Diktatör!

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 10 Ocak 2014 Güncelleme 10 Ocak 2014, 01:09
Diktatör!

İÇİNDEKİLER

Oslo görüşmelerinin sızması, Hakan Fidan isminin ortaya atılması, 7 Şubat operasyonunun yapılması, DEVLETTE ilk büyük krizin MİT'çiler üzerinden yaşanması, masum bir taleple başlayan GEZİ EYLEMLERİNİN kitlesel hale getirilmesi, dünya medyasının Taksim'i karargah olarak tutması, 17 Aralık için düğmeye basılması, ANKARA'da kaos yaratmayı amaçlayan planın devreye sokulması...
Aslında tek tek saymakla bitiremeyeceğimiz bütün eylem planlarının arkasında ERDOĞAN'dan kurtulmak vardı! Bizim BASIN bunu NET olarak yazamadı!
Hissettirdi ama yazamadı!
ASIL SAHİPLERİN yaşadığı LONDRA ise bu konuda hiç geri durmadı! Türkiye'de ne yaşanacağını aylardır onlar yazıyorlar! Bazen manşetlerde, bazen de köşelerde nasıl saldıracaklarını anlatıyorlar!
Gelenler kimdi?
Ne istiyorlardı?
Neden Erdoğan hedefti?
Amaçları neydi?
Bu ve benzeri pek çok soruyu ortaya atabiliriz!
Cevap için gideceğimiz tek yer MAL SAHİPLERİDİR!
Aylardır İNGİLİZ MEDYASI, yani The Economist, Financial Times, The Times, Sunday Times, Daily Telegraph, Erdoğan'sız bir gün bile geçirmiyor!
Öyle vuruyorlar ki sanırsınız Erdoğan Türkiye'nin değil de İngiltere'nin BAŞBAKANI!
Dünyada bu kadar ülke varken, İNGİLİZLER'in Erdoğan sevgisini nasıl anlamalıyız! Neden her gelişmenin arkasına ERDOĞAN nefretini koyuyorlar!
Ne istiyorlar? Neden kin duyuyorlar?
Dünyanın genelinde olduğu gibi İngiliz basını da YAHUDİLER'in kontrolünde!
Londra üzerinden dünya finans imparatorluğunu yöneten AKIL, basını da oradan KALİBRE ediyor! The Economist, Rothschild ve FİAT'ın sahibi Angelli ailesine ait...
Financial Times'ın yüzde 50'si de Rothschild ve FİAT'ın sahibi Angelli ailesinin...
The Economist, Financial Times yönetim kurulunda FİAT'ın patronu John Elkann ve Lynn Forester de Rothschild'in adları var.
Daily Telegraph'ın sahibi David ve Frederick Barclay kardeşler...
The Times, Sunday Times'in sahibi Murdoch... İngiliz medyası Erdoğan için DİKTATÖR algısını yaratan merkezdir!
YARGIYLA gideceğini ilk yazan odaktır! "Siyasi ömrünü tamamladı!" diye ahkam kesen oluşumdur!
Museviler'le iyi ilişkiler kurmak hem devlette hem özel sektörde bir AYRICALIKTI! Ankara'da yükselmek için TEL AVİV önemli bir merkezdi! Museviler için İSRAİL yurt olsa da asıl vatanları burasıydı!
Biz bilmesek de onlar Buckhingham Sarayı adına ülkeyi kontrol ederlerdi! Asker-sivil bürokratlarımız da bunu bildiğinden, onlara HOŞ görünmek için çırpınırdı! "Ülkemizi neden biz yönetmiyoruz?" sorusunu sormak yerine ısrarla İsrail'e uçulurdu!
Alınacak ONAYLA tüm kapılar açılırdı! Şimdiye kadar öyle oldu çünkü! Kimse ülkeyi geri almak için canla başla uğraşmadı! Bunu kendine dert edinmedi! "Yapabiliriz!" diye aklından geçirmedi!
İşte saldırı üstüne saldırı yiyen Erdoğan, Türkiye'yi bunlardan geri almak için canla başla uğraştı!
Kendini ortaya koydu! Ülkeyi bunların yönetmesine itiraz etti!
Kurdukları FİNANS sistemiyle bankaların, piyasanın, borsanın, ordunun, sermayenin bunların elinde olmasını kabullenmedi!
Çözüm için yollar aradı! İran hamlesi bunlardan en önemlisiydi! Medyasıyla Erdoğan'a saldıran İngiltere, İran'a da vuruyordu! Ama BANKALARIYLA gidip Tahran'ı yanına alıyordu!
Ambargo falan da dinlemiyordu!
Erdoğan bu oyunu bozmaya kalkınca PARA üzerinden gelindi!
HALKBANK ve aradaki PARA trafiği hedef alındı!
DİKTATÖR'ün ülkesi bir savcı tarafından karıştırılabiliyordu! 40 önemli işadamı hakkında "ALINSIN!" kararı verebiliyordu! Londra ile aynı çizgide olan basın da bunu çarşaf çarşaf yayınlıyordu!
DİKTATÖRLERİN ülkesinde olmayacaklar oluyor, hem diktatöre hem ailesine hem kabinesine gidilmek isteniyordu!
Demokrasilerde gördüğümüz gelişmeler, bizim gibi ilkel DİKTATÖRLÜKLERDE de olabiliyordu(!) Ülkeni savununca adın DİKTATÖR oluyordu! Söz dinlememenin cezası buydu!
Erdoğan onlar için ÇANAKKALE'de geçişlerine izin vermeyen Yavuz Sultan Selim, Barbaros Hayrettin, Turgut Reis, Mesudiye, Hamidiye, Mecidiye idi...
Queen Elizabeth, Lord Nelson, Agamemnon, Swiftsure, Triumph, Queen, Prince of Wales, Cornvallis, Exmouth, Irresistible, Implacable, London, Canopus, Albion Goliath, Ocean, Vengeance ve Majestic'le gelenler İÇERİ zor girdiklerini hiç unutmadılar!
Bunu unutmadıkları için de görünmeyen silah PARA ile girdiler! Merrill Lynch & Co Inc, Wellington Management Co LLP, Deutsche Bank AG, Franklin Resources Inc, Credit Suisse Group, JP Morgan Chase & Co, General Group plc, Vanguard Group Inc, Morgan Stanley, Mitsubishi UFJ Financial Group Inc, Northern Trust Corporation ve Societe Generale ile kapıları araladılar!
Gemilere doldurdukları askerlerle İstanbul'u alamayanlar PARAlı askerleri YAHUDİLER'i öne sürüp hem Osmanlı'yı çökerttiler hem de ülkeyi ele geçirdiler!
O günden beri ne Osmanlı adı duymak ne de onların izinden giden birilerini görmek istediler!
Bu nedenle dünyada BATI'ya anlamsız ve içi boş şekilde yürüyen tek MİLLET biz olduk!
Ne yaptığımızı, nereye gittiğimizi bilemeyecek hale getirildik!
Şaşkına çevrildik!
Bir millet ya kılıç ile ya para ile yola getirilirdi!
Birinci şıkta çok şansları yoktu!
Bu nedenle "B ŞIKKINI" hayata geçirip PARA ile ANADOLU'yu aldılar!
PARAyı konuşturup içerisini her defasında hallettiler!
İmPARAtorluklarının devamı için Türkiye'nin uyanmaması gerekiyordu!
Erdoğan'a baktıkça onlara VATAN ve TOPRAK vermeyen ABDÜLHAMİT HANI görüyorlardı!
DİKTATÖRden kasıtları buydu!
Bu ALGI'ya yatırım yapan bizzat KRALİÇE'dir! Çünkü dünyadaki belli başlı MEDYA onlardan ve onların adamlarından emir alır!
Hatırlayın!
Prense Charles ve eşine YUMURTA atıldı!
Rothschild ailesinin kurduğu REUTERS bunu haber yaptı!
Demokrasinin beşiği İngiltere çok ilginç bir olaya sahne oldu!
O haber, o gazetecinin son işiydi!
Hala nerede olduğunu bilen yok!
Diktatörlük işte böyle bir şeydi!
Dün BOĞAZLAR'dan geldiler!
Şimdi her yerdeler!
Savaşın alanı bütün ANADOLU!
Sakın ülkeyi bize bırakıp gittiklerini düşünmeyin!
Buradalar!
Gelecekler...
Kenetlenin!