Sağlığını düşünen okusun!

3. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi (TİSKON)'nde hastaların teşhis, tedavi ve cerrahi müdahalelerinde önemli rol oynayan tıbbi cihazların ölçü, ayar, bakım ve kalibrasyonu konusu masaya yatırıldı.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Sağlığını düşünen okusun!
Enine boyuna incelenip tartışılan konu, sağlık kurumlarının kalibrasyonda AB standartlarını yakalayamadıkları belirtildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) istatistikçilerinin Orta Karadeniz Bölgesi'ndeki sağlık kuruluşlarında kullanılan tıbbi cihazların ayar ve kalibrasyon anketinde özellikle aile sağlığı merkezlerinin kalibrasyon konusuna önem vermedikleri ortaya çıktı. Anket istatistiklerinin ülke geneline de benzer şekilde yansıyacağı fikrinde birleşen bilim adamları, tıbbi cihazların düzenli bakım ve kalibrasyon konusuna devlet hastaneleri ile özel hastanelerin kısmen dikkat ettiğini, aile sağlığı merkezlerinde ise göz ardı edildiğinin altını çizdi.

Kamu ve özel hastaneler ile aile sağlığı merkezlerinde kullanılan tıbbi cihazların, kabul edilen bir ölçüte göre ayarlarının yapılması ve hata sınırlarının belirlenmesi anlamına gelen kalibrasyon, hastalar ve hekimler açısından büyük önem taşıyor. Çünkü kalibrasyonu ve bakımı düzenli olarak yapılmamış bir cihazın vereceği değerler ve neticede uygulanacak tedavi ve cerrahi müdahale, hastanın hayatı için önemli riskler taşıyor. Kalibrasyon, sanayide, teknolojide, bilimde, eğitimde, tarımda, ekonomide, ekolojide kısacası hayatın her safhasında önemli bir yere sahip. Avrupa ülkelerinde 1993'te yayınlanan cihaz kalibrasyon şartnamesi, tüm batı ülkelerinde ulusal kanunlarla kabul edilmişti. Bu yeni düzenlemelere geçiş ve adaptasyon 1998 yıllarına kadar sürmüş ve uygulanır vaziyete gelmişti. Türkiye'de de 1931 ylında Ölçüler Kanunu'nu çıkarılmış, bu güne kadar da değişik tarihlerde çıkarılan kanunlarla konu güncellenmiş.

Kalibrasyon konusu, Türkiye'nin değişik üniversitelerinden, hastanelerden ve ilgili kamu kurumlarından akademisyenler ile yerli ve yabancı uzmanların katıldığı Samsun'daki Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi'nde de büyük yankı uyandırdı. Kongrede tıbbi cihazlarda kalibrasyonda Türkiye'nin beklenen standartlara ulaşamadığına dair ortak kanaate varıldı. OMÜ Meslek Yüksek Okulu'nda görevli uzman istatistikçilerinin 6 ilde 204 devlet, özel ve aile sağlık merkezlerinde mikrobiyolog, biyolog, laborant ve teknisyenlerle görüşerek hazırladığı tıbbi cihaz ayar ve kalibrasyon anket çalışmasında önemli sonuçlar ortaya çıktı. TÜBİTAK, Makine Mühendisleri Odası, Osman Gazi Üniversitesi ve TSE'nin de destek verdiği çalışmada aile sağlığı merkezlerinin kalibrasyona önem vermediği anlaşıldı.

MMO Genel Sekreteri Ali Ekber Çakar, ankette sağlık kurumlarında kalibrasyon konusunun tam anlaşılmadığını gördüklerini söyledi. Tıbbi cihaz teknik şartnamesinin satıcı firma tarafından hazırlandığını dile getiren Çakar, "Bunun normali şartnameyi mühendisin hazırlamasıdır. Ama tersi yapılıyor. Satıcı firmalar, kendi eş, çocuk ve yakın akrabalarını kalibrasyon yapılmamış tıbbi cihazlarla teşhis, tedavi ve cerrahi müdahale yaptırmak istemezken, gerekli hizmeti yeterince vermiyor. Hastanelerin teknoloji çöplüğünden kurtarılması için teknik personel istihdam edilmelidir." dedi.
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tıp Takültesi Hastanesi Başmüdürü Yard. Doç. Dr. Yaşar Odacıoğlu, sağlık kurumlarının tedavide hata yapmak istemiyorsa cihazın kalibrasyonu yaptırması gerektiğini belirtti. Bunu yaptıran hastane sayısının azlığına dikkat çeken Odacıoğlu, "Tıbbi cihazların kontolü yapılmalı, bunları kullanan personel eğitilmeli. Toplumda hastanenin kaliteli olup olmadığı cihaz pörtföyü ve çeşitliliği ile algılanır hale geldi. Bu yanlış. Bu cihazların ölçüm sonuçlarının doğru olup olmadığına bakılmalı. Bu da kalibrasyonla sağlanıyor. Kalibrasyon hizmetinin yeterli koşullarda yapıldığının değerlendirilmesi için yöneticilerde bilincin oluşması gerekmektedir." diye konuştu.

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Uzman Mühendisi Hüseyin Tokgöz, Türkiye'de kalibrasyon hizmetini verebilecek hastane sayısının az olduğunu vurguladı. Tokgöz, genel müdürlükce yapılan çalışmada hastanelerin büyük çoğunluğunun cihazların kalibrasyonlarını yaptırdıklarının altını çizdi.
Ankete göre aile sağlığı merkezlerinin yüzde 11'i cihazların bakım ve onarımından sonra kalibrasyonu yaptırırken, yüzde 8.30'u izleme ve ölçü cihazlarının kalibrasyonuna önem veriyor. Cihaz kalibrasyonunu yaptırma aralığı konusunda bu merkezlerin yüzde 42.90'ının fikri yok. Yine yüzde 42.90'ı kendi kendisine kalibrasyon yaptıramıyor. Kalibrasyon hizmeti alınan kuruluşun akreditasyonu olup olmadığı konusunda yüzde 78.60'ı 'bilmiyorum' derken, 'kendinizin veya yakınınızın kalibrasyonsuz bir cihazla teşhis, tedavi ve ameliyat olmasına izin verir misiniz?' sorusuna ise 3 kurum da yüzde 100 hayır diyor. Yüzde 92.90'ı kalibrasyon eğitimi almadığını söylerken, bu kurumların yüzde 97.20'sinde kalibrasyona ilişkin takip edilen bir prosedür bulunmuyor. Aile sağlığı merkezlerinin yüzde 97.20'sinde sorumlu personel, konu ile ilgili eğitim almadığını beyan etmiş. Hiçbirisinde sorumlu personel arasında mühendis bulunmazken, ölçü, ayar ve kalibrasyon eğitimlerinin açılması durumunda katılmak ister misiniz sorusuna evet diyenlerin oranı ise yüzde 33.90.