"EMNİYETE GİTMEK İÇİN EVDEN KAÇMIŞ"
Savunmasın kendisine yöneltilen suçlamalara gülerek yanıt veren Oktar Oktar, iddianamede yer alan "örgüt üyelerinin yasa dışı silahlandırılması" iddialarıyla ilgili, "Silah almak için arkadaşımız müracaat ediyor. Devlet gidiyor, organizeye soruyor. 'Bu kişi illegal bir örgüte üye mi?' diye bakıyorlar. Silahım yok. Genel kültürüm çok yüksek. Hukuk bilgim, tıp bilgim, coğrafya bilgim var." dedi.
Polisin baskın yapacağını öğrenmesiyle ilgili olarak ise Oktar, arkadaşlarından telefon geldiğini, bu durum üzerine kendisinin "Önden gidelim, basına haber verelim." dediğini ve Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne giderken, yolda birçok kişinin kendisine selam verdiğini, yolda polisin çevirdiğini ve kendisinin de gittiğini öne sürdü.
ÇAPRAZ SORGU
Sanık Oktar, savunmasını tamamladıktan sonra çapraz sorgusuna geçildi.
Bir müşteki avukatının "Mehdi misiniz ya da bu yönde bir iddianız var mı?" sorusuna sanık Oktar, "Yaklaşık 150-200 kere böyle bir iddiam olmadığını söyledim. Bunu yaptığında küfre gitmiş oluyor insan. Bunu söyleyen insan dinden çıkar. Hiçbir şekilde böyle bir iddiam yok. Ömür boyu da böyle bir şey olmadığım konusunda Allah'a yemin ettim." yanıtını verdi.
"MÜŞTEKİLER VE İTFİRACILARI DA ÇOK SEVİYOR"
Oktar, müşteki avukatının, "Örgüt üyelerine namazın 5 vakit değil, 2 vakit olduğu konusunda telkinde bulundunuz mu?" sorusu üzerine, "Namaz 5 vakittir. Kur'an ayetlerinde de açıktır. Bunu 2'ye, 3'e indirmek gibi bir iddiam olmaz." dedi.
Müşteki avukatının, "Örgütten ayrılan üyelerle ilgili karalama faaliyetleri yapıyor musunuz?" şeklindeki sorusunu sanık Oktar, "Hayır, benim ayrılan arkadaşlarım nur gibi Müslümanlardır. Müştekileri de itirafçıları da çok seviyorum. İngiliz derin devleti, 'böl, parçala' mantığıyla yapıyor. Ben onları her zaman korur kollarım, cennette buluşacağız." diye yanıtladı.
"TEK KURUŞLUK BİRİKİMİM YOK"
Avukatın "Örgüt üyelerinin mallarını tüketene kadar kullandınız mı?" sorusuna Oktar, "Mal biriktirmek İslam'da haramdır. Peygamberimiz bütün malını harcamıştır. Müslümanlıkta zenginlik yoktur. Ben 65 yaşındayım, tek bir malım, mülküm, param hiçbir şeyim yok. Tek kuruşluk birikimim yok." cevabını verdi.
Tutuklu sanık Adnan Oktar'a daha sonra bazı mağdurların avukatları sorular yöneltti.
Sanık Oktar, bir mağdur avukatının "Eviniz nerede?" sorusu üzerine "Güvenlik nedeniyle söylemiyorum." deyince, avukat bu kez "30 yıldır misafir olarak kaldığınızı söylediğiniz ev kime ait?" sorusunu yöneltti. Oktar da bu evin "Tülin" adlı kişi ve eşine ait olduğunu, güvenlik nedeniyle bu ev de dahil farklı yerlerde kaldığını söyledi.
"TALİMAT VERMEKLE UĞRAŞAMAM"
Mağdur avukatının, Adnan Oktar ve farklı kişilerle evli kadınların aynı evde kaldıklarının tespit edildiğini belirterek, "(Evli insanların kocalarıyla aynı evde olmaları gerek.) diyor, evlilere çocuk yapmamaları için talimat veriyor muydunuz?" sorusunu sordu.
Sanık Adnan Oktar, arkadaşlarının evliliklerini Allah rızası için yaptığını iddia ederek, "Kadın, eşine zamk gibi yapışıp gezecek diye bir şey yok. Evli olan da geliyordu, bekar olan da. Evli olmak ona ayrı bir hukuk getirmez. 'Evliymiş bir daha gelmesin.' demeyiz. Ayrıca kimseye talimat vermekle uğraşacak durumum yok. Kendi kanaatleriyle çocuk yapmıyorlar. Çocukları kaçırıyorlar, ırzına geçiyorlar. Bundan çekindikleri için yapmıyorlar." diye konuştu.
"ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARINA MÜDAHİLLİK TALEBİNİ HATIRLAMIYOR"
Bir başka müşteki avukatı, Ergenekon ve Balyoz davalarını takip ettiğini, o dönemde Adnan Oktar grubunun her celse bu davalara müdahil olmak için dilekçe verdiklerini anlatarak, ifadesinde FETÖ ile mücadele ettiğini savunan Oktar'a, "Neden bu davalara müdahillik talebinde bulundunuz?" sorusunu sordu. Oktar da "Ben mi müdahil olmuşum? Benim haberim yok." dedi.
"AYLIK GELİRİ 3 BİN LİRA"
Bir müşteki avukatı, "Mal beyanınızda aylık gelirinizin 3 bin lira olduğunu söylediniz. Sanık arkadaşlarınız da bu şekilde beyan etti. Yaşadığınız lüks hayatı, A9 televizyonunun uydu kiralarını nasıl karşılıyordunuz?" sorusunu sordu.
Sanık Adnan Oktar da mal varlığı olmadığını öne sürerek, Müslümanlıkta velayet sistemi olduğunu söyledi.
"OYNAMAKTAN ÇOK RAHATSIZIM"
Cumhuriyet savcısı, "Size mehdi olup olmadığınızla ilgili sorular yöneltildi. Cevapladınız. A9 kanalında 'Mehdi zaten mehdi olduğunu söylemez.' diyorsunuz ama yayınlarınızda kendinizin mehdi olduğunu ima ediyorsunuz. Örgüt evlerinde, örgüt üyelerinin el yazılarıyla yazılmış, karıncalarla konuştuğunuz, hava olaylarını değiştirebildiğinizle ilgili notlar ele geçirildi. Savunmanızda da tutuklandıktan sonra doların arttığını söylediniz. Bunları örgütü diri tutmak için mi söylüyorsunuz?" diye sordu.
Sanık Adnan Oktar, "Ben burada dürüst davranıyorum. Seyyidim, Peygamberin soyundan olduğum için bu normal. Bu benzerlik belki 100 insanda çıkabilir. Mehdi olsam sarık cübbeyle çıkardım. Eğlenen insanların da dekolteli hanımların da Müslüman olacağını göstermek istiyordum. Yoksa ben oynamaktan çok rahatsızım. Bazı gelenekçi Müslüman kardeşlerim bunu yanlış anladı." dedi.
"HİYERARŞİK YAPIYA İHTİYACI OKMUŞ!"
Örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı kabul ediyor musunuz?" sorusuna Oktar, "Benim hiyerarşik yapıya ihtiyacım yok." diye yanıtladı.
Sanık Adnan Oktar, 1999 yılında kendilerine yönelik operasyondan sonra örgüt içi haberleşmede tedbir alıp almadıkları sorusuna, "Ben bir yere gideceğim zaman haber vermiyordum. Nereye gittiğimi can güvenliğim açısından söylemiyordum. Yoksa neyi gizleyeceğiz? Devlet benim, millet benim, bayrak benim." dedi.
Savcının "Sizinle ilgilenen, hizmet eden, koruyan kişilerin maaşını nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu sanık Oktar, "Velayet sistemi var. Allah rızası için yapıyorlar, ben Allah rızası için yaşamayan bir insanla yaşayamam." diye cevapladı.