Erkekler olarak bizlerin nişan alma beceriksizliğimiz, kapak kaldırma konusunundaki üşengeçliğimizle birleşince ortaya ciddi bir kriz çıkar.
Evliysen karının, değilsen, ailenle yaşıyorsan, annenin içinden adeta bir canavar çıkar. -Kaç kere dedim klozetin kapağını kaldır da yap diye. Evliliklerde diş macununun ekürisi olarak kavgaya bahane olarak ilk sıralarda yerini alır. - Nihat aşkım?
- Söyle aşkım, ismimi telafuz ettiğine göre bir bomba gelecek.
- Yok bir şey söyleyeceğim.
- Söyle hayatımın anlamı.
- Aşkım ayakta çiş yapmak çok zararlıymış.
- Haa evet.
- Biliyorsun yani?
- Biliyorum canım.
- İlerde prostat yapıyormuş.
- Hıııı evet.
- Bunu da biliyorsun yani?
- Evet aşkım.
- O zaman niye ayakta işiyorsun!
- Aşkım sen benim sağlığımı mı düşünüyorsun. Yoksa bana bir şey mi anlatmaya çalışıyorsun?
- Evet üzerindeki lekelerini görüyor musun? Kaç kere dedim klozetin kapağını kaldır da öyle yap diye.
- Ama öyle yapıyorum aşkım.
- Nasıl yani o lekeleri ben mi yapıyorum?
- Bilmem. Klozetin kapağında leke göremiyorum.
- Gel benle gel bi Allah aşkına.
Gördün mü bunlar ne?
- Haaa aşkım o kapak değil ki?
- Na aşkım bilmem kalça koruyucusu olabilir. Yoksa kapağa işeseydim her yer batardı değil mi aşkım.
Evet burada arkadaş düz ve doğru mantıkla bu işe bakmış. Acaba sorun bu olabilir mi? Ben inanın onun ne isimde olduğunu hala bilmiyorum.
Türk halkının klozet kapağı ile sorunu bende hayli dert oldu ve fikir üretmeye başladım. Mesela adam gecenin köründe uyanıyor, işeyecek... İki saat eğilip kaldıracağına, ayaktayken duvar ya da bir yere monteli duvardaki tuşa basar kapak kendi kalkar bir müddet sonrada komutsuz geri kapanır. Güzel değil mi sorun ortadan kalkıyor.
Kedi
Adamın biri çok fakirmiş ve kıt kanaat geçiniyormuş. Bu adamın bir de dişi bir kedisi varmış. Adam fakir olduğu için kedisinin bir eşle eşleşip üremesinden korkuyormuş. Bu yüzden işe giderken kedisini kafese koyuyormuş. Bunu duyan komşuları adama bir fikir vermişler: "İşe gitmeden önce kedinin üzerine biraz mazot sür. Böylece erkek kediler yaklaşamaz" demişler. Adam günlerce uyguluyormuş ve kedisini üremekten koruyormuş. Bir gün adamın işleri uzamış ve eve geç gelmiş. Bakmış ki kedisi hiçbir yerde yok. Komşularına sormuş ama gören olmamış. Aramaya devam etmiş. Mahallenin çocuklarını görmüş, onlara sormuş. Çocuklar da: "Senin kedinin mazotu bitmiş. Diğer kediler benzinliğe doğru
itiyorlardı..." demişler.
Pijama
Temel, Dursun'a misafirliğe gitmiş. Gece sağanak halinde yağmur başlayınca Dursun konukseverlik göstermiş: -Temel çok fena yağmur yağıyor, eve gitme, burada kal. Temel kabul etmiş ama ansızın ortadan kaybolmuş. Aradan epeyce zaman geçtikten sonra kapı çalmış, bakmışlar kapıda sırılsıklam Temel: -Neredesun ula Temel merak ettuk? -Eve cittum, pijamamu aldum da...
Alkışlı Yorum
Yıl 98, Ankara Fen Lisesi, banyo günü. Öğrencinin biri odasında yalnız ve çıplaktır, fakat etüt saatidir, nöbetçi öğretmen yoklamaya çıkmıştır. Kapıyı açmasıyla çocuğu anadan üryan karşısında bulur, bir an duraksar ve kızarak sorar: - Evladım, giyiniyor musun soyunuyor musun!? - Farkeder mi hocam?