Takdirname

Altısı okula giden yedi kardeşler Adana'da bir çadırda kalıyorlar. Elektrik ve suları yok. Doğalgaz, telefon, bilgisayar ve televizyonlardan habersizler. Her birinin sadece tek kalemi var. Yokluk içinde ders çalıştılar ve takdir aldılar

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 13 Haziran 2012 Güncelleme 13 Haziran 2012, 09:31
Takdirname

İÇİNDEKİLER

Abdullah ve Zeliha Urcan, Adana'da mevsimlik işçi olarak çalışırken yedi çocuklarıyla beraber küçücük bir çadırda yaşıyor. Diyarbakır'dan gelip altı ay boyunca Yüreğir'deki seralarda çalışarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Ama elektrikleri, suları yok. Yere serdikleri kilimleri, yemek ısıttıkları tüpleri, o kadar... Anne ve babaları bu sıkıntılar içindeyken çocukların durumu da hiç farklı değil. Ama onlar zorluklarla yaşamayı bu yaşlarında öğrenmişler bile. Şehriban, Beritan, Rojin, Ümran, Zilan ve Ramazan'ın sadece birer kalemi var. Güç bela edindikleri defterlerinin başına her akşam üşüşüyorlar. Bir mum ışığı altında altısı birden ödevlerini yapıyor ve okumaktan hiç vazgeçmiyorlar. Ve karne zamanı geliyor. Altı kardeş birden çadırlarına takdirname ile dönüyor. Üstelik karnelerinin köşesinde birer öğretmen notu: "Dağlarda karların içinde yetişen ve tüm zorluklara rağmen yine de açmayı başaran bir çiçek vardır bilir misin? O çiçek kardelen çiçeğidir. Sen de sınıfımızın kardelenisin.. Bu başarınla seni ve aileni tebrik ederim, gözlerinden öperim. İyi tatiller kardelenim..."

HEPSİ BİRER KARDELEN
Tatili en çok onlar hak ediyor ama sırada ailelerinin yanında seralarda çalışmak var. Dertleri ise bir karne hediyesi bile değil. Yaşıtları gibi cep telefonları, bilgisayarlar, televizyonlar, süslü kıyafetler hevesinde değiller. Yaşamak için biraz kolaylık yeter. Öyle söylüyorlar... Çadırlarında elektrik ve su olsa mesela ne kadar daha kolay olacak hayatları.