İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürüldüğü değerlendirilen gazeteci Cemal Kaşıkçı olayındaki sis perdesinin aralanması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı özel bir istihbarat birimi oluşturuldu. Bu birim Cemal Kaşıkçı olayını tüm yönleriyle inceleme altına aldı.
Olayı inceleyen istihbarat timi Cemal Kaşıkçı konsolosluktan içeri girdikten yaklaşık 2 saat sonra konsolosluktan ayrılan 6 aracın üzerine yoğunlaştı. Bu araçlardan en dikkat çekeni ise camları siyah film ile kaplı olan minibüs oldu. Kaşıkçı konsolosluğa girdikten 2 saat sonra ayrılan olay yerinden ayrılan araçların konsolosluğa ait olduğu ve çıkış sırasında üçünün sağ, üçünün ise sol yöne doğru hareket ettiği tespit edildi. Şüphelerin üzerine yoğunlaştığı camı siyah film kaplı minibüsün ise başka bir araçla birlikte 4 saat boyunca konsolosluk önünde beklediği ve daha sonra D-100 Karayolu'na doğru hareket ettiği görüldü. Bu iki aracın da "yeşil plaka" taşıdığı öğrenilirken, konsolosluk gibi bu araçlarda da arama yapılamadığı belirtildi. Polis araçların güzergahındaki kamera görüntülerini inceleme altına aldı.
15 KİŞİ İNCELEME ALTINDA
Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluktan öldürülerek çıkarıldığı düşüncesini değerlendiren özel ekip, olay günü Suudi Arabistan'dan iki ayrı uçakla Türkiye'ye gelip ardından geri dönen 15 kişiyi incelemeye başladı.
Kriz masası oluşturan özel ekip Kaşıkçı'nın salı günü saat 13.00'te Başkonsolosluk binasına girerken izlenip izlenmediğini ve ortadan kaybolduğu saat 13.00-16.20 arası binadan çıkarılıp çıkarılmadığını tespit etmeye çalışıyor.
Emniyet ve istihbarat güçleri, Kaşıkçı'nın konsolosluğa ilk başvuru yaptığı 28 Eylül tarihinde "evrakların hazır değil" denilerek gönderildiğini ve bu sırada Suud istihbaratçılarla operasyon planlanarak 2 Ekim tarihine randevu verildiği ihtimalini değerlendiriyor. Cemal Kaşıkçı'nın yazdığı Washington Post gazetesi de olaya geniş yer ayırırken "planlanmış bir cinayet" yorumunu yaptı.
DÜNYA BASININDA GENİŞ YER BULDU
Diğer basın kuruluşları da olaya geniş yer verdi. BBC "Zaten gergin olan Türk-Suud ilişkileri daha da kötüye gidecek" yorumunu yaparken İngiliz Guardian gazetesinde "Türk yetkililerin, siyah bir arabaya odaklanan görüntüleri yayımlaması bekleniyor" denildi. Ayrıca Guardian, konuya ilişkin uluslararası bir soruşturma açılmasına yönelik çağrıların arttığını belirtti.
The Times da Cemal Kaşıkçı'nın diğer muhaliflerle birlikte bu hafta Washington'da bir konuşma yapma hazırlığında olduğunu söyledi.
Katar'da yayın yapan Al-Sharq, "Kaşıkçı'nın kaçırılması uluslararası hukuka göre terörizm suçudur" yorumuna yer verirken, "Konsolosluğu'nun senaryosu inandırıcı değil." dedi. Al-Sharq, Başkonsolos Muhammed al Otaibi'yi "olay yerinden kaçmaya çalışan bir suçluya" benzetti.
Olayın yankıları sürerken dün Levent'te bulunan Suudi Arabistan Konsolosluğu'na 5 istihbaratçı Suud polisi geldi. Polis heyeti 4 lüks araçla geldikleri binadan 2 saat sonra ayrıldı. Konsolosluktan çıkan polislerden birinin boynuna Suudi Arabistan bayrağını atkı gibi astığı görüldü.
Suudi konsolosluk yetkilileri ise Cemal Kaşıkçı'nın içerde olmadığını söyledi. Reuters muhabirine konsolosluğu gezdiren yetkililer dolapların içini bile gösterdi. Konsolosluktan bulunan kameraların ise o gün çalışmadığı iddia ediliyor.
ERDOĞAN: "TAKİPÇİSİYİM"
Başkan Erdoğan da partisinin Kızılcahamam'da yaptığı kamp sonrası Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili ilk kez konuştu. Erdoğan yaptığı açıklamada "Cemal Bey benim eskiden tanıdığım bir arkadaşım. Buradan çıkacak sonuç neyse bunu bildireceğiz. Büyükelçilik ve havalimanından giriş çıkışlar takipte." dedi. Erdoğan ayrıca "Benim beklentim hala iyi niyetli inşallah. Diyorum ki o arzu etmediğimiz durumla karşı karşıya kalmayız. Bu işin takibindeyim. Kovalıyorum." sözleriyle bu işin takipçisi olduğunu belirtti.