ABD hegemonyasını sonlandıracak!

Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Amur Gadjiev, Putin-Erdoğan görüşmesi ve ABD’nin tutumunu değerlendirdi: Türkiye-Rusya işbirliği Batı içinde ABD hegemonyasını sonlandıracaktır.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 02 Eylül 2019 Güncelleme 02 Eylül 2019, 07:55
ABD hegemonyasını sonlandıracak!

İÇİNDEKİLER

Herhalde Putin ile Erdoğan'ın görüşme trafiği kadar çok, son yıllarda iki liderin görüşmesi mümkün olmamıştır. Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerilim ile Türkiye ve Rusya birbirlerine çok daha fazla yakınlaştı. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova'da MAKS 2019 Fuarı'na katılması ve Putin ile görüşmesi ABD tarafından çok dikkatle izlenmiştir. S-400 Füze savunma Sistemi'ni Türkiye'nin bütün baskılara rağmen satın almasından sonra Rusya ile SU-35 ve SU-57 savaş uçakları konusunda görüşmelerin başlaması Türk- ABD ilişkilerinde yeni bir durumu oluşturacaktır. Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Amur Gadjiev ile Putin Erdoğan görüşmesi ve ABD'nin tutumunu değerlendirdik.

Putin -Erdoğan görüşmesi küresel çatışmanın yaşandığı bu dönemde ne anlama geliyor?

Küresel rekabetin arttığı ve bunun sonucunda özellikle bazı Batılı devletlerin yaptırımlar dahil uluslararası hukuka uygun ya da aykırı bütün yolları mübah olarak gördüğü bir dönemde Putin-Erdoğan görüşmesi, hiç kuşkusuz Batı'ya belli bir mesaj niteliği de taşımaktadır. İki liderin görüşmeleri, Türkiye'nin F-35 programından tamamen çıkarılmaya çalışıldığı bir ortamda MAKS-2019 havacılık ve uzay teknolojileri fuarının açılışı kapsamında gerçekleşmesi, çok anlamlıdır. Rusya ve Türkiye Batılı devletlere, dünya düzeninin artık tek kutuplu olmadığı, her ülkenin kendi milli çıkarları doğrultusunda çok yönlü bir dış politikayı yürüterek bağımsız bir şekilde çeşitli alternatifleri değerlendirebileceği mesajını vermektedir.

RUSYA VE TÜRKİYE BATI EMPERYALİZMİNE DİRENDİ

Rusya-Türkiye küresel anlamda yeni bir güç mü oluşturuyor?

Rusya ve Türkiye, yeni bir güç oluşturmanın peşinde değiller. İki devlet zaten kendi çapında yeterince büyük ve nüfuz sahibidir. İki devletin dünyaya vermeye çalıştıkları mesaj; ülkelerin bağımsızca hareket etmelerinin önünde Batı'nın baskısı bir engelleyici faktör olarak değerlendirmemesi gerektiği yönünde. Zaten iki devletin bu konuda tecrübesi de var. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Batı emperyalizmine karşı sonuna kadar direnen ve bu konuda nihai başarı elde eden iki büyük ülkeden ve ulustan bahsediyoruz.

İTTİFAK İDEOLOJİK DEĞİL

Rusya ve Türkiye hangi konularda müttefik?

Şu anda Rusya-Türkiye ilişkileri, özellikle enerji alanında stratejik düzeyde. Aynı şekilde Suriye konusunda iki ülke askeri müttefik olarak hareket etmekte. Ve şimdi özellikle Rus S-400 hava savunma sistemlerinin Türkiye'ye gelmesiyle beraber askeri ve teknik alanında da ilişkiler hızla stratejik boyutlara doğru ilerlemektedir. Ama karşılıklı olan bu eğilim, iki devletin çıkarlarına uygun olduğu için gelişmektedir. Temelinde ideolojik bir seçim ve bu seçimin doğurduğu tek yanlı bağımlılığa dayalı bir itaat ilişkisi yoktur. Ve bu durum, ülkelerin birbiriyle özgür bir iradeyle ve bilinçli olarak, her adımı hesaplamak suretiyle yakınlaşmasını sağlamaktadır.

'SMALL GROUP'

Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanabilecek mi?

Suriye'nin toprak bütünlüğü, iki ülkenin de savunduğu bir önceliktir. Rusya ve Türkiye'nin, bu konuda hemfikir olduklarını ve Suriye'nin dağılmasının bölgesel bir felakete dönebileceğine inanarak bunu engellemek için ortak adımları geliştiriyorlar. Ama tabi Suriye'deki olaylar sadece Rusya ve Türkiye'nin istekleri ve çalışmaları doğrultusunda gelişmiyor. Başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkelerin de rolü ve etkisi büyük. Son günlerde Astana formatının "small group" ile birleştirilerek Cenevre'de yeni bir sürecin başlaması gerektiği konusunda fikirler beyan edilmektedir. Dolayısıyla eğer Suriye'nin çözümü konusunda Cenevre müzakereleri, Astana üçlüsünün şartları, kazanımları ve geliştirdiği denklemler temelinde yapılırsa Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacaktır diye düşünüyorum.

ABD İLERİKİ GÜNLERDE YPG'Yİ KULLANACA

PYD-PKK bölgede var olabilecek mi?

Bence bu aşamada YPG'nin silahsızlandırılıp tasfiyesi mümkün görülmemektedir. Çünkü Amerika şu anki Suriye stratejisini bu güçlere dayanarak uygulamaktadır. ABD bu güçleri, en azından Fırat'ın doğusundaki bölgelerde yerdeki en etkili güç olarak görmektedir. Amerika bunlara çok fazla yatırım yapmış. YPG güçleri daha ileriki dönemlerde de kullanılacaktır.

Rusya ile Amerika'nın PYD-PKK konusuna bakışları ne kadar farklı?

Rusya ve ABD'nin PYD ve YPG'ye karşı bakışları çok farklı. ABD, PYD ve YPG'yi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak görürken Rusya PYD'yi, Şam'ın şartlarını yerine getirdiği ve YPG silahsızlandırıldığı takdirde, anayasal süreç çerçevesinde siyasi aktöre aday olabilecek bir oluşum olarak değerlendirmektedir. ABD bunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanılabilecek askeri bir alet olarak görürken, Rusya bunları Esad'a muhalif militanlar olarak görmektedir. ABD bunlara bir rol hatta bir statü kazandırmaya çalışırken, Rusya bunları yerli güçler olarak görmekle beraber Suriye'nin toprak bütünlüğünün bozulmaması için merkezi hükümetin iradesi dışında hareket etmelerini tasvip etmemektedir. ABD, bunların neredeyse bütün Suriyeli Kürtleri temsil ettiğini savunurken Rusya bunları, Suriyeli Kürtlerin oluşturduğu siyasi mozaiğin sadece bir parçası olarak görmektedir. ABD bunları silahlandırarak ve onlara maddi destek vererek onların daha da güçlenip Şam'ı tehdit etmeye devam etmeleri için çaba sarf ederken Rusya, bundan sonraki süreçte bunların askeri faaliyetlerinin artık sonlanması gerektiğini savunmaktadır.

ABD HEGEMONYASINI SONLANIYOR

Türkiye ile Rusya iş birliğine Amerika nasıl bakıyor?

Amerika, Rusya ile Türkiye arasında gelişen iş birliğinden rahatsız. Çünkü bu iş birliği sayesinde ABD'nin elindeki Türkiye'ye karşı ikna etme ve baskı araçları etkisizleşmektedir. Öte yandan bu iş birliği bir örnek teşkil edebileceği için bir zincirlemeyi de doğurabilir ki, Batı ittifakı içinde bile ABD hegemonyasını nihai olarak sonlandıracaktır.

Türkiye ABD ile ciddi kriz yaşıyor, Batı ittifakından kopar mı?

Türkiye'nin kısa ve orta vadede Batı ittifakından kopacağını düşünmüyorum. Tersine, ileriki dönemde Türkiye'nin Batı ittifakı içerisinde güçlü bir konuma sahip olacaktır. Çünkü diğer bazı orta ölçekli devletler de, Türkiye gibi Amerika ile ilişkilerini artık şartsız itaat üzerinde değil, eşitlik ve karşılıklılık ilkeleri üzerinde kurmayı tercih etmektedir. Bu da Batı ittifakı içinde Türkiye'nin saygınlığını ve önemini arttırmaktadır.

TÜRKİYE WASHİNGTON ANLAŞMASINA AYKIRI BİR ŞEY YAPMADI

S-400'leri Türkiye alınca yaşanan krizden sonra savaş uçaklarını da Rusya ile birlikte üreterek alırsa NATO'dan kopar mı?

Türkiye'nin NATO'dan çıkması tamamen Türkiye'nin takdirine bağlı bir konudur. Ama Rus silahları aldı diye veya Rusya ile stratejik silahlar konusunda ortak üretime girdi diye Türkiye NATO'dan çıkarılamaz. Çünkü Türkiye, NATO'nun kurucu belgesi olan Washington Antlaşması'na aykırı hiçbir şey yapmamıştır. Her ülke kendi çıkarları doğrultusunda kendi parasıyla istediği ülkeden silah alma olanağına sahiptir. O silahların, NATO ile entegre olmadıkları halde NATO standartlarına uygun olmalarına gerek yoktur. Dolayısıyla eğer Türkiye S-400'lerden sonra Rus uçakları da alırsa yine Washington Antlaşması'nı çiğnemeyecektir.


NASIL OLUYOR? / ALİ DEĞERMENCİ