Darbehane

Avukat Hüdaverdi Yıldırım, paralel yapı hakkında suç duyurusunda bulundu. Fethullah Gülen ile cemaate bağlı hakim, savcı ve kolluk görevlileri hakkında "örgüt kurma, örgütlü darbe teşebbüsü" iddiasıyla yapılan suç duyurusu işleme kondu. İddiaları soruşturması için savcı Erhan Gülcan görevlendirildi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 27 Şubat 2014 Güncelleme 27 Şubat 2014, 02:19
Darbehane

İÇİNDEKİLER

Paralel devlete ilk dava açıldı. 17 ve 25 Aralık Operasyonları ile darbe girişiminde bulundukları iddia edilen Gülen Cemaati'ne mensup hakim, savcı ve kolluk görevlilerinin yanı sıra cemaat hakkında lider Fethullah Gülen de dahil olmak üzere geniş bir kapsamda yapılan suç duyurusu avukat Hüdaverdi Yıldırım tarafından hazırlandı. Avukat Yıldırım'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği 6 sayfalık dilekçede, Gülen'in mütevazi bir hoca, hocaefendi kisvesiyle Allah, peygamber ve Kur'an diye yola çıkarak Türkiye'de sempatizan edindiği anlatıldı.

HALKI SUİSTİMAL ETTİLER
Sempatizanları artan cemaatin ekonomik, siyasi ve toplumsal baskı gücünün de arttığı kaydedildi. Gülen'in gizli ve açık talimatları ile cemaatin eğitim, yargı ve emniyet teşkilatlarında kadrolaştığı ve bu kadroların yasadan kaynaklanan yetkilerini devlet, millet menfaati yerine cemaatin hedefleri doğrultusunda kullandığı ifade edildi. 17 Aralık Operasyonu'nda da mesleki sıfatını siyasi şantaj malzemesi haline getiren bazı savcıların, mensubu oldukları Gülen cemaatinin lehine savcılık yaptığı öne sürüldü. 17 Aralık Operasyonu'nun hükümeti iktidardan uzaklaştırma hamlesi olduğu belirtilerek, operasyonlarda milli ekonomik sırlar ile MİT'in devlet sırrı niteliğindeki faaliyetlerinin ifşa edildiği, hukuka aykırı teknik takip yapılarak basına servis yapıldığı anlatıldı. Dilekçede, "Yaşanan süreç, hedefin ne pahasına olursa olsun meşru hükümeti yıkmak olduğunu bizlere göstermiştir. Kanunsuz dinlemeler, değiştirilen tapeler ve montaj kasetlerle oluşturulan yüksek bütçeli 17 Aralık prodüksiyonunda, ilgili savcıların avcı ve atıcı rolü, kaos senaryosunun hocalar ve localar tarafından kaleme alındığının en büyük delilidir. Yargıyı tek ve tekel güç olarak mensubu olduğu cemaatin emrine veren bu zihniyet, Cumhuriyet rejimini, Gülen'in rejimi haline getirmeye azmetmiş oligarşik tabanlı bir anlayıştır" denildi.

DARBE TEŞEBBÜSÜ
Dilekçede, "Bir Müslüman olarak dinin kamil hüvviyetine 'diyalog' herzesi ile saldıran Fethullah Gülen ve avanesinin hak ettiği cezaya çarptırılmasını talep ediyoruz" denildi. Gülen ve cemaate bağlı yargı mensubu ile kolluk güçlerinin tespit edilmesi istenirken, bu kişilerin "örgüt kurma, örgütlü darbe teşebbüsü, örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suistimal" suçlarından yargılanması talep edildi. Hüdaverdi Yıldırım'ın suç duyurusu, 2014/28340 dosya numarasıyla işleme konularak, İstanbul Cumhuriyet savcılarından Erhan Gülcan'a tevzi edildi.

ÖRGÜT LİDERİ FETHULLAH GÜLEN
Paralel yapı hakkında yapılan suç duyurusunda avukat Hüdaverdi Yıldırım, Fethullah Gülen'in örgüt yöneticisi olduğunu belirtti. Dilekçede "Bahsi geçen suçların faillerini azmettiren, 'Hoca' namıyla maruf Fethullah Gülen, örgüt yöneticisi ve azmettirici olarak işlenen suçlardan ayrı ayrı yargılanmalıdır" ifadesi kullanıldı. Cemaatin meşru hükümet, hukuk ve yargıya yargıç cübbesiyle savaş açmasının yanı sıra, İslam dinine de din alimi ve hoca kimliği üzerinden, 'Hoca' cübbesiyle savaş açtığı belirtildi. Cemaatin, Müslümanların samimiyetlerini kullanarak topladıkları paralarla savaş açtığı iddia edildi. Suçlanan kişilerin dini ve milli hassasiyetleri suistimal ettikleri ileri sürüldü.

FATİH ULAŞ