Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin iyi niyet elçisi olan Jolie, beraber yaşadığı aktör Brad Pitt ile birlikte 5 Nisanda Bosna-Hersek'e gelerek, Bosnalı yönetmen Aida Begiç'in savaş yıllarında kaybolan eşlerini bekleyen kadınların hikayesini anlattığı "Kar" filminin çekimlerinin de yapıldığı Gorajde ve Vişegrad kentlerindeki mülteci kamplarını ziyaret etmişti. Bu ziyaretin, daha sonra Jolie'nin, Bosna-Hersek'te 1992-1995 yıllarındaki savaşta toplama kampına düşen Boşnak kızla onu kurtarmaya çalışan bir Sırp genci arasında geçen aşk öyküsünün anlatıldığı filmin hazırlıkları kapsamında olduğu açıklanmıştı.
Film çekimleriyle ilgili olarak daha önce Sırbistan'daki özel televizyon kanalı Pink TV'nin sahibi Jelyko Mitroviç'le anlaşan Jolie, Mitroviç'in projeden vazgeçmesine rağmen film çalışmasına ara vermemişti.
Budapeşte'deki bir film stüdyosunda 29 Eylülde çekimlerine başlanan ve Jolie'nin ilk yönetmenlik denemesi olan, yaklaşık 12,5 milyon avroya mal olacak filmde, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'dan çok sayıda ünlü oyuncu rol alıyor. Boşnak kızla Sırp genci arasındaki aşkı beyaz perdeye, Bosna-Hersekli Zana Maryanoviç ile Sırbistan'ın genç yeteneklerinden Nikola Curiçko aktarmaya çalışıyor.
Macaristan'daki çekimlerin ardından kasım ayında Saraybosna ve Zenica kentlerinde devam edilmesi planlanan filmin Bosna-Hersek'teki çekimlerinin izni, Federasyon Başbakan Yardımcısı ve Federasyon Kültür Bakanı Gavrilo Grahovats tarafından iptal edildi.
"TECAVÜZ MAĞDURU KADINLAR DERNEĞİ"NİN ŞİKAYETİ ETKİLİ OLDU
Bosna Hersek genelinde faaliyet gösteren, savaş sırasında tecavüze uğramış Boşnak, Hırvat ve Sırp 1800 kadının üye olduğu Tecavüze Uğramış Savaş Mağduru Kadınlar Derneği başkanlığını yürüten Bakira Haseçiç, kamuoyunda bir süredir senaryosuyla ilgili çeşitli söylentiler bulunan filmin içeriğini öğrenmek için Federasyon Kültür Bakanlığına müracaatta bulundu.
Yapılan incelemede filmin senaryosuyla ilgili detaylı bilgi bulunamadı ve bazı evrakın eksik olduğu tespit edildi. Bunun üzerine bakanlık, filmin Bosna-Hersek'in Saraybosna ve Zenica kentlerinde kasım ayında yapılması planlanan çekim izinlerini iptal etti.
Bakanlık, yaptığı açıklamada, film ekibinin, gerekli belge ve senaryoyu kendilerine teslim ederek, yeniden çekim izni için müracaat edebileceklerini kaydetti.
"YAŞADIKLARIMIZIN YANLIŞ AKTARILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Bosna-Hersek'in Vişegrad kentinde 1992 yılında liseye giden kızıyla birlikte tecavüze uğrayan ve bunun üzerine kurduğu dernekle 25 bine yakın tecavüz mağduru kadının ifadesini toplayarak Lahey'deki mahkemeye sunmayı başaran Bakira Haseçiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 3-4 aydır filmin senaryosuyla ilgili çeşitli söylentiler duyduklarını ve konuyu basından takip ettiklerini belirtti.
Senaryoda, "Tecavüzcüsüne aşık olan bir Boşnak kadının hikayesinin anlatıldığı" yönünde kendilerine bilgi geldiğini ifade eden Haseçiç, bunun üzerine senaryoyu öğrenmek için Kültür Bakanlığına müracaatta bulunduklarını kaydetti.
Haseçiç, senaryonun belgeler arasında bulunmadığını öğrendiklerini belirterek, "Sadece üç cümlede filmin konusunun anlatıldığı bir evrak vardı. Orada hikayenin 'Boşnak genç kız Leyla ve eski Yugoslavya ordusu komutanı olan babası tarafından bir toplama kampının başına getirilen Çetnik gencin yaşadıkları' üzerinde oluşacağı belirtiliyordu. Bu da elbette bizim için yeterli değil" dedi.
Bu filmin duydukları senaryo şekliyle çekilmemesi için mücadele verdiklerini anlatan Haseçiç şunları söyledi:
"Biz sistematik tecavüzlerin kurbanları olduk. Böyle bir film, bizi tekrar savaş yıllarına geri götürecek ve en derin yaralarımızdan tekrar kan akıtacak. Bu mücadele dönemimizde BM ile görüşme yaptık, onlardan filmin senaryosunu istedik. Elimize hala bir şey geçmedi. Onlar Angelina Jolie ile bire bir görüşmemizi önerdi, kendisi filmin çekimine başlamadan önce bizimle görüşmeliydi, Bosna savaşı yıllarında Boşnak kadınlarının yaşadıklarını bizden duymalıydı, ama bunu yapmadı."
Bakira Haseçiç, savaş yıllarının, soykırımın yanlış bir şekilde anlatılmasına izin vermeyeceklerini vurgulayarak, "Savaş kamplarında bulunan, tecavüz kurbanları kadınlar olarak, yaşadıklarımızın yanlış aktarılmasına izin vermeyeceğiz ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Buna herkes tepki göstermeli, bize tecavüz edilirken Sırplar hep, 'Siz Türkler, artık Türk çocuklarını değil de Çetnikleri dünyaya getireceksiniz' diyordu. Bir soykırımın en ağır şekli de yaşadığımız tecavüzlerdir" ifadesini kullandı.
Haseçiç, Lahey'de eski Yugoslavya için kurulan mahkemede 2001 yılında tanık olarak dinlendiği sırada giydiği tişörtteki, "Tek suçumuz Müslüman olmaktı" yazısıyla bütün dünya medyasının dikkatini çekmişti.
