini böyle şefkat ve merhametle terbiye etmişti.

BİR AYET

'De ki ister Allah deyin, ister Rahman deyin; hangi isimle dua ederseniz edin en güzel isimler O'nundur.'
Bu Ayet-i Kerime, Allah'ın kullarını kendisiyle ilgili bilgilendirdiği ayetlerdendir. Allah, ilahi zata işaret eden özel isim olmakla birlikte onun hakkında bilgimiz yoktur. Bu yüce ismin ne anlama geldiğini hiçbir zaman bilemeyiz. Allah'ın isimlerini bildirmesi, insanlara olan merhametinden kaynaklanır. Allah 'En güzel isimler O'nundur' diyerek bizi hayretten hidayete, cehaletten bilgiye, acizlikten harekete taşır. İlahi isimler Allah ismini tefsir eden ve O'nun bir yönüne işaret eden isimlerdir. İsimler sayesinde Allah'ın rahmet sahibi, kerem sahibi, rızık veren, kullarını gözeten olduğunu idrak ederiz. Bu durumda bilmediğimiz isme yaklaşır ve O'nu severiz. İlahi isimler arasında en büyüğü 'Rahman' ismidir. Neredeyse bu isim, Allah ismine denk veya yakın kabul edilmiştir. Allah hakkındaki ilk bilgimiz O'nun merhametidir. İlahi isimlerin anlamlarına bakarsak her biri insanın ahlakına karşılık gelir. Merhamet, cömertlik, bilgi vs. Bu sayede ilahi isimleri öğrenmek ahlaklı olmamızı, ahlaklı olmak ise Allah'ı daha iyi öğrenmemizi sağlar.

BİR HADİS

Allah'ım! Bana eşyanın hakikatini olduğu hal üzere göster. Biz seni hakkıyla bilemedik.'
Din bir hakikat arayışıdır. İnsanın hakikat arayışı dinde karşılığını bularak hakikat için bir yolculuğa çıkarız. Yolculuk insanın kendinden ve alışkanlıklarından uzaklaşarak gerçek insan haline gelmesi demektir. Çünkü hakikatin önündeki en büyük engel, bizzat insanın kendisidir. İnsan hakikati kendine göre anlayarak hakikati tahrif eder. Halbuki hakikati öğrenme çabasında insan dönüşür, değişir ve bambaşka bir varlık haline gelerek yetkinleşir. Hz. Peygamber, Allah'tan eşyanın hakikatini kendisini öğretmesini istemiştir. Bu dua peygamberlerin sözlerinde 'Rabbim benim bilgimi ve anlayışımı artır' şeklinde ifade edilir. Anlayış ve bilginin artmasıyla eşyayı tanımak artar. Buna mukabil Allah'ı tanımak insanda acizlik meydana getirir. Hiç kimse Allah'ı hakkıyla bilemeyecektir.

SORU-CEVAP

Kibirli olmak ne demektir? İnsanın içinden kendini beğenmesi de kibir midir?
Hz. Peygamber kibri tarif ederken 'İnsanları küçük görmek ve hakikatten yüz çevirmek' demiştir. İnsanda kibirle ilgili iki duygu vardır. Birincisi kendini beğenmek anlamındaki ücub duygusudur. Hz. Peygamber, bunu bize yasaklamıştır. Çünkü insanın kendini beğenmesi bir perdelenme halidir. Böyle bir insan kendini değiştirmek için çaba göstermez, olduğu yerde kalarak paslanır. Kendini beğenme duygusunu tedavi etmek gerekirken başkalarını küçük görmek en büyük günah olan kibirdir. Kibirli insan hem başkasını küçük görür hem hakikatin söylenmesine tahammül edemez. Kendini varlığın merkezine koyarak her şeye kendinden hareketle bakar. Bütün büyük ve küçük günahların sebebi, insanı ahmak haline getiren kibirdir. Ramazan'da en dikkat etmemiz gereken günah, kibir ve onun türevleridir. Unutmamak lazımdır ki, Hz. Peygamber kibirliler cennete giremez buyurdu.


E. DEMİRLİ DANIŞMANLIĞINDA HAZIRLANMIŞTIR