MANŞET SÖZLER!
O günlerde Muhsin Yazıcıoğlu, dışarıdaki arkadaşlarına Cumhuriyet Gazetesi aracılığı ile haber gönderiyordu. Cumhuriyet, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'ndaki bütün gelişmeleri neredeyse kelimesi kelimesine yayınlıyordu. Yazıcıoğlu da bu durumdan yararlanıyordu. Mahkeme Heyeti'nden söz isteyip konuşuyor, sözleri de ertesi gün gazetede yayınlanıp, hedefe ulaşıyordu. Yazıcıoğlu, o gün de ayağa kalkıp söz istedi. Mealen şu sözleri söyledi: "Bugün bizi buraya sokan, zulme ve işkenceye maruz bırakan, yargılayan irade, dışarıda da arkadaşlarımızın milli duygularını istismar ederek onları kullanmak istiyor. Ülkücü Hareket bu oyuna gelmemelidir." Sözleri, ertesi gün Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı. Mesajı, Abdullah Çatlı'ya ulaştı. Ancak, pek de etkili olmadı. Çatlı, Yazıcıoğlu'ndan gelen bu cevaba rağmen, yurt dışında ASALA'ya yönelik çeşitli eylemlere girişti. Yazıcıoğlu ve Çatlı eski arkadaşlardı. Yolları ayrılmıştı, anlayış farklılıkları vardı, ancak her şeye rağmen dostlukları devam ediyordu. Yazıcıoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra da irtibatları sürdü. Abdullah Çatlı, bir gün Muhsin Yazıcıoğlu'na "Böyle gitmiyor" dedi: - İsterlerse benimle ilgili problemleri çözerler. Yasal bir takım düzenlemeler yapılabilir. Ben de normal bir hayat yaşamak istiyorum. Yazıcıoğlu, arkadaşının bu isteğini devletin tepe noktasındaki bir - iki isme iletti. Aldığı cevap ilginçti: - Dilediği gibi dolaşıp, istediği gibi hareket edemiyor mu? Sıkıntısı ne? Ona karışan ve kendisini rahatsız eden mi var? Şimdi yasal düzenlemelere gidip ortalığı karıştırmanın anlamı yok. Bu görüşmenin ardından Yazıcıoğlu çevresindekilere şu yorumu yaptı: - Çatlı'nın durumunu yasal olarak çözmek istemiyorlar. Çünkü, o zaman diledikleri gibi kullanamayacaklar! Yazıcıoğlu, yolları ayrılmasına rağmen Çatlı ile dostluğunu hiç bir zaman inkar etmedi. Kendisine her sorulduğunda "Evet, Çatlı benim arkadaşım ve dostumdu" dedi. Çatlı ile ilişkileri bulunan, O'nu kullanan ve Yazıcıoğlu'nun talebine "Ne gereği var şimdi bunun" cevabını verenler ise, bugün Çatlı'yı hiç tanımadıklarını söylüyorlar!