Bünyede bulundurmaya üşenilmemesi gereken insani nitelik. Sayesinde bir anda yepyeni kararlar verilebilir, yeni fikirler bulunabilir. Yapılması gereken bir şeye üşenilip de yerini tutacak bir seçenek arattığı için kontrol mekanizmasını diri tutar. Kan yapar. Bekir yapar.
Basur yapmaz ama.
Kısa sürede tüm bünyeyi ele geçiren, hızla haftalara/aylara yayılan gevşeklik hadisesi... Psikolojik/fizyolojik aynı anda olursa kelimelere sığmaz. Ama bazen iyi gelir, arada bünyeyi salmalı/bırakmalı ki, sonradan toparlanabilsin. Ya da bırakmalı dağınık kalsın...
Şimdiye kadar edilen icatların yüzde çoğu (üşendim hesaplayamadım ama öyle) üşengeçlik veya bu özelliği körükleyici amaçla yapılmıştır. Üşengeçlik, tembellikle çalışkanlık arasında, tembelliğe yakın kolaya kaçmak olarak tanımlayabileceğimiz noktada durur. Eski dostları aramanızı engeller, bir nevi arkadaş katilidir. Öte yandan bir hiddetle düşünmeden bir şey yapamayacak kadar hımbıl olmanıza yol açar ki bu da iyi bir etkisidir.
Bir arkadaş uzaktan kumanda üzerindeki kapatma düğmesi çalışmayan televizyonu kapatmak ister ama bilgisayar başında oturduğu yerden kalkmaya da üşenir. Ve zekasının sınırlarını zorlayarak, kumanda vasıtasıyla televizyonu kendi kendine kapatan saati açıp, minimumu olan 10 dakikaya kurar. İşte üşengeçlik böyle bir şey. Televizyonu ya da ışığı kapatmaya mecali olmayan bünyenin "elektrikler gitsin de kendiliğinden kapansın" diye dua ederek yaşamını devam ettirme biçimi..
Sevgilinin sahip olması halinde bir süre sonra dayanılmaz olabilen durum. Sevgilinin üstünü giymeye bile üşenmesi güzelim havalarda evde oturmayı, böylece de dırdır olayının ortaya çıkmasını sağlar. Üşengeçlik kavga getirir.
ÜŞENMEYE ÜŞENENLER
Bazen öyle olur ki tuvalete gitmeye bile üşenir insan. Biraz daha tutayım... Hele bir de mevsim kışsa.
Bu konuda bazı kız arkadaşlarım var.
Ama çok afedersiniz çişini saatlerce tutabiliyorlar. Sonra unutuyorlar belli bir süre sonra çişlerinin geldiğini. Sıkıştığı halde tuvalete gitmeyenler, gecenin orta yerinde patlayacak gibi bir mesaneyle uyanırlar.
Biz erkek milletinin en çok yaptığı eylemdir şimdi analatacağım... Kendi çay bardağı doluyken, etraftakilerden birinin bitmiş çay bardağıyla ocaktaki çaydanlığa yöneldiğini görünce sıcak çayı bir dikişte bitirmek ve üşenmeyen arkadaşa uzatmak.
Ocak ve masa arası 2 adım + bir doğrulmadan ibarettir. Mide kavrulmuştur.
Ama değmiştir.
Mesela sadece pijamalarını giymeye üşendiğin için uykudan başın düşe düşe iki saat kırk beş dakika yatağın üstünde öylece oturmaktır. Bir sonraki aşama için uyumaya üşenmek gelir.
Bazıları için bir yaşam tarzı, bazıları için ise içinde bulunulan ruh hali (depresif haller) ile bağlantılı olarak geçici bir dönem süregelebilen bir davranış.
Zamanı ve hayatı harcama yollarından biri. İyi bir yol değil elbet ama yine de bir seçenek olarak görülür de işaretlenir.
* * *
FİLMLERDEKİ KOMİK DİYALOG
-Alo, kimsiniz?
-Ben Kemal. Geliyorum.
-Dııııt dııııt dııııt...
-Aloo, alooo !!! Çabuk hazırlanın Kemal geliyor... -Nalan Nalan, ama ben seni seviyorum...
-Nayır Murat, ben başkasını seviyorum... Soru: Vizontele nedir?
-Vizontele radyonun resimlisidir, hani Zeki Müren şarkı söylüyor ya, onu hem dinleyip hem de göreceksiniz.
-Peki Zeki Müren de bizi görecek mi? Gözleri görme yetisini kaybetmiş olan Cüneyt Arkın, trafiğin yoğun olduğu bir caddede karşıdan karşıya geçmeye çalışmaktadır, bir anda klasik Türk filmlerindeki fren sesi duyulur ve akabinde şu diyalog gerçekleşir:
Bir kamyon şöförü: "Kör müsün be adam?
Önüne baksana!!"
Cüneyt arkın: "Nevet amayım" Şener Şen kahvehanede jilet tanıtır:
-Dünyanın tüm meşhurları bununla traş oluyor:
İngiltere kralı, rahmetli başkan Kennedy, taçsız kral Pele, Backanbauer, kaleci Myer, Nadia Comaneci, Brigitte Bardot, Fenerbahçeli Cemil! -Ben kadir!
-Hangi Kadir?
-Deli Kadir ulaaaaaaaaaaannnn!
* * *
BİR FIKRA
Temel, Nuh diyor peygamber demiyordu:
- Okuyup da ne olacak benum oğlan?
Ha bu dükkanda duracağuna göre, okuma yazmanın heç gerekliliğu yoktur.
Bir, iki, üç diye saysa yeter daa.
Komşuları ısrar edip duruyorlardı:
-Olur mu canum, diyelim ki onu dükkanda birakup kahveye gittun.
Dükkana da dört adam geldu. Üçten fazla sayamazsa gelup sana ne diyecek?
-Uyy, bu da mesele midur da, gelur baba üç kişi geldu yanlarunda bir herif daha var, der.
LÜTFİ ALBAYRAK