Soya mucizesi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 22 Ocak 2011 Güncelleme 22 Ocak 2011, 00:00
Soya mucizesi

İÇİNDEKİLER

Doğu Asya kökenli bu bakliyatın tıp dünyasında yüzlerce araştırmaya ilham kaynağı olmasının sebebi Asya'lı kadınlarda meme ve yumurtalık tümörlerinin az görülmesinin dikkat çekmesi oldu. Amerika'da yaşayan Asya kökenli kadınlarda ise bu oran Amerika'lı kadınlarla aynıydı. Bu durum, bilim dünyasında, beslenme gibi çevresel faktörlere yoğunlaşılmasına sebep oldu ve sonuç olarak Asya'lı hanımların çok soya ürünü tüketmesine bağlandı daha az meme kanseri olmaları. Soya ile Avrupa 18. Yüzyılın başlarında tanıştı, Amerika ise 1765'te.

TAM PROTEİN KAYNAĞI
Fasulyeyle aynı familyadan olan soyanın en dikkat çekici özelliği yüksek protein oranı, tanelerin tüm ağırlığının %40'ı proteinden oluşuyor. Bu oran, bir bitki için oldukça fazla. Üstelik içerdiği protein 'tam protein', yani vücudun yapamadığı, dışardan alması zorunlu olan protein yapıtaşlarının hepsini birden içeriyor. Yani bir protein kaynağında, proteinin miktarından çok 'kalitesi' de önemli, biz bu tip protein yapıtaşlarına 'esansiyel amino asitler' diyoruz ve bunların düzenli olarak eksiksiz alınması bağışıklık sisteminin sağlığı için çok önemli, güçlü bir bağışıklık sisteminin de genetik olmayan tüm tümörlere karşı koruyucu olduğu bugün tüm dünya tıbbı tarafından kabul edilen bir bilimsel gerçek.

MENOPOZA DESTEK
Soyayı fasulye gibi pişirebilirsiniz. Sosunu kullanabilirsiniz ette, tavuk ve balıkta... Soya sütü ve tofularını da tüketebilirsiniz. Özellikle menapoza girmiş veya girmekte olan hanımlara şiddetle tavsiye ediyorum bu ürünleri... Ateş basması, terleme, depresyon gibi menapoz şikayetlerini ortadan kaldırmakta... Meme ve yumurtalık tümörlerine karşı da koruyucu.

KANSERDEN KORUYOR TÜMÖRÜ GERİLETİYOR
Soyanın kanserden koruyucu özelliği bağışıklık sistemine yaptığı bu destek ile sınırlı değil. Bu fasulyenin içeriğinde 'genistein' ve 'daidzein' adlı iki adet izoflavonun fitoöstrojen etkisi oldukça kuvvetli. 'Genistein' hakkında çok farklı çalışmalar da var... Bu maddenin hücre düzeyinde yeni damar oluşumunu engellediğini gösteriyor bu da tümör büyümesini engelleme açısından çok kıymetli çünkü tümörler büyürken kendilerini besleyecek yeni damarlar oluşturmak zorundalar. Birkaç çalışma da genistein'in, anormal hücre bölünmesini yani üremesini engellediğini gösteriyor. Bunlar çok önemli çalışmalar ancak soyanın tek başına kanseri önleyebileceği veya tedavi edebileceğini düşünmemizi sağlayacak kadar yeterli değiller. Bize düşen, bu güzel nimetten, düzenli olarak yeterince faydalanmak ve her şeyde olduğu gibi aşırıya kaçmamak çünkü aşırı tüketimin de vücutta fazla östrojen etkisine bağlı zararlı etkiler gösterebileceğine dair veriler de var. Uzun sözün özü, azı karar, fazlası zarar soyanın da birçok şeyde olduğu gibi.