Katil sudoku bulmacalar

Nurdan Beşergil'i biz aslında öyküleriyle tanıyoruz. Beşergil ilk romanında merkezine 'sudoku' bulmacalarını alan polisiye bir öyküyü, mizahi bir üslupta anlatıyor. Yazarın içine aşk da kattığı bu sürükleyici romanı ELİF TANRIYAR inceledi ve yazdı

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Katil sudoku bulmacalar
Agatha Christie'nin polisiyelerinden bu yana çok sular aktı. Artık polisiyelerde yeni trend, yalnızca katilin kimliğini merak ettirmek değil, bir yandan da yeni tip, alışılmışın dışında dedektifler yaratmak, bu arada toplumsal trendlerden de bol bol beslenmek... Nurdan Beşergil'in, Can Yayınları'ndan çıkan Bana Baktığın Gibi Bakma adlı polisiye romanı, tam da bu anlattığımız yeni türe iyi bir örnek. Beşergil'i biz aslında öyküleriyle tanıyoruz. Bu, ilk romanında yazar, merkezine 'sudoku' bulmacalarını alan bir öykü anlatıyor. "Sudoku ve polisiye ne alaka?" diyeceksiniz şimdi.

Oysa sudoku ve polisiye kavramlarını yan yana getiren ilk yazar Beşergil değil. Shelley Freydont (Sudoku Cinayeti, Doğan Kitap), Kaye Morgan (Death by Sudoku) ve Parnell Hall (Puzzle Lady vs. Sudoku Lady) gibi yazarlar da daha önceleri sudoku bulmacaları etrafında gelişen cinayetlerden bahseden polisiyeler yazmışlardı. Ancak Beşergil'in romanı olan Bana Bakatığın Gibi Bakma'nın farkı, hikâyede sudoku bulmacalarının bizzat katil rolüne bürünüyor olmaları. Bir başka deyişle çözmeye kalkanı öldüren, büyülü bulmacalar bunlar! Büyülü sözcüğünü ise lafın gelişi kullanmadım, bu bulmacalar gerçekten de büyülü! Hikâye iyice karıştı değil mi? En iyisi her şeyi baştan anlatmak...

ZEKİ VE NÜKTEDAN BİR EV KIZI

Hikâyemizin başında sudoku uzmanı olan genç bir kadınla tanışıyoruz. Kahramanımız anne ve babasıyla yaşayan, yaşı belirtilmese de 30'larının sonlarında olduğunu tahmin ettiğimiz, ev işlerine son derece meraklı, mutfak konusuna ise özel bir ilgi besleyen, nevi şahsına münhasır, son derece zeki, hazırcevap ve nüktedan bir ev kızıdır. Zekidir zeki olmasına ama herhangi bir işte çalışmamaktadır. Onun bütün uzmanlığı çözülmesi imkansıza yakın sudoku bulmacaları çözmek ve girdiği hemen her yarışmada birinciliği kazanmaktır. Hazırladığı özel bilgisayar programı aracılığıyla kendi bulmacalarını da el değmeden kendisi hazırlamaktadır. Bu arada şehirde bir süredir esrarengiz cinayetlerin sürmekte olduğunu öğreniriz.

Bu cinayetlerin ortak noktası ise tüm maktullerin ölmeden önce sudoku bulmacası çözüyor olmalarıdır. İşte bu ortamda kahramanımız ve anlatıcımız olan genç kadın, polis soruşturmasına uzman olarak dahil olmuştur. Bu arada soruşturmanın başındaki komiser Ahmet ile de aralarında bir şeyler başlamıştır. Hikaye ilerledikçe ilk şüpheli olan sudoku hazırlayıcısı ve aynı zamanda çok zengin bir mimar olan Cengiz'le tanışırız. Kahramanımız ve komiserin Cengiz'in evinde bir gece yaptıkları gizli araştırma, karşılarına belli ki büyü yapımında kullanılan bir takım antika kitaplar ve katil sudoku bulmacaları hazırlayan bir bilgisayar çıkarır. Bu kitapların araştırması esnasında ise ekibe kahramanımızın eski sevgilisi, dil uzmanı Timur da dahil olur. Ancak deneyler esnasında Timur bir talihsizlik sonucu istem dışı gıdaklamaya (!) başlar.

BÜYÜCÜLER TOPLULUĞU DAVAR

Bu yaşanan tuhaflık ne yazık ki son olmayacaktır. Araştırma sürerken, katil bulmacaları gazetelere yolladığını tespit ettikleri, son derece saygın bir matematik profesörü olan Doğan Bey'i de keşfederler. Derken Cengiz ile profesörün eskiden tanıştıkları, profesörün Cengiz'in okuldaki hocası olduğu çıkar ortaya. İkisiyle birlikte aynı fotoğrafta gördükleri esrarengiz bir genç kadınla tanışmaları ise hem çözüme giden yoldaki eksik parçaları toparlamaları hem de belki hayatlarını kurtaracak olan sıkı bir dostluğun kurulmasına yol açacaktır. Bundan sonra olaylar hızlanır. İşe birbirleriyle bilgisayar üzerinden bağ kuran uluslararası bir büyücüler topluluğu dahil olur. Bir taraftan ürkütücü profesör Doğan Bey ve tekinsiz Cengiz'in başlarına açacakları felaketlerden korunmaya çalışıp, bu gizemli olayı çözmek için uğraşırken, diğer yandan da kahramanımız ve komiser aşklarını her geçen gün birbirlerine biraz daha yaklaşarak yaşamaya başlarlar. Bana Baktığın Gibi Bakma, hem gerilimini hem de orijinalliğini zıtlık üstüne kuran bir hikâye.

Sudoku yani matematik ve dedektiflik gibi, pozitif ilimler ve saf mantık üstüne kurulan kavramlar ile büyücülük, ezoterizm gibi tamamen zıt kavramları aynı potada eritmeye ve bunu yaparken de aralarında belli bir ilişki mantığı kurmaya çalışıyor. Bunu da romanda şu satırlarda anlatmaya çalışıyor: "Sudoku cinayetleriyle ilgili her şey saçma ve tutarlıydı. Böyle bir ifadenin kavramsal olarak olanaksız olduğu ileri sürülebilirdi, ama görüyorduk ki uygulamada gayet olanaklıydı." Evet, anlatılan da tam böyle bir hikaye işte, son derece saçma ancak gelin görün ki okurken her şey çok mantıklıymış gibi geliyor. Sonra ara sıra silkinip, "Yok canım bu kadar da olmaz ki bir gıdaklama eksikti, bu uluslararası büyücüler de nereden çıktı şimdi!" diye çığlıklar atabiliyorsunuz ama yine de her satırda biraz daha meraklanıp, son sayfaya dek kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.

Bunda kuşkusuz öyküleriyle tanıdığımız Nurdan Beşergil'in ustalığının payı büyük. Küçük küçük detaylarla öylesine bir dünya kuruyor ki, siz de orada kahramanlarla birlikte gizem peşinde koşmak istiyorsunuz. Bu dünya hem evinizin mutfağı kadar tanıdık hem de Indiana Jones'un dünyası kadar egzotik de üstelik! Öte yandan hazır cevap, son derece zeki ve bir o kadar da komik, bu arada neredeyse her satırda başka bir şeyi iştahla yutacak denli obur kahramanımız da bu tür romanlarda görmeye hiç alışkın olmadığımız bir egzotik kuş edasıyla dolanıp dururken, kalbimizi çalmayı da ihmal etmiyor. Yakışıklı komiser Ahmet'le aralarındaki romantik ilişki ve yazarın bu ilişkiyi anlatırken kullandığı şiirsel dil ise bu romanı sevmemizin bir diğer can alıcı nedeni oluyor. Uzun lafın kısası, merkezde yer alan suçtan da, katilin kimliğinden de öte Bana Baktığın Gibi Bakma; kahramanımızla komiser arasındaki aşk ilişkisi, mizahi yanı, sürükleyici üslubu ve yazarın öykücülüğünden gelen son derece canlı, detaylı anlatımıyla dikkat çekiyor.

Bana Baktığın Gibi Bakma Nurdan Beşergil Can Yayınları 339 s., 21 TL